logo

trugen jacn

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNE SOYKIRIM SUÇLARI İÇİN SOMUT ADIM ATILMALI !

 Çin’in işgalindeki Ülkeleri Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı, zulüm ve etnik soykırım cinayetlerini  Türk Milletine  anlatmak için Anadolu şehirlerini gezen Doğu Türkistanlı Kamp Mağdurları Platformu Üyeleri   geldikleri Sivas’ta  Sultan Şehir Gazetesini  imtiyaz sahibi Naci Yıldız’i ziyaret ettiler. Kamp mağdurları   öncelikli taleplerinin  5 yıldır seslerini duyamadıkları ailelerinden haber almak ve  ve ülkelerinde yaşayan  tüm Kardeşlerinin temel insanı haklarına kavuşması  zolduğunu belirterek ” T.C.Devletimiz  Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalerinin sona erdirilmesi ve soykırımın durdurulması için daha  aktif bir politika izlemesini bekliyoruz.”açıklamasında bulundular.

SOMUT ADIM ATILSIN!

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Türkiye’deki Doğu Türkistanlı toplama kampı mağdurları Gazetemiz İmtiyaz Sahibi  Naci Yıldız’ı ziyaret etti. Ziyarette; ailelerinin Çin zulmünden kurtarılması noktasında Türkiye Cumhuriyeti devletinden destek beklediklerini ifade eden Uygur Türkleri, tek isteklerinin ailelerine kavuşmak olduğunu belirtti.

Kardeşinin 2017 yılında Çin’de toplama kampına alındığını kaydeden Mirza Ahmet İlyasoğlu “Toplama kampına alınanlar kamptan felç olarak çıkıyorlar ya da çıktıktan birkaç ay sonra hayatını kaybediyor. Onun için biz kardeşlerimizin, yakınlarımızın hayatlarından endişeliyiz. Bu konuda Türkiye devletimizin somut bir adım atmasını istiyoruz.  Eğer Türkiye devletimiz bir şey yaparsa kesinlikle sonuç alınabilir” dedi.

Ülkemizde yaşayan Doğu Türkistanlılar; Doğu Türkistan’da Çin yönetiminin baskı ve zulümlerine maruz kalan aileleri için Anadolu’da imza toplayarak mücadelelerini sürdürüyor. Türkiye’de il il dolaşarak taleplerini dile getiren Doğu Türkistanlılar Sivas programları kapsamında Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) İl Temsilcisi, Sivas Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı, İnternet Gazeteciler Federasyonu (İGF) Etik Kurulu Üyesi ve Sultan Şehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi  Naci Yıldız’ı ziyaret etti.

Bir Kudret Gulca dahil 7 kişi, oturan insanlar, ayakta duran insanlar ve iç mekan görseli olabilir

 

NAZİMİ, KIZ KARDEŞİNE HASRET

2009’da Türkiye’ye geldiğini ifade eden Medine Nazimi;  “Kız kardeşim Türkiye’ye okumak için geldi ve İstanbul Üniversitesi’nden mezun olmuştu. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da olmuştu. Hastalanan anneme bakmak için memleketimize gitti ve bir daha Türkiye’ye dönemedi. Çünkü 2017’nin sonlarında toplama kampına alınmış. Mayıs 2019’da serbest bırakılsa da Türkiye’de yaşadı diye bölücülükle suçlanarak götürülmüş. O günden bu yana kendisinden haber alamıyorum. Serbest bırakıldığı 1 ay civarında da sağlığı nasıldı bilmiyorum, halen şu anki durumunu bilmiyorum. Maalesef kardeşimin bakmak için gittiği annem üzüntüden vefat etti. O hastalanırken bakamadım. Ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ama istediğim zaman vize alıp memleketime gidemiyorum. Ailemi ziyaret edemiyorum. Şu anda babam, erkek kardeşim, bir de kız kardeşimin minik kızı var. Yeğenimi bu kadar zamandır kucağıma almak nasip olmadı. Kız kardeşim alındığında yeğenim 1 yaşındaydı, şu anda 5 yaşına geldi. 4 yıldır annesini göremiyor. Kız kardeşim de evine hasret. Toplama kamplarında başına neler geldiğini bilmiyorum” dedi.

Bir 10 kişi ve ayakta duran insanlar görseli olabilir

UYGUR KÖKENLİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARI TUTSAK

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak devletin gerekli makamlarına başvuruda bulunduğunu dile getiren Nazimi, “Ama maalesef bu kadar zamandan beri beni mutlu edecek hiçbir habere ulaşamadık. Pekin elçiliğimiz uğraşıyor ama bir şey elde edilmesi lazım artık. Çünkü benim de bunu kaldıracak durumum yok. Benim burada bir düzenim var, çocuklarım var. Kardeşimin Türkiye dönerek çocuğuyla mutlu bir hayat yaşamasını istiyorum. Benim hükümetimizden, devletimizden isteğim; Uygur kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına sahip çıkıp onları toplama kamplarından kurtarması. Orada sadece benim kız kardeşim yok. Onun gibi 400-500 civarında Uygur kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tutsak.  Kardeşime kavuşmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Bir 6 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava görseli olabilir

SOMUT ADIM ATILMASINI BEKLİYORUZ

Kardeşinin 2017 yılında Çin’de toplama kampına alındığını belirten Mirza Ahmet İlyasoğlu ise “Ben 2007 yılında Türkiye’ye yüksek lisans eğitimi için geldim. O yıldan bu yana Türkiye’de yaşıyorum. Benin kardeşim 2014 yılında Türkiye’ye geldi. 2017 yılına kadar sorunsuz yaşadı ama 2017 yılında toplama kampına alındı. Alınma sebebi de kısa süreli eğitimdendi. 4 buçuk  senedir kardeşimin sesini duyamıyorum. Kardeşim Çin eğitimine ihtiyacı olan biri değil. Çin dilini ana dili gibi konuşan, meslek sahibi olan biri. Ekonomik durumu da iyi. Eniştem ise yurt dışına hiçbir seyahati yok fakat buna rağmen toplama kampına alındı. Zannediyorum ki eniştemin toplama kampına alınmasının sebebi de daha önce camide imam olarak görev almasından kaynaklanıyor. Benim gibi yüksek  lisansa Türkiye’ye gelen ve yüksek lisansı tamamladıktan sonra 2015-2016 yıllarında Doğu Türkistan’a dönen 2 arkadaşım eşleriyle birlikte toplama kampına alındı. Kendilerinden haber alamıyoruz. Toplama kampına alınanlar kamptan felç olarak çıkıyorlar ya da çıktıktan birkaç ay sonra hayatını kaybediyor. Onun için biz kardeşlerimizin, yakınlarımızın hayatlarından endişeliyiz. Bu konuda Türkiye devletimizin somut bir adım atmasını istiyoruz.  Eğer Türkiye devletimiz bir şey yaparsa kesinlikle sonuç alınabilir. Ve bu Türkiye-Çin ilişkilerine hiçbir şekilde zarar vermez. Çünkü Çin’in yaptığı Çin anayasalarına aykırı bir durumdur. Bir soykırımdır. Buna Türkiye Cumhuriyeti her açıdan ses çıkarmak zorunda. Hem kardeşlik, hem dindaşlık, hem soydaşlık, hem insani açıdan… Buna ses vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Bir Kudret Gulca dahil 10 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava görseli olabilir

TÜRKİYE’DE OKUDUĞU İÇİN AİLESİ KAMPA ALINDI!

2011 yılından beri Türkiye’de yaşadığını söyleyen Jevlan Şirmehmet de 2018’den bu yana ailesiyle iletişim kuramadığını belirtti.  Şirmehmet; şu ifadeleri kullandı: “2011 yılından beri Türkiye’de yaşıyorum. İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk mezunuyum. Lisansı Türkiye’de tamamladım.2018 yılından beri ailemle olan tüm iletişimim kesilmiş durumda. Memur ailesi çocuğuyum. Babam, annem, kardeşim devlet memuru idi.  2019 Aralık ayında dolaylı yollardan edindiğim bilgiye göre ailemin hepsi toplama kampına alınmış. Nedeni benim Türkiye’de okuyor olmam. Sonra babam ile kardeşim bu kamptan çıkmış. Annemi ise ‘Türkiye’ye gidip oğlunu ziyaret etmişsin’ diyerek 5 sene daha hapis cezasına çarptırmışlar. Ben bu durumu öğrendikten sonra Çin’in Ankara ve İstanbul’daki temsilciliğine ve ulaşabildiğim tüm makamlara ulaşmaya çalıştım. Annemin mahkeme kararını istedim, ona göre temyize göndereceğimi söyledim ama Çinli yetkililer mahkeme kararını vermeyeceklerini söylediler. Beni tehdit de ettiler. Ben sesimi duyurmaya çalışıyorum. Çin polisinin babam ve ağabeyim üzerinden bana etmiş olduğu tehditler var. Susmadan bu mücadeleye devam ediyoruz. Bizim gitmediğimiz yer kalmadı ama olumlu bir yanıt alamadık. Sesimizi duyurmak için çalışıyoruz, inşallah neticeye ulaşırız.”

Bir 4 kişi görseli olabilir

EMİN’İN BABAANNESİ TOPLAMA KAMPINDA ÖLDÜ    

Sakarya Üniversitesi öğrencisi olan Mağrifet Emin ise “Öğretmenlik okuyorum. Benim de ağabeyim, amcalarım şu anda Çin’in toplama kampında bulunmakta. Babaannem toplama kampında hayatını kaybetti. 63 yaşında idi. Hiçbir sağlık sorunu yoktu. Suçu Türkiye’yi ziyaret etmesi imiş. Türkiye’den döndüğünde Pekin’de amcam ile birlikte tutuklandı ve amcam hapse atıldı, babaannem kampa atıldı; babaannem sonra hayatını kaybetti. Çok üzgünüm. Amcalarımdan haber alamıyorum. Birinden 15, diğerinden de 10 senedir haber alamıyorum. Amcalarımın kızları şu anda evde yalnızlar. Bu eve Çinli erkek yerleştirilmiş durumda. Ben buradayım ve elimden hiçbir şey gelmiyor. Ailemin durumunu düşündükçe burada derslerime konsantre olamıyorum. Pekin’de tutuklanan ağabeyimden de 5 senedir  haber alamıyorum. Sesini dahi duyamıyorum” diyerek yetkililerden yardım istedi.

Bir 1 kişi görseli olabilir

BİZLER MÜSLÜMANIZ, TÜRK’ÜZ

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Ekrem Kuseni de “Türkiye’ye 2012 yılında ailemle birlikte geldik. Şu anda babaannem ile birlikte yaşıyoruz. 6 kardeşiz. Akrabalarımın çoğundan haber alamıyorum. 2 eniştem, 2 halam, 1 kuzenim toplama kampındaydı. Kuzenim bir restoranda namaz kıldığı için 20 sene hapis cezasına çarptırılmıştı. Diğer akrabalarımın yaşayıp yaşamadığını bilmiyoruz.  21. yüzyılda yaşıyoruz ama buna rağmen 5 senedir haber alamadık. Bizim için çok üzücü. Ben Türkiye’ye 10 yaşında geldim, şu anda 22 yaşına giriyorum. Akrabalarımın yüzünü dahi unutma seviyesine geldim. Çok üzücü. Türkiye devletinin bu konuda bir adım atmaması bizi gerçekten çok üzüyor. Bizler Müslümanız, Türk’üz. ‘Biz hiçbirine bakmayız, insan diye bakarız’ derlerse oradaki insan katliamı dünyanın hiçbir yerinde görülmüyor. Nazi kamplarını herkes biliyor ama Doğu Türkistan’da yaşanan katliam onun katbekat üstünde. Bunu dünyaya duyuramıyoruz. Kimse bize dinlemek istemiyor. Biz de sesimizi duyurmak için yollara döküldük. Allah sonumuz hayırlı eylesin” ifadelerini kullandı.

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Naci Yıldız ise Türkistan’da Çin yönetiminin baskı ve zulümlerine maruz kalan aileleri için mücadelelerini sürdüren Doğu Türkistanlıların ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ülkemizde yaşayan Doğu Türkistanlıların bir an önce ailelerine kavuşmalarını temenni eden Yıldız, konunun takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.

KAYNAK : http://sultansehirgazetesi.com/haber/somut_adim_atilsin-28861.html?fbclid=

Share
369 Kez Görüntülendi.