logo

trugen jacn
16 Şubat 2016

DOĞU TÜRKİSTANLI EĞİTİMCİ ABDULVELİ EYUP İLE SOHBET(1. BÖLÜM)

Doğu Türkistan’da Türk çocuklarına  kendi dillerinin  anaokulu’nda bile öğretilmesi  yasak.
Bakın,Türk olmamız bizim elimizde değil. Allah’ın  lütfettiği  bir takdir. Türklük Allah’ın  verdiği bir davadır. Çünkü Allah bizi Türk yaratmıştır.Bunu değiştirmek bizim veya başakasının elinde değildir.Bizim bu davadan vazgeçmemiz asla mümkün değilidir. Bu, Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin de bir suçu değil Elbette.

a.eYUP

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM) 

Sayın Abduveli Eyyup. Genç bir eğitimci ve dilbilimcisiniz. Türkçe eğitim veren anaokulu açtığınız için Çin rejimi tarafından 15 ay hapiste tutuldunuz. Şu anda Türkiye’desiniz. Bize kendinizi tanıtıp ve neden hapse atıldığınızı kısaca anlatır mısınız?

Ben 1974 doğumluyum. Lisans eğitimimi Pekin’de aldım. Doğu Türkistan’da eğitim seviyesi düşük ve eğitim sisteminin çok sorunları var. Ben kendi ülkeme dönüp halkıma hizmet etmek istedim. Doğu Türkistan’a döndüğümde tercümanlık mesleğine başladım. Komünist Parti’nin köylere kadar inen şubeleri var. Çince bilmeyen insanlara tercümanlık yapmam ve Han kökenli komünist kadrolarla dolaşmam gerekiyordu. Ama bu işi hiç sevmedim. Çünkü tercüme yaptığım zaman kendi insanlarımın kırıldığını, ezildiğini ve kötü kişilerin tercümanlığını yapmak zorunda kaldığımı gördüm. İşimi bıraktım. Neden işini bıraktım diye sorgulandım; ben de gerekçe olarak eğitimime devam etmek istediğimi belirttim. Urumçi’de lisansüstü sınavına girdim ve kazandım. Lisansüstü eğitimimi bitirdikten sonra 2001’de Çin’de bir üniversitede okutman olarak işe başladım.

2005’e kadar Çin’deki üniversitede görev yaptıktan sonra; Türkiye’ye Ankara Üniversitesi’ne misafir araştırma görevlisi olarak geldim. Bu süreçte hem Türkiye hem Çin Milli Eğitim Bakanlıklarından burs aldım. Türkiye’de 6 ay çalıştım. Bu süreçte Türkiye’de özel dershaneler ve özel okullar ilgimi çekti. Çok başarılı uygulamalar vardı. Aynısını Doğu Türkistan’da uygulama fikri ilk o zaman aklıma geldi. Şirket olarak Doğu Türkistan’da dershane açmak, tıpkı Türkiye’deki gibi yabancı dil ve diğer alanlarda Uygur gençlerine destek olmak istiyordum.

Belki okul açamazdık, izin vermezlerdi ilk başta. Ama dershanelerle Türkçemizi geliştirmek ve Türk öğrencilere destek olmak mümkün olabilirdi.

2007’de Doğu Türkistan’a döndüm. Tekrar bir üniversitede göreve başladım. Dershane projelerimi anlattığımda ilk başta ne yazık ki pek ilgi ve destek bulamadım. Daha sonra Uluslararası Ford Bursu’na başvurdum. Çin’de bu bursa başvuran 100 bin kişinin arasında ilk 36’ya girdim ve bu bursu kazandım.

Bu burs sayesinde ABD’ye gittim. Orada Çin lisansüstü programımı kabul etmedikleri için dilbilimi üzerine tekrar mastır yaptım. Ben ABD’ye gittikten bir ay sonra 5 Temmuz 2009 olayları Doğu Türkistan’da patlak verdi. Büyük bir katliam yapıldı. Çok sorunlar yaşadık. Ülkemle telefon ve İnternet bağlantısı Çinlilerce  kesildi. Bir yıla yakın bir süre  ABD’den ne  ailemle hiç bir şekilde  bağlantı kuramadım.

Mart 2010’da kesin karar verdim. ABD’den vatanıma dönüp; Türkiye’de karar verdiğim projeyi ne olursa olsun gerçekleştireceğim. Aynen Türkiye gibi ABD’de de özel dershaneler var. Onları da çok uzun bir süre araştırdım. Sistemi öğrenmeye çalıştım. Oradaki Türk arkadaşlarım ile pek çok eyalete gidip ABD’deki dershaneleri inceledik.

A.veli Eyyup

Doğu Türkistan’da Dershanecilik Serüvenim

2011 yılının  Temmuz ayında Doğu Türkistan’a döndüm. Geldiğimde etüt merkezlerinin açılmaya başlandığını gördüm. Etüt merkezlerindeki diğer arkadaşları bir araya topladım.

İlk olarak beraber bir okul açtık. Daha doğrusu bu bir etüt merkeziydi. İngilizce öğretim merkezi, dil dershanesiydi.

Bu dershane çok başarılı oldu ve 2013’e kadar faaliyetini sürdürdü. Öğrenci sayımız çok arttı. Çin’de İngilizce eğitim çok önemli. Ama Doğu Türkistanlı çocuklar okulda bu derste çok zorlanıyor. Çünkü öğretmenler İngilizceyi Çince öğretiyor. Oysa bizim anadilimiz Türkçe. Yabancı dil öğrenmek zaten çok zor. Yabancı dili yabancı bir dilden öğrenmek daha da zor… Bu yüzden Türk öğrenciler sistemde hep geride kalıyor. Bizim okulumuza bu kadar büyük talep olmasının nedeni İngilizceyi Türkçeden öğretmemiz ve öğrencilere çok destek olmamızdı. Öğrenci sayımız 400’ün üstüne çıktı.

Biz artık bu projeyi geliştirmeyi düşündük. Çünkü etüt merkeziyle artık ilerleyemiyorduk. Öğrenciler dolup taşıyordu ama mevzuata göre etüt merkizini daha fazla büyütemiyorduk.

İlk  Uygur Türkçesi ile Eğitim Veren  Anaokulu

Bu sırada Türkçe eğitim veren bir anaokulu da açmıştık. Bu anaokulu da muazzam başarı kazandı. Çin mevzuatına göre o tarihte Türkçe anaokulu yasak değildi.

Sonra bu anaokula gelen veliler ve öğrencilerde büyük bir talep oldu. “Anaokuldan sonra çocuklarımız nereye gidecek” diye soruyordu veliler.

Doğu Türkistan’da ilkokula başlayınca Türkçe eğitim fiilen bitiyor. Oysa mevzuata göre çift dilde eğitim var. Çince ve Türkçe… Ancak hiçbir ders Türkçe değil. Türkçe fiilen seçmeli derse dönüşmüş ancak  bu dersin sınavları bile yapılmıyor.

Biz ise anaokulunda hem Türkçe hem Çince hem İngilizce gerçek anlamda eğitim veriyorduk. Böylece Türkçe özel ilkokul açma fikri ortaya çıktı. Özel okul tabii ki Çin mevzuatına uygun eğitim verecek ancak çift dilli eğitim sözde kalmayacak Çincenin yanı sıra gerçekten Türkçe de eğitim verecek. Diğer Okullaradaki gibi Uygur (Doğu Türkistan ) Türkçesi yasak olmayacaktı.

Yani siz  yürürlükte yanı mevzuatta var  olan, Çin devletinin de görünüşte tanıdığı çift dilde eğitimi gerçekten uygulayacaktınız.

Evet tam olarak bunu yapacaktık. Tamamen yasal. Hem Türkçe hem Çince hem de İngilizce olacak. Zaten Çince, İngilizce olmaması mümkün değil. Çocuklarımız iş bulamaz. Mevzuata göre Çince de zorunlu. Bizim Türkler buna çok büyük talep gösterdi. Çocuklarımız hem iyi eğitim alacak hem de gerçkten Türkçe de öğrenecek diye.

Abduweli-Ayup-Muhemmetsidiq.JPG

Halk Türkçe özel okul için seferber oldu

Bu  özel Okul açma girişimimiz, neredeyse bir halk hareketine dönüştü. Örneğin bizim Hoten diye büyük bir vilayetimiz  var. Oradaki Türkler çok büyük bir arazi ayarlamışlar. Bizden tek istedikleri orada okul açmamız. Onlar bize şu teklifleri sundular ; ” Okul için gerekli  arazi; okulun bütün sıralarını, kütüphanelerini, dersliklerini ve diğer masrafları biz karşılayalım. Öğrenciler de bizden olsun.Siz sadece Öğretmenleri bulun ve işe girişin. Yanı Öğretmen, sizden,Okulun döşenmesi  okul-ders araç ve gereçler ve  öğrencileri bizden.” olsun diyorlardı.

Halk resmen seferber oldu. Bir web sitesi açtık. 1 milyon 500 bin kişi sitemize kayıt oldu. Okul talepleri her yerden geliyordu.

2013 Mart ayında Kırgız ve Kazak arkadaşlarımızla da iletişime geçtik. Onlardan da talep geldi. Okulumuzda Kırgız ve Kazak Türkçesi için ayrı sınıflar açmaya karar verdik. Ben önceden üniversitelerde çalıştığım için Kazak ve Kırgız Türklerinin aydınlarıyla irtibatım vardı.

Sonunda Uygur, Kırgız ve Kazak aydınları ve eğitimcileri büyük bir konferans düzenlemeye karar verdik. Konferans resmi ve yasal bir toplantıydı. Yer ayarlandı. Büyük bir salon kiraladık. Tüm katılımcılara davetiye gönderdik. Toplantı için izin aldık. Konferans Urumçi’de başkentimizde yapılacaktı. Konferansımız başlığı şuydu: “Yasaya uygun anadil öğretimi.”

Çin polisinin baskısı

Ancak 18 Mart 2013’te Urumçi’de Çin polisi beni sorguya aldı. Oysa konferansın izinli ve yasal olmasını bir yana bırakalım başlığı bile zaten Çin yasalarının bize sözde sağladığı anadilde öğretim imkânlarının tartışılmasıydı.

Polis yasal iznimize rağmen konferansa izin vermeyeceğini bildirdi. Ben de zaten şirket olarak düzenlediğimiz bir konferans; kendim karar verdim. Tamam o zaman konferansı yapmayacağız. Pek çok arkadaşım itiraz etti; çok masraflar yapılmıştı. Olsun dedim. İptal ediyoruz. Biz hükümete karşı değiliz. Hükümet ne isterse onu yapacağız. Çünkü karşı taraf hepimizi tutuklamak için bahane arıyordu.

Sonra ertesi gün Kaşgar’da açtığımız ve çok başarılı olan anaokulumuzun kapatıldığını öğrendim. Kaşgar’daki okulumuzu kapattılar.Bizler  Urumçi’de okul açma çabalarını sürdürürken,  Kaşgar’da  açtığımız  okul kapatıldı.

Anaokulumuz ile yabancı dil eğitim merkezimizin kapatıldığı bilgisi telefonla geldi. Biz iyi niyet gösterdik. Konferansı yapmayacağız, hükümet ne isterse kabul dedik. Biz sözümüzde durduk ama onlar sözlerinde durmadı.

Ben bu gelişmeye çok kızdım. İsyan ettim. Bu isyanımı bir makaleye olarak yazdım ve internetteki web sitemizde yayınladım. Yazdıklarım uluslararası medyaya yansıdı. Ve bundan sonra başıma her türlü sorunlar ve belalar peş peşe  gelmeye başladı.

Urumçi’de yine de okul açmak için çok çabaladım. Bir yer kiralıyoruz. Bugün evet diyen ertesi gün çekiniyor ve hayır diyor. Polis herkesi tehdit ediyor.

Doğu Türkistan dışındaki bölgelerde yani Çin’in diğer bölgelerinde herhangi bir Çin vatandaşı özel şirket kurup Çince eğitim veren özel okul açabiliyor mu?

Açabiliyor. Bizim yaptığımız tamamen mevzuata uygun. Zaten Kaşgar’da, Yarkent’te bile Han (Çinlilerin) kökenlilerin açtığı Çince eğitim veren pek çok özel okul var.

O zaman hangi mevzuata dayanarak Kaşgar’daki okulunuzu kapattılar ?

Kaşgar’daki bahaneleri şuydu: Okulun koşulları bizim ölçülerimizi karşılamıyor. Yok kapısı dar; tavanı alçak v.s.

Bu aşamada kaç öğrenciniz vardı?

Anaokulunda 56, dil eğitim merkezimizde 200’den fazla öğrencimiz vardı. Biz tekrar Kaşgar’da anaokulu açmak için başvurduk. Başka ve daha geniş bir şirketle başvurduk bu sefer. Benim adım fişlenmişti. Çin’de bunlara halk şirketi deniyor. Halkın koyduğu sermayeyle kurulan özel şirketler bunlar.

Ben  bu aşamada biraz geri planda kaldım. Ama Çince mevzuatı ve hukuk sistemini çok iyi bildiğim için bütün gerekli yazışmaları ve başvuruları ben kaleme aldım. Diğer arkadaşlar için hazırladım. Biz onay alınca tekrar hemen eski bir okul bulduk ve kiraladık. Doğu Türkistan’da pek çok okul boş ve çürümeye yüz tutmuş. Çünkü biliyorsunuz nüfusun artması engelleniyor. Çocuk sayısında sınırlama olduğundan 1980’lerden sonra okullar boşaldı.

(Birinci Bölümün Sonu – Devam edecek.)

 

Abdulveli Eyyüp Kimdir ?

Abdulveli Eyyup 1974’de Kaşgar’da doğdu. İlk,Orta ve Lise öğrenimini Kaşgar’da tamamladı. Pekin Merkezi Milletler Üniversitesi Türkoloji bölümününden mezun oldu. Daha sonra Lencu Kuzeybatı Milletler Üniversitesinde yüksek Lisans yaptı ve aynı Üniversitede öğretim üyesi olarak bir süre çalıştı. 2006’de Türkiye’ye geldi.Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkez’inde bir yıl süre ile Türkiye Türkçesi eğitimi aldı ve bir yandan da araştırma ve incelemelerde bulundu. Türkiye’de iken, Ford Vakfı’nın araştırma bursunu kazanarak ABD’ye gitti.Bir yıl süre ile Kansas Devlet Üniversitesinde inceleme ve araştırmalarını sürdürdü. Daha sonra Doğu Türkistan’a döndü.Memleketi Kaşgar’da NURHAN Ana Dil Eğitim Merkezi’ni Kurdu. Açtığı Şirketin adını de Kanuni yol adını verdi. Kurduğu İnternet Sitesi’nde  eğitim-öğretim,tarih,edebiyat,genel kültür ile gelenek ve göreneklerini tanıtan ve anlatan makale, ve araştırmalarına yer verdi. Doğu Türkistanlı gençlerin yurt dışında eğitim almaları konusunda gönüllü danışmanlık yaptı.Onlara yol gösterdi.Diğer taraftan Çin yasalarına uygun şekilde aydınlatıcı seminerler,Konferanslar ve toplantılar tertip etti.Uygur ve Kazak ve diğer Türk Halklarının aydınlarının bir birlerini tanımalarını ve fikir alışverişlerinin sağlayan etkinlikler gerçekleştirdi.O toplantı yapmadan birkaç önce Emniyet Makamlarına toplantının mahiyeti hakkında bilgi veriyor ve toplantı ve etkinliklerinin takip edilmesi için Memur görevlendirilmesini talep eden dilekçeler veriyordu.Bu da Çin yasalarında ve Sözde özerk bölge kanunlarında yazılı olduğu bu özgürlüklerin pratikte de uygulanmasını ve halkın bundan istifade etmesini sağlamaktı. Abdulveli Eyyup,Dilyar Ebulkasım ve Muhammed Sıddık gibi arkadaş ve fikirdaşları ile birlikte 2012’de Urumçi’de “ Halkara Ana Til Çeklik Şirketi=Uluslar arası Ana Dil Eğitim ve öğretim Ltd.Şirketi ” adı ile şirket kurdu. .Urumçı’de çoğunlukla Uygurların oturduğu Tengritağ İlçesinde açılan bu şirket ilk olarak Uygur Cocukları için yalnız Uygur Türkçesinin öğretildiği Ana Okulu’ndan Lise seviyesine kadar eğitim öğretim kurumları açtı. Uygur çocuklarının kendi dili,edebiyatı ve tarihini öğrenebilmeleri için modern eğitim araç ve gereçlerini de tasarlayıp imal ederek ve pazarlayarak geniş halk kitlelerinin takdirini kazandı. Doğu Türkistan’da son yılların en büyük Uygur ana dil hareketinin yeni kıvılcımı ve dalgası olarak nitelenen bu eğitim halkın büyük destek ve takdirine erişti. Uygur Halkı Çin’in Çinceyi temel alan “Çift Dilli eğitim öğretim “politikasından dolayı kendi ana dillerini öğrenemeyen Çocuklarını büyük bir heves ve arzu ile bu Okullara göndermekteydi. Doğu Türkistan  genelinde yürütülen,  21.yüzyılın bu en büyük Ana Dil İnkılabı olarak nitelendirilen bu hareket Çin İşgal Yönetiminin büyük endişe, korkusuna ve ardından tepkisine neden oldu. Çin yasalarının ”Çin’de yaşayan ve Çin Vatandaşı olan Her Millet, kendi Milletinin yazısı ve dili ile eğitim ve öğretim alabilir.” maddesi, Çin anayasası, eğitim ile ilgili Kanunları ve Sözde Özerk Bölge yasalarına tam uygun ve Şirketin Resmi adının de “KANUNİ YOL” olması Yaklaşık bir yıl süren bu Milli Şuurlanma ve Eğitim öğretim  hareketin sürdürülmesini sağlayamadı. Çünkü,Doğu Türkistan’da yasalar geçerli değildi. Burada geçerli olan Urumçi’de oturan ÇKP.Genel Sekreterlerinin diktatörlüğünde yürütülen keyfi bir sömürge ve Çin Şövenizmini  temel alan  uygulamalardı. Bu girişim, Kanuniyol Şirketinin “Halktan,Yasadışı yollarla Para Topladığıı” suçlaması ile  2013 yılının  Ağustos ayında Abdulveli Eyyup,Dilyar Ebulkasım, Ekber Can ve Ana Dil Şirketinin genel Müdürü Muhammed Sıddık’ların bir gecede tutuklanması ve şirkete el konulması ile son buldu.Abdulveli Eyyup,Türkiye’de ve ABD’de iken,Doğu Türkistan STK.ları ile hiçbir şekilde irtıbat kurmadı.Onlarla görüşmedi.Çünkü o,  “Kendi Ülkesinde Kendi Halkına Yerinde Hizmet Etmek” gibi ulvi bir gaye taşıyordu. Çin işgalinin sürdüğü ülkesinde Çin yasalarının verdiği hak ve hukuktan faydalanarak halkına hizmet etmek ve genç nesilleri aydınlatmak istedi. O,bir idealistti. Türkiye’de ve ABD.’de kalabilir ve rahat bir yaşam sürebilirdi. Fakat o ZORU seçti. O ve Arkadaşları bu ortak gaye için birleşmiş ve bir araya gelmişlerdi.

   Abdulveli Eyyup, Uygurların 21.yüzyıldaki  “Muhammed Ali Tevfik Efendisi”dır.

M.Ali Tevfik de 1920’li yıllarda Türkiye’de tahsil görmüş ve ülkesine  dönerek halkına eğitim ve aydınlanma yolunda büyük ve tarihi  hizmetler  vermişti.Artuş’ta Okul açmış ve Türk-Osmanlı  eğitim sistemini Doğu Türkistan’da icra etmişti. O, 20.yüzyılda Uygurların,Kazakların,Kırgizların ve bütün Müslüman Doğu Türkistan Türklerinin “MAARİF MEŞALESİ = MAARİF ÇOLPANI ” olmuştu. Doğu Türkistan’ın gerçek vatanperver, idealist ve örnek mücadele insanı insanı, ,bu ulvi  gayesini gerçekleştirmeye çalışırken,  Çinli İşgalcilerce tutuklanmış ve Kaşgar’daki Çin zindanlarında diri diri yakılarak şehit edilmişti.

NOT : Abdulveli Eyyup’un bu kısa özgeçmişi ve faaliyetleri kendisi hapiste iken kaleme alınmış ve   Uyghurnet.org haber sitesinde yayınlanmıştır.

Etiketler: » » » » » » » »

Share
1705 Kez Görüntülendi.