logo

trugen jacn

KOMÜNİST ÇİN ZULMÜ ALTINDAKİ DOĞU TÜRKİSTAN’İN DÜNÜ BUGÜNÜ VE YARINI

Yayınladığıımız bu yazı, Yeniçağ Gazetesi yazarı sayın Fatih ERBOZ’un “ÇİN ZULMÜ ALTINDAKİ DOĞU TÜRKİSTAN” adlı yazı dizisinden derlenmiştir.Kendisine  teşekkür ederiz. 

aKSU-bAY hARİTASI

DOĞU TÜRKİSTAN        :    

  • Yüzölçümü: 1.828.418 km2
  • Nüfusu: 30 milyon
  • Başkenti: Urumçi
  • Önemli Şehirileri Urumçi,Kaşgar,Kumul,Aksu,Turfan,Gulca,Yarkent,Kuçar ve Hoten,Altay Çeçek

Türklerin çocuk sahibi olması bile yasak!..
Doğu Türkistan’ın yıllardır verdiği özgürlük mücadelesi her seferinde kanla bastırılıyor.

Binbir türlü Çin işkencesi’nin Türk kimliği üzerindeki tahribatı inanılmaz boyutlarda.

Abdiniyaz Kemal

Resim muhtemelen Ağustos 1937’de Yarkent’te İsveç Misyonerlerince çekimiştir.

Bu resimdeki Kahraman Binbaşı Abdulniyaz Kemal Beg’dir. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanı General Mahmut Muhiti 12 Nisan 1937’de Kaşgar’dan ayrıldığında bu cesur ve Kahramanı   6. Tugay (Divizye)’ın Komutan Cekilliğine tayin etmiştir.Kendisinden kat kat üstün birleşik Sovyet ve Çin Kuvvetlerine kahramanca karşı koymuş ve bütün Tugay ile birlikte canlarının son damlasına kadar savaşmış ve Teklemakan Çöllerinde şehit olmuşlardır.Kendisini ve tüm şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyoruz.

Doğu Türkistan 250 yıldır, Çinlilerin  işgalinde  bulunuyor

Orta Asya’daki Türk vatanı Doğu Türkistan Çin zulmü altında inim inim inliyor. İşkencelerin ölümlerin kol gezdiği bu topraklarda Türk kimliği yok edilmek isteniyor. Yıllardır süren özgürlük mücadelesi her seferinde kanla bastırılıyor. Türklerin yaşama hakkına bile saygı duymayan Pekin yönetiminin asimilasyon ve soykırımı politikaları dünyanın gözleri önünde tüm vahşetiyle devam ediyor. Doğu Türkistan’da son günlerde yaşanan vahşet dikkatleri tekrar bölgeye çekti. Her açıdan Türk tarihi için büyük öneme sahip bu ülkeyi derinlemesine inceledik ve ’Çin işkencesi’nin Türk kimliği üzerinde meydana getirdiği derin tahribatı, yaptığımız araştırmalar ve uzman görüşleriyle ortaya koymaya çalıştık.

gÖKTÜRK-hİLAL

Göktürk  : Türk-İslam Kimliğinin ifadesi yasaklanmıştır

Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı Hamit Göktürk, Doğu Türkistan Devleti’nin ismi başta olmak üzere tüm haklarının gasp edildiğini söyledi.

Doğu Türkistan’ın Türk dünyasının doğudaki kalesi olduğunu kaydeden Göktürk, bölgenin stratejik açıdan çok önemli bir konuma sahip olduğuna dikkat çekti. Çin ve müttefiklerinin bu ülkedeki Müslüman-Türk varlığını  istemediğini kaydeden Göktürk, Doğu Türkistan Türklerinin varlığının Orta Asya ve Anadolu Türkleri için de bir güvence olduğunu kaydetti. Türk- Varlığının  bu bölgede yeniden etkinlik kazanmaması için Çin’in  akla hayale gelmedik insanlık dışı yöntemler  uyguladığını vurgulayan Göktürk, “Doğu Türkistan’da Kardeşlerimizin ellerindeki daha önce verilen posaportlarına el konuluyor.Türklerin dünya’yı tanımaları ve gelişmelerden habersiz kalmalarını sağlamak   sudan ve  anlamsız bahanelerle pasaportları alınıyor. Pasaport verilmiyor.Seyahataları içeride ve dışarıda engelleniyor. Kişilerin kişisel Varlıklarına,ev ve barklarına ve taşınır ve taşınmaz bütün    mallarına el konuluyor” diye konuştu. Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin kendi kimliklerini ifade etmelerinin yasak olduğuna dikkat çeken Göktürk,  Türk ve Doğu Türkistan kelimelerinin terör nedeni sayıldığını belirtti.Uygulanmakta olan insan hakları ihlallerinin etnik soykırım boyutlarına ulaştığını de ifade etti.

Hamilelere işkence

“Doğu Türkistan topraklarını işgal eden Çin, Türk toplumunun her türlü davranışına sınırlama getiriyor” diyen Göktürk, şunları belirtti: “Türklerin doğum yapmasını bile yasaklıyorlar. 20 bin kişilik bir bölgede yüzde 1 oranında çocuk kontenjanı veriliyor.Türk neslinin idamesine yani Doğuma  sınırlama getiriliyor. Bu sınırlamalar konusunda itiraz olduğu ve aykırılık tesbit edildiği zaman ağır para cezası ve kürtaj  uygulanıyor. Dolayısıyla 20 bin kişilik bir kentte ancak 200 çocuk ya da bebek bulabiliyorsunuz. Doğu Türkistan’da bunun gibi daha bir çok insanlık dışı uygulamalar engeller,kısıtlamalar ve  yasaklar ile de karşı karşıya kalınabiliyor ” Doğum kontrolü adı altında soykırımı yapıldığına vurgu yapan Göktürk, “Hamile Türk kadınlar  yumruklanarak ve şiddet uygulanarak düşük yapmaları temin ediliyor. Bölgede gerçekleştirilen uygulamaları tarif etmek mümkün değil. Bunun adına ne denir bilemiyorum. Doğu Türkistan’daki Türkler Çin yönetimi altında insani haklarını kullanamıyorlar ve hiçbir şekilde huzurlu ve mutlu yaşamıyorlar.”

Erkekleri köle yapalım, kadınları…

Doğu Türkistan’da bir milyon kadar askerini silah altında tutan Çin, Doğu Türkistan’da Müslümanların attığı her adımı kontrol etmekte. Yollarda kurulmuş olan askeri denetim noktalarında tüm araçlar tek tek durdurulup içleri aranırken erkekler hakarete uğrayıp tartaklanmakta, Türk kadınlar ise tacize uğramakta.

Zehirlenmiş zihniyet

Buradaki zulüm zaman zaman Batı basınının bile dikkatini çekti. Urumçi Üniversitesi’nin duvarında hala asılı olan 2 Ekim 1988 tarihli The Independent gazetesi, Çin’in bakışını şöyle aktarıyor: “Türk erkeklerini sonsuza kadar kölemiz yapalım, kadınlarını da asırlar boyunca fahişemiz.” Gazete, bu düşünceyi ise şu şekilde değerlendiriyor: “Katıksız ırkçı düşünce ile zehirlenmiş bir zihniyetin göstergesi.” Japonya Mainichi Daily News gazetesi ise 2000 tarihli sayısında şunları yazıyor: “Doğu Türkistan’da bir kişi sadece boş bir şüphe üzerine yıllar boyunca tutuklu kalabiliyor. Türkler asılsız suçlamalarla idam edilmekte, zaman zaman da toplu olarak katledilmekteler. Kadınlara zorla kürtaj yapılmakta, birden fazla çocuğa sahip olanların çocukları ellerinden alınmakta.”

Yer altı Kaynaklarınca çok   Zengin

Petrol, wolfram, altın, kömür, uranyum gibi stratejik hammaddelere ve sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülke. Çin’de mevcut 162  madenin 148 çeşidi Doğu Türkistan’dan çıkarılmakta. Doğu Türkistan’da şimdiye kadar 5 bin yerde maden ocağı işletmeye açıldı. Bu Çin’deki toplam maden ocaklarının yüzde 85’ini teşkil eder.

Petrol ve Doğalgaz  

Doğu Türkistan’da yaklaşık 500 bölgeden petrol, 30 bölgeden doğalgaz çıkarılmakta. Son yapılan araştırmalarda Türkistan’da petrol rezervi 120  milyar ton doğal gaz rezervi ise 2 trilyon m3. olarak tespit edildi. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınmakta. Çin’in kömür rezervinin yarısı da Doğu Türkistan’da. Yıllık altın üretimi 360 kg. civarında. Uranyum, wolfram gibi stratejik madenlerle tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan’ın başlıca yeraltı ürünleri arasında.

Üç defa özgür oldular Ve Bağımsız Devletlerinhi Kurdular

Doğu Türkistan’da ilk Çin istilasının vuku bulduğu  1759’dan bu yana 200’den fazla silahlı ayaklanma oldu. Türk halkı üç defa özgür olabildi ve bağımsız devletlerini kurdular.  Bu devletler şunlardır ;

Kaşgariya(Doğu Türkistan)İslam Devleti : 1863’te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan, Osmanlılar, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanındı. Ancak bu bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürdü. 1877 yılında İngilizlerin 400 milyon sterlin yardım ve Rusların Silah desteği ile  Çin imparatorluğu tarafından  tarafından işgal edildi ve 1884’de Xinjiang= Yeni topraklar adı ile 19.eyalet  olarak Mançu – Çin imparatorluğa bağlandı.

Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti : 20. yüzyılın başlarında Orta Asya’da başlayan milliyetçilik akımının sonunda 1933 yılında Kaşgar’da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti kuruldu. Bu Cumhuriyet 1937’ye kadar  4 yıl süre ile ayakta kaldı.Bu Türk devleti de yine Stalin Rusyası’nın Çin’e fiili askeri müdahalesi ve  yardımı ile ortadan kaldırıldı.

Doğu Türkistan Cumhuriyeti : 1944’de  Gulca’da kurulan ” Şerki Türkistan Azatlık Teşkilatı “’nin önderliğinde  Üç Vilayet İnkılâbı” olarak bilinen ayaklanmanın başarıya ulaşaması ile Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti tekrar kuruldu.  Yalta Konferansında batılı Liderlerin  gaflet ve ihanetleri sonucu Doğu Türkistan Çin nufuzna bırakıldı. Aksu’yu fetheden ve başkent urumçi’yi kuşatan Doğu Türkistan Milli Ordusu Stalin’in tehdidi  ile durduruldu. Çin’de iktidarı ele geçiren Mao Liderliğindeki Kızıl Çin Kuvvetleri, 1949’da Rusya’nın  askeri yardımı ile  ile Doğu Türkistan’a girerek ülkeyi tekrar işgal etti,bu Türk Cumhuriyetini yıktı. Lider kadrosunu katletti ve Türk ülkesini resmen işgal etti. O, tarihten beri Doğu Türkistan baskı,zulum,işkence assimilasyon ve ırkı soykırım uygulamaları   günden  güne artarak devam etmektedir.

Devlet Bakanı  Prof.Dr. Abdulhaluk  Çay  : Ankara net olmalı

Devlet eski Bakanı Prof. Dr. Abdulhaluk Çay, Çin’nin Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerinden tahmin edilenin çok üstünde rahatsız olduğunu söyledi. Pekin yönetiminin Türkleri suçlamak için basit bahaneler bulduğunu dile getiren Çay, “Çin, doğum kontrolünden asimilasyon politikalarına kadar bir çok insan haklarını ayaklar altına alan  baskı ve zulum politikalarını da Doğu Türkistan’da uyguluyor. Bunların içinde asimilasyon politikaları üzerinde özellikle durmak gerekiyor. Doğu Türkistan’a Çinli yerleştirilerek buradaki Türkler asimile edilmek isteniyor. Doğu Türkistan Türklerinin varlığı ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor” şeklinde konuştu. Çin yönetiminin insan haklarından uzak tam anlamıyla bir terör devleti anlayışıyla Doğu Türkistan’a yaklaşım içerisinde olduğunu tüm dünyanın artık bilmesi gerektiğini belirten Çay, Türkiye’nin de bu konuda net politikalar izlemesi gerektiğini kaydetti.

A.Kadir DamollamDoğu Türkistan,  Ölümüne direndi  ve direnmeyi sürdürüyor  

Doğu Türkistan’daki milli uyanış 20. yüzyılın başlarında başladı. Türklere  öncülük eden isimlerden biri  ise, Abdülkadir Damulla’dir. .Damulla, açtığı Matle’ul Hidayet ismindeki okul’da öğrencilere milli ve kutsal   değerleri Doğu Türkistan gençlerine aşılayarak bilinçlenmelerini sağladı. 1940’lı yıllarda  Doğu Türkistan’da mücadeleyi “Üç Efendiler” olarak anılan İsa Yusuf Alptekin, Muhammed Emin Buğra ve Mesud Sabri Baykuzu üstlendi. Mesud Sabri Baykuzu’nun Doğu Türkistan için verdiği mücadele, 1951 yılında Çin yönetimi tarafından tutuklanıp, 1952 yılında zehirli bir iğneyle öldürülmesi ile son buldu. İsa Yusuf Alptekin ve Muhammed Emin Buğra’nın mücadeleleri ise ömürlerinin sonuna kadar  yurt dışında devam ettirdiler.

Erdoğan Urumçi

Başbakan Erdoğan: Rabia Kadir Talep Ederse  vize veririz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir’in müracaat etmesi halinde kendisine vize verileceğini söyledi. Temmuz – 2009’da  G-8 Zirvesi çalışmalarına katılmak üzere İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin daveti üzerine İtalya’ya giden Başbakan Erdoğan, hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Doğu Türkistan’da yaşananlara değinen ve konuyla ilgili girişimlerin başlatıldığını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili olarak Çin Büyükelçisini de bakanlığa çağırarak gerekli görüşmeler yapıldı. Bunun bir vahşet ve adeta “SOYKIRIM ”  olduğunu söyledik. Bu vahşetin süratle durdurulmasının gereğinden bahsettik. Çin devlet başkanı da G-8’de olacaktı,fakat Urumçi olayları sebebi ile  katılmadı. Başta Amerika olmak üzere, G-8’deki ülkelerle bu konuyu ben ayrıca görüşeceğim. Böyle bir vahşete seyirci kalmamız, hele hele Türkiye olarak söz konusu olamaz. Bunun için bütün girişimlerimizi hep birlikte sürdürüyoruz.”

rabia-kadir

DUK.Genel Başkanı Rabia Kadir Türkiye’ye geliyor

Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir Başbakan Erdoğan  kendisine vize verilmesi  konusundaki  açıklamasından son derece mutlu olduğunu ve   en kısa zamanda vize başvurusu yapacağını ve Türkiye’ye geleceğini açıkladı.

Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir’in Türkiye’den vize alması talebiyle ilgili olarak da konuşan Erdoğan, “Bu tür şeylerde davet olmaz, müracaat olur. Benim şahsıma böyle bir bilgi gelmiş değil. Daha önce dışişlerine böyle bir müracaatın olduğunu bir gazete haberinde öğrendim. Müracaatı olması halinde biz kendisine vize veririz” açıklamasında bulundu.

Bakan Ergün : Önce boykota çağırdı sonra geri adım attı!

Çin’in 05 Temmuz 2009’da Doğu Türkistan başkenti Urumçi’di uygur Türklerine karşı soykırımı protesto etmek amacı ile Üstü kapalı şekilde Çin mallarını boykot çağrısı yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı  Nihat Ergün’den, kısa süre sonra  bir ” düzeltme ” geldi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Yozgat’ta yaptığı açıklamada “İnsan haklarına saygı yoksa, bu ülkenin ürünlerine karşı tavrımızı ortaya koymamız lazım” dedi. Ergün, şunları söyledi: “Ucuz mal diye kötü malı almak zorunda değiliz. Başka bir şey daha arayalım. Malını tükettiğimiz ülkelerin insanlığa saygısı var mı, diye bakalım. Eğer malını tükettiğimiz ülkelerde insana, insanlığa saygı yoksa, o zaman bizim bu tüketimi gözden geçirmemiz, bu ürünlere karşı da tavrımızı, tutumuzu açıkça ortaya koymamız lazım.” Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bu açıklamadan birkaç saat sonra sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirtti. NTV “ye konuşan Ergün, hükümet olarak bu yönde bir karar alınmadığını belirtti.

Dış İşleri Bakanı Davutoğlu  Hillary Clinton’u aradı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Doğu Türkistan’daki olaylarla ilgili olarak sürdürdüğü telefon diplomasisi çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüştü. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre Davutoğlu, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylara ilişkin Clinton’ı telefonla arayarak, Türkiye’nin konuya ilişkin hassasiyetini aktardı. Davutoğlu’nun diğer telefon görüşmelerinde de vurguladığı gibi Clinton’a da uluslararası toplumun konuya daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini ilettiği öğrenildi. Doğu Türkistan’da insanlık trajedisi yaşandığına dikkati çeken Davutoğlu, bu olayların etnik gerginliğe yol açmasının önüne geçilmesinin şart olduğunu da belirtti. Bakan Davutoğlu, Sincan’daki olaylarla ilgili olarak Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve İran Dışişleri Bakanı Mutteki ile telefonda görüşmüştü. (AA)

Yusufiyelilerden sert tepki

Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanı Ahmet Yılmaz, Doğu Türkistan’daki Türklerin Çinli’ler tarafından katledilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP milletvekillerini de sert şekilde eleştirdi. Yılmaz yazılı açıklamasında şunları söyledi: “MHP milletvekillerinin göbek atma yarışmalarına sahne olduğu günün ertesi, sayıları 500’ü geçen ölü ve binlerce yaralısıyla soydaşlarımıza katliam yaptırılmış, bu vesileyle de Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza mesaj verilmiş, dolayısıyla da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aciziyeti gösterilmiş, sahipsiz olduklarını bütün dünyaya göstermişlerdir. “ (1)

998-7-cin-zulmu-devam-ediyor-ihh-fotogaleri[800x532]

Doğu Türkistanlıların İşgalcı Çin’den Şikayetleri 

  • Yurt dışından getirtip kurşuna diziyorlar!..
  • Kadınlarımız gayri ahlaki işlerde zorla çalıştırılıyor
  • Çin yönetimi, Doğu Türkistan’da uyguladığı doğum kontrol politikasıyla Türklerin çocuk sahibi olması engelleniyor.

Çin istilasına karşı yüzlerce yıldır var olma savaşı veren Doğu Türkistan’da yaşananlar insanın yüreğini kanatıyor.

Son günlerde yaşanan katliamla tekrar dünyanın gündemine oturan Doğu Türkistan’daki acı olaylar Türk halkının yüreğini kanatıyor.  Yıllardır Çin vahşetine  maruz kalan Uygur Türklerinin maruz  kaldıkları iihlallerin dünya’da yeterli yankıları bulmadığını ve tepki gösterilmesinden yakınılıyor. Doğu Türkistan STK.ları  Pekin’in Türkleri bölgeden tamamen  silmek ve toptan yok etmek  istediğini söyledi. Doğu Türkistan’da yaşananları tüm dünyaya belgeleriyle duyurmakta kararlı olduklarına dikkat çeken Uygur STK.lar  Çin’nin Doğu Türkistan’da yaptıklarıyla sadece yönetimsel bir baskı ortaya koymadığını, bunun bir medeniyeti yok etme girişimi olduğunu dile getirdi.

Çin Yönetiminin Türkleri Yok etme girişimleri

“Doğu Türkistan sadece orada yaşayanları ifade eden bir olgu değil. Aynı zamanda bir medeniyetin adı”  olduğuna vurgu yapan   STK.lar şu görüşleri de  sürekli  dile getiriyorlar ;  “Bugün Türkçede kullanılan bir çok kelime bu medeniyet kökenlidir. Türkistan medeniyeti incelendiğinde ipek üretimi ve işlenmesi, kağıt kullanımı, tarım ve dokumacılık alanlarında bir çok medeniyetten çok daha önce bunları sosyal yaşantısının bir parçası haline getirmiştir. Bunların belgeleri mevcuttur. Bugün yaşananlar, Çin’in gerçekleştirdiği baskı böyle geniş ve tarihsel önemi ve derinliği olan bir medeniyeti ortadan kaldırmaya yönelik girişimdir.”

Batı  Biz Uygur Türklerini  görmüyor

Tarihte daha önce Mayaların, Azteklerin, Kızılderililerin de büyük medeniyetler kurduklarını ancak daha sonra sömürge zihniyetinin temsilcileri tarafından ortadan kaldırıldıklarına , bugün Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri de böyle bir tehlikenin beklediğini, Çin yönetimi Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerine insanlık dışı ve acımasızca  baskılar yapmaktadır. gelmekte ve Doğu Türkistan’da bir soykırımı politikası uygulamaktadır. nıyor. Çin bütün bunların gayet normal ve rutin bir uygulama olduğu iddia etmektedir. Buna karşılık Batının demokrasi  ve insan hakları söylemlerini dilinden düşünmeyen örgütleri ise bu konu da  yeterli  bir araştırma yapmamam gereği duymamaktadır. Çin, Uluslar arası toplum ve kamu oyunu   Çin yanlısı ve yalan haber ve bilgilerle kandırmaktadır. Batılı ülkeler Türkleri yeterince  dinleme ihtiyacı  duymuyorlar. Bu  tutum ise, Türklere karşı uygulanan çifte standardın açıkça bir göstergesi olduğunu ifade ediyorlar.

Not : yazı dizisinden  kısaltılarak alıntı yapılmıştır.

Yazı Dizisinin Kaynakları:

  1. http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=19658
  2. http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=19839
Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
1609 Kez Görüntülendi.