logo

trugen jacn
07 Aralık 2014

DÜNYA UYGUR KURULTAYI BAŞKANI RABİA KADİR : AVRUPA PARLAMENTOSU DOĞU TÜRKİSTAN’A BİR İNCELEME HEYETİ GÖNDERMELİ..!

yawropa-parlamenti-rabiye-guwahliq.JPGHamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi ( UYHAM)

3 Aralık günü Av Avrupa Palamentosu’nda konuşan Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir Avrupa Palamentosunun Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini yerinde görmek ve incelemesini istedi ve bunun için Doğu Türkistan’a özel bir Heyet göndermesini de talep etti.
Avrupa Parlamensunda Transradikal Partisi’nin girişi ve öncülüğünde düzenlenen özel oturumda konuşan Rabia Kadir, Doğu Türkistan ve Uygurların günümüzdeki durumu hakkında ayrıntılı bilgiler verdi ve Çin yönetiminin Müslüman Uygurları toptan ortadan kaldırmak için uygulamaya çalıştığı etnik temelli politikalarını de örnekler vererek anlattı. Uygur bilim adamı ve Uygurların Vicdanı olarak kabul edilen Uygur Demokrasi ve Hukuk Hareketi Lideri Doç.Dr.İlham Tohti ve 7 öğrencisinin yargılanması ve mahkum edilmesi ile ilgili bilgiler de sundu. Çin’in Doğu Türkistan’da tam bir baskı ve zulüm politikası yürüttüğünü, Uygurları canı istediği zaman ve istediği yerde keyfi olarak tutukladıklarını ve katlettiklerini anlattı ve Avrupa Parlamentosu’ndan Çin’e baskı yapmasını, bu insanlık dışı uygulamaları sondırılması ve Dr.Tohtı ve 7 öğrencisinin bir an önce serbest bırakılmasının sağlanmasını de talep etti.
DUK Başkanı Rabia Kadir konuşmasında Çin’in özel statü’ye sahip Hong Kong’daki son uygulamaları üzerinde durdu.
DUK Başkanı, Brüksel’deki temasları sırasında AP.Dış İlişkiler ve İnsan Hakları Komitesi yetkilileri ile de görüşürerek taleplerini tekrar etti. Uygur sorunu ile ilgilenen ve destek veren AP.üyelerine de ziyaret eden DUK Başkanı onlara Doğu Türkistan’daki gergin ve dramatik durum hakkında da bilgiler sundu ve desteklerinden dolayı de kendilerine teşekkür etti.
DUK Başkanı Rabia Kadir,ABD.merkezli Hür Asya Radyosu’na Brüksel’deki temas ve görüşmelerini şöyle değerlendirdi ; “ BU kez Brüksel’deki temaslarımız özellikle AP’daki Özel Oturum çok verimli ve yararlı olmuştur. Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki vahşı, uygulamalarını etnik baskı,zulüm, ve işkenceleri hakkında örnekler vererek bilgiler sundum.Son yarkent –İlişku ayaklanmasını,daha öncesindeki Hoten,Sırıkbuya,Kaşgar,Korla/Bügür,Turfan,Aksu/Üçturfan başta olmak üzere ülke çapında meydana gelen bütün kanlı kırım ve kıyımlarını anlattım.Uygurların milli ve dini eskortlar kimliklerini yok etmek için yapılanlar hakkında ayrıntılı bilgiler sundum.Binlerce genç kızlarımızı asimilasyon amaçlı ve ucuz iş gücü olarak Merkezi Çin’e götürüldüğünü,kayıp binlerce gencimizin ailelerinin dert ve istiraplarını üyelere ilettim ve çare bulunmasını istedim. Binlerce Uygur gençlerinin gizlice infaz edilip yok edildiklediri anlattım.Çinli işgalcilerin binlerce Çinli asker,polis ve devlet Memurlarını Müslüman Uygur karşıtı söylem ve düşüncelerle özel olarak yetiştirdikilerini ve bunları Doğu Türkistan’a Uygurların üzerine saldığını izah ettim.Şöven ve Milliyetçi fikir ve söylemlerle doldurulan bu Çinli resmi Cellatların Müslüman Uygur halkını keyfi olarak dövdüğünü, işkence yaptığını,tutukladıklarını ve keyfi olarak öldürdüklerini de dile getirdim. Haksız yere keyfi olarak öldürdükleri masum Uygurları “Terörist” yaftası ile suçlayarnak cinayetlerinden nasıl sıyrıldıklarını de anlattım.Çin,Uygurlara bütün bu haksızlıkları ve vahşeti uygularken,Kardeş Türkistan Cumhuriyetleri ile Dindaş Afganistan, Pakistan ve tarihi komşumuz Hindistanı’ı nasıl kullandıkları hakkında de ayrıntılı bilgeler sundum.
Toplantı’da Hong Kong’da süren gösteriler ve Çin’in uygulamaları hakkında de kişisel görüşlerimi açıkladım.Yaklaşık 2 aydan beri Hong Kong’da halkın hak ve hukuk talebi ile gösteriler yaptığını,Çin’in buna etnik mülahazalar ile müdahale etmediğini de ifade ettim.Eğer,bu gösterilerin 1/10’’nı Uygurlar yapmış olsalarda, üzerlerine yayılım ateşi açılarak toptan öldürecekelerini söyledim.Çin’in diasporada’da yaşayan Uygurları imha etmek için bütün dünya’ya baski,zulüm ve işkence ihraç ettiğini , buna karşılık Doğu Türkistan’da esir hayatı yaşayan Müslüman Uygurları yok etmek ve bir an önce ortadan kaldırmak için zulüm ve işkence ve toptan imha yöntemleri ithal ederek bunu nasıl uyguladıklarını örnekler vererek izah etmeye çalıştım. Doğu Türkistan sorununun bir insanlık meselesi olduğunu,bu sorunun bütün uluslar arası toplumu ilgilendirdiğini,diğer örneklerinde olduğu gibi,bu sorunun sadece Çin’in iç sorunu olarak kabul edilemeyeceğini BM.AB.AGİT ve İİT.Vebenzeri uluslar arası kurum ve kuruluşların ve ülkelerin ortak çabası ile ancak,çözüme kavuşturulabileceğini belirtti ve bunun için AP.nezdinde özel bir Uygur Sorunları Komitesi kurulmasını de önerdim.
Doğu Türkistan’daki Çin baskı ve zulmünden kaçarak Güneydoğu Asya ülkelerine sığınan ve sayıları birkaç bin olduğu tahmin edilen Müslüman Uygur mültecilerin çok sıkınıtılı durumda olduklarını AP.olarak bu sığınmacılara insanı yardım hususunda yardımcı olunmasını talep ettim.Bu mültecilere şimdriye kadar sadece Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin yardım ettiğini ve sorunları ile yakından ilgilendiklerini bunun için Türkiye’ye müteşekkir olduğumuzu de özellikle ifade ettim.
Özel oturumu İran,Azerbaycan başta bir çok ülke temsilcileri ile Çinli Muhalifler,Falung Gong Tarikatı mensupları,Çin’in tahakkümü altındaki bir çok Milletin Temsilcileri ilgi ile takeip ettiler.Onların ilginç sorularını cevaplandırdım.” Şeklinde sürdürdü.
Radyo muhabirinin bu tür çalışmalardan şimdiye kadar ne gibi sonuç alındığı yolundaki sorusunu ise şöyle cevaplandırdı ,” ABD.AB.ve İskandaviya ülkeleri,Avustralya,Japonya başta dünyanın çok farklı ülkelerine bazen davet üzerine bazen de kendimiz giderek Doğu Türkistan meselesini çeşitli platformlarda dile getirmeye çalıştık. Bu konuda yönetimler nezedinde ve çeşitli düzeylerde görüşmeler de yaptık. Bu konuda çeşitli kararalar alındı.Ancak,alınan kararların hepsinin her zaman uygulanacağı mümkün olmuyor.Biz en azından bu devletler de bilinmeyen bir sorunu yanı Doğu Türkistan veya Uygur sorununu gündeme getirdik ve onların de gündemine alınmasını sağladık.Halkımız bizim bu konudaki çalışmalarımızdan ve alınacak sonuçlardan son derece ümitli ve biz de çok ümitliyiz ve önemsiyoruz. Çin Doğu Türkistan’da insan haklarını çiğnemeye ve halkımızı öldürmeye devam ediyor.Buna mukabil biz de mücadelemizi ve bu konudaki çalışmalarımızı bıkmadan usanmadan sürdürmeye devam edeceğiz.Çalışmak bizden,yardımın ise Allah’tan olduğuna inanıyoruz.” Şeklinde cevaplandırdı.

Kaynak  : rfa.org.uighur/Kişilik Hokuk/Erkin-03.12.2014

Etiketler: » » » »
Share
2683 Kez Görüntülendi.