logo

trugen jacn
17 Haziran 2016

ALMANYA’NIN, ÇİN VE RUSYA’YI YANINA ALARAK ABD.’YA KARŞI BLOK OLUŞTURMA ÇABASI

mehmet-emin-.-1

Mehmet Emin HAZRET

 

Almanya’nın, Çin ve Rusya’yı Yanına alarak Amerika’ya Karşı Yeni Bir Blok Oluşturma Çabası var mi?

Giriş

Almanya Başbakanı Angela Merkel 12- 14 haziran Çin’de 9. defa ziyarette bulundu. Alman –Çin 4. Tur ticari istişare” anlaşması çerçevesinde  15 milyar dolar tutarındaki 96 antlaşma imza atıldı. Merkel bu defa Pekinde, hukukun üstünlüğü, insan hakları konusunu defalarca dile getirdi. Hukukun mutlak üstünlüğü sağlandığı ülkelerde kalıcı barış ve istikrarın garanti edilebileceğinin altını çizdi. Merkel, Pekinin yanlış politikası nedeni ile Çinin belirsizliğe sürüklenmesinde endişe ediyor. Çünkü, Rusya’nın ham maddesi, Çinin tüketim kitlesi, Almanya için hayatı önem taşımaktadır.  13 Haziran 2016 günü Çin devlet başkanı Şi jinpeng, Merkel ile görüşürken sözünü şöyle başladı; “ 40 Küsur yıllık ortak çabalarımız sayesinde Çin, Alman ilişkisi olağanüstü olgunluk evresine girmiştir. Pratik iş birliği yüksek seviyeye  ulaşmıştır.” (习近平指出,经过建交40多年来的共同努力,中德关系已经进入十分成熟的发展阶段,务实合作达到很高水平.)

Amerika ve Japonya başta olmak üzere Pasifik ülkelerinin Çini çevrelemesi, Çinin Rus ve Alman hattına kilitlenmesini hızlandırmaktadır. Çin ve Rusya’nın Alman yüksek teknolojisi ve finansman desteğine ihtiyacı olduğu gibi, Almanya’nın yer altı kaynak ve büyük tüketim pazarına olan ihtiyacı, bu 3 ülkeyi ortak bir çıkar noktasında şartlı ittifak yapmaya itmektedir. Elbette tarihte olduğu gibi, plan, proje ve dizayn Almanlara aittir. Benim derdim Doğu Türkistan dır. Çünkü, Rusya’nın hangi safta yer alması Doğu Türkistan’ın  geleceği için belirleyici rol oynayacaktır.

Almanya 15 seneden aşkın bir süre içiresinde, Rusya’yı NATO’ya alma veya NATO ortağı yapma çabaları, Amerika ve İngiltere’nin engellemesi ile gerçekleşmemiştir. Avrupa- Rusya, NATO – Rusya yakınlaşma süreçlerini çok dikkatli takıp ettim. Ekonomik ve siyasi yönde Avrupa- Rusya, askeri yönde NATO –Rusya bütünleşmesini yürekten arzu ettim. Ancak, Rusya’nın Kırımı ilhak etmesi sonucu, Batı demokrasisi ile Rusya’nın arası açıldı. Batı, Rusya’ya karşı ekonomik ambargo uyguladı. NATO Rusya’ya karşı ciddi askeri tedbirleri aldı. Bu durum, dışlanmış Rusya ile dışlanmış Çinin daha yakınlaşmasını pekiştirdi. Rusya’yı Çinin koçağına itmek ve blok oluşturmaya mecbur etmek, Avrupa ve Amerika, Japonya’dan oluşan  uygar dünyaya zarar verecek, bu bloklar halinde savaşa girmek durumunda kalınırsa yer küresi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Böyle bir tehlikeyi önlemek için batı, uçsuz bucaksız Sibirya topraklarını  Çinin ele geçirmesini sağlamak sureti ile Rusya’yı tek başına bırakarak, Çini kendi safına alabilir. NATO nun böyle bir teklifine Çin balıklama olarak atlamaya her zaman hazırdır. Eğer Rusya ile Çin ekonomik iş birliğinde askeri iş birliğine giderse, bu blok parçalanana kadar, Doğu Türkistan’ın geleceği karanlık içinde kalmaya devam edecektir.

Avrupa’dan ibaret kilidin anahtarı olan Almanya, çıkarları gereği komünist Çinin elini sıkı tutmakla beraber, bütün tepki ve olumsuzluklara rağmen Rusya’nın elini bırakmamaktadır.  Almanya teknolojik, ekonomik ve finansal dev bir güç olarak bundan sonra da Rusya ve Çin toplumunu eteleyebilecek öncülük ve potansiyele sahiptir.

Alman – Çin ilişkisinin Geçmişine Nazaran kısa bir Not

Almanya son 150 yılda, Çin ve Rusya’nın yapısal değişimini tetikleyen, hatta inkılap patlamasına neden olan ülkelerin başında geliyor. Çinin yakın tarihine damgasını vuran boksörler harekatı nedeni Almanya olmuştur. 1 Kasım 1897 tarihinde Çinin Şandong eyaletinde Alman Hristiyan misyonerlerden Father Franciscus Nies ile Father Richard Henle  Çinliler tarafından suikast ile öldürülür. Şandong eyaleti Alman Hristiyan misyonerlerin etkisi altındaki bir bölge idi. 6 Kasım  Çinin pohei denizinde bekleyen Alman savaş gemileri,  Şendong eyaletinin kıyalarını topa tuttu ve 14 kasım Çinin Şandong eyaletine bağlı en büyük liman şehri Çingdao’u işgal etti.

Çin’de Almanlara karşı büyük öfke uyandı. Çinliler sokak, sokakta  batılı misyoner ve Çinli Hristiyanları öldürmeye başladı. Çoğu Şandong eyaleti olmak üzere 2 bine kadar batılı misyoner, 20 binden fazla Çinli Hristiyan öldürüldü. Boksör harekatı isyancıları  Çin başkenti Pekini işgal etti. İsyan tüm ülkeye yayıldı. Almanya’nın girişimi ile İngiltere, Fransa, Amerika, Avusturya-Macaristan, Rusya, Japonya gibi  8 ülke ordusu mayıs- temmuz 1900 de Çin baş kenti Pekine kadar girdi ve Çin topraklarını bölüştüler.    Çini dünya piyasasına açtılar.

Başarı ile sonuçlanan Alman teşebbüsündeki işgal girişimi sonrası, Çin toplumu, batılı ecnebilerin onur kırıcı tüm şartlarına boyun eğen Maçur İmparatorluğuna karşı örgütlenmeye başladı ve 1911 de Çin’de 300 yıl hüküm süren  Mançur  Hanedanlığını yıkıp, cumhuriyet kurdular. Ancak yabancıları ülkeden atamadılar. 1. Dünya savaşında Çinliler Almanya karşısında İngiltere, Fransa ittifakında yer aldılar ve hendek kazmak için Avrupa’ya 100 bin asker gönderdiler. Savaştan sonra, Çin, savaş ganimeti için batıdan büyük ödül bekliyordu. Çin’den çok uzakta olan Fransa’nın Versay şehrinde imzalanan ve adı “Versay barış Konferansı” diye adlandırılan Anlaşmada, Çinin Şandong  eyaleti Almanya’dan alınıp, Japonya’ya verildiği açıklandı. Sonradan Çin komünist partinin  Kurucu lider olacak olan Pekin Üniversitesi Profesörü  Çin doşiyo’nun yayınları ve teşviki ile 4 mayıs 1919 tarihinde Pekin’deki tüm Üniversite öğrencileri toplanarak yabancı büyük elçilikleri sokağına akın ettiler ve ilk yaktığı bina Alman büyük elçiliği oldu. Öğrenci harekatı rüzgar hızı ile tüm Çine yayıldı. Çin gençliğinin yabancılara karşı öfkesi 1921 de Çin’de, Çin komünist partisinin doğmasına neden oldu. 30 Senelik çalkantı, iç savaştan ve 20 milyondan fazla Çinlinin ölümünden sonra Çin, komünist rejime geçti. Çin toplumunun 100 seneden aşkın acılarla dolu tarihinde ve bugün çekmekte olan sistem sancısının temelinde Almanya’nın gölgesi yatmaktadır. Çünkü, sosyalist rejim teorisinin ortaya çıkmasında   yalnız Marx değil, Hegelden başlayan Alman feylesof ve sosyologların ortak katkısı olmuştur. Ancak, bu sistemi kendileri kullanmadan Rusya ve Çine ihraç etmiştir.

Almanların, Rusya’nın yapısal değişikliğine olan etkisi daha uzun, daha acılı, daha şiddetli olmuştur. Bu konunu sırası gelince anlatacağım.

İç içe Giren Ve aynı Gemide Oturan Alman, Çin ekonomisi

İlişkilerin gerçek yüzünü görebilmek için paranın izini sürmek gerekir. Bizde Alman, Çin ilişkisini irdelemek için ilk önce paranın izini sürelim.

Çin’deki Alman Yatırımları

Çin’in dışa açılım yaptığı 1978. yılında Çin ile Almanya’nın dış ticaret hacmi 1.36 milyar dolar idi. Çinin Almanya’ya ihracatı 33 milyon dolar, Almanya’dan ithalatı 1.33 milyar olarak gerçekleşmişti.  Çin ticaret bakanlığı verilerine göre 2014. Yılında iki ülke ticaret hacmi 177.750 milyar olarak gerçekleşti.  36 yılda 130.6 misli artış olmuştur. Ancak, Çin bütün dünya ülkeleri karşısında carı fazlası verirken, Almanya ile olan dış ticarette carı açığı hiç kapatamamıştır. 2014 te Çinin Almanya’dan kaynaklanan carı açığı 32.33 milyar dolardır. Almanya – Çin arasındaki ticaret hacmi, İngiltere, Fransa, İtalya dan ibaret 3 ülkenin Çin le olan ticaret  hacminden da fazladır.

Mart 2015 tarihine kadar Çin tarafında resmi onaylanarak, Çin’de  üretime girişen Alman yatırım proje sayısı 8675 olup, Bu Alman firmaların Çine doğrudan yatırdığı yatırım miktarı 24.460 milyardır. Çoğu Çinin sahil bölgelerinde olmak üzere 10 Alman sanayi bölgesinde 360 dev Alman sanayi kompleksi üretim yapmaktadır. Çin’deki ileri teknoloji, katma değeri yüksek olan,  iç ve dış tüketim talepleri gün geçtikçe artmakta olan sanayi üretim kollarının ezici çoğunluğu Alman ve Japon şirketlerine aittir. Çin sanayisinin lokomotifini oluşturan şirketler arasında 2000 Alman şirketi yer almaktadır. Bunlar, Çinin otomotiv, Kimya endüstrisi, Güç- enerji Ekipmanları, ulaşım, demir-çelik, iletişim sektörlerinde faaliyet gösteren, ileri teknoloji ile donatılmış firmalardır. Çinlilerin kopyalayıp dönüştürmek sureti ile  dünya piyasasında boy  göstermesinde, Bu Alman teknolojileri model ve ilham kaynağı vasfını görmektedir.

Şangay- Hangju hızlı  tren projesini Almanlar üstlendiğinde, Çinliler hızlı tren  teknolojisi konusunda bilgi sahibi değildi. Almanlar bu projeyi  bitirip Çine teslim ettikten bir süre sonra, Aynısını kopyalayıp, Pekin – Hangay hızlı tren projesini yaptı ve Türkiye dahil dünyanın bir çok ülkelerinde hızlı  tren ihalesini almayı başardılar.  Almanya’nın bir çok otomobil markaları Çin’de yaptığı üretimlerini hem Çin ve diğer Asya ülkelerine pazarlamaktadır. Hatta Wolkswagen, Doğu Türkistan’ın baş kenti Urumçide kurduğu fabrikasında ürettiği araçları, Doğu Türkistan’a komşu olan Moğolistan, Orta Asya 5  Türk Cumhuriyetlerine ve hatta Pakistan’a çok rahatlıkla pazarlamaktadır.

Almanya’daki Çin Yatırımları

Çin’inde Almanya’ya yatırımları var. Çinin Almanyadaki  yatırımları  yüksek teknoloji şirketlerini satın almaya odaklıdır. Şu anda ilgilenmekte olduğu Alman şirketleri de yine ileri teknoloji şirketleridir. Son yıllarda Çin şirketleri, Alman ileri teknoloji şirketlerini satın alma avında kıya sıya yarış içindeler. Dealogic isimli veri şirketinin bildirdiğine göre, 2014 te Çinliler Almanya’da 28 teknoloji şirketi satın almıştır. Dealogic,in raporuna göre, 2016 yıl başından başlayarak Çin şirketleri elini daha çabuk tutmaktadır ve ortalama her haftada bir şirket satın almaktadır. Bu yıl ilk 5 ayda 24 Alman şirketini satın almıştır. Bu şirketlere ödediği para 9.1 milyar dolardır. 2014 te 2.6 milyarlık satın alma gerçekleştiren Çinli şirketler, bu sene ilk 5 ayda gerçekleştirdiği agresif  harekatları ile yeni bir rekora imza atmış bulunuyor.

Yakından beri Çinin devlet demirbaşlarından en büyük kimya Endüstri olan ChemChina(中国化工-   Junggo Huagung ), Almanya’nın en gelişmiş teknolojiye sahip olan plastik ve kauçuk yapımına makine, ekipman üreten “KraussMaffei Group”u 1 milyar dolara, “Beijing Enterprises Holdings” (北京控股 – Beijing konggu) ise atıklardan enerji üretiminde yüksek teknolojiye sahip Alman şirketi “EEW Energy from Waste”ni 1.59 milyar dolara satın almıştır.  09 haziran 2016 günü Reuters haber ajansı , Almanya’nın kuzey denizindaki Meerwind rüzgar enerji sanralı satın almak için bu santralın sahibi Blackstone ile Çinin Changjiang  Sanşia jituwen (长江三峡集团)1.6 Avroya el sıkıştığını açıkladı. Çinin  Beyaz eşya üretim şirketi olan “Midea Group” (mei de jituwen-美的集团) , Almanya’nın en modern ve yüksek teknolojiye sahip olan ve otomotiv sanayiye robot üreten Alman dünya markası Kuka AG,deki %10 Çin hissesini %30 a çıkarmak için  4.5 milyar dolar teklif verdi. Bu konunun pazarlık aşamasında olması Alman medyasını ayağa kaldırmış, Alman kamuoyunu endişeye sevk etmiş durumda. Merkezi Herzogenrath de bulunan ve elektrik, elektronik üretiminde dünya lideri olan Alman Aixtron için, Çinin yatırım şirketi “Fujian Grand Chip Investment Fund LP” tarafından satın alınacağı haberi yayınlanan 23 mayıs 2016 günü 6 Avro olan şirket hissesi Frankfort TecDAX ve Amerikan Nasdaq borsalarında  6.7 Avroya yükseldi.

Dealogic, Çinin 2016 nin ilk birkaç ayında Avrupa’da 119 şirket satın aldığını, İsviçre’den satın aldığı 11 şirket için 48.81 milyar dolar ödeyerek Almanya’nı çok gerilerde bıraktığını yazdı.

Çin neden Avrupa’ya oluk- oluk para akıtıyor?

Çin devlet şirketlerinin komünist parti sekreterleri, iş adamı, yatırımcı kartvizitleri ile Avrupa’da  teknoloji şirketleri avcılığı ile meşgulken, suretle kan kaybetmekte olan Çin ekonomisi ciddi kriz içine sürüklenmektedir. Durgun piyasa, üretim fazlalığı, işsizlik, 30-40 sene önce alınmış makinelerin yenilenme ihtiyacı, Çin sanayisinin borç içinde yüzmesi, alacaklarını tahsil edemeyen finans sektöründe saatli  bomba gibi patlamaya hazır, ama gizlenmiş kriz tedirginliği,  Çin üst yönetimindeki iç hesaplaşmanın bir türlü son bulmaması, Komünist sistemin tıkanması, hormonlu büyüyen Çinin  bünyesini büyük çapta tahribata uğratmış durumda.

IMF verilerine göre, Çin Ekonomisine katkısı %22 olan devlet  imalat sanayisinin,  sanayi sektöründeki borç oranı %55 olmaktadır. IMF başkan yardımcısı David Lipton bu hafta, Çin sanayisinin borcu, Çin milli gelirinin %145 fazla olduğunu. Eğer Çin ciddi tedbir almazsa, finansal krizin patlayabileceğini, finansal kriz ise ekonomik krizi tetikleyeceğini, bu durum tüm dünyayı yeni bir krize sürükleyeceği uyarısında bulundu. Çinin krize girmesi, Çin ekonomisine göbekten bağlanan Almanya’yı da beraber götürecektir. Bu yüzden telaşlanan Angela Merkel Acil olarak 9. Defa Pekine gelmiş bulunuyor.

Çin’deki katı komünist siyasi rejimde yaratıcılık, teknolojik buluş meydana gelmemektedir. Bugün Çin’deki dev yatırımla kurulduğu AR – GR merkezlerinde bile uzmanların internet bağlantısı ile dış ülkelerdeki teknoloji gelişmelerini öğrenmek için izin alarak özel kamaralı odadaki bilgisayardan dış dünyaya bağlanabiliyor. Korku olan yerde, yaratıcılık yoktur. Çin’deki bir çok İnovasyon bile Çinlilere ait değildir. Çini bundan sonra kurtarabilecek olan yüksek katma değerli ürünlerdir. Bunun için yüksek teknolojiye ciddi ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yüzden Çin komünist parti, tüm ekonomik, parasal sıkıntılara rağmen, büyük meblağları harcayarak Avrupa’da  teknoloji şirketlerini satın almaktadır. Çinliler, Almanya başta olmak üzere Avrupa’da satın aldıkları şirketleri birer laboratuvar olarak kullanacaklar. Buradan kopyaladıkları  teknolojileri hızlı bir şekilde Çine nakledecek ve uygulamaya sokacaklar. Bu defa,  yoğun emek gerektiren ucuz mallarla değil, Batının yüksek teknolojisi ile  batıyı dize getirmeyi amaçlıyorlar.

Çinin asıl amacı, Almanya’nı silah teknolojisi ele geçirmek. Almanya’nın tarihteki kötü sicilinden dolayı , bugün insan hakları ve hukuk sicili yerlerde sürülen Çine, yüksek askeri teknoloji vermeme konusunda kararlı. Birde silah ve askeri araç gereç pazarında  Almanya, Çinin müşterilerini, bilhassa savaş sürmekte olan Orta Doğu silah pazarını  teker teker ele geçirmektedir. Almanya 2015 yılı Çini geçerek 4.2 milyar Avro  satışla, Dünyada en büyük silah ihraç eden 3. Ülke konumuna yükselmiştir. 2016 Yılının ilk  yarısında  onayladığı silah satış miktarı 33.1 Avro olmuş ve geçen seneden %50 artış olmaktadır. Alman silah fabrikalarının ilk 6 ay içerisinde aldığı silah siparişi  6.35 milyar avro’dur. Bu rakam  Almanya’nın 2014 deki yıllık silah ihracatına denk gelmektedir. Alman silah teknolojisine erişmek Çinin öncelikli hedefidir.

Çin-Alman ilişkisinde Kültürel Uyuşmazlık

Çin kendine özgü tarih ve kültüre sahip bir ülkedir. Olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi olmayan bir yapıya sahiptir. Çin’de hileye baş vurmak, zeki insanların mahareti olarak görülür. Almanlar dahil batı dünyası, Çin sanayileşir, zenginleşir, orta sınıf çoğalırsa,Çin’de sosyalist sistemden demokratik sisteme yumuşak geçiş olacaktır, diye beklenti vardı. 35-40 senelik sabır ve beklentinin boşa çıktığını herkes görmüş oldu.   Son yıllarda Çin’deki yabancı yatırımlı fabrikalara baskı,  şantaj artmaktadır. Bu baskı, şantajlardan Çin’deki alman otomotiv sektörü de ağır ceza ve darbe almıştır. Bu yüzden Merkel bu defa Çin ziyaretinde hep hukuk devleti olma, vurgusu yaptı. Bir çok batılı yorumcular, Merkel’in, Çin yönetimine insan hakları, hukuka saygılı olması konusunda  baskı yapma cesareti gösterdiğini yazmaktadır.  Aslında Merkel, hukukun üstünlüğü vurgusunu  yapmak sureti ile Çin’deki Alman şirketlerinin Çin şirketleri ile eşit haklara sahip olmasını istemektedir. Çin ise, ileri teknoloji ve ekipmanlar ile donatılmış tüm yabancılara ait  şirketlere baskı, şantaj yaparak, yabancıları varlıkları satmaya, ülkeden ayrılmaya zorlamaktadır.   Alman – Çin arasında bazı tatsız sorunlar olsa bile, iki ülke ekonomisi  et ile tırnak gibi iç içe geçmiş durumda. En önemlisi her iki ülkede Amerika’ya direnme, Dünya’yı Amerika’ya bırakmama iç güdüsü mevcuttur. Amerika’nın dünyaya hükmetmesini  onuruna yedirememe duygusu Ruslarda daha belirgindir.

İngiltere’nin  Avrupa birliğinden çıkma eğilimi, aslında 2. Dünya savaşında Almanya’nın boyunduruğuna girmeyen  İngilizlerin, bu defa Avrupa birliği adı altında Almanların boyunduruğuna girmeye mecbur kalmasını  onuruna yedirememekten kaynaklanmaktadır. Almanlar ve Çinliler, bugün bir notada ortak karaktere sahiptirler; hedefe doğru sessiz ve disiplin içinde ilerlemek.  Dünyanın dev teknoloji gücü Almanya, dünyanın en büyük tabii kaynak sahibi ve Rusya, Dünyanın en büyük insan gücüne sahip olan Çin ve her üç ülkenin askeri potansiyel gücü, menfaat, çıkarlarının kesişmesi, bu 3 ülkenin blok oluşturmasını sağlayabilir mi?

Bu konuda son sözü söylemek için Rusya-Almanya  ve Rusya- Çin ilişkileri üzerinde alanız yürütmemiz gerekmektedir.

                                                                                     ( Yazı devam edecektir.)

Kaynaklar:

  1. 第四轮磋商成果颇丰 中德签96个合作项目习近平会见德国总理默克尔
  2. 义和团运动 五四学生运动 德国企业强烈要求不要对俄施加新制裁
  3. 德国科技公司成中资公司大举收购的目标 顶尖德产技术或将被中方收购
  4. 中企在德买不停:三峡集团欲购北海风电场 IMF高官提醒中国需迅速解决企业债务问题
  5. 德国成全球第三大武器出口国德国军火出口强劲增长
Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
1139 Kez Görüntülendi.