logo

trugen jacn

HOLOKOST MÜZESİ ÇİN’İ UYGUR SOYKIRIM SUÇLARI İÇİN ARAŞTIRMA LİSTESİNE DAHİL ETTİ

ABD Holokost Anıt Müzesi (USHHM) yaptığı açıklama’da Çin’in sözde Uygur Özerk Bölgesi’nde (XUAR) Uygurların kitlesel olarak tutuklanması ve toplama kamplarına hapsedilmesi uygulamalarının de çalışma listelerine dahil edildiğini açıkladı.Açıklama’da ayrıca Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım uygulamalarını “insanlığa karşı işlenen suçları” katagorisine alındığını ve ÇKP yönetiminin son “Üç yıllık kamp sisteminin sorumlusu olarak kabul edildiğini de bildirdi.

ABD Holokost Anıt Müzesi, Simon-Skjodt Soykırım Önleme Merkezi direktörü Naomi Kikoler, 5 Mart 2020′

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

ABD Holokost Anıt Müzesi (USHHM) Simon-Skjodt Soykırım Önleme Merkezi Çin’i “tarihsel soykırım vakaları ve diğer zulümler, kitlesel zulümlerin devam ettiği yerler veya etnik nüfusun tehdit altında olduğu ülkeler listesine alındığını açıkladı.Ayrıca, Uygur bölgesinde yaşayan UYgurlar ve diğer azınlık Müslüman halkları ” Araştırılması Gereken Odak Alanı” olarak eklediklerini ve bu konudaki ön çalışmalar ve bölgedeki erken uyarı çalışmalarının sonuçlarının endişe verici bulunduğunu de bildirdi.Ayrıca,Çin yönetiminin bu soykırım uygulamalarına ait belge ve kanıtların önleyici tedbirlerin uygulanmasını gerektiren alanlar olduğunu de ifade etti.

Merkez, XUAR’ın Nisan 2017’den bu yana 1.8 milyon Uygur civarındaki Uygur azınlığı “güçlü dini görüş sahibi ” ve “ siyasi olarak yanlış fikirler ” taşıdıkları suçlaması ile diğer Müslüman azınlıkların de içinde bulunduğu milyonlarca insanı Çin tipi toplama kampı ağına hapsettiğini de vurguladı.

Merkez ayrıca, Çin hükümetinin “Uygurların normal yaşamının günlük olarak kontrol etmek için sofistike sosyal ve teknolojik gözetim sistemleri” kullandıklarını de belirtti.

Çin, Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara dini ve etnik olarak sistematik baskı ve zulüm uyguluyor

Raporda şu çarpıcı ifadeler de yar alıyor ; ” Çin hükümetinin Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman azınlıklara yönelik olarak insanlığa karşı suç niteliği taşıyan suçlar işlediğine dair net kanıtlar ve bunlara inanmak için makul sebepler bulunmaktadır. Çin,Uygur bölgesinde inşa ettiği devasa gözetim ve gözaltı altyapısına sahip Çin tipi Toplama kampları inşa etmiş ve milyonlarca Müslüman azınlığı bu kamplara hapsetmiştir. Kamplarda tutulanlar kültürel ve dini baskı ve zulüm uygulamalarla benzersiz şekilde kendi dini ve etnik kimliklerini reddetmeleri talep edilmektedir. Bu durum ise kimliklerini ifade eden ve korumak isteyen Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara karşı önemli bir tehdit ve ciddi şekilde ve ağır insan hakları ihlalidır.

Çin yönetimi daha önce bu insan hakları ihlalleri ile insanlık suçlarının failleri listesinde yer alan Bangladeş, Bosna-Hersek, Myanmar, Kamboçya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Fildişi Sahili, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Irak, Mali, Ruanda, Güney Sudan, Sudan, Suriye ve Zimbabve gibi ülkelerin arasında katılmış bulunmaktadır.

2020 yılının Mart ayında, merkezin direktörü Naomi Kikoler, Çin’in Uygur insanlığa karşı işlenen suçlarınDA Nazi Holokost’unun (Nazi soykırımının) deneyimlerinden yararlandığını bu uygulamalarının ise 1945-46’da Müttefik kuvvetler tarafından ortak kabul edilen II. uluslararası hukuk ve savaş yasalarının tanımına tam uyduğunu belirtti. BM.üyesi her hükümet kendi vatandaşlarını insanlığa karşı işlenen suçlardan korumakla mükelleftir. Çin hükümetinin Vatandaşlarının hakları ile hayatlarını insanlığa karşı işlenen bu suçlardan koruma kdnsunda başarısız olmuştur. ve buna konuda inanmak için açık kanıtlar ve makul sebepler vardır. Çin yönetimi Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman azınlıklara karşı uygulamaları insanlığa karşı işlenen suçlar niteliğindedir. Uygurlar ve diğer azınlıklara baskı, zulüm ve hapis cezası uygulanmaktadır. Onların temel insana haklarından biri olan fiziksel özgürlüğünden ciddi şekilde yoksun bırakarak bu insanlık suçlarını işlemektedir. ”

Pekin,Toplama Kampları Konusunda Taktik Değiştiridı

Pekin başlangıçta Uygur bölgesinde ( XUAR’da ) kurduğu toplama kamplarının varlığını reddetse de, geçtiğimiz yoldan itibaren bu konuda taktik değiştirdi ve bu kampların Uygurlara mesleki eğitim veren, onların radikalleşmesını önleyen ve caydıran, ülkeyi terörizme karşı korumaya yardımcı olan “Yatılı Okullar” olduğunu öne sürmeye başlamıştır.

Ancak RFA’nın Uygur Servisi ve diğer medya organları tarafından elde edilen bilgiler ve kanıtlara dayanılarak düzenlenen raporlar, kamptaki kişilerin istekleri dışında gözaltına alınarak hapsedildiklerini ve siyasi dayatma ve aşılama eğitimine tabi tutulduklarını, Tutuldukları bu Çin Tipi Toplama Kamplarında Gardiyanlar(Gözetmenler) tarafından sistemli ve rutin olarak kaba ve kötü muameleye maruz kaldıklarını tesbit etmiş bulunuyor. Ayrıca çok aşırı kalabalık olan bu kampların yeterli derecede yaşam şartları ile hijyenik şartlara sahip olmadıklarını barınma ve beslenme ihtiyaçlarının normal olarak karşılanmadıkları bilgisi de yer almaktadır.

Dr.Türkel : Çin İşledi İnsanlığa Karşı Suçlar Nedeniyle Hesaba Çekilmelidir

RFA’nın Uygur Servisine açıklamalarda bulunan ve ABD’de yaşayan Uygur aktivist ve avukat Nury Turkel merkezin bu kararını memnuniyetle karşıladığını belirtti ve şunları ifade etti ; “USHMM’nin Çin’i ülke örnek olayları listesine ekleme kararı, Çin Komünist Partisinin Uygur ve diğer Türk halklarına karşı işlediği vahşetin ciddiyetinin bir kanıtıdır. Çin’in tahakkümünde yaşayan Uygurlara karşı işlenen suçlardan sorumlu olan Çinli yetkililer ile Çin yönetim organları bu suçları için hesaba çekilmelidir. Uluslararası Kuruluşlar ve topluluklar, Çin’in Uygur halkına karşı soykırım politikalarına devam etmesini engellemek için yeni yöntemler ve politikalar formüle etmek ve uygulamak için bir araya gelmelidir. Çin Komünist Partisinin uluslararası toplumun vicdanını test etmesine izin vermemeliyiz. ”şeklinde değerlendirdi.

Kaynak : rfa.org(Uygurca)

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
609 Kez Görüntülendi.