logo

trugen jacn
15 Ocak 2016

KOMÜNİST ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’I İŞGALI VE DOĞU TÜRKİSTAN BAĞIMSIZLIK HAREKETLERİ

gÖKTÜRK tV-14

Hamit Göktürk / Uyghurnet.org Yayın Yönetmeni
1933’de Kaşgar merkezli Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, Stalin’in Çinlilere yaptığı yardımlar sayesinde 1937’de ortadan kaldırıldı. Ülke yaklaşık 10 yıl sürecek bir Sovyet – Çin devlet terörü’nün uygulandığı kanlı bir cehenneme döndürüldü. .Bu yıllarda Doğu Türkistan’da en az 100 bin civarında aydın işkenceler ve çeşitli insanlık dışı yöntemlerle ortadan kaldırıldı. Ülke adeta aydınlardan ve okuma yazma bilenlerden dahi tamamen temizlendi. Eli kanlı Faşist Çinli Cellat General Şeng, Çin Lideri Mareşal Cang Key Şek’e yazdığı mektubunda yaptıkları katliamları şu çarpıcı cümlelerle ifade etmektedir, “ Ben Stalin’e yalvararak ve Sovyet KP.’si üyeliğine kabul edilerek ve Rusların yardımı ile Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetini ortadan kaldırdım. Stalin’in yardımı ile bütün bunları yapmasa idim, Orta Asya’da bağımsız bir Türk İslam devleti kurulmuşu olacaktı. Bu durum ise,bu topraklardın ebediyen Çin’in kopması demekti. Ben ne yaptı isem, Çin Milletinini ve devletinin geleceği ve çıkarı için yaptım.”
2.dünya Savaşı’nda Sovyetlerin Almanların karşısında yenilmeye başlaması üzerine Rus Kuklası Kanlı Diktatör Şeng Stalin’den yüz çevirdi ve yaptığı anlaşmaları feshederek Rusları ülkeden çıkardı. Gulca bölgesi ve civarında mevcut uygun sosyal ve siyasi boşluk ve ortamdan faydalanan Uygur Tatar,Kazak ve diğer Türk boylarının ileri gelen aydınları Ali Han Töre adında bir din adamının önderliğinde Azatlık Cemiyetini kurdu. Bu gizli Cemiyet 1944 yılında Gulca’nın Nilka İlçesinde ilk ayaklanmayı başlattı. Gani ve Fatih Baturlar önderliğindeki Milli kuvvetler Nilka’yi işgalcılardar kurtararak bölgenin merkezi Gulca’ya doğru ileri herekata başladı. Kanlı Savaşlardan sonra İli,Altay ve Tarbağatay’dan oluşan Doğu Türkistan kuzeybatı bölgesi Çinlilerden tamamen temizlenerek kurtarıldı. 12 Kasım 1944’de Doğu Türkistan Cumhuriyeti Gulca’da ilan edildi. Ali Han Töre Cumhurbaşkanı olarak seçildi. General Şeng’e öfkelenen Stalin,kurulan bu devleti tanıdı ve yardım taleplerine olumlu cevap verdi. Rus silahları ile daha da güçlenen Milli Ordu Doğu Türkistan’ın diğer bölgelerini de kurtarmak için ileri harekata başladı. 1945’te İkinci dünya savaşının sona ermesi üzerine Çin’in de içinde bulunduğu galip Devletlerin Liderleri arasında Yalta’da barış görüşmeleri başladı. Moğolistan Cumhuriyeti’nin Çin tarafından tanınması karşılığı batılı ülkelerin lakayıt ve yanlış tutumları sebebi ile Doğu Türkistan yine Çin nüfuz bölgesi olarak Çin’e bırakıldı. Doğu Türkistan Türkleri batılı Ülkelerin lakayıtlığı ve  sorumsuz tutumu ile  bir kez daha Stalin ve Rusların ihanetine maruz kaldı.
Japonlara karşı savaşan Çin Ordusu’ndan yaklaşık 100 bin kişi Doğu Türkistan’ı tekrar işgal etti. Stalin’in baskısı ile Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti Çin ile barış görüşmelerine başlamak zorunda kaldı. Sonuçta 12 Bitim olarak adlandırılan bir anlaşma imzalandı. Doğu Türkistan tarihinde ilk kez Türklerin de yer aldığı bir eyalet hükümeti kuruldu. Eyalet(Ülkelik) Hükümet başkanlığına Dr.Mesut Sabri Baykuzu,Yardımcılığına Mehmet Emin Buğra ve Hükümet Genel Sekreterliğine ise,İsa Yusuf Alptekin tayin edildi. Gulca’daki Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümetin’den de bir çok yetkili bu Eyalet Hükümeti’nde görev aldı. Ülke’de ik kez serbest seçimler ve nüfus sayımı ve aydınlanma ve kültür hareketleri başladı. Ancak, bu Karma Hükümetin çalışmaları üzerinde Stalin ve Çin’in ağır baskısı devam ettirildi.

Harita -Böl.Çin
1949 yılında Çin’deki İç savaşı kazanan Mao Liderliğindeki Çin Komünistleri Çin’de iktidarı ele geçirdi. Doğu Türkistan Cumhuriyeti Başbakanı Ahmetcan Kasimi Liderliğindeki 5 kişilik Bakanlar ve askeri erkandan oluşan Heyet Pekin’e Mao ile görüşmeye giderken uçak kazasında vefat ettikleri duyuruldu. Çin Kızıl Ordusu Stalin’in sağladığı uçaklar ve askeri araçları kullanarak Ocak 1950’de Doğu Türkistan’ı işgale başladı. Eyalet Hükümet ileri gelenlerinden,  Türk Liderler İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra güçlü Kızıl Çin Ordusu ile mücadele edilmesinin toplu kıyımlara neden olabileceği gerekçesi ile “Vatan için Vatan’dan “ ayrılma kararı aldılar. Stalin tarafından öldürüldüğü sonradan anlaşılan Ahmetcan Kasimi ve arakadaşlarının yok edilmesi ve Türk Liderlerin Ülkeyi terk etmesi üzerine Çin Kızıl Ordusu önemli bir direnişle karşılaşmadan ülkeyi birkaç ay içinde işgal etti ve günümüze kadar süregelen ve Doğu Türkistan siyasi tarihinde “İşgal Devri” olarak anılan son Kızıl Çin işgali böylece gerçekleşmiş oldu.

gÖKTÜRK-hİLAL
ÇİN İŞGALİNİN SAFHALARI
Komünist Çin yönetiminin Doğu Türkistan’ı işgalı sinsi yalan ve aldatmaca planı üzerine kurulmuşutur .Çinli Komünistler Doğu Türkistan’daki sosyal ve ekonomik adeletsızlıkler ile dengesizilikleri ve ihtilafları kendi işgal ve istila emelleri için çok ustaca kullanmıştır.
1. Gulca ve civarı bölgelerede mevcut ve tamamen Türklerden kurulu 20 bin kişilik Milli Ordu’yu Çin Kızıl Ordusu’nun “ Milli Süvari Tugayı” haline dönüştürmüştür. Birlikleri bir birilerinden ayırarak uzak bölgelere yerleştirmiş ve zamanla silahsızlandırmış ve zaman içinde mensuplarırnı sivil devlet kademelerinde  kaydırılmak suretiyle zamanla  eritilerek  yok edilmiştir.  En son 1970 yılında Milli Ordu’nun son mensupları de emekli ve terhis edilerek  Milli Ordu tamamen ortadan kaldırılmıştır.

2. Kızıl Çin’in Kurucusu Mao,Çin Ordusu Doğu Türkistan’da istikrar ve güvenliği sağladıktan sonra ülkeyi terkedeceğini ve 1936’da Çin Sovyet Cumhuriyeti başkanı iken,ifade ettiği “Doğu Türkistan ve Çin işgalindaki diğer Milli Bölgeler istedikleri takdirde Çin’den ayrılabilir” sözünü hatırılatmış ve bunun referans göstererek Uygur Türklerini bir kez daha kandırmış ve yalan söylemiştir.

3. Topluma önderlik ve Liderlik yapabilecek kapasite’de okumuş aydınları, bilim adamlarını veya en az dış ülkelere seyahat eden ve dış dünyayı görenleri(Sovyetlere ,Türkiye ve Hac İçin Arabistan’a gidenler dahil)derhal ve ilk anda “Devrim Karşıtı Zararlı Unsurları” yaftası ile tutuklamıştır .Bir çoğunu düzmece ve adaletsız mahkemeler kurarak idam, müebbed ve uzun süreli hapis cezalarına çarptırmıştır. İdamlar derhal infaz edilmiş ve diğer hapise mahkum olan aydınlar dağlara ve çöllerde kurulan Stalin’in Sibirya’daki Gulag  Kampları gibi Çalışma kamplarında yeterli gıda verilmeden ağır ve uzun süreli çalıştırılarak zamanla öldürülmüştür.

m0115-nu-afp.jpg

4. Sosyal ve Ekonomik dengesizlikler ve toprak ve gelir dağlımındaki adaletsız durumu istisimar etmiştir.Toplumu sınıflara ayırarak sosyal yapıyı tahrip etmiştir. Toprak reformu, Kiraların azılıtılmas ı(İcare Kemiştiş) vebenzeri sloganlarla Müslüman Türk Halkını soymuştur. Varlıklı Tücaar ailelerin ve toprak sahiplerini toptan tutuklamıştır. Bu insanların evleri, işyerleri ve depoları ve sahip oldukları bütün varlıklarına el konulmuş ve bu varlıkları Çin İşgal Ordusu tarafından resmen el konularak gasbedilmiştir.  Taşınabilir servetleri ,Altın,gümüş,Kürkler, kıymetle eşyaları, depolanmış tahıllar, ile ellerindeki mallara Çin İşgal Ordusu bizzat el koyarak  götürmüştür. Büyük ve küçük baş hayvanları ile ev ve toprakları ise, Fakir(Kembegel) olarak adlandırılan topraksız ve işsiz ailelere Meyva adı ile Bölüştürülmüştür.

5. Toprak sahipleri ile Varlıklı aile fertleri hapsedilmiş ve işkencelerle el koyduklarından başka sakladıkları servetlerin yerleri kendilerine itiraf ettirilmiş ve sakladıkları servetleri de gasbedilmiştir. Bunların büyük bir kısmı Çin işgal Ordusu ile onların yerli işbirlikçilerinin yaptıkları insanlık dışı işkenceler sonucunda hayatlarını kaybetmişlerdir.

6. Tüccarlar,Zanaatkarlar ve küçük burjuvazı denilen esnaf ta bu Çin yağmasından nasibini almıştır. İşgalcılar bu insanlardan geriye dönük olarak en az 5 -10 yıl arasında İcari Kemeytiş = İcarmarın azaltılması= Vergisi (Baç) adı altında vergi tahakkuk ettirmiş ve ödeyemeyecekleri miktarda vergiler koymuştur. Ödeyemeyenlerin ev ve işyerleri ile bütün varlıklarına el koymuş ve Çin Ordusu tarafından gasbedilmiştir.

7. Din adamları tutuklanmıştır. Medreseler ve Mahalle okulları kapatılmış ve dini öğretim yasaklanmıştır.

8. İşgalçı Çin Ordusu Doğu Türkistan’daki bu talan, gasp ve el koyma ve soygunlarını tamamlayıp,sosyal ve toplum yapısını tamamen tahrip ettikten yanı işgallerinden 6 yıl sonra 1955’de Sözde Uygur Özerk Bölgesinin kurulduğunu ilan etmiştir.

DEMİR VE ÇELİK ÜRETİMİ KAMPANYASI VE KOMÜN UYGULAMASI
Mao,1958 yılında “Demir Çelik Üretiminde İngiltere’yi geçerek ABD’nin Seviyesini ulaşmak” adı ile yeni bir üretim kampanyası başlatmıştır. Bu kampanyanın esas amacı Komün sistemini yerleştirmekti. Genç erkek ve kadınları dağlara sürerek ilkel yöntemler ile demir madeni bulmaya ve onları eriterek demir elde etmelerini istemiştir. Bütün ulaklar( Merkep, At ve hatta Çift Hayvanları) ağır kış şartlarında dağlarda çalıştırılmıştır. Mevcut ağaçlar demir madeni eritilmesi için kullanılmak üzere kesilmiş , ağaçlar ve çevre tamamen yok edilmiştir. Bu kampanya’da çalıştırılan insanlar ve hayvanlar da ağır kış ve çalışma şartlarına dayanamayarak kitleler halinde hayatlarını yitirmişlerdir.

Bu bahaneler ile nüfusun belkemiği ve önemeli bir bölümünü hayattan uzaklaştıran İşgalcılar,”Sovyetlerde uygulanan ve Kolkoz adı verilen uygulamanın bir benzerini “Komün” adı ile Doğu Türkistan genelinde başlatmıştır. İlkel insanların kadim devirlerdeki bir yaşam tarzı olan aynı yerde Toplu Yemek – Topluca birlikte yaşamak olan bu sistem Müslüman Türk aile sistemini tahrip etmiştir.

hİTAY tUTUKLAMA

KÜLTÜR DEVRİMİ

Çin’in Komünist Diktatörü Mao,1966 yılında dünya tarihinin en korkunç en vahşi ve çok insanlık dışı bir uygulaması  ve kara bir felaket olan Kültür devrimini başlatmıştır. Toplum Sağcı-Solcu olarak ikiye bölünmüştür. Bu iki gurubun ellerine Çin Ordusunun silahları tutuşturularak bir birlerine kırdırılmıştır. Kültür devriminin Doğu Türkistan’daki bu uygulanması çok korkunç olmuştur. Camiler, Mescitler ve benzeri ibadet mekanları tahrip edilmiştir.Kalanları ise, Sinema Salonu, Ateizm Merkezleri,çeşitli Kurslar ve hatta bazılar Domuz ahırı olarak kullanılmıştır. Kuran kerim başta olmak üzere yüzlerce yıllık Türk-İslam kültür ve medeniyetininin ve bilimin birikimi olan kitaplar meydanlarda toplanarak yakılmıştır. Dini ve Türk İslam sanatını temsil eden mimarı yapılar ve Medreseler tahrip edilmiştir. Daha önceki kampanyalardan kurtularak hayatta kalan aydınlar ve din adamları da acımasızca katledilmiştir.

Mao’nun ölümünden sonra iktidarı ele geçiren ve Çin’de reformları hayata geçiren Çin’in Cüce Diktatörü Deng, Kültür ihtilalinde en az 100 milyon kişinin öldüğünü açıklamıştır. Doğu Türkistan’da ölen Müslüman Uygur Türklerinin sayısı de birkaç milyon civarında olduğu ifade edilmektedir.

Tursungül

İŞGAL’A KARŞI MİLLİ DİRENİŞ HAREKETLERİ

Doğu Türkistan Türkleri tarihin hiçbir devresinde işgalı kabul etmemiş ve işgalcılara boyun eğmemiştir. İkinci Çin Mançur İstilası olarak tarihe geçen 1877’deki işgalden sonraki yaklaşık 150 yıllık sürede 200’den fazla büyük çapta direniş hareketi gerçekleştirmiştir. Her 2 yılda bir genel isyan,her 6 aydı bir ise,mahalli isyanların meydana geldiği Doğu Türkistan’ın ve Çin’in siyasi tarihine geçmiştir. Komünist Çin istilası de ve uyguladıkları çok olumsuz politikalar dahi, Müslüman Uygur Türkleri için bu tarihsel bu genel kaideyi değiştirmemiştir

SON YILLARDA MEYDANA GELEN BÜYÜK AYAKLANMALAR

1. 04 Nisan 1990 Barın Ayaklanması

Kaşgar’ın Pamir dağları eteklerinde bulunan Barın kasabasında meydana gelmiştir. Kasaba’da camı yapımının engellenmesi ve zorla kürtaj uygulamasına karşı Doğu Türkistan İslahatcı İslam Partisi Lideri Zeyneddin Yusuf ve arkadaşları tarafından başlatılmıştır. Çin İşgal Ordusu kasaba’yı kuşatmış ve abluka altına alarak katliam yapmıştır. 9 köy tamamen haritadan silinmiştir. Kundak ve Beşikteki Bebekler dahi öldürülmüştür. 2000’lı yıllarda ABD.’ne iltica eden ve Barın Katliamına katılan bir Çinli asker kendilerine “Hareket eden Her şeyi Öldürmlerinin Emredildiğini” bunun üzerine kümesteki tavuklar,ahırlardaki hayvanlar dahil  gördüklerini her canlıyı öldürdüklerini  açıklamıştır.

2. 05 Temmuz 1995 Hoten Beytullah Mescidi Ayaklanması

Cami İmamının İşgalcılarca tutuklanması üzerine Cuma namazından çıkan Müslüman Uygurlar tepki göstermiştir. Tartışma daha sonra çatışmalara dönüşmüş ve ölü ve yaralıların olduğu görgü şahitlerince ifade edilimiştir. Ancak,Çinli işgalcılar ölü ve yaralılar hakkında hiçbir  zaman bir açıklama yapmamıştır.

3. 05 Şubat 1997 Gulca Ayakalanması

Kazakistan sınırındaki Gulca şehrinde meydana gelen son yılların en büyük direniş hareketidir. Kadir gecesi bir evde toplanarak ibadet eden Müslüman Hanımların dövülmesi ve dışarı atılması üzerine meydana gelen bir ayaklanmadır. İlk kez bu ayaklanmaya ait görüntüler yurt dışına çıkarılabilmiş ve Türk ve dünya Tv.larında yayınlanmıştır.İşgalcıların toplu tutuklanmalar yaptığı,tutuklu gençlerin üzerine tayzikli su sıkarak soğukta dışarıda bekleterek dondurarak öldürmüştür. Ayrıca, tutuklanan Uygur gençleri Çin usulü aç köpeklere parçalattırarak katledilmiştir. Kesin ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgi verilmemiştir.

4. 09 Temmuz 2009 Urumçi Katliamı

Çin’in Guangzhu eyamletindeki bir Oyuncak Fabrıkasında çalışan Uygur işçilerin Irkçı ve Faşist Çinli çeteler tarafından 26 Haziran’da öldürülmesi üzerine patlak vermiştir. Öldürülen Uygur İşçileri öldüren Çinli Çetelerin adalet önüne çıkarılması amacı ile Urumçi’de gösteri yapan ölen işçilerin aileleri ve Üniversite öğrencilerinin üzerine Çin işgal Ordusu tarafından ateş açılması üzerine olaylar etnik çatışmaya dönüşmüştür. Resmi rakamlara göre 197 kişinin öldüğü ve 2 bin kadar kişi yaralanmıştır. Bu olay Çinli İşgalcılar tarafından etnik bir soykırıma dönüştürülmüştür. Görgü şahitleri ve olayları bizzat yaşayanların ifadalarine göre ölen Uygurların sayısının binlerce kişidir. Bir çok ailenin çocuk ve gençlerinin ortadan kaybolduğu,kaybolanların ise İşgal Askerlerince öldürülerek cesetlerinin yok edildikleri belirtilmektedir.

Yarkent Fed.Tutuklu

5. 28 TEMMUZ 2014 YARKENT-İLİŞKU AYAKLANMASI

Doğu Türkistan’in kadim kültür merkezlerinden ,Uygur Türklerinin son kurdukları Saidiye Hanlığının başkenti Yarkent’in İlişku İlçesinde meydana gelmiştir. Ramazan Bayramı arefesi akşamı bir evde toplanıp ibadet eden kadın ve çocukların Karakol’a götürlüp hapsedilmesi üzerine olayalar patlak vermiştir. Yarkent’in İlişku ilçesi ile civar yerleşim birimleri haftalarca abluka altına alınmış ve giriş çıkışlara kapatılarak büyük soykırım yapılmıştır. Çin İşgal Ordusu bölgeye özel Birlikler getirererk büyük soykırım yapmıştır. Çin’in sansür duvarını aşarak duyduklarını dış dünya’ya iletmeyi başaran 22 yaşındaki Uygur genci Ebubekir Rahım,Çin işgal Ordusu’nun bölge’de uçaklar,Helikopterler ve İHA.lar kullanarak katliam yaptığını 15-16 ve 17.kent adı verilen üç kent’in haritadan silindiğini,bu kentlerde 3-5 bin civarında kadın yaşlı ve çocuklardan oluşan sakinlerin katliam yapılarak öldürüldüğünü açıklamıştır. Yarkent-İlişku Katliamından bir yıl geçmesine rağmen, İşgalçı Çin bu konuda her olayda olduğu gibi suskunluğunu sürdürmektedir.

Bunun dışında Uygur Türklerinin İşgalcı Çin’in kendilerine uyguladıkları insanlık dışı baskı,zulum ve soykırım uygulamalarını ve Doğu Türkistan sorununu  dış dünya’ya davalarını duyurmak için merkezi Çin’de de eylemler yaptığı görülmektedir.Doğu Türkistan’ın dış dünya’ya kapatılması ve uluslar arası medya’nın burada olup bitenlerden habersız kalması Mücahidleri bu yola sevketmiştir.

28 Ekim 2013 PEKİN-TİENENMİN ARAÇLI İNTİHAR SALDIRISI

Ailesi 13 yıl önce Barın katliamında öldürülen Osman Hasan, Annesi ve eşi Gülkız Hanım ile birlikte Çin’in kalbi sayılan Tienenmin meydanında bir intihar saldırısı gerçekleştirmiştir. Olayda eylemciler de dahil olmak üzere 5 kişi hayatını kaybetmiş ve onlarca kişi yaralanmıştır. ABD.’lı ünlü Tv.yorumcu Dr.Ferid Zekeriyya bu eylemi şu dikkat çekici sözlerle değerlendirmiştir,” Müslüman Uygur Fedai’ler bu eylemi çok yerinde ve stratejik ve akılılaca planlamış ve gerçekleştirimişlerdir.”

01 MART 2014 KUNMİNG TREN GARI İNTİHAR EYLEMİ

3’ü kadın 8 Uygur Türkü Fedai 01.Mart 2014’de Çin’in Tayland sınırında uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile ünlü Yünnen Eyaletinin merkezi Kunming şehrin’de bıçaklı bir intihar eylemi gerçekleştirmişlerdir. 40 saat devam eden çatışmalarda 39 kişi ölmüş ve 103 kişi yaralanmıştır.

Bu ve benzeri eylemler Doğu Türkistan’da hemen hemen her gün meydana gelmekte ve İşgal yönetimi bütün sansür ve engellemelerine rağmen, medya’da yer almasını önleyememektedir.

Çin anayasası ve sözde Özerk Bölge yasalarında verilen hiçbir hak ve insanı hukuk uygulama’da verilmemektedir. Uygur Türklerine tepkilerini ortaya koymak için tek seçenek bırakmaktadır. O da isyan etmek ve canlarını ortaya koyarak tepkilerini ortaya koymak ve uluslar arası topluma duyurmak şeklindedir.

Çin işgal yönetimi günümüzde Doğu Türkistan’da topyekün bir assimilasyon ve soykırım politikası uygulamaktadır. Uygur Türkleri kendi ana vatanlarında etnik kimliklerindene dolayı hayatın bütün sahalarında dışlanma ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Çin’in amacı en kısa zamanda bu topraklarda yaşayan Müslüman Uygur Türklerini ortadan kaldırmak ve bu tarihi Türk-İslam topraklarına tek başlarına  sonsuza dek hakim olmaktır.

Bu topraklar Müslüman Türklerine Allah’ın  VATAN olarak bahşettiği bir nimettir ve onlara ecdatlarından miras kalan bir ana vatandır.

Uygur Türkleri tarihte olduğu gibi günümüzde de kendi topraklarında dini ve milli değerlerini korumak uğruna canları dahil hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaktır.

Ebedi Türk İslam yurdu Doğu Türkistan’ımızın  özgür olması ve Bağımsız bir Türk-İslam devleti olarak yeniden kurulması  için aziz canlarını feda eden  ve  bu uğurda Toprağa düşmüş aziz şehitilerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla yad ediyoruz.

Bu  yazı Ülkü Ocakları  Eğitim ve Kültür Vakfı’nın yayın organı olan “Ülkü Ocakları”  Dergisi –  Ağustos 2015 -Doğu Türkistan özel sayısı’nda yayınlanmıştır.  

Etiketler: » » » » » » » »
Share
1220 Kez Görüntülendi.