logo

trugen jacn
30 Haziran 2019

DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÇİN ZULMÜ

Fotoğraf açıklaması yok.

Ahmet AKYOL

Ramazan ayında Çin yönetimi tarafından getirilen oruç yasağıyla gündeme gelen Doğu Türkistan’da baskı, zülüm ve katliamlar yeniden başladı. Bayramın birinci günü Yarkent bölgesinde başörtülü kadınlara yapılan saldırı sonrası büyüyen protestolara ateşle karşılık veren Çin güçleri çok sayıda insanı öldürürken, bölgeyle iletişim tamamen kesildi. 2 milyon metrekareye yaklaşan yüzölçümü ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin en geniş idari bölgesi olan Doğu Türkistan, Çin’in baskıcı politikaları ile yıllardır zulüm altında. 1933 ve 1944 yıllarında iki cumhuriyet kurulan Doğu Türkistan bölgesi, 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti tarafından işgal edildi. Çin Halk Cumhuriyeti bünyesinde 1 Ekim 1955’de özerklik statüsü verilerek “Sincan Özerk Bölgesi” olarak isimlendirilen Uygur Türklerinin yaşadığı toprakların başkenti Urumçi, 5 Temmuz 2009 yılında yaşanan katliamla anılıyor. Doğu Türkistan’da 1985 yılından bu yana geçerli olan uygulamaya göre şehirde yaşayanlara bir çocuk, kırsalda yaşayanlara iki çocuk sahibi olma kotası konulmuş durumda. Toplam nüfusu 20 milyona yaklaşan Doğu Türkistan’da, 2000 yılındaki nüfus sayımı sonuçlarına göre yüzde 45’lik bir oranla Uygur Türkleri çoğunluğu oluşturuyor. Ancak bu oran 1950’li yıllarda yüzde 80 civarındaydı. Çin’in uyguladığı asimilasyon uygulamaları, doğum yasağı ve göç politikaları sonucu bölgede nüfus dengesi sürekli değişiyor. Uygur Türkleri, Çin’deki başka bölgelere göçe zorlanmalarına ve topraklarına Çin’in en büyük etnik grubu olan Han nüfusunun yerleştirilmesine tepki gösteriyor. Uygur halkı, geleneklerini, dillerini ve dinlerini yaşayamamaktan da şikayetçi. Bir önceki yıl olduğu gibi geçtiğimiz Ramazan ayında oruç yasağıyla yeniden gündeme gelen baskılar namaz ibadeti için de geçerli. 65 yıldır ili bir işgal ve sistematik bir asimilasyonla mücadele veren Doğu Türkistan’da, Komünist Parti üyeleri, 18 yaşından küçükler, işçi ve memurlar, kadınlar ve öğrencilere camiye giriş yasağı getirilmiş durumda. Seyahat özgürlüğü olmadığı için pasaport alamayan Müslümanlar hacca da gidemiyor. Doğu Türkistan’da yaşanan en büyük problemlerden biri de Çin’in nükleer denemeleri. 1966-1997 yılları arasında bölgede onlarca nükleer deneme yapıldığı tahmin ediliyor. Bu durum bölgede sakat doğumları ve kanser gibi tehlikeleri hastalıkları tetikliyor.

Görüntünün olası içeriği: 11 kişi, gülümseyen insanlar

Doğu Türkistan’da 1985 yılından bu yana geçerli olan uygulamaya göre şehirde yaşayanlara bir çocuk, kırsalda yaşayanlara iki çocuk sahibi olma kotası konulmuş durumda. 5 Temmuz 2009’da Urumçi’de baskıcı politikalara karşı başlayan ayaklanma Çin Silahlı Kuvvetleri’nin müdahalesi ile kanlı bir şekilde bastırıldı. Çin kaynaklarına göre 200, Uygur kaynaklarına göre ise en az 5 bin kişi öldürülmüştü. Olaylardan sonra protestolara katıldığı gerekçesiyle binlerce Uygur Türkü’nün tutuklandığı tahmin ediliyor. 2009 yılında Uluslararası Af Örgütü, Pekin hükümetinden idam cezası infaz edilen mahkumların sayısını açıklamasını istemiş ve bu çağrı cevap bulamamıştı. Bölgede tutuklamalar ve yargısız infazlar devam ediyor. Karakollara saldırıldığı, patlayıcı madde taşındığı iddialarıyla ve İslami teröre destek vermek suçlamasıyla tutuklanan kişiler kimi zaman kurşuna diziliyor, kimi zaman da idam ediliyor. Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan Bölgesi’nde son 2 yılda meydana gelen olaylarda 200’den fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. İdamların sayısı ise belirsiz.Yarkent bölgesinde bayramın birinci günü başörtülü kadınların Çin güçleri tarafından köy meydanına toplayıp hakaret edilmesi ve tacize uğrayıp, örtülerinin alınmak istemesi son olayların sebebi olarak görülüyor. Bu duruma tepki gösteren halkın taş ve sopalarla devlet binalarına ve karakollara saldırması sonrası Çinli görevliler ateşli silah kullanarak yeni bir katliama imza atmış durumda. Bölgede son olaylar sonrası kaç kişinin öldürüldüğüyle ilgili çelişkili haberler bulunuyor. Bazı kaynaklar yüzlerce kişinin öldürüldüğünü belirtiliyor. Son birkaç gündür hiçbir haber alınamayan bölgedeki son durum belirsizliğini koruyor. Gazze için, Suriye için içimiz yanıyor, oradaki kardeşlerimizin bütün acısını paylaşıyoruz. Benzer katliamlar Doğu Türkistan’da da yaşanıyor, ancak dünyadan hiçbir tepki yok..


Kaynak : https://www.denizliyeniolay.com/kose-yazilari/dogu-turkistanda-cin-zulmu/2097/

Etiketler:
Share
809 Kez Görüntülendi.