logo

trugen jacn

ÇKP FAŞİZMİNİN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN’DA RAMAZAN İBADETLERİ VE ORUÇ

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, kalabalık, gökyüzü ve açık hava

Bilge TONYOKUK

Doğu Türkistan’da yaşayan bir Teyzem var. Kendisi devlet Memurudur.  Eşimin telkini ile 15 yıl önce namaz ve niyaza başlamıştı. Biz Doğu Türkistan’da iken,Eşim ile ikisi gizli olarak ibadetlerini yerine getirirlerdi.Halen de  Teyzemin sürdürdüğünü tahmin ediyorduk.

Bugün eşim Teyzem ile  bir vesile ile görüntülü olarak  konuşabilmeyi başarmış.Eşim kendsinin hatırını ve sağlığını sormuş.Zaten başka bir şey konuşmaları de imkansızdır.Eşim Teyzenin dudaklarının çekildiğini ve ağardığını farktemiş konuşma esnasında. Daha da önemseyerek bunun sebebini sorduğunda  Teyzem kendisinin oruçlu olduğunu bazı işaretler ile anlatmış. Teyzem Hastanede çalışıyor ve bu yıl de orucunu tutuyormuş. Evinde yalnız kaldığında namazını de kıldığını yine işaret ve ağız  mimikleri ile ifade etmiş.Eğer baktığı Torunu evde ise onun yanında namaz kılmıyormuş.Çünkü,çocuk   farkında olmadan Okul’da kendisinin namaz kıldığını Öğretmenlerine söylemesinden çekindiği için onun yanında namazlarını kılmıyormuş.

Bütün bunları duyunca ailece çok sevindik ve diğer yandan ise çok utandık.

 Doğu Türkistan’da Çin’in günümüzde baskı ve zulmü ile ramazan ibaretlerinin sıkı bir şekilde kontrol edelerek yasakladığı bir süreçte acaba onlarınç Ramazan’dan heberleri var midir ? diye düşünüyorduk. Teyzem gibi ortalı yaşlarda ve muzmin rahatsızlığı olan bir Hanımın bütün bu baskı ve zulum ortamında   çalıştığı günlerde dahi oruç tutuğunu haber alınca çok sevindik ve pek de etkilendik. 

Teyzemin orucunu tuttuğunu ve namazlarını de aksatmadığı bilgisini alınca Doğu Türkistan’da yaşayan Halkımdan  ve ülkemin geleceğinden çok ümitlendim. Onların bu konudaki cesaret ve direncinden çok duygulandım Onlara dua ettim ve gönlümce teşekkür ettim. 

Çin işgal yönetiminin Son 3 yıldır uyguladığı tarihte hiçbir devirde ve hiç bir şekilde görülmeyen baskı,zulüm ve yasaklamalarından dolayı büyük bir ümitsizlik içinde idim.Geleceğe olan  armanlarımı yitirmiş ve  ümit ışıklarım adeta sönmüştü.

Ey Allah’ım biz Uygur Kullarına kerem  ve yardımını ne zaman lütfedersin ?  diye yalvarıyordum içtenlikle. Çaresizlik, irade-i cüz’imi    adeta karanlıga gark etmişti.

Teyzemin başlangıçta dini bilgileri adeta yok gibi idi. Dini kitapları de okumaz ve evinde de bulundurmazdi.Kendi kızının tesettüre uymasına sert bir şekilde karşı koymuştu. Siyasetin “ S “’sinden  dahi çok çekinir ve adeta korkardı. Dışarı çıkmadan önce saatlerce makyaj yapar,süslenir,püslenir ve öyle çıkardı. Adeta yaşadığım büyük kentin  modasını çok yakinen  takip eden ve yaşamak isteyen öncü hanımlardan idi.

Teyzemin Eşimle bugün sabah yaptığı telefon  görüşmesinde bana anlattıkları beni çok ümitlendirdi ve  geleceğimi adeta aydınlattı. Bu durum şunu gösteriyor ki,  Çin’in bütün bu baskı ve takibine rağmen,Ramazan ibadetlerini yerine getiren,namaz kılan ve Oruç tutan Teyzem gibi   Hanımların sayısı onbinlerle ifade edilebilir şüphesiz .

İnancım odur ki ;  Bu konuda Teyzem yalnız değildir. Binlerce Analar, Abla ve Bacılarımız  ile inançlı Uygur Hanımlarımız şu mübarek Ramazan ayında bizim gibi muhacerette yaşayanlardan binlerce kat daha inançlı ve dinlerine,inançlarına ve değerlerine bağlılar. Ben inanıyorum ki, Çin’in   fani dünyanın cehennemine çevirdiği sevgili Ülkemiz Doğu Türkistan’da  ateist ve din düşmanı ÇKP rejiminin bu insanlık dışı baskı,zulümlerine ve dini ibadetlerine yönelik engelleme ve ağır cezalandırmalarına rağmen  inançlarından hiç taviz vermiyor,gizli de olsa ibadetlerini yapıyor ve oruçluranı tutuyorlar.  Allah bu Kardeşlerimizin kendisine olan derin bağlılığı,sadakat ve  kulluğu  hürmetine Milletimizi  ve  ülkemizi koruyor  bence.

Günümüzde Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da Çin’in insanlık dışı soykırım cinayetlerine karşı koyarak varlık mücadelesi vermekte olan Kardeşlerimizin  dirileri  Çinli işgalcılar ile savaşta, Şehitlerimiz ise, cennettedirler inşaallah.

İşgalci Çin yönetiminin son 4 yılda aziz yurdumuz Doğu Türkistan’da yürüttüğü dahşetli ve acımasız baskı ve zulümler, Etnik Çinlilerle  zorla Akrabalık,Uygurları bir birlerine yabancılaştırma  İnançlarından ve milli değerlerinden zorla uzaklaştırma ve inkar,aşırı ve vahşet derecesinde basıkı ve nezaret zincirleme cezalandırma yöntemleri, fiziki ve  modern teknolojik aygıtları kullanarak kontrol ve gözetleme vediğer insanlık dışı  cinayetlerini çok sıkıca ve son hızla devam ettiriyor. Bütün bunlara rağmen,Ramazan ibadetlerini yerine getiren oruç tutanlar ile Çin Nazi Kamplarında namazlarını kılan  bizim bu Milletimizde hala ve elbette  ümit var !  Doğu Türkistanlılara elbette kurtuluş var !

İslam öncesi Arabistan Müşriklerinden binlerce kat beter ve kötü olan Doğu Türkistan’ı esir alan Çinli işgalcıların bu  aşağılık yöntemler ile bizi aşağılamaya  ve maddi ve manevi olarak bizleri yok etmeye çalıştığı günümüzde  Mililetimiz yine de imanlarında sabit ve ibadetlerine sadık iseler  Allah’ın vaat ettiği kurtuluş günleri çok yakındır elbet. Müslüman  Doğu Türkistanlılar elbette esaretten kurtarılmaya layık ve necat olmaya da haklıdır, diye düşünüyorum.  08.05.020     Medinei Mürevvere

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
397 Kez Görüntülendi.