logo

trugen jacn
14 Mayıs 2016

ÇİN’İN DOĞU ANADOLU ATAĞI ONUN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ’NİN ERZURUM ZİYARETİ

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)
Doğu Türkistan’ı işgal ve istila altında tutan,bu ülkenin zengin kaynaklarını  sömüren ve talan ederek insafsızca   Çin’e kaçıran ÇKP.’nın sömürgeci, faşist Kızıl  yönetimi ,bu Ülkenin tarihi sakinleri olan Müslüman Uygur Türklerini Çin usulu sinsi yöntemlerle assimile etme ,dönüştürme dini ve etnik soykırım yaparak toptan yok etme cinayetlerinin Türkiye kamu oyunda yankı bulması ve Çin karşıtı tepkilere sebep olmasından son derece rahatsız olduğu , bu ülke’nin Türkiye’de son günlerde ortaya koyduğu bazı girişimler ile açığa çıkmış bulunuyor. İşgalcı Çin Doğu Türkistan’daki kanlı insanlık suçu ile cinayetlerini kamufle etmek,perdelemek için yeni  göz  boyama -aldatma, sahtekarlıklar sergilemek için yeni yöntem, tedbir ve ataklara giriştiği görülüyor. Bir süredir,dini ve milli duyguların çok güçlü olduğu Doğu Anadolu  ile Karadeniz bölgemizdeki bazı Üniversitelerimiz ve STK.larımızın  bir biri ardı sıra Doğu Türkistan konusunu çeşitli etkinlikler ile gündeme getirmesi Çin’i harekete geçirdiği  müşahede ediliyor. Çin’in son günlerde bizzat Ankara Elçisini devreye soktuğu ve ard arda çeşitli isimler ve aldatıcı sloganlar altında kamu oyunu yanltmaya yönelik etkinliker gerçekleştirdiği   gözleniyor.

ÇİN,MUHACERETTEKİ DOĞU TÜRKİSTANLILARI VE TÜRKİYE’Yi  DİKKATLA İZLİYOR

Batı Türkistan Cumhuriyetlerinın 1990’lı yılların başında  Boy adları  ile  bağımsızlıklarına kavuşmalarından sonra Çini işgal yönetimi tarihte olduğu gibi kaderleri aynı olan Türkistan halklarından Doğu Türkistan’ın da bu bağımısızlık rüzgarından etkeneceği endişesi ile büyük bir korku ve endişe’ye kapıldı. Çinli faşist kafalı kızıl  Diktatörller peş peşe toplantılar düzenleyerek bilimsel araştırmalar yaparak ve Doğu Türkistan’daki işgal,istila, sömürge talan ve çalarak Çin’e taşıma yönetiminin  nasıl sorunsuzca devam ettireceklerinin  endişesi  kapıldılar. CKP.Politbürosu  ” Doğu Türkistan’da (Xinjiang’da)  Istikrarın Korunması” özel gündemi ile toplantılar yaptı .Bu toplantılar sonunda  19.03.1996 tarih ve 07 sayılı çok gizlilik dereceli  15 maddelik bir belge yayınladılar. Bu belge’nin 14 ve 15.maddesinde “Çin için esas tehlike  Uygurların çoğunlukta yaşadığı Kazakistan ve Türkiye’dir…… Bu ülkelerdeki Doğu Türkistan STK.ları çok yakından izlenmeli aralarına fitne ve fesat sokularak birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri MUTLAKA önlenmelidir.Bunun “Bedeli ne olursa olsun,mutlaka gerçekleştirilmelidir ….. Doğu Türkistan meselesinin uluslar arası bir sorun haline gelmemesi için gereken her türlü tedbir alınmalıdır.”

Daha sonra bu belgenin gereği olarak ; yıllar süren bilimsel araştırmalar sonucunda  Çin’in 4 İstihbarat kuruluşu’nun ayarı ayrı hazırladığı “Partürkizim ve Panislamizm hakkında Tatkikat=Araştırımalar”  adı altında yine çok gizlilik dereceli  550 sayfalık bir gizli belge, Rapor- kitap  1997’de  yayınlanmıştır.Bu Rapor-Kitap’ta Türkiye ve Türkistan Cumhuriyetlerindeki Uygur Türkleri, onların yayınlar ve STK.ları,önder gelen aydınları tek tek ele alınıyor, Ayrıca,Türkiye’deki Doğu Türkistan çalışmaları,Türk Devlet ve hükümet adamlarının siyasi partilerin  Doğu Türkistan ile ilgili nasıl ve nerede ne konuştukları tek tek tesbit ediliyor. Siyasi Partiler Lider ve yetkililerinin bu konudaki  açıklamalarına de  yer  veriliyor. Ayrıca Türkiye’deki Pantürkizm ve Panislamizmin bir fikir akımı olarak ortaya çıkması,gelişimi de ayrınıtılı şekilde bu raporda yer alıyor.Bu akımlara kaynak olabilecek yayınlar,kitaplar tek tek tanıtılıyor.200’den fazla Türk dergileri tek tek inceleniyor.

Doğu Türkistan’a komşu  Türkistan Cumhuriyetlerini,kardeş Pakistan ve diğer komşu ülkeleri Şangahay İşbirliği Örgütü çatısı altına alarak,bu ülkeleri kendi arka bahçesi haline getirerek  bu Kardeş halklaarın Doğu Türkistan’a olan ilgilerini ve mühtemel yardımlarını önlemeye çalıştılar. Geçtiğimiz yıllarda binlerce Doğu Türkistanlı Uygur mülteci Kardeşlerimizin kendilerine çok yakın olan Türkistan Cumuhuriyetleri yerine,on bin Km.yol katederek Güneydoğu Asya ülkelerine sığınmaları bu nedenle  olmuştur.

Çin Büyükelçisi Erzurum’da .
Türk basının  malum kesiminde yer alan ve maalesef büyük bir başarı(Ne başarısı olduğu tabii ki açıklanmıyor.) olarak reklam edilen haberlere göre Çin’in Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang’ın 05 Mayıs 2016 tarihinde “İpek Yolu Güzergahındaki Ülkeler Kültür Diyalogu” adı ile Erzurum – Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen toplantı’ya katıldığı bilgisi yer aldı.  İşgalcı Çin’in geleneksel ve tarihi “Batı’ya Taşma  ve istila etme planlarını” günden güne bilinçli olarak  ve bu işgal,yayılma ve  taşma projesinde insan gücü olarak bu proje için kullanmak  için Doğu Türkistan’a zorla yerleştiği etnik Han Çinli göçmenlerini yanı  üzere Çin nüfusunu kullanmak istiyor. Önce Türkistan coğrafyasını ve  daha sonra ise,  İslam ülkelerini de istila ve işgal etme “Yecüc  Ve  Mecuç” planını gerçekleştirmek için “21.yüzyıl’da yeniden İpek Yolu Projesi “ “Çin Rüyası” ve “ Bir Kuşak Bir Yol” projeleri olarak kamufle edilen bu taşma ve istila planları ile  bölge ülkelerine ve Türkiye’ye yutturma gayreti içine girmiş bulunuyor. .
Çin Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang toplantıda “İpek Yolu Ruhu’yla Bir Kuşak Bir Yol’unda El Ele” başlıklı konuşma yaparak, “ İpek Yolu güzergahında bulunan ülkelerin politikaları kenetlemeleri çağrısında bulunduğu bildiriliyor. Bu stratejik projenin kültürel, iletişim, ekonomik gelişme ve uygarlıkların birbirlerini aydınlatması alanlarında büyük umut beslediğini “ de iddia ettiği söyleniyor.
İşgalcı Çin barış,kültürler arası diyalog,politik kenetleme,Uygarlıkların bir birilerini aydınlatması  vebenzeri kulağa  çok hoş gelen cilalı sözleri sarfederek insanları kandırmaya çalışırken,İşgalı altında tututuğu ve Dünya Türkleri ve özellikle Türkiye Türklerinin bin yıl önceki kültür ve medeniyetlerinin müstesna nümune ve  izlerini taşıyan Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine bu bu güzel ve hoş  sloganları Neden uygulamıyor ?

Niçin bu masum Türklere kendi tarihi ata topraklarında  baskı,işkence ve zülmederek ,ekonomik ayırımcılık yapıp onları  aç vee çaresiz bırakıyor.Bu ülkeden elde edilen zengin kaynakların hiç olmazsa bir bölümünü bu ülke’de yaşayan Müslüman Uygur Türklerinin refahı ve  eğitim ve sağlık gibi alt yapısına sarfetmiyor ?

Bu ülkeden elde edilen doğal zenginlikleri neden insafsızca çalarak çırparak ve talan ederek etnik Han Çinlilerinin refahı ve zenginleşmesini temin için Çin’e kaçırıyor ?

Niçin Müslüman Uygur Türklerine karşı dini ve milli soykırım uygulayarak  onları tarih sahnesinden tamamen silmeye ve  toptan imha etmeye çalışıyor?
Çin’in ve dolayisiyle onu temsil eden  Elçisinin bu konuşmaları sadece ve sadece göz boyama,aldatma ve kandırma amaçlıdır. Çin yönetimi,Doğu Türkistan’daki katiamlarını bu ve benzer  makyajli yalanların arkasına gizleyerek Uygur Türklerinin  Allah’tan sonra dayanağı,ümit-ilham kaynağı ve hamisi Türkiye Türklerini  bir kez  daha aldatmak ve kandırmak istiyor.
İşgalcı Çin madem bu kadar barışsever ve dialog yanlısı ; neden işgal ettiği Doğu Türkistan’dan Tibet’ten ve Güney Moğolistan’dan defolup gitmiyor ?

Bu ülkeleri neden kendi gerçek sahiplerine teslim ederek çekilmiyor ?

Neden bu toplumları çelik perdenin içine hapsederek toptan imha etmek ve soykırım yapmak  için akla hayale gelmeyen Çin usulü yöntemlerle  katletmeye çalışıyor ?
Günümüzde Alman Faşistlerinin Yahudiler ve diğer soykırım yaparak toptan yok etmeye çalıştıkıları insanlara uyguladıkları insanlık dışı cinayetlere ait,filimler,resimler,resmi belgeler ve diğer kanıtlar mevcuttur.Naziler bütün bu insanlık dışı cinayetlerini icra ederken en azından buna ait belgeleri yok etmemiştir.


İşgalcı Çin işgalı altında tuttuğu Doğu Türkistan’da Tibet’te ve Güney Moğolistan’da 7/24 hesabiyle her günü Nazilerden ve Faşistlerden beter insanlık dışı cinayetler ve soykırıkmılar uyguluyor.ÇKP.’nin resmi borazanları olan resmi ajansları dahil hiçbir yerli ve yabancı gazetecilerin soykırımlar ve cinayetler işlediği bu bölge’lere gitmesini izin vermiyor.İşledikleri bu insanlık dışı cinayetlerini yine zülmederek kanla gizlemeye çalışıyor.Bu bölgelerdeki Cinayetlerinin görgü şahitleri tarafından dahi anlatılmasını de şantajlar ve ölüm tehdiktleri ile önlüyor. Buna uymayanlar ise bunun cezasını idam edilerek ödüyor. İşgalcı Çin bu tiksinidirici.kahredici  ve lanetlı uygulamaları ile Nazilerden beter bir tutum sergiliyor.
İşgalçı Çin’in Ankara Büyükelçisi’nin Erzurum’dan sonra Kars’ı de ziyaret ettiği belirtiliyor.


ERZURUM ; Kahraman Nene Hatun Anamızın Memleketi , Bağımsızlık ve Vatan Sevgisinin Tarihi  Sembolu  şehrimizdir.
Çin’in Ankara Büyükelçisi’nin bu Serhat şehrimizi ziyaretinin temelinde yatan esas konu : Erzurum’da sürekli sıcak gündemde tutulan Doğu Türkistan,Kırım başta Türk-İslam dünyası’nın mazlum halkları ve onların Sorunlarıdır. 1960’lı yıllaradan başlayarak Kahraman ve bilinçli Dadaşlarımızin diyarı Erzurum’muzda özellikle Atatürk Üniversitesi’nde Doğu Türkistan ile ilgili etkinlikler hız kesmeden devam ettirildiği hususudur.
Ayrıca,Erzurum şehrimizin Doğu Türkistan Türklerinin kalbinde ayrı bir yeri vardır ve Erzurum’lu Kardeşlerininin içten ilgisini,hemedertlik duygularını ve kadirşinaslık ve vefa duygularının hiçbir zaman unutmamaktadır.


Erzurum, Doğıu Türkistan Lideri Merhum Alptekin’i Bağrına basmıştır.
1966 yılının Nisan ayında(Kurban bayramı günleri olsa gerek.) O zamanki MTTB.Genel Başkanı ve daha sonra Milletvekili de olan Doğu Türkistan davasının mümtaj Gönüllüsü ve Erzurum’un  bir seçkin evladı  olan Rasim Cinisli Bey merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin’ı beraberinde Erzurum’a konferans vermesi ve bu şehri  ziyaret etmesi için birlikte Erzurum’a trenle götürür.Tren Erzurum Garı’na yanaştığında İstasyon’da mahşeri bir kalabalık vardır.Davullar ve zurnalar çalınarak adeta bir bayram havası oluşturulmuştur.Merhum İsa Yusuf Alptekin bu manzarayı görünce Rasim Cinisli Bey’e sorar , “Rasim Beyciğim,Erzurum’a bir devlet adamı veya devlet yetkilisi mi geldi ki böyle bir karşılama yapılıyor ? diye sorar.Bunun üzerine Rasim Cinisli Bey ; “ ,Evet efendim,bugün şehrimize Doğu Türkistan Hükümeti Yetkilisi ve Kabine Genel sekreteri İsa Yusuf Alptekin teşrif ettiler ve bu karşılama bu muhterem zat içindir.” Şeklinde cevaplandırır.Bu cevaptan son derece duygulanan merhum İsa Yusuf Alptekin Bey Rasim Cinisli Beye sarılır ve minnet gözyaşları döker.Erzurum’un yiğit dadaşları olağanüstü bir şekilde kendilerini karşılar ve saygı ve sevgilerini açık ve net olarak her vesile ile ifade ederler.Erzurum’da birkaç kalır.Türk tarihinin Türk Vatanseverliği ve kahramanlığının semebol ismi Nene Hatun Ana’nın mezarını ziyarete eder ve dua eder. Bu tarihi hatıralarını bizzat merhum İsa Yusuf Alptekin Liderimizden ve Sayın Rasim Cinisli Bey’den bizzat dinlemiştim.


Merhum Servet kabaklı Erzurum’da  Türkistan Gecesi Tertip Etmiştir.
Geçtiğimizi yıl hakkın rahmetine kavuşan Doğu Türkistan davasının kahraman ve fedakar neferi gazeteci yazar Süleyman Servet Kabaklı Atatürk Üinversitesi’nde Öğrenci Derneği Başkanı iken, 1975 yılında
Üniversite’de bir Turkistan Gecesi tertip eder. Manisa’nın –Salihili ilçesine yerleşik Doğu Türkistanlı Kazak Türklerinin ileri gelenleri ile onların kurduğu Falklor Ekibini Erzurum’a davet eder.Gece’de Doğu Türkistan ile ilgili konuşmalar yapılır.Bilgiler verilir. Bu Türkistan gecesi Erzurum’da büyük yankı bulur.Ulusal gazeteler de bu etkinlikler günlerce yer alır.


Güneş Vakfı-Erzurum Doğu Türkistan Günleri
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Erzurum Merkezli GÜNEŞ Vakfı genel başkanı Prof.Dr.Alparslan Ceylan Günaş Vakfı olarak 1999 yılının Ekim ayının son haftasında Erzurum’de 5 gün devam eden “Doğu Türkistanlı Günleri” tertip eder.İstanbul’dan Doğu Türkistan Vakfı’nin o zamankı Başkanı Emekli general Merhum,Mehmlet Rıza Bekin Paşa,Prof.Dr.Abdulkadir Donuk, Doğu Türkistan davası’nın Kayseri’deki bayraktarı ve öncüsü merhum Mehmet Cantürk Hoca ile Doğu Türkistanlı Sanatcılar Şairler ve aktivistlerden kurulu 15 kişi’nin uçak biletlerini gönderek Erzurum’a davet eder.Heyet Erzurum’da Hava Alanında karşılanır. Güneş Vakfı genel Başkanı Prof.Dr.Alparslan Ceyelan’ın Başkanlığındaki Doğu Türkistan Heyeti Erzurum Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eder ve basın toplantısı tertip edilir.Daha sonra Zaman’ın Erzurum Valisi,İl Emniyet Müdürü Büyükşehir Belediye Başkanı,Atatürk Üniversitesi Rektörünü  ziyaret ederler. Erzurum’da Nene Hatun Anamız,Aziziye Tabyası,Abdurrahaman Gazi Türbesi ve tarihi yerler ziyaret edilir. Şanlı Erzurum savunmasının şehitlerine dualar edilir.Atatürk Üniveersitesi Kültür Sitesinde yüzlerce öğrencinin katılımı ile Avusturyalı ünlü bir belgeselci Prof.Dr.Erich Fiegel’in hazırladığı TRT Tv.’da yayınlanan ve dünya’da büyük yankı uyandıran ve Doğu Türkistan’ın en iyi şekilde anlatan “Birbirgüç : Doğu Türkistan” belgeseli’nin Uygur Türkçesi ile seslendirilen nüshası seyredilir.Daha sonra Doğu Türkistan’ın güncel sorunlarının anlatıldığı bir konferans düzenlenir. Doğu TÜürkistan Günlerinde yapılan etkinlikiler ve Erzurum halkı ve özellikle Üniversite öğrencileri tarafından ilgi ile takip edilir
Erzurum’un bazı İlçeleri ziyaret edilir. Erzurum’un bir İlçesindeki kapalı spor salonunda Doğu Türkistan konferansı düzenlenir.Mesut Yılmaz’ın  Yamalı Bohça Koalisyon Hükümeti’nin Şerefli Türk tarihinin yüz karası meşhur 36 sayılı Ma’şum gizli genelgesi yürürlüktedir.İlçe Emniyet müdürü kapalı salona bizzat kendisi gelir ve asılı olan Doğu Türkistan’in ay yıldızlı gökbayrağı büyük bir başarı(!) ile indirir ve bir suç aleti(!) olarak büyük bir kahramanlık edasi(!) ile beraberinde götürür.
Erzurum “Doğu Türkistan Günleri’nin son gününde Palandöken Kayak Tesisilerindi zamanın MHP.’lı Büyükşehir Belediye Başkanı Doğu Türkistan Heyeti onuruna büyük bir ziyafet tertip eder.Doğu Türkistanlılara Erzuruum Şehrimizin Hemşehrilik Beratı takdim ederek onurlandırır. Doğu Türkistanlıların yaralı kalplerine merhuim olabilecek çok içten ve teselli verici konuşmalar yapılır.Heyet üyeleri minnet ve şükran duygularını hicran göz yaşları ile  açığa vurur.
Yukarı’da sözü edilen Maşum 36.sayılı genelge’nin gereklerini uygulamak isteyen zamanın Erzurum Emniyet Müdürlüğü Güneş Vakfı’na baskın düzenler.Vakıf binasında aramalar yapılır.Vakıf Başkanı Alparslan Ceylan Hocamızın ve yöneticiler hakkında soruşturma açar.
Sayın Prof.Dr.Alparslan Ceylan Hocamız, Türk Kahramanlığı,Türk Şecaatı ve Türk Yiğiitliği ve mertliğinin 20.yüzyıldaki barız bir örneğini ortaya koyarak  Doğu Türkistan STK.larının Maşum genelgenin kıskacı ve cenderesi altında ezilmeye çalışılan Doğu Türkistan davasırna en zor zamanlarda sahip çıkar ve Yiğit Dadaşların Kahraman Diyarı Erzurum’da da sahiplenmesini sağlar.
Erzurum’da iz bırakan tarihi Doğu Türkistan günlerini düzenleyen Sayın Prof.Dr.Alparslan Ceyelan Hocamız daha sonra, Çin işgal yönetimince “Çin’in Düşmanı olduğu” suçlaması ile kara listeye alınmış ve Çin’e girmesi de yasaklanmıştır.
Alparslan Hocamıza İşgalcı Çin’in koyduğu bu giriş yasağı kendisi ve biz Doğu Türkistanlılar için bir şereftir.Doğu Türkistan Milli Bağımsızlık tarihine altın harflarle kazınan bir hatıradır ve bir onur belgesi’dir.

Ayrıca,Güneş Vakfı her dönem düzenlediği ULUSLARARASI  TÜRK ŞÖLENİ’ne  Türk dünyası ile beraber Doğu Türkistanlıları da davet ederek,Doğu Türkistan’in güncel sorunlarının gündeme getirilmesini temin etmektedir.

Uygur Türklerinde bir ata sözü vardır , “ Muktedir’ge yar bolmak her kişinin işi – Yıkılganka yar bolmak ER kişinin işi = Muktedir kişi’ye yar olmak yanı onun yanında olmak herkesin işi – Düşene yar ve onun yanında olmak ER kişinin işi”
Sayın Prnof.Dr.Alparslan Hocamız ve bir birlerinden değerli Ekip arkadaşları bu karanlık günlerde Doğu Türkistanlı Kardeşlerine ve onların kutsal davasına sahip çıkarak ER VE YİĞİT Kişiler olduklarını kanıtlamışlardır.Kendilerini her zaman minnet ve şükranla yad ediyoruz. Bu arada bu günlere katılan ve daha sonra ahirete intikal eden Doğu Türkistan Vakfı Başkanı merhum E.General Mehmet Rıza Bekin Paşamızı  rahmet ve minnet ile anıyoruz. Kabri nur.mekanı cennette olsun.

 GÖKTÜRK DEVLETİ KAĞANI ATAMIZ  KÜLTİGİN’İN BİZLERE VASİYETİ

Orhun Anıtları arasında bulunan Kültigin Yazıtı’nın, doğu yönündeki yazı şöyledir:
“Çinlilerin sözleri tatlı, ipek kumaşları yumuşaktır, tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak budunu kendilerine yaklaştırırlar. Sonra da içlerine girer, kötülüklerini yaparlar. Çinliler, kendilerinden olmayan bilgili kişileri, kendilerinden olmayan alp kişileri yaşatmazlar. Yanılıp onlara inananlar, kendi soylarına en yakınlarına ve budununa yararlı olmaktan çıkarlar. Çinlilerin tatlı sözlerine, yumuşak ipek kumaşlarına aldanan pek çok Türk yok oldu. Türk budunu sen çoğu kez hep böyle aldanıp öldün.
Kültigin Yazıtı’nın, diğer yönünde ise,  şu sözler yer aalmaktadıır ;

“Çin milleti hilekar ve sahtekar olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için, Türk milleti ‘İL’ yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş.”  demektedir.

Değerli  Gönüldaşlar ve kıymetli Uyghurnet.org Haber  Sitesi Okurları, 
İşgalcı Çin’in Doğu Anadolu atağını ve Ankara Büyükelçisinin Erzurum ziyaretinin nedenleri hakkındaki bildiklerimi ve görüşlerimi  zannederim  sizlere aktarabildim. Dua ve  Saygılarımla.

Etiketler: » » » » » » » »
Share
1745 Kez Görüntülendi.