logo

trugen jacn

ÇİN’İN YENİ İPEK YOLU PROJESİ VE TÜRK DÜNYASI ÜZERİNDEKİ BÜYÜK PLANI – 1

Doğu Türkistan, komünist Çin işgaline maruz kalırken, tarih sayfalarında benzeri yer almamış bir soykırım ve katliam yaşandı. Doğu Türkistan Cumhuriyeti 1949 yılında yıkıldıktan sonra Müslüman Doğu Türkistan halkının en karanlık ve acı günleri başladı.

Çin’in yeni İpek Yolu Projesi ve Türk dünyası üzerindeki büyük planı - 1

RAMAZAN ÇAMLICA

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping, 2013 yılında projeyi ilk kez dünyaya duyururken, bunun Çin’i geçmişte Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa’ya bağlayan tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması olduğunu vurgulamış ve proje kapsamında Avrasya coğrafyasında yeni demiryolu hatları, enerji boru hatları, deniz rotaları ve otoyolları yapılacağını açıklamıştı.

Çin Proje çerçevesinde, doğal kaynaklar, altyapı, üretim ve araştırma-geliştirme merkezli hizmetler sektörü, finans, enerji, ulaşım, inşaat, siyaset sözleşmeleri, özellikle İpek Yolu üzerindeki Türk coğrafyası üzerindeki hâkimiyetin artırılması, iktisat sahalarının meydana getirilmesi, dünyada hâkim güç olma amaçlı stratejik yapılanmayı amaçlanmıştır. Ulaşım ve enerji yapılanması sayesinde ticarette artış yaşanması planlamıştır. Rota üstünde yer alan ülkelerle beraber, yollar, limanlar, akıllı kentler kurmayı, bununla beraber aşırı Çin nüfusunu belirlenen güzergâhlarda yerleşimci olarak yerleştirilmesini hedefleyen söz konusu inisiyatifin birkaç aşamada hayata geçirilmesi tasarlanmıştır.

Doğu Türkistan Gündemi ve Türkiye’nin Pazarlık Konusu Yapması Gereken Hassasiyetler:

Çin’le olan anlaşmalar ve stratejiler ekonomistlerden ayrıca, İpek Yolu güzergâhı üzerinde bulunan bölgelere hâkim, sosyoloji, tarih, kültürel ve de istihbari verilerde uzman akademisyenlerden oluşan danışmanlarla, çalıştaylar ve çalıştaylar neticesindeki raporlarla belirlenip, yürütülmesi gerekmektedir.

DOĞU TÜRKİSTAN

Çin, 1949 yılında Doğu Türkistan’ı işgal edip bölgeyi “Sincan” (Kazanılmış Topraklar) olarak adlandırdığı tarihten bu yana, Müslümanlara yönelik etnik temizlik ve asimilasyon politikası uygulamaktadır. İşgalden bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı katledilmiştir. Günümüzde Doğu Türkistan kendi halkına açık hapishane haline getirilmiştir. Halkın nefes alacak hali kalmamıştır. Her türlü hak ve özgürlükleri elinden alınan Uygur Türkleri dini ve millî değerlerinden uzaklaşması için insanlık dışı zulme maruz bırakılmışlardır.

Zulme boyun eğmeyen Uygur halkı işgalden sonra tüm Doğu Türkistan’ın genelinde çok büyük katliam ve kıyımlara maruz kalmıştır. Halk zorla bir araya getirilmeye, devlet adına büyük projelerde köle gibi çalıştırılmaya başladı. İnkılâp adı altında yapılan çalışmalar ile halkın elinde ne varsa el konuldu, tüm özgürlükleri kısıtlandı, sadece devlet için çalışan tek tip insanlar haline getirildi. Buna karşı çıkanlar ise, hunharca katledildi, meydanlarda binlerce genç tanklar altında ezildi. Bunlar tüm dünyaca bilinen, hakkında araştırmalar yapılan, belgeseller hazırlanan komünist Çin’in karanlık yüzüdür. Çinliler’in bile hatırlamak istemediği tarihin kirli sayfaları…

Ancak bu yaşananların ötesinde tarih sayfalarında benzeri yer almamış bir soykırım ve katliam yaşandı. Doğu Türkistan komünist Çin işgaline maruz kaldı. Türkistan Cumhuriyeti 1949 yılında yıkıldıktan sonra Müslüman Doğu Türkistan halkının en karanlık ve acı günleri başladı.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, bebek, çocuk ve yakın çekim

ZULMÜN ASIL SEBEBİ: TÜRK VE İSLAM DÜŞMANLIĞI

Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı baskı ve zulmün temel nedeni halkın Türk ve Müslüman olmasıdır. Kendi resmi ifadeleri ile o topraklar “Sincan” (Kazanılmış Topraklar) olarak adlandırıldığı, kendi sınırları olan Çin seddinde de anlaşıldığı gibi tarih boyu Doğu Türkistan Türklerin ata topraklarıdır. Her turlu zenginliklere sahip bu toprakları kaybetmek elbette istemez. Çin için bölgedeki hâkimiyetini büyük ölçüde kısıtlayan şey halkın Türk ve İslami kimliğidir. Halkı, Çin’in yıldırma ve yok etme politikasında güçlendiren en büyük unsur İslam’ın birleştirici ruhudur. Bunu bilen Çin yönetimi ise yıllardan beri uyguladığı zulüm politikalarında hep halkın dinini, hem de kültür medeniyet mirasını hedef almaktadır, halkı dinen ve kültürel olarak yozlaştırmaya çalışmaktadır.

Doğu Türkistan’da Çin yönetimi tarafından camiler yıkıldı, ibadet yasaklandı, Kur’an kursları kapatıldı, okullarda dinsizlik propagandası ve eğitimi yapıldı. Bunların yanında dini ilimlerin öğrenilmesi ve dini bilgilere sahip öncü kişilerin(Âlim, hoca, müderris…) halkı eğitmeleri ise tamamen yasaklandı ve bu faziletli insanlar hapislere atıldı, birçoğu idam edildi. Aynı zamanda bilim adamları, kültür ve milli değerlere vurgu yapan sanatçılar aynı akıbete maruz kaldı. Ama bunca şeye rağmen halk dini ve milli kimliğinden hiçbir şey kaybetmedi ve aksine daha da güçlendi. Bölgedeki İslami kimlik yok edilemedi.

Günümüzde bölgedeki Müslüman halka uygulanan asimilasyon yöntemlerinden biri ise eğitim alanındadır. Bölgedeki anaokulları dâhil tüm eğitim kurumlarında eğitim, Çince’dir. Üniversitelerde okumasına imkân tanınan Müslüman öğrencilerin oranı ise ancak % 10-15 civarındadır. Ekonomik güçlükler ise, Müslüman halkın eğitim seviyesini düşüren önemli bir unsurdur. Bölgedeki standart bir Çin okulunda bile imkânlar çok gelişmiş olduğu halde bir Uygur okulunda sıra bile bulmak çok zordur. Okullarda din dersi programlarının esası ateizm üzerine inşa edilmiştir.

MÜSLÜMAN ANNELER KISIRLAŞTIRILDI, 2 ÇOCUKTAN FAZLASI YASAKLANDI

1980 yıllarında Komünist Çin yönetimi tarafından korkunç bir siyaset daha yürürlüğe sokulmuştur. Buna göre Doğu Türkistan’a Komünist Çin Devlet teşvikiyle on milyonlarca, Çinli göçmen yerleştirilmeye başlanmıştır.

Çin, Kırk milyon nüfusa sahip Doğu Türkistan Müslümanlarının kökünü kazımak istiyor. 1949 yılında Doğu Türkistan nüfusunun %3’nü oluşturan Çinliler’in oranı şuanda %60’ı aşmış bulunmakta. Müslüman annelerin %22’si tamamen kısırlaştırıldı, iki çocuktan fazlasına da müsaade edilmiyor. “Kaliteli Nüfus” adı altında yapılan “resmi soykırım” ile zorla kürtaj, kısırlaştırma gibi engelleri aşıp fazla çocuk yapanları ise büyük para cezaları bekliyor. Buna göre fazla çocuğun cezası ortalama maaş ile tam 8 yıllık gelire denk geliyor.

Çin kültür ve inancı ile eğitilen Doğu Türkistanlı bir ailenin anaokulu yaşındaki çocuğuna bile Allah’tan bahsetmesi veya Kur’an öğretmesi terör suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Son olarak, Uygur Türkleri’nin mahremlerine kadar giren, evde bile dini yaşam ve örfe müdahale eden Çin yönetimi, “zorunlu akrabalık projesi” kapsamında her Müslüman aileye evlerinde erkek Çinli misafir etme mecburiyeti getirmiştir.

Yarın nasipse, Çin’in İslam dünyasıyla ticaret ilişkisini ve Çin’in asıl hedeflerini anlatarak devam edeceğiz…

Çin’in Doğu Türkistan halkına zulmü durdurulmalı

Yapılan zulüm ve haksızlıklar bir realite iken, Tüm İslam dünyası ve özellikle Türkiye’nin bu zulme mani olacak şekilde diplomatik çalışma yürütmesi gerekmektedir. Ticari anlaşmalar hatırına 40 milyon akraba ve dindaşımız olan Doğu Türkistan halkı feda edilemez, görmezden gelinemez.

Zalim Çin zulmünün çizmesi ile boğazına basılan Doğu Türkistan halkının en azından bir nefes alması temin edilmelidir.

KAYNAK : https://www.dirilispostasi.com/analiz-yorum/cinin-yeni-ipek-yolu-projesi-ve-turk-dunyasi-uzerindeki-buyuk-plani-5ade3ccb76381c2dae69c802

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
1819 Kez Görüntülendi.