logo

trugen jacn
08 Haziran 2016

TÜRK TARİH VE KÜLTÜR ATLASI

Doğrusu âlimlik iflâs etmiştir; yüz sayfalık bir ortaokul ödevi ile doktora yapanların yanından geçemezsin! Zaten, güya kariyer sahibi olduktan sonra hemen ya siyaset kuyruğuna giriyorlar, ya da yabancı ajansların mütercimliğini yapıyorlar! Sistem midir nedir bilmiyoruz ama âlimlik yabancı dil yani İngilizce’ye indirgenmiştir! Hoş onu da kaldırdılar ya! Bizim tarihçilerin çoğu elifi gördüğü zaman mertek sanır, çünkü bilmezler! Bilseler de eski metin okuyamazlar, el yazısının yanına yaklaşamazlar! Eh ancak bir şey okumaları için matbaanın icadını bekleyeceksin!

TÜRK TARİH VE KÜLTÜR ATLASI

Ali BADEMCİ (alibademci@gmail.com)

Türk tarih ve kültür tarihi çalışmaları ne yazık son cumhuriyet kuşaklarının da ebediyete intikalinden sonra tam bir durgunluk veya inkıraz dönemine girmiştir. Halbûki günümüzün başta iletişim teknolojileri olmak üzere önümüze serilen imkânlar eskiye göre araştırma ve çalışmaları bir hayli kolaylaştırmıştır. Akademiler maalesef bu imkânlardan yeterince faydalanıp dolu dolu eserler ortaya koyamamaktadır. Cumhuriyet ekolünden gelen en büyük eksik dört başı mamur bir tarih ve Türk kültür haritası ortaya koyamamaktır. Dolayısıyla hem üniversiteler hem de serbest çalışanlar ellerinde isim ve istilâhı nereye yerleştireceklerini bilememektedir. Rahmetli Z. Velidi 1942’de “Türkistan Türkili Haritası” adı ile açıklamaları ile birlikte harikûlade bir tarih çalışması vücûda getirmişti. Ne yazık ki bu çalışmaya bir virgül bile ilâve edilemediği gibi bıraktığı kürsüde bile çalışmanın yıpranmamış bir nüshasını bulmak mümkün değildir. Hayırsever bir bilim adamımız bu çalışmayı dijital ortama taşısa bizim için yeterlidir.

Togan Hoca’nın çalışması üzerinden 75 yıl gibi bir zaman geçmiş; eldeki bilgiler ise bir asrı devirmiştir. Elbette, sâdece “Türkili Türkistan”a münhasır olan bu çalışma, arzu edilirdi ki Türk dünyası dediğimiz devasa vatanlara teşmil edilmeliydi. Maalesef Oğuz, Kıpçak, Uygur gibi Türk ana kavimlerinin Türk dünyasına hareketleri ve bunların sonuçları gibi elzem bilgilere şiddetle ihtiyacımız vardır Bugünkü Oğuz coğrafyası Kazakistan-Özbekistan-Kırgızistan-Türkmenistan-İran-Azerbaycan-Afganistan-Hindistan-Anadolu ve Suriye gibi çok geniş ülkelere dağılmıştır. Kıpçaklar’ın ana damarı bozkırdadır ama Doğu ve Batı Türkistan, İdil-Ural, Doğu Avrupa, Mısır ve Suriye Kıpçak hareketlerini haritalarda yerli yerine koyamıyoruz. Oğuz bölgesi olarak elimizde sağlam bir Anadolu haritası bulunmaktadır; herhalde Türk Cumhuriyetleri’nde de böyle devlet çalışmaları oluşturulmuştur. Önemli olan bunların birleştirilmiş bir belgesinin ortaya konması ve yeni isimler ile kültür tarihi elementlerinin coğrafyada gösterilmesidir.

Az çok tarih atlaslarımızı teknolojik imkânlarla ortaya koyabilmemize karşılık Türk kültür tarihini kütüphanelerin dışına çıkarmamız mümkün değildir. Bu konuda doğru dürüst Kaşgarlı haritası bile elden geçirilmemiştir. Dolayısıyla o devirde idrak edilen böyle bir çalışmadan ne yazık ki mahrumuz! Bir kültür hazinesi olan o kadar etimolojik sözlüklerimiz vardır ki buralardaki istilâhları bugün yerli yerine koyamıyoruz. Yine kendi devirlerinde ihtiyaç hissedilen batılı ve İslâm coğrafyacıların eserleri aynı şekilde durmaktadır. Bugün meşhur denizcimiz Piri Reis’ın haritasından kimin haberi vardır? Hâlbuki günümüzün imkânları ile bile böyle bir şaheser yaratmak mümkün değildir! Colomb’dan bahsetmeye gerek var mıdır? Velhasıl elimizde o kadar bol doküman ve bilgi vardır ki böyle bir iş yapmamak için mazeret beyanı mümkün değildi!

Çarlık ve Sovyetler devrinde Asya Türk vatanlarında dünya kadar kazı ve araştırma yapılmıştır; torağa göçmeden önce adam gibi âlimlerimiz bunları ciltler dolduracak derecede çalışmalarına konu etmişlerdir. 1950’lere kadar Eberhard, ondan sonra da öğrencisi Bahaeddin Ögel! Peki rahmetli Ögel’in öğrencileri yok mudur? Maalesef onların yazdıklarını okuduğumuz, yaptıklarını gördüğümüz zaman bugünkü çalışmalar insanlara çocuk oyuncağı gibi gelmektedir! Allah aşkına Ögel de kültür tarihi yazmış Gömeç de! Hiç mukayese etmek mümkün mü? Zeki Velidi de tarih yazmış öğrencileri de! Hiç kimse kusura bakmasın eskiler ile daha mükemmel olması gereken yenileri yan yana koymak bile mümkün değildir.

Doğrusu âlimlik iflâs etmiştir; yüz sayfalık bir ortaokul ödevi ile doktora yapanların yanından geçemezsin! Zaten, güya kariyer sahibi olduktan sonra hemen ya siyaset kuyruğuna giriyorlar, ya da yabancı ajansların mütercimliğini yapıyorlar! Sistem midir nedir bilmiyoruz ama âlimlik yabancı dil yani İngilizce’ye indirgenmiştir! Hoş onu da kaldırdılar ya! Bizim tarihçilerin çoğu elifi gördüğü zaman mertek sanır, çünkü bilmezler! Bilseler de eski metin okuyamazlar, el yazısının yanına yaklaşamazlar! Eh ancak bir şey okumaları için matbaanın icadını bekleyeceksin!

Üstelik ihtisas yapanlardan akademilerde çalışanlar ne birbirini okur ne de kendinden başkasını severler! Onlara çalışmaları gerektiği söylendiği zaman sanki alay eder gibi “Siz çalışıyorsunuz ya” diye cevap veriyorlar! Hâlbuki serbest çalışanların hiç de böyle iddiaları bulunmamaktadır! Çünkü ilim yapmak, yani âlim olmak ayrı şey; çalışma yapmak, te’lif ortaya koymak çok ayrı şeydir! Bunu idrak edememiş insanlara ne demek lâzım geldiğini şimdi sizler oturup düşünün! Tarih dünyamızın “Yeniçağ-Ortaçağ” gibi bölümlere ayrılması da ayrıca bir handikaptır! Adam gibi genel Türk tarihçisi kalmamıştır! Yetişmek isteyen insanlar da işte şimdi ki uydurma adamların oyuncağı veya mürşid ehli oluyorlar!                                                                                  Muhabbetle.

KAYNAK : www.ulkucukadro.com/2016/06/turk-tarih-kultur-atlasi/

Etiketler: » » » » »
Share
754 Kez Görüntülendi.