logo

trugen jacn
23 Haziran 2014

ÇİN’İN AMACI, UYGURLARI TAHRİK EDEREK İSYAN ETTİRMEK .

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM) 新疆巴楚5名暴徒持刀高喊”圣战”袭警 3人被毙

        Büyük bir cesaret ve Vatanperverlik ruhu ile Merkezimize gelerek, ülkesi Doğu Türkistan’ın güncel durumu ile ilgili bildiklerini ve görüşlerini paylaşan ve  güvenliği açısından adının açıklanmasını istemeyen Bölge sakini’ Kardeşimize  ana vatanımızın son durumu hakkında verdiği dikkat çekici bilgiler ve katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.

Bölge Sakini Kardeşimizin önemle vurguladığı ve dikkat çekici yorumu üzerinde durulmaya değer nitelikte. İşgalcı Çin, BM. başta olmak üzere bizzat kendisinin de imzası ile taahhüt ettiği ve güvence altına alınan anlaşmalara aykırı olarak ve uluslar arası kamu oyunun tepkilerine aldırmayarak ve hiçe sayarak Doğu Türkistan’daki insanlık dışı baskı ve zulüm ve asimilasyon uygulamalarını pervasızca icra etmekte. Çin’in bu tutumunun altına sinsice gizlediği esas amaç; bir yıl süreceği bildirilen bu “Terör Operasyounu” ile Müslüman Uygur Türklerine karşı baskı, zulüm ve şiddetin dozunun arttırarak onları bunaltmak, sistematik asimilasyon ve etnik ayırımcılık ve ırkı aşağılama vebenzeri uygulamalarla onları hayattan bıktırıp bezdirmek,  geleceğinden ümidini kesen ve yaşamaktan bizar  bir ruh haletine düşürerek, ve çıkmaza sokarak kendilerine topyekün “Asi,Düşman, ve Terörist” hale getirmek istemektedir, ifadesi idi. Uygurları tamamen kendilerine düşman ve asi hale getiren yönetim, kendilerine karşı ayaklanmalarını sağlayacak ve daha sonra Çin ordusunu üzerlerine salarak toptan imha ve yok etmek planı olduğunu belirtiyor. Bölge Sakini Kardeşimiz,Müslüman Uygur Türklerinin yaklaşık 150 yıldan beri Çin’in bu sinsi plan ve desiselerine safca aldanageldiğini ancak,5 Temmuz 2009 katliamından sonra, Çin’in bu hile ve mekrlerinin işe yaramaz ve işlemez hale geldiğini belirterek “ Uygurlar , bu kez Çin’in bu psikolojik hilesininin ve ölüm tuzağının farkına vardı. Bütün baskı ve tahriklere karşı akliselim ve ferasetle yaklaşarak hareket ettiğini ve ona göre akıllı bir tutum sergileyerek, Çin’in bu sinsice imha etme oyununa fırsat vermediğini de ifade etti. Hoten Şehrinin ve ilçelerinde tamamen Çin işgal Ordusunun idareyi ele aldığını,semt pazarları,kalabalık caddeler,Hükümet binaları ile Cami ve Mescit gibi ibadet yerlerinin abluka altına alındığı ve her köşe başında kurulan kontrol noktalarında kimlik kontrolü yapıldığını de belirtti. Cuma günleri Çin İşgal Ordusu mensubu askerlerin tam teçhizatlı olarak üstü açık askeri araçlara bindirilerek, TOMA’lar ve zırhlı araçların refaketinde, ikaz lambalarının yakarak ve sirenlerini de sonuna kadar açarak Hoten ve İlçe sokaklarında devriye gezdiğini,Cuma namazı bitene kadar Askerlerin Cami çevresini abluka altına aldığını ve geç saatlerde Kışlalarına döndüğü anlattı.Bunun asıl amacının halka gözdağı vermek ve korkutarak sindirmek olduğunu ifade etti. Çin’in bu operasyon ile Müslüman Halka karşı yaptığı zulmün boyutunun 5 Temmuz 2009’dan kat kat fazla olduğunu dile getirdi. Çin yönetiminin 5 Temmuz’dan çok ders almıştır. 5 Temmuz’da olaylara ait görüntüler sosyal medya ve internet aracılığı ile yurt dışına çıkarılabiliyor ve uluslar arası medya’da akis bulabiliyordu. Çin bu kez operasyon öncesi internet ve sosyal medya’ya işgal Ordusu bizzat el koydu.Dışarıya sızmaları önledi. Şimdi bölgede internet ve sosyal medya Ordu kontrölünde. 3-4 gün ara ile ancak birkaç saat servise açarak kontrol amaçlı izin veriyor. 5 Temmuz’da Çin işgal yönetimi,etnik göçmen Çinlileri silahlandırarak kışkırtarak, tahrik ve yönlendirerek Uygurların üzerine salmıştı. Bugün ise, bu saldırıları bizzat Çin İşgal Ordusu  kendisi  yerine getirmektedir. Hoten’in Varoşları olan Gülbağ,Şorbağ, ve Gülbağ gibi Uygurların çok eski yerleşim birimlerinin suyu,elektriği ve alt yapısı tahrip edilerek halk başka bölgelere göç ettirilmekte. Hatta Yörünkaş Nehrinin suları bile kesilmiş durumda.Bundan amaç,yüzyıllardır,bir birlerini tanıyan,bilen ve aralarında çok sıkı bağlar olan insanları bir birlerinden ayırarak dağıtıp muhtemel direnişi kırmaktır. Hoten şehir Merkezi’ın nüfusunun resmi olarak 600-700 bin arasında olduğu iddia ediliyor. Ancak,Hoten’in nüfusunun 2- 2,5 milyon arasında olduğu söyleniyor. Bütün engelleme ve yasaklara rağmen,doğumlarda büyük artışlar olmuş.Bu Türk Nüfus artışı Çin’i çok tedirgin ediyor. Bölgede Çinli göçmen oranı % 17 olarak açıklanıyor. Ancak,şehir merkezinde Çinli nüfus çok az. Olanlar da resmi devlet görevlilerinin aile ve çocukları.Onlar da bunlara tahsis edilen “Özel Getto”larda yaşıyorlar.Müslüman halkla ırtıbatları yok denecek kadar az. Halk bir birlerine ve kanat önderlerine çok bağlı.Birbirlerini dinliyorlar ve itaat ediyorlar.Çin işgalın’dan beri bu bölgede işgal karşıtı isyanlar hiç durmadan devam etmiş,Bunlardan en önemlilerinden biri de Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetinin kurulması ile sonuçlanan 1933 ayaklanmasıdır. Ben bir düğün evinde bir olaya şahit oldum.15-17 yaşları arasında 3 Uygur Çocuk misafirlerin Cep telefonlarını çalmışlar.Ancak.bunu fark eden ev sahibi bunları yakalamış ve daha sonra Polise teslim etmek istemiş.Davetlilerin tamamı buna itiraz ederek,Biz kendi Milletimizden olan bu Hırsız Çocuklara niye Çinlilere Teslim edelim ? Bunlara işkence ederler. Biz kendimiz cezalandıralım.Onlara teslim etmeyelim,dediler. Çocuklarla birkaç yaşlı kişi konuştu.Onlar kendilerinin işsiz ve aç olduklarını,ana babalarının ayrılmış olduklarını o yüzden buna mecbur kaldıklarını ifade ettiler.Çocukların karnı doyuruldu..Düğün sahibi başta davetlilerden bir hayli para toplandı ve çocuklara taksim edildi.Kendileri nasihat edilerek yollandı. Bunları Polise teslim etmediler. Çin’in operasyon Karargahını burada kurması ve Hoten’den başlatmasının temel nedenleri örnekte de görülen bu tavizsiz mevcut sosyal yapı ve bölgede 150 yıldır süren ardı arkası kesilmeyen başkaldırılar ve tarihi olaylar olarak açıklanıyor. Hoten cadde ve sokaklarında görülen kadınların % 60-70 ‘i tesettürlü ve hicaplı.Tesettürlü ve hicaplı olan ve inançları gereği giyinenler resmi dairelere alınmıyor.Hastanelerde tedavileri yapılmıyor. Toplu ulaşım,taksi ve Otobüslerle seyahat etmelerine müsaade edilmiyor.  Bunları yolcu olarak kabul edip alan taksicilere ağır para cezası kesiyorlar. Eskiden Teklamakan çölünün Vahalarında gizli olarak açılan Kuran Kursu ve medreselerde din eğitimi kaçak olarak veriliyordu.Genellikle göz yumuluyordu.Son operasyonla bu vahalar tahrip edilerek kaçak kurs ve medreseler ortadan kaldırıldı. Kendisinin üst Düzey Emniyet mensubu arasında geçen bir konuşmayı aktaran bölge sakini “Üst Düzey Memur,bütün tedbirleri aldık.Ancak hiç birinde başarılı olamadık.”diye kedisine dert yandığını naklediyor. Uygur devlet görevlilerine Çin yönetiminin güvenmediklerini bu nedenle Çinlilere Uygurca öğretmeye başladıklarını anlatan bölge sakini,Çinlilere şehir ve hatta bölge aksanı ile Uygurca öğrettiklerine şahit olduğunu söylüyor. Hoten ve civarından çıkan Kaştaşı(Yeşim) taşı nedeniyle toplumda kalabalık bir kesimin ciddi manada servet sahibi olduğunu belirten bölge sakini,Çin’in bundan son derece tedirgin ve rahatsız olduğunu ,bu nedenle son aylarda bunların banka hesabında olan paralarını çekmelerine bahaneler ve sebepler uydurarak engellemeye çalıştıklarını de belirtiyor. Merkezi Çin’de etnik Çinli halkın kolayca alabildiği bir normal pasaport bedeli 238 Yen(40 $) iken, bu rakamın Hoten’de 50 bin yen(Yaklaşık 8 bin $) olduğunu söyleyen bölge sakini, aradaki farkın mahalle Muhtarıdan Vali dahil bütün kademelerdeki Devlet memurlarına işlem ve mühür parası adı altında rüşvet olarak verildiğini,buna rağmen pasaport almanın yıllarca sürdüğünü  ifade ediyor. Uygurlar ile etnik göçmen Çinliler arasındaki ilişkilerde, karşılıklı milli kin ve nefretinin boyutunun çok büyük olduğunu de  belirtiyor.

Etiketler: »
Share
1194 Kez Görüntülendi.