logo

trugen jacn
26 Eylül 2016

BİR CİA AJANI’NIN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ “GÖREV AŞKI” (4.BÖLÜM)

Ömer Özkaya Resimleri ile ilgili görsel sonucu

1948-49’larda ABD ve İngiltere arasında yapılan paylaşımda, Çin, İngiltere’ye bırakıldı ve Şubat 1972’de ABD Başkanı Nixon’un Çin ziyaretine kadar da İngiltere’nin uhdesinde kaldı. Nixon’un Çin ziyareti esnasında, ABD ile Çin arasında, dokümanlarının toplamı 4 bin sayfaya yakın, önemli anlaşmalara imza atıldı. Bu anlaşmalar, Çin’in bugünkü görünümünün zeminini oluşturan ve bu zemin üzerinde Çin’i yükselten anlaşmalar… Bu anlaşmalarla Çin’in tedrici olarak geçiş yapması planlandı, gerçekleştirildi ve bugünkü Çin ortaya çıktı.
İngiltere, Asya ve Uzakdoğu’da çok eskiden beri zaten vardı. İngiltere ile ABD arasındaki paylaşımda, Orta ve Doğu Avrupa ayrıca Rusya, ABD’ye bırakılırken, Çin ve Uzak Doğu, İngiltere’ye bırakıldı. İngiltere, Uzak Doğu’yu, uzun yıllar Hong Kong’dan yönetti. Ne zaman ki anlaşma gereği Hong Kong’u Çin’e devretti, İngiltere’nin bu bölgedeki hâkimiyeti önemli ölçüde bitti. İngiltere zayıflamayı bir nevi plana bağlamış gibiydi, planlı bir şekilde güç kaybetti. Bu da devlet gücünün planlı bir şekilde, İngiltere dışındaki belirli odaklara aktarıldığı anlamına geliyor. Bu, üzerinde çalışılması, ciddi ciddi incelenmesi gereken bir konu. Neredeyse dünyanın en önemli konularından birisi bu. Çünkü uluslararası güç değişimlerinin, uluslararası liderlik değişimlerinin nasıl gerçekleştiği konusunda, Çin-İngiltere-ABD ilişkileri, neredeyse altın değerinde.
Nixon’un Çin ziyaretiyle başlayan yeni süreçte, ABD buraya bir takım danışmanlar gönderdi. Çin’in en azından bir kısmının, liberal ekonomiyle yönetilmesini sağlayacak yasal zeminin hazırlanmasını bu danışmanlar üstlendi. Yasal zeminin hazırlanmasından sonra ABD, “kontrolde tutabilirim” düşüncesiyle bazı sermaye ve sanayi gruplarının Çin’e gitmelerini teşvik etti. Ama şimdi Batı çok huzursuz, olayın bu boyuta geleceğini, Çin’in bu kadar gelişme kaydedeceğini, yetişmiş insan gücünün beklenenin üzerinde olacağını hiç düşünmemişlerdi. Almanya, İngiltere, Fransa, ABD ve diğer sanayi ülkelerinin tamamı şimdi, üretim alt yapısının Uzakdoğu’ya kaymasını önlemenin yollarını arıyor ama bulamıyorlar.
Tekrar 1949-50’ye dönelim… Bir zamanlar ABD’nin desteğini almış Çan Kay-Şek, Londra-Washington arasındaki paylaşımdan sonra bu desteği kaybetti. Çin, İngiltere’ye bırakılmıştı, Londra ise Mao’yu istiyordu ve Komünist Çin Hükümeti’ni hemen tanıdı. “Tanıma”ya dair eleştirilere cevap veren İngiltere Dışişleri Bakanı Bevin şunları söyledi: “Rusların Çin’de sadece kendilerinin bir şey yaptıkları zannına kapılmalarına müsaade edemezdik. Bu şekilde hareket etmiş olmasaydık ebedi olarak Uzakdoğu’dan ayrılmamız icap ederdi.” (26.05.1950, Milliyet, Sayfa 5)
Dışişleri Bakanı Yardmıcısı Kenneth Younger da “Komünist Çin hükümetinin tanınması, bizim değiştiremeyeceğimiz bir durumun tanınmasından ibarettir” dedi. (26.05.1950, Milliyet, Sayfa 5) Bevin’e göre “Eğer Çin halkına iyi muamele edilirse Çin’in Sovyetler Birliği safında kat’i olarak yer alması önlenebilir. Çinli kütleye, Sovyet Rusya’dan başka yerlerde de dostları olduğunu hissettirmeyi düşündük.” (16.12.1950, Milliyet, Sayfa 5)
Doğu Türkistan’daki CIA casusu Mackiernan’ın yıllık maaşı sadece 2.160 dolardı. Bir şifreleme dehasıydı. 2. Dünya Savaşı yıllarında, 1942 yılında henüz 30 yaşında bile değilken, ABD Hava Kuvvetleri’nin Kripto-Analiz Bölüm Başkanı’ydı. Çin Komünist güçlerinin Urumçi’ye doğru gelmeye başlamaları üzerine Mackiernan, yanındaki bir diğer CIA elemanı Frank Bessac ve Beyaz Rus Vassily Zvanzov’la beraber konsolosluğun en gizli-şifreli evraklarını mutfaktaki şöminede yaktılar. Artık Urumçi’de kalamazlardı, ülke dışına uçakla da çıkamazlardı. Çünkü Komünist güçler, Mackiernan’ın casus olduğunu biliyorlardı.          (4.bölümün sonu.Yazı devam edecek.)

(Mackiernan’ın at ve deve sırtında ölüm yolculuğu… Perşembe günü devam edelim.)

Kaynak : http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/gorev-aski-5-721265

Etiketler: » » » » » »
Share
871 Kez Görüntülendi.