logo

trugen jacn
28 Haziran 2014

TURAN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ’NİN KONFERANSINDA DOĞU TÜRKİSTAN GÜNDEME GETİRİLDİ.


buzyazilim_WW5WNlh6STU= (3)

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

    İstanbul Merkezli Turan Araştırmaları Derneği’nin düzenlediği toplantıda Doğu Türkistan konusu bir kez daha gündeme getirildi.

   25 Haziran Pazartesi günü Eyüp İlçesi Sütlüce Mahallesinde bulunan Hilton Garden İn Otelinin toplantı salonunda gerçekleşen ve seçkin bir dinleyici topluluğunun katıldığı “Türk Dünyasının Temel Meselelerine Genel Bir Bakış”konulu toplantı, Turan Araştırmaları Derneği Başkanı Av.Hasan Basri Pehlivan da açış konuşması ile başladı.

     Başkan Pehlivan Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına şöyle devam etti. “ Türk Dünyası bir bütündür. Adriyatik’ten Doğu Türkistan’a İdil-Ural’dan Basra körfezine kadar olan ve daha ötelere kadar uzandığını bildiğimiz Türk Coğrafyası bu birliği oluşturmaktadır. Bizler bu bütünlüğü tekrar oluştururken, bir yüzyıl öncesi emperyalist güçlerce koparılan Kardeşlerimiz arasındaki dil ve kültür bağlarını yeniden sağlayarak kurmamız lazımdır. Bu de ilk aşamada,dil ve kültür birliğini sağlayarak ancak.sağlanabilir. Büyük Fikir ve Dava adamı ve Türkçü İsmail Gaspıralı bu yanı Kültür birliği düşüncesini ilk uygulayan ve pratikte gerçekleştiren bir büyüğümüz ve dava adamıdır. Dilde, Fikirde ve İşte Birlik derken,bu kültür birliğini hedeflemiştir. Biz Ülkücüler, Türkçüler ve Milliyetçiler olarak ; çalışmalarımızı fikri platformda bilimsel yöntemlerle ve çağın teknik, organizasyon ve diğer bütün modern imkanlarını kullanarak ileriye doğru götürmeliyiz. Bilimsel olarak yapılan çalışmaların mutlaka başarıya ulaşacağına inanıyorum. Derneğimiz Türk Dünyası ile ilgili bu tür ufuk açıcı ve bilimsel çalışmaları sürdürmeye kararlıdır ve devam etme gayreti içindedir.” Sözleri ile konuşmasını tamamladı.

     İstanbul Üniversitesi İlahiyet Fakültesi öğretim Üyesi ve aynı zamanda yıllardan beri Türk dünyası ile ilgili çalışmaları ile tanınan Doç. Dr. İlyas Topsakal’ın konferansı ile devam etti. Ruslar Türk Coğrafyasını istila etmeden yıllar önce bilimsel yöntemlerle bu istilanın bilimsel planlamasını yapmıştır. Rus Doğu Bilimcileri ve Türkologları ilk önce Türk Milletini parçalara ayırma ve boylardan Milletler yaratma operasyonunu başlatmıştır. Bu yöntemleri uygulayarak bir yüzyıl içerisinde bu işgal ve istila hareketini tamamlamıştır. Biz Türkler olarak bu parçaları birleştirmek için yine aynı yöntemi bilimsel metotlarını kullanarak tekrar Millet olarak birleştirebiliriz.Bunun için çok çalışmamız gerekir.” Doç.Dr.Topsakal Doğu Türkistan’dan ve onun Türk tarihindeki öneminden de bahsederek, “ Biz Türklerde Hükümdar Ailesi çok önemlidir.Hükümdar Ailesi devleti temsil eder. Bizim ilk Devletimiz Doğu Türkistan toprakları üzerinde kurulmuştur. Bizim ilk Hükümdarlarımız, devletimizin temellerini şekillendiren “HAN”larımız bu topraklarda boy göstermiştir. Doğu Türkistan Türk Dünyasının Doğu sınırı değil, Türk Dünyasının tam merkezidir.” İfadesinde bulundu. Türk tarihinden örnekler veren ve bundan sonra ne yapılması gerektiği noktasında yeni öneriler sunan Dr.Topsakal “ Biz Türk Dünyası ile ilgili çalışmalarda maalasef çok geç ve geri kaldık. 1991’den sonra yanı Türkistan Cumhuriyetleri kurulduktan sonra haberdar olduk. Bu tarihten sonra ufkumuz ve bilgimiz oluştu. Türkiye olarak Türk dünyasının farkına vardık. Şimdiye kadar bu yönde yaptığımız çalışmalar modern çağın yönetim ve organizasyon metotlarından yoksun olarak yapıldı. Bunu aşamamız lazım.” sözleri ile tamamladı.

   Çay molasından sonra,  Konferansın ikinci bölümüne geçildi. Doç.Dr.İlyas Topsakal ile İTÜ.Öğretim üyesi ve Yazar Dr. Muhsin Kadıoğlu’un ortaklaşa yönettiği, görüş bildirme. konuya katkı sağlama ve Soru Cevap şeklinde devam etti. Katılımcılar Türk Dünyası ve konferansta dile getirilen konular hakkında sorular sordular.

         Davet üzerine bu Konferansa katılan Uygur Haber ve Araştırma Merkezi Sorumlusu ve Uyghurnet.org haber sitesinin Türkçe Editörü Hamit Göktürk söz aldı. Göktürk konuşmasında şunları söyledi, “ Bizi bu seçkin topluluğun katıldığı bu konferansa davet eden Turan Derneği Başkanına özellikle çok teşekkür ederim. Bu konferans kendine özgü,yeni ufuklar açan ütopyanın yanında daha çok gerçeklerin dillendirildiği bilimsel bir toplantı olmuştur. Bunun devamını her zaman diler ve arzu ederim. Sayın Doç.Dr.İlyas Topsakal Doğu Türkistan’ı tarihi perspektif açısından çok yeni ve enteresan yönlerini öne çıkararak anlattı. Doğu Türkistan’ın Türk Dünyasının merkezi olduğunu söyledi. Bunun Çok yerinde yeni ve anlamlı bir tesbit olduğunu düşünüyorum. Ben bu yeni tanım ve tesbite şunu de ilave etmek isterim. Doğu Türkistan Türk dünyasının merkezi olmasının yanında aynı zamanda Türk coğrafyasının tam kalbidır. Türklerin en eski tarihi, kültür ve medeniyetimizin şekillendiği, örf adet,gelenek ve göreneklerimizin oluştuğu ve geliştiği  bir Türk ana yurdudur. Bizim bin yıl önceki yazılı tarihi eserlerimiz Divan-İ Lügat-İt Türk ve Kutadgubilik Kaşgar’da kaleme alınmıştır.Türk kültür tarihinin, Türklük biliminin öncüleri ve pirleri olan Kaşgarlı Mahmut ve Yusuf Has Hacip‘ın mübarek mezarları Doğu Türkistan’dadır ve Ebedi uykularını bu topraklarda sürdürmektedirler. Doğu Türkistan’da yıllar önce bulunan ve yeni açıklanan mumyalar, tarihi vasikalar ve buluntular Teklemakan bölgesinde hayatın 52 bin yıl önce başladığını göstermiştir. Hatta bugün Avrasya’da yaşayan Arı ırkın bu topraklardan dünya’ya yayıldığı tezi öne çıkmış ve bilim dünyasında tartışılmaktadır.

    Doğu Türkistan’da son yaşayan olaylardan Çin işgal yönetiminin Müslüman Uygurlara yönelik assimilasyon politikalarından örnekler veren Göktürk, Hükümetin STK. Medya ve kamu oyunun ilgisizliğinden ve susukunluğundan yakınarak şöyle devam etti. “Bugün Ortadoğu’da devam eden trajediden etkilenen Filistin,Suriye,Mısır vebenzeri Arapça Konuşan Kardeşlerimize gösterilen ilgi, Türkçe konuşan Müslüman Uygurlar söz konusu olunca birden bire yok olmaktadır. Bu kardeşlerimiz için kamu oyunu ayağa kaldıran kurum ve kuruluşlar Doğu Türkistan söz konusu olunca sessizliğe bürünmektedir.Eğer bu tutum,etnik ve dil açısından belirleyici oluyorsa,bu yapılanlar düpedüz ırkçılıktır.Irkçılığı de Allah Taala yasaklamış ve Peygamber Efendimiz de lanetlemiştir. Müslümanların kendi aralarındaki ilişkilerinde ve tutumlarında eşitlik ve adil olunması emredilmiştir. Ben yanlı ve adaletsız davranan bu kurum ve kuruluşları kınıyorum ve Allah Taala’ya havale ediyorum,.”şeklinde konuştu.

     Doğu Türkistan’da bugün bir insanlık dramı yaşandığını örneklerle dile getiren Göktürk, Çin zulmünden kaçan soydaşlarımızın Türkistan Cumhuriyetleri yönetimlerinin ihanetine maruz kaldıkları için bu kardeş Ülkeler yerine  onbinlerce Km.yolu aşarak Güneydoğu Asya ülkelerine kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi. Bu ülkelerde en az birkaç bin Uygur mülteci bulunduğunu,bunlardan  Türkiye’ye gelebilen ve hava alanında sorun yaşayan Kardeşlerimize Ülkücülerin ve Milliyetçilerin sahip çıktıklarını bunun için müteşekkir olduklarını de ifade etti. .

Etiketler: » »
Share
2016 Kez Görüntülendi.