logo

trugen jacn
16 Ocak 2017

YENİ ABD BAŞKANI TRUMP’IN ASYA POLİTİKASI VE DOĞU TÜRKİSTAN’A ETKİLERİ (2.BÖLÜM)

Mehmet Emin HAZRET

Trump –Putin Yakınlaşması Çin için Ne Anlama Gelir?

Son 20 yıl içerisinde ABD’nın kendisine  dost olarak Çin’i mi veya Rusya’yı mı seçeceği  Konusu,  çok önemsediğim ve bıkmadan, yorulmadan dikkatle izlediğim  bir  mesele olmuştur. Çünkü, bu konu  Doğu Türkistan’ın geleceği  açısından  çok önemlidir.  ABD.’nin yeni başkanı  Donald Trump’ın son açıklamaları ile  ile bu mesele, şimdilik de olsa  biraz  aydınlığa kavuşmuş oldu. Trump seçim kampanyası sırasında Putin’e övgüler yağdırırken, Putin’de Trump’a karşı her zaman saygı ve  sevgi içeren cümleler sarfettiği görüldü.   Putin’in Paskalya bayramı münasebetiyle    gönderdiği  kutlama mektubunu Trump’ın  “çok güzel bir mektup “ olarak değerlendirmesi ve  Putin’in Donald Trump’ın seçimi kazanması ile ilgili olarak ” Buna bizden başka kimse inanmamıştı.”  tarzında  açıklama yapması iki ülke ilişkilerinin önündeki  tüm engelleri aşabileceği sinyallerini  vermekte  idi.  06 Ocak 2017 Tarihinde Trump “ Sadece aptal insanlar Rusya ile iyi ilişkiler kurmanın kötü olduğunu düşünebilir.” diye  tweet attı. Şu anda görünen odur ki, yeni başkan Donald Trump Rusya ile ilişkileri geliştirmede kararlı.

Donald Trump yeni kabinesinin dış işler bakanı olarak  Rex Tillerson’u ni ataması,  bu konudaki son durumu şüphe bırakmayacak şekilde netleştirmiştir. Rex Tillerson Exxon Mobil Şirketinin CEO’su iken, Vladimir Putin ile çok yakın kişisel dostluğu olan ve Rusya Federasyon devleti adına “Rusya’nın Dostu” şeref madalyası verilmiş olan bir iş  kişi olarak öne çıkmaktadır.

Günümüzde  Rusya’nın daha fazla ABD’nin destek ve dostluğuna  ihtiyacı  olduğu kesindir. Rusya Kırım Ukrayna  sınırları içindeki Tatar Türklerinin tarihi ana vatanları olan Kırım yarımadasını  ilhak ettikten sonra Batı’nın ağır siyasi ve  ekonomik ambargosu ile karşı karşıya kalmıştır. Zaten Petrol fiyatının düşmesinden dolayı dar boğaza giren Rus ekonomisi daha da  büyük bir sıkıntıya girdi. Ruble’nin dolar karşısında sürekli değer kaybetmesi,  Rus halkını  daha çok yoksulluğa mahkum etti. Şuan Rusya’da çalışanların kişi başına düşen  ortalama ücreti  aylık olarak 433 dolar civarında seyretmektedir.  Bu rakam ise,  Sırbistan, Romanya, Polonya ve Çin’deki ortalama ücretlerden daha  düşüktür. Bu yüzden batı, Putin iktidarın sonuna geldiğini düşünmektedir. Ancak, Aralık 2016 da ABD’deki bir araştırma kuruluşunun Rusya’da yaptığı bir araştırmada, Putin’i destekleyenlerin oranı  % 80’e kadar çıkmıştır. Rus halkı ekonomideki gerilemesine  Putin’in hatası  olarak bakmamaktadır.  Aksine Putin’in liderliğindeki Rusya’nın kötü durumdaki  ekonominin daha hızla düzeleceğine inanıyorlar.

Devlet başkanı Putin kendi halkı karşısında büyük sorumluluk üstlenen bir liderdir. Suriye’de uçan uçaklar ile atılan füzelerin bir maliyeti olduğu gibi, ABD ile sürekli silahlanma yarışına girmenin de bir maliyeti  olduğu açıktır.  Bu  silahalanma giderlerinin  karşılığı  ve bedeli ise, Rus halkının daha  çok yoksullaşması ile sonuçlanacaktır. Gerçi Rusya silah sanayinin bazı dallarında ABD den  daha ileri teknolojiye sahip olmasına  ve  elindeki atom bombası  sayısı ABD den fazla olmasına (Rusya 7300, ABD 7100 atom bombaya sahip) rağmen,  bu akıl alamaz Silahlanma yarışı Sovyetler Birliğini yorerek teruhi gömdüğü gibi, Rusya’yı da yorabilir ve sonu olmayan sıkıntılara da düçar edibilir.

ABD ile ilişkilerini pekiştiren Rusya, Avrupa sınırlarındaki   güvenlik  sorunu ve kendisine karşı tehdit algısını de   çözebilecek ve her yönöden rahatlayabilecektir. s Tarih’te Rusya’ya saldırı hep batı cephesinden yanı Avrupa’dan gelmiştir. Günümüzde ise, Rusya’nın karşısında  yeni  savaş tutkularından  arınmış  ve uzaklaşmış  bir Avrupa vardır. Avrupa, huzur ve refaha savaşsız ulaşmanın formülünü çoktan bulmuştur. Rusya için ABD ile iyi dostluk kurmak, Rusya’nın refah ve istikrar, hatta Orta Asya  Türkistan  Cumhuriyetlerinin geleceği ve selameti açısından   olumlu ve büyük  katkılar sağlayacaktır.

Son olarak Obama hükümetinin 35 Rus diplomatı sınır dışı kararı iki ülke ilişkisini krize sokacak tehlikeli bir hamle idi. Vladimir Putin’in misilleme yapmayacağını açıklaması, ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump’ı çok sevindirmiştir.  Trump, Twitter hesabından yaptığı  açıklamada  “Bu  harika bir hareket. Onun (Putin’in ) çok akıllı olduğunu hep biliyordum.” İfadesini kullanmıştır. Bu sınır dışı etme olayı ve sonrasındaki gelişmeler,  Trump ve Putin Liderliğindeki bu  iki büyük ülkeyi dost ve ortak yapmak için kesin kararlı olduğunu bir kere daha kanıtlamıştır.

21 Şubat 1972’de  zamanın Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger ‘nın  öncülüğünde başlatılan Çin ile ilişkilerin yeniden kurulması ve canlandırılması çerçevesinde  ABD başkanı Richard Nixon Çin’i ziyaret ederek Mao ile görüştü ve  bir dizi anlaşmalar imzalamıştır.  Ardından Tayvan’ın Birleşmiş Milletler üyeliğini kaldırarak yerine,  Kızıl Çin üye olarak alınmıştır.   Böylece ABD, Sosyalist Çin’i,  aynı iddiadaki Sosyalist Sovyetler Birliğine karşı kullanılacak  bir  koz olarak elde etmiş oldu.  Vietnam, ABD ordusunu bozguna uğratırken,  bu kez ABD, 1979’da Çin’in Vietnam’a saldırmasını teşvik etmiştir.

Mao’dan sonraki Çin lideri Deng Xiopeng 29 Ocak – 04 şubat 1979  tarihlerinde  ABD’nı ziyaret ederek  ve Başkan  Jimmy Carter ile  Beyaz sarayda  bir dizi görüşmelerde bulundu ve  “Sovyetlere  vurulacak ilk darbenin  Vietnam’dan başlatılması  kararı aldılar. Beyaz sarayı arkasına alan Deng, Washington’dan direk  olarak Tokyo’ya uçtu. Sovyetlere öfkesi dinmeyen Japonya’da başbakan Masayoshi Ohira’nin da desteğini alarak ” Çift Destek ” ile Pekine döndü.

17 Şubat 1979 da 400 bin kişiden oluşan muazzam bir Çin ordusu Vietnam’a saldırdı  kuzeyden başlayarak  bir işgal hareketi başlattı. Ancak,Vietnam’ı istilaya kalkışan  Komünist Çin Ordusu ordusunun 1/5’nı Veitnam’daki bu saldırı sırasında  kaybetti ve   bir ay sonra 80 binden fazla Çin askerinin ölüsünü  Vietnam’da bırakarak  geri çekilmek zorunda kaldı.  Sovyetler Birliği ise Çin ve ABD’ye karşı Vietnam’i destekliyor ve  her türlü silah  ve mühimmat  desteği  ve ekonomik yardım veriyordu. Çok sayıda Rus Askeri danışman,Vietnam Ordusu ile birlikte Çin’e karşı  en ileri cephelerde bulunuyordu.  ABD ise, Çin ordusu Vietnam’a saldırırken,  Sovyetlerin Doğu Türkistan sınırından Çin’e saldıracağını ön görmekteydi. Çin’in iktidara yeni gelen Lideri Deng de bu   ihtimalı Başakan  Carter’e  de anlatmıştı. ABD, aslında bu iki dev Komünist ülkenin kendi aralarında savaşarak tükenerek  yok olmasını  istiyordu. Çin hükümeti  ise, bu sıralarda  Doğu Türkistan’daki sivil Çinlilerin Çin’e tahliyesini başlamıştı. Çinliler Doğu Türkistan’ı hızlı boşaltmaya başlamıştı. Ancak, Sovyetler Birliği  24 aralık 1979 günü Afganistan’a  işgal başlatınca Brejnev bu kez   Çin’e saldırmaktan vaaz geçti. Doğu Türkistan’daki Çinlilerin  Çin’e doğru  göçü bu kez tersine  tersine döndü. ABD’nin yardımı ile cesaretlenen Çin, kuzey sınırları ile Doğu Türkistan üzerinden   batı  sınırına askeri yığınağı yoğunlaştırdı. Sovyetlerin dağılmasında  bu Çin kuşatmasının da belli  oranda  etkisinin olduğu bilinmektedir.

Bugün Çin, güney Çin denizinde Vietnam’a ait olan, Çinliler tarafından Şişa diye adlandıran  takım adalar zincirini  işgal etmiş bulunmaktadır.

Bugün güney Çin denizinde ABD ile Rusya’nın çıkarları kesişmektedir. Vietnam’da Rusların Sovyetlerden kalma askeri üssü bulunmaktadır. Güney Çin denizinde petrol aramak için Ruslar ile Vietnamlıların ortak kurduğu petrol ve doğalgaz  arama ve çıkarma şirketleri yıllardır bu sularda   faaliyetini sürdürmektedir. Vietnam ordusuna ait Denizaltılar ile hava savunma sistemeleri dahil  tüm savaş araç  ve  gereçlerinin % 95’i Rus  yapımıdır. Hindistan’ı güney Çin denizinde iş birliği teşvik eden  ülke, ABD den  daha çok  Rusya’dır. Hint şirketleri de güney Çin denizinde Vietnam ile ortak petrol aramaları yapamaktadır.  Aynı zamanda Çin ile sınır ihtilafı hiç bitmeyen Hindistan’ın 2016 askeri bütçesi Rusya’dan geçerek  dünya’da 3. Sıraya oturmuştur. Çine karşı, ABD, Rusya, Hindistan’dan ibaret 3 nükleer güç hızlı  bir birlerine yakınlaşmaktadır. Son yıllarda Japonya ile Hindistan arasındaki  özel ilişki ise, çok  önemlidir.

Diğer yandan Rusya dolaylı, olarak  el altından  ABD’nin Tayvan politikasına destek vermektedir. Rusya eski sömürgesi ve bugün kendi güvenlik şemsiyesi altındaki  Kırgızistan’ı Tayvan ile diplomatik ilişki kurmakla görevlendirmiştir.

Donald Trump’ın Tayvan çıkışına paralel olarak , Kırgızistan parlamento başkan yardımcısı Alimbekov  başkanlığındaki bir heyet 16-22 aralık 2016 tarihleri arasında Tayvan’ı ziyaret etmiş ve  Tayvan  Parlamentosu başkanı  ve  ardından Tayvan devlet başkanı Seyyingvin ile görüşmüştür.  Alimbekov daha önce  de 2  kez  Tayvan’ı ziyaret etmişti. Çin,  Müttefiki Kırgızistan’ın  çok önemli bir  ilkesini ihlal ettiğini öne sürrerek Kırgiziistan’a   baskılarını arttırması üzerine,  Kırgızistan parlamentosu başkanı Tursunbekov 28 aralık 2016 günü  Alimbekov’u görevinden aldığını açıklamıştır.  Buna rağmen,Kırgizistan ile Tayvan arasında başlayan bu ilişkilerin   kolay kolay sona ermeyeceği söylenmektedir.

Rusya,   uzun   yıllar öncesine dayanan karşılıklı ilişkilerde  Çin üzerinde derin etkiler ve silinmez izler  bırakmış olan bir ülkedir. Çarlık Rusyası,ardınıdan Sovyetler Birliği ve günümüzde ise,Rusya Federasyonu olarak,  Kuzey Çin ( Mançurya), Doğu Türkistan ve Tibet’e olan ilgisi artarak sürmüş ve günümüzde de artarak devam etmektedir.  Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandir Dugin yazılarında Çin’e rağmen, Doğu Türkistan ve Tibet, Rusya için vaaz geçilmez stratejik önemde  sbtrüatejik konumda  ülkeler olduğunun  ifade etmekte ve daima bu sözlerin altını çizmektedir. ABD ve Rusya’nın Çin konusunda  kendi çıkarları açısından  kolay anlaşabilecekleri ve hayatı öneme sahip bir çok ortak noktalar bulunmaktadır.

Ancak, Barack Obama’nın giderayak Avrupa’ya yaptığı silah sevkiyatı Donlald Trum’ı sıkıntıya sokacak bir şantaj   görünümünde bir  ğirişim olmuştur. ABD. Ordusu  87 Abrams M1A1 tank, 20 Paladin kundak motorlu obüs, 136 Bradley savaş aracı ve yüzlerce tekerlekli aracın bulunduğu toplam 2 bin 800 savaş aracı Almanya’nın kuzeyinde bulunan Bremerhaven Limanı’na  intikal ettirmiştir.  Üç yük gemisiyle gelen askeri malzemelerin yanı sıra 4 bin Amerikan askeri de bu askeri malzemeler ile birlikte gelmiş bulunmaktadır.  Gelen bu ABD askeriler Estonya, Polonya, Romanya, Bulgaristan gibi AB.üyesi  7 ülkeye dağılarak Rusya’ya karşı uzan bir zırhlı duvar örmüş bulunmakatadır.   Bu askeri yığınak,  Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Rusya sınırına yapılan en büyük askeri yığınak olarak tarihe geçmiştir.  Eğer yeni başakan Donald Trump,eski Başakan Obama tarafından giderayak   kucağına  bırakılan bu problemi doğru çözebilirse Rusya ile Avrupa’yı savaşın eşiğine getirecek bu  fiili durumun  önüne geçebilir ve Avrupa cephesinde büyük askeri masraflar ile ekonomik yükten de kolayca kurtulabilecektir.

( 2.bölümün sonu. Yazı devam edecektir)

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
1233 Kez Görüntülendi.