logo

trugen jacn

ÇİN’İN UYGURLARI SOYKIRIM PLANININ KORKUNÇ SİNYALi VE ARDINDAKİ BÜYÜK TEHLİKE !

Mehmet Emin HAZRET

Çin’in resmi Xinjiang gazetesi ile Tengritagh haber sitesi 26 Şubat 2018 tarihinde yayınladığı propaganda amaçlı haberinde Korla ‘nin Çerçen İlçesi ÇKP.Genel Sekreteri ve İlçe Kalite kontrol İdaresi Başkan Yardımcısı işbirlikçi Vatan-Millet haini Tursun Baki’nin 587 kişinin katıldığı bayrak töreninde Çin’in kanlı bayrağı önünde yemin ederek Tursun Baki olan Müslümanca ve Türkçe ismini Bahung Vi olarak değiştirdiği ilan ettiğini açıkladı. Bu yeni gelişme Çin işgal yönetiminin Uygurları tamamen inkar etme yanı onları toptan soykırımla yok etme plan ve uygulamasının korkunç bir sinyali ve bundan sonra icra edecekleri acımasız  insanlık dışı cinayetlerinin bir habercisi olabilecek korkunç bir tehlikedir. (Bu kısmın Türkçe aktarımı daha önce bu sitede yayınlanmıştır.  www.uyghunnet/55986-2/ )

Çin’in 01 Nisan 2017 Tarihli ‘Terör ve Radikalızmle Savaş” Yasası
Bilindiği üzere 2017 yılının Mart ve Nisan aylarında Doğu Türkisan’ın Hoten ve Aksu illerine bağlı bazı ilçelerin işbirlikçi vatan haini  bazı  düşük rütbeli ÇKP.yerel l Sekreter yardımcıları ile bazı ÇKP üyesi sözde Uygur memurların aynı şekilde Çin’in resmi propaganda organları olan aynı gazete ve Haber sitesinde “Kendilerinin Müslüman olmadıklarını ancak,Uygur Olduklarını “ iddia ettiklerine dair haberler yer almıştı. Hemen ardından Pekin’in 2016’da Urumçi’ye yolladığı Han Irkçisı , Çin Nazisi ve Tibet Canisi Çin Çüvenggou kuklası olan Sözde Eyalet Parlamentosu( Halk Kurultayı’na) emir vererek 01 Nisan 2017’den itibaren sadece Doğu Türkisan bölgesinde uygulanacak “Terörcü ve Dini Radikalizmle Savaş “ yasasını yürürlüğe koymuştu. Bu sözde yasaya dayanarak Çin Faşisti Çin,ülke genelinde şimdiye kadar görülmeyen şiddette Müslüman Uygur Türklerinin maddi ve manevi mevcudiyetine karşı siyasi,sosyal,kültürel ve silahli Çin devlet terörünü başlatmıştı. Doğu Türkistan genelinde sözde Özerk Bölge yasalarının uygulanmasına şiddetle karşı koyagelen ve bu yasaları Pekin adına gasbeden Çudangvi  (Sözde Özerk Bölge ÇKP.Merkez Komitesi) adındaki tamamen  aşırı ırkçı Faşist Han Çinlilerinden  oluşan bu soykırımcı Katiller  Çetesi “Terörcülük ve Dini Radikalizme Savaş “ adlı bu insanlık dışı cinayetler yekünü olan 17 bölüm ve 50 maddeden oluşan bu kanlı yasayı şiddetli bir şekilde uygulaya gelmektedir.
Günümüzde Doğu Türkistan genelinde en küçük yerleşim yerleri ile idari birimlerinde dahi devlet daireleri,Hastane,Okul vebenzeri akınıza gelebilecek her türlü yönetim birim ve organlarında Müslüman Uygur Hanımlarının  normal başörtüleri ile girmeleri yasaklanmakla kalmamakta, Müslüman Türk erkeklerin milli ve dini baş kıyafetleri olan doppa ve Tumak (Deri Başlık) ile girmeleri dahi yasaktır. Çin devlet terörünün kanlı kılıcının keskin ucu mukaddes İslam dinine  sokulmakla  kalmamakta, Uygur Türklerinin binlerce yıllık örf adet gelenek,görenek ve milli kıyafetlerine dahi İşgal Yönetiminin “Halledilmesi Gereken Çok Önemli Sorunlarının en Önceliklerinden biri” olarak  ön plana çıkmaktadır.
İşgalcı Çin,Uygur gençleri ile öğrencilere etnik Çinlilerin giyim kuşamlarını giymeye ,Çinlilerin işlettiği ve onların yemek yediği Aşevi ve Restoranlarda yemek yemeye zorlamaktadır.Ayrıca,Uygurlara Çince şarkılar söylemeyi mecbur etmektedir. Türklerin binlerce yıldır  kutlaya geldiği dini ve milli bayramlarını  yasak  ilan ederken, Çinlilerin Milli Bayramı olan Bahar(Çagan) bayramını Çinlilerle birlikte kutlamaya zorlamaktadır. Tuvalette uzun süre kalanların kötü koku alarak koku  alma duygularının  körleştiği gibi, Doğu Türkistan’da yaşayan okumuş aydınlarımız ile bir kısım halkımızın Mukaddes dini değerlerimiz ile milli kimliğimizi koruyan örf ve adetlerimizin Çinli işgalcılarca aşağılanarak hakaret edilmesine,   kendilerine zorla dayatılan etnik Çin kültür ve medeniyeti ile örf ve adetlerini  zorla da olsa benimsemeyi dinlerine ve milli değerlerine karşı bir aşağılama ve hakaret olduğu noktasında sessiz  kalmaları ve yeterli derecede  tepki vermemeleri  insanı gerçekten düşündüren ve uykularının kaçmasına sebep olan bir durum olarak öne çıkmaktadır.
Çin’in Yeni Plan ve Hedefi  ; Uygurların İslami ve Türkçe İsimlerini  Değiştirmek Soykırıma İsimden Başlamak

Çin işgal yönetiminin bu süreçteki yeni plan ve hedefi Uygurların İslami-Türkçe isimlerini Çince isimler ile değiştirmeyi yasal hale getirmek ve soykırımı isimden başlatmaktır. Geçtiğimiz yıl Çin  aynı şekilde  genelgeler yayınlayarak ilk etapta Kur’ani Kerim’de zekredilen isimleri yasakladığında ikinci merhalede Türkçe yanı Milli isimleri Çince isimler ile değiştirebilecekleri  hiçbir Uygur’un hayaline veya aklına dahi gelmemişti.
Şimdi ise, Çin yönetimi ÇKP güdümündeki Kukla ve İşbirlikçisi sözde Uygur Tursun Baki’ye Doğu Türkistanlılara örnek göstererek bu konuda da geçen yıl islami isimler  konusunda olduğu   gibi bu  Çince değiştirme işini yasal hale getirmek hedefindedir. Bunun için bu işbirlikçi Vatan-Millet haini Tursun Baki’in adını Çince isim ile değiştirmesi, ÇKP.medyasında arka arkadan ilan edilmeye başlanmış bulunuyor.Belki birkaç gün sonra bu İşbirlikçi lanetli bu Vatan-Millet  haini Çin Faşizminin Urumçi’deki çomağı ve Uygurların katili ÇinÇuvenggou  tarafından özel olarak kabul edilecek , rütbe ve makamı  yükseltilerek,   maaşına zam yapılacak ve özel mükafatlar  ile ödüllendirilecektir.  Bundan sonrası ise kendiliğinden gelecekir.Önce ÇKP.medyasında ilan edilip örnek gösterilecek,hemen akabinde ise,Tursun Baki gibi onlarca işbirlikçi yalaka sözde Uygur  bu kez “Ben Müslüman olmadığım gibi Uygur de değilim.Ben Cunggu’luyum.(Çinliyim) ” Diyerek kendi isimlerinin Çince isimler ile değiştirilmesi için Çin İşgal yönetimine baş vuracaktır. Daha sonra ise,Uygun zemin ve şartları oluşun oluşmaz  Uygur Türklerini kökünden  kurutarak yok edecek  bu uygulamayı tereddüt etmeden icra etmeye  başlayacaktır.

Cehalet,Cahilin Değil,Onu Cahil Bırakanın Suçudur
Uygur Türkleri tarihte  büyük ve özgün yenilikler ve yeni  buluşlar ortaya koyarak  Türk-İslam ve dünya medeniyetine büyük katkılar sağlamış necip bir halktır. Son 250 yıllık Çin esareti döneminde Uygur Türklerinin zeki ve yetenekli önderleri ,aydınları,kendisini eğitim ve öğretim verecek hocaları,Müellimleri katledilerek yok edilmiştir. Çağının en önemli birer irfan ocağı olan Medrese ve okulları yıkılarak ortadan kaldırılmıştır. Böylece,başsız,öğretmensiz.ilimsiz ve irfansız kalan Uygur Türkleri ise, gelmiş geçmiş bütün Çin İşgal yönetimleri tarafından bilinçli olarak cehalete mahkum edilmiştir.
Bu nedenle Cehaletin esas suçlusu   aslında Uygurlar  değil,onları cehalete mahkum eden işgalcı,sömürgeci, bilim  ve  marifet düşmanı Çin  işgal yönetimleridir. İmparatorluk  (1759-1911),Cumhuriyet’(1911-1949) ve Mazlumlardan ve hak ve adaletten yana olduğunu her fırsatta iddia eden ÇKP. Yönetimi (1949’dan sonrası) devirlerinde de Doğu Türkistan politikalarında hiçbir  insani ve olumlu değişiklik olmamıştır. Günümüzdeki ÇKP-Faşistlerinin kanlı iktidarı, baskı,zulüm ve soykırımda  gelmiş geçmiş bütün  Çin işgal ve sömürge  rejimlerini  kat kat geçmiştir. Büyük Han Irkçılığına dayanan ve Çin faşizmini temel alan ÇKP-Nazilerinin  günümüzdeki mevcut  uygulamaları insanlık tarihinin bir yüz karası olarak tarih sayfalarındaki  lanetli yerini almıştır. Cugazçi’nin (Yağlı tohumların sıkıştırılarak yağ elde edildiği    bir makinada gözleri bağlı  olarak sıkıştırma direğini döndüren  Öküz’ü idare eden  ve bu makinayı çalıştıran Usta’nın) boyunduruğuna aşık öküzün kendisine yapılan  bu zülme zamanla alışarak  bundan  huzur aldığı ve sevindiğine benzer bazı davranış ve tutumlarını  görünce benim Akkngongul’(Ak(iyi) niyet)  aziz  halkıma olan sevgimde hiçbir azalma ve değişiklik olmamıştır. Ben her zaman ; “Benim İyi,  ak ve pak niyetli  Halkım, boynundaki kölelik zincirinin kıymetli ve pahalı bir altın zincir olmadığını anladığı andan itibaren her şeyimiz kendiliğinden hal yoluna girecektir.” Cümleleri ile kendimi teselli etmişimdir. Uyuyan bir milleti gaflet uykusundan uyandıracak en güçlü dürtü,zalimin zulüm kamçısıdır. İşgalci  Çin’in acımasız,vahşi ve şafkatsız zulüm kamçısı eninde sonunda benim sevgili halkımı  uyandırmıştır.Ancak.,bu uyanma ve kendine dönüş,kendi neslini devam ettirememe tehlikesinin    cezası bedeline ancak elde edilebilmiştir.
İşgalci  Çin  yönetimi, Doğu Türkistan’da modern ve en son  model silah ve insan gücünün   yanında bilim ve ileri teknolojileri kullanmak suretiyle Uygurları nasıl ve ne şekilde kökleri ile birlikte kurutarak yok edebileceklerinin  plan ve projeleri için Doğu Türkisan’ı büyük bir deneme laboratuvarı ve Uygur Türklerini ise, birer denek olarak tecrübe etmektedir. Çin’in bu katliam ve soykırımı sadece ve yalnız Uygur Türkleri ile sınırlı değilidir ve kalmayacaktır de. Uygurlardan sonra sıra, diğer Kardeş Türk halklarına ; Kazaklara, Kırgizlara, Özbeklere, Türkmenlere, Taciklere,Moğollara ve diğer akraba  Halklar ile Uygurların komşuları Pakistan ve diğer  ülke ve uluslara gelecektir.
Uygur Türkleri Olarak Neler Yapmalıyız ?
Muhacerette yaşayan Uygur Türkleri olarak Vatanımızda yaşayan,  dini ve Milli  kimliklerini koruma mücadelesi veren    kahraman Halkmıza akıl vermek ve yol göstermek,bu Kardeşlerimize  karşı bir saygısızlık ve sorumsuzluk olacağı kanaatindeyim. Günümüzde Uygur Türklerinin toptan yok edilerek soykırıma uğratılmasının tehlikeli ölüm sinyalleri  kulaklarımızın dibinde  çınlamakta ve yankılanmaktadır. Gerçekten  çok tehlikeli ve büyük bir aciliyet arz eden şu  mevcut ortamda yurt dışında  muhaceret hayatı yaşayan Uygur Türklerinden  biri olarak önerilerim şunlardır ;

  1. Uygur Türkleri olarak ister kişisel ister kurumsal  olalım, yaşadığımız  ülkelerin yönetimlerine Halkımızın  günümüzdeki zor ve dramatik durumu hakkında raporlar hazırlayarak  sunmak
  2. Yaşadığımız ülkelerin Parlamentolarının önünde  ve  o ülkenin bütün yasal imkanlarından sonuna kadar  yararlanarak kalabalık ve kollektif bir şekilde ölüm orucu başlatalım.
  3. Durumları uygun olan Uygur Türkleri ABD’nin New York kentindeki BM.Binası önünde    cevap ve sonuç alınana kadar  ölüm orucu ilan etmeliler.
  4. Birleşmiş Milletler Binası  ile  Ülkeler Parlamentosu önündeki açlık grevi eylemleri BM. Ve o ülke yetkilileri tarafından tepkisel  olarak cevap alınıncaya  ve grev yapanlar muhatap olarak kabul edilene  kadar sürdürülmeli ve devam ettirilmelidir.
  5. Bizlerin  Uygur Türkleri için şehit olacağımız  yerler,  Suriye başta Ortadoğu bataklığı asla değildir. Tam aksine BM. Merkez binası ile demokrasi ve insan haklarına duyarlı olduklarını her fırsatta açıklayan  ve Çin’i bu konuda her vesile ve fırsatta kınayan ve tepki gösteren ABD., AB. ve diğer batılı  ülkeler parlamentolarının önüdür.
  6.  İşgalci,sömürgeci,gaspci ve  insanlık düşmanı  Çin’in bu fanı dünyanın cehennemine çevirdiği aziz ana yurdumuz Doğu Türkistan’ımızda yanmakta olan mazlum ve mağdur halkımızın dayanılmaz  dert ve feryatlarını  insanlığın  onuru  ve vicdanına duyurmak için yapacağımız açlık grevi sonucu şehit olan bir Uygur evladı Allah Taala nezdinde de  inşallah şehittir.
  7. Bu yolda şehadet mertebesine terfi eden kardeşlerimiz Allah Taala’nın kendisine vereceği ilahi ve gerçek ödülün yanında uğruna şehit olduğu Doğu Türkistan halkının kalbinde Şehit ve Kahraman olarak sonsuza dek yaşayacaktır.

Aziz Doğu Türkistanlı kardeşlerimi ;
Biz Doğu Türkistanlılar olarak Türk-İslam alemine ve dünya’ya derdimizi ve sorunlarımızı anlatacak ve onların bilgisine iletecek  ve  Uluslar arası toplumun  katkı ve  desteklerine erişebilmek için yukarıdaki önerilerimden başka her hangi bir yol ve yöntem   kalmadığını düşünüyorum.
Uygur Türklerinin kendi ana vatanları Doğu Türkistan’da yaşama hakkı,  İşgalci Çin’in  her fırsatta övünçle ve özenle dünya’ya reklamını   yaptığı  Çin ayısından (Pandalardan) daha aşağı değildir.

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
2003 Kez Görüntülendi.