logo

trugen jacn

ÇİN’İN D.TÜRKİSTAN’DAKİ ETNİK SOYKIRIMI VE KADEMELİ SOSYAL VE TOPLUMSAL ÖLÜMLER

İngiltere-Manchester Üniversitesi Öğretim üyesi ve Uygur Türkleri araştırmaları ile tanınan Prof.David Tubbing tarafından kaleme alınan  ve ÇKP lideri Xi Jingping’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik   ” Cunghua(etnik Han/Çin  Ulusal  merkezli)Kültür ve Medeniyet Kimliği” yaratmak için  Türk    etnik kimliklerini Han Çinlisine dönüştürerek  yok etme uygulamasını  çarpıcı örneklemeler ile yorumlayarak  ortaya koyuyor. Özgür Asya Radyosu internet sayfasında (rfa.org/Uyghur  https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/xitaylashturush-12272021192051.html  ) yayınlanan bu analizin Türkçe aktarımını  aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.  

كەلپىن ناھىيەلىك مائارىپ ئىدارىسى خادىمى: «مەكتەپلىرىمىزدە ئۇيغۇرچە دەرس يوق، دۆلەت تىلى ئومۇملاشتى»

Burası  Doğu Türkistan’in Yarkent şehrindeki bir Okul. Uygur öğrencilere geleneksel Çin kıyafetleri ile  zorunlu Çin dili ve edebiyatı dersi  veriliyor. Ekim 2018(rfa.org)

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM) 

Çin yönetiminin işgalindeki  Uygur bölgesinde  son birkaç yıldır üzerinde  önemle durduğu “Çinlileştirme” sloganı, ilk olarak “sosyalizmin İnşası” ‘nin nasıl “Çinlileştirme ” biçimine dönüştürüldüğünü  kolayca görebiliriz. Uygulanan bu  “Çin Tipi  sosyalizm”in belirli oranda  “başarılar” elde etmiş olduğu bir gerçektir.

2012’de iş başına gelen ÇKP Genel Sekereteri Xi Jinping zamanında bu tür “Çinlileştirme” girişimleri birçok alanda uygulanmaktadır. Aynı zamanda bu yaklaşım ve uygulama , Çin hükümeti için bir “baş ağrısı” olan  Uygur bölgesindeki “Milli Sorunların hallinde” kapsamlı bir çözüm olarak uygulanmıştır. Sonuç olarak, Çin hükümeti, “Çinlileşme Politikalarına”  uymayan faktörleri “değiştirmek” için bir dizi zorunlu siyasi  çözüm yollarını  uygulamaya koydu. Bu son u politikalar  ise  ÇKP’nin Uygurlara yönelik kademeli  olarak uyguladığı Etnik Soykırım’in açık ve net bir ifadesi idi.

UygurlaraYönelik  Tek ve Son  Uygulanan Sosyal Ölüm  

Yazarın ” Tek ve Son Toplumsal ölüm” olarak nitelendirdiği olgu aslında Xi Jinping’in önemle vurguladığı,  çok yönlü etnik  kimlikleri yok ederek ” ” Cunghua(etnik Han/Çin  merkezli)Kültür ve Medeniyet Kimliği” yaratmak amacı ile   Çinli olmayan  ikinci kimlikleri yok etmek ve yerine , asimile edilmiş bir ortak kimlik yaratma süreci olan “Çin kültürel kimliği”dir. Bu   uygulama ise, Çin hükümetinin mevcut “milli meseleler”e karşı  inşa ettiği “Mevhum/Sanal diktiği sanal ” bir Çin Seddi”dir ve bu duvar aracılığıyla Türkçe konuşan bu halkların yol açtığı  sorunlara ebedi olarak  son vermektir.

Ancak bu,  uygulama  Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk günlerinde  Çin’de yaşayan Halkları  renkli etnik grupları bölme  uygulamasına tamamen aykırıdır.

” ÇKP’nin bu son uygulamalarının au arka planına bakarsak, bu durumun aslında Çin Komünistlerinin devleti kurduğu 1949 yılındaki durumla ilgili olduğunu görebiliriz.Mao Liderliğindeki Çinli Komünistler   O zamanlar Marksist teorilere dayalı bir devlet kurmalarına rağmen,  Çinli  Düşünür ve bilgin Fi Şiyawtung’un  teorilerine  uygun şekilde etnik bileşenleri ayırdılar ve çeşitli etnik grupları Çinli bilgin Fei Xiaotong’un Konfüçyos  teorisine göre etnik gurupları   böldüler. Sonuçta Marksizm,Konfüçyos  ve Çin Milliyetçiliği temelinde  şekillenen ve bunların bir sentezi olan  bir görünüm ortaya çıktı. Ancak, bu sentezde Uygur ve diğer Türk dilli halkların  kimliğine ait kıl kadar dahi olsa bir boşluk bırakılmadı. Bundan sonraki dönemde(1950’lı yıllarda) Uygur bölgesinde yaşayan Çinli olmayan etnik kökenli halklara yönelik ” Yurtseverlik  Eğitimi” kampanyası yürütülmeye başlandı.

ÇKP’nin Uygurlara Yönelik Etnik Kıyımı  Mükemmel ve Benzersizdir

ÇKP yönetiminin Uygur bölgesinde uyguladığı  mevcut etnik  katliam mükemmel  ve  benzeri olmayan  süreçtir ve asla ” Bir Siyasi Kaza” olarak adlandırılamaz. Ayrıca,  mevcut bir  devlet  belirli bir nesneyi  kendi çıkarları için tehlikeli kabul ederse  sonuçta bunu  soykırım yolu ile yok ederek amacına ulaşabiliyor  ve  bunu da  “Çağımızın Modern bir Uygulama  Biçimi”   örtüsünün altına gizleyerek  kendisini  bu cinayetlerden sıyırabileceğini   sanıyor. Günümüzde Uygur bölgesindeki yüzlerce  Çin tipi Toplama Kamplarına milyonları topluca hapsetmek, Uygurların aile üyelerini bir birlerinden zorla kopartarak  toplumun en alt birimi olan aileleri yok etmek (Nesilleri zorla ayırarak  ilişkileri zorla koparmak)  Zorunlu Köle/İşçi Uygulaması, Uygur kadınların zorla kısırlaştırılması  ve Uygurlara yönelik doğum yasağı ve benzeri  uygulamalar Başkan Xi’nin bu  etnik olarak tek tip Çinli yaratma  siyasetinin  gerçekleştirilmesinde sonuca giden  birer aşama olarak kabul edilebilir.

ÇKP’nin “Yeniden Eğitim”Uygulaması  Güvensiz Kişilere Uygulanan Bir Metottur

ÇKP’nin 2017’den beri  Uygur bölgesinde  kurduğu Çin Tipi Toplama Kamplarında hapsettiği Uygurlara yönelik  “Yeniden eğitim ” Politikası, genellikle tehlikeli veya politik olarak güvenilmez kişilere uygulanan bir metodolojidir. Şu anda Çin’in Uygurlara yönelik  doğumu kontrol politikası dünya’da eşi benzeri görülmemiş bir şekilde uygulanmaktadır. Örneğin,  yasalarda Bölgede yaşayan azınlıkların birden fazla çocuğu olabilir”  şeklinde  bir hüküm olmasına rağmen, benim görüştüğüm kadınların çoğu tek çocukları olmasına rağmen yine de zorla kürtaj yaptırmaya zorlandıklarını göz yaşları içinde açıkladılar. Toplama Kampları, Hapishanelerde zorla çalıştırma ve  Uygurların Köle/İşçi  olarak çalıştırılması uygulamaları   bugünün  yeni bir olguları  değildir.  Uygurların Yargılanmadan mahkum edilmesi de yeni bir uygulama değildir. Ancak Uygur bölgesinde  Çin’in  işgalinden beri  devam ettirdiği  ve  aslında belirli bir etnik toplumu(Uygurlar, Kazaklar, Kırgizlar ve diğer Türkleri)  hedef alan bu baskı ve zulüm  uygulamaları  günden güne şiddetini  arttırarak sürdürmektedir. Bu  baskı ve zorbalıkların  müsebbibi  yukarıda bahsettiğimiz  gibi sadece “Suçlu ve Günahkar Uygurlar” değildir. Aksine, bölgenin asil sakinleri olan Türk  dili konuşan Azınlıklar   peşinen “Suçlu ve Günahkar ” olarak  düşünüldükleri ve kabul edildikleri  için  Onlar  bu  kötü takdirleri ile  karşılaşmaktadırlar.

ÇKP. Uygurlara Yönelik  Zorbalıklarına Karşı  Uluslararası Toplumun  Tepkisinin Farkında

Uygurlar şu anda  tarihte benzeri görülmemiş ancak günümüzde üstü çok sinsice örtülmüş “görünmez”  etnik soykırım ve katliamlarla karşı karşıyadırlar. Ancak Çin hükümeti   uluslararası  platformlarda  kendisini “Uygur  Radikal ve Teröristlerin kurbanı  masum Bir Devlet”  olarak  lanse etmektedir.  Uygurlara yönelik bu baskı ve soykırım suçlarını işlerken bu  yaptıkları meşru ve  alınması gerekli tedbirler olarak gördüğünü  iddia etmektedir.

Günümüzde  Çin’in bu baskı ve zulüm uygulamalarından  Uygur bölgesinde yaşayan Azınlıklardan  hiç kurtulabilen  hemen hemen hiç bir kişi yoktur. Buna karşılık ÇKP Yönetimi  kendisini Türklerin şiddet hareketlerinden endişe duyan ve tehlike altında  olan  bir  tavır sergilemekte ve bu yersiz endişelerini gidermeye yönelik haksız uygulamalar yapmaktadır. Ama  uluslararası toplum son 3-5 yıldan beri  ÇKP’nin bölgede yaşayan Türk dilli azınlııklara yönelik şiddet ve zorbalıklarının   farkına geç de olsa varmış bulunmaktadır. Ancak,ÇKP bunun üzerine kendilerinin bölgedeki şiddet hareketlerini yok etmek için  hareket ettiklerini sürekli tekrar etmeye başlamıştır. Ama biz bölgedeki  gerçek durumu  Çin’in anlattığı gerçeklere değil, daha çok  derinlemesine, elimizde bulunan kanıtlar ve bilgilere göre  hakikatı görmemez lazımdır. Aksine  mevcut duruma  göre Uygur meselesine nasıl ve hangi sebeplerle tek yönlü baktığının ve bunu dünyaya lanse etmesinin sebepleri üzerinde düşünmemizin gerekli olduğunu ve  Çin devletinin şiddetle hangi noktalarda  uzlaştığına bakmamız gerekiyor.

Çin’in  Bölgedeki Baskı ve Zulmü Olayların Seviyesinden Kat Kat Fazla 

ÇKP’nin Uygur bölgesindeki baskı, zulüm ve şiddet uygulamalarının  seviyesinin  bölgede ceryan eden  şiddet olaylarının seviyesi ile karşılaştırmamızın doğru olacağını düşünüyorum. Uygurların bölgedeki ÇKP İşgal yönetimine  yönelik karşılık hareketlerinin ölçüsü ve seviyesi bakımından Çin’in zorbalıklarından   onlarca kat daha düşük  ve çok alt seviyede   olduğunu kolayca görebiliriz. Uygurların bu çık sınırlı ve düşük bazlı bu karşılık hareketlerinin  Çin Komünist Yönetiminin devlet güvenliği  için ne kadar büyük önemde   kabul ettiğini  ve kanaata sahip olabileceğini  çok iyi düşünmemiz gerekir.  Çin ‘in Uygur  bölgesinde  şiddeti günden güne artarak devam eden bu Irkı Soykırımın bölgedeki karşılık hareketlerini bastırması basit bir bastırma hareketi olmayıp,  aksine muntazam, planlı ve kademeler şeklinde önceden planlanan mukemmel süreç şeklini almış “Uygurları Eriterek Yok Etme”  sinsi amacına dayanan  ve uzun vadeli  ve  sonuçlarını çok uzaklarda  almayı amaçlayan  bir acımasız ve vahşi soykırım hareketi olarak görülmelidir.

Share
2540 Kez Görüntülendi.