logo

trugen jacn

İNSAN HAKLARI GÖZLEMEVİ’NDEN (HRW) ÇARPICI DOĞU TÜRKİSTAN İNSAN HAKLARI RAPORU

Dünyanın önde gelen İnsan Hakları ve Hukuk ile ilgili çalışmaları tanınan  ve bu konuda inandırıcı ve net kanıtlara dayanan  raporlar hazırlayarak    BM.başta olmak üzere uluslar arası kuruluşlar ve Ülkelere sunan İnsan Hakları Gözlemevi(HRW) geçtiğimiz hafta içerisinde Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ve hukuk ihlalleri ile Nazi Kamplarında yasadışı olarak tutulan 1 milyon Müslüman Uygur ve Kazak Türklerinin durumu ile ilgil 117 sayfalık kapsamlı ve çarpıcı bir rapor hazırlayarak kamu oyuna açıklamış bulunuyor. Bu raporun bir kısa özetini aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.(UYHAM)  

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

İnsan Hakları İzleme Örgütü “İdeolojik Virüsleri Temizlemek: Çin’in Uygur Bölgesinde Yaşayan Müslümanlara Yönelik Baskı Kampanyası” başlıklı 117 sayfalık bir rapor yayınladı.

Yayınlanan raporda Çin hükümeti tarafından Doğu Türkistan’daki Türk halkarına yönelik uygulanan kitlesel keyfi gözaltılar, işkence, kötü muamele ve gündelik yaşam üzerinde giderek artan ölçüde yaygınlaşan, sistematik kontrollere ilişkin yeni kanıtlar yer alıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Çin Direktörü Sophie Richardson, “Çin hükümeti, Doğu Türkistan’da insan haklarını on yıllardır görülmemiş bir ölçekte ihlal ediyor” dedi. Richardson, “Doğu Türkistan’daki baskı kampanyası, Birleşmiş Milletler’in ve ilgili devletlerin gücü giderek artan Çin’e, bu ihlalleri durdurması için yaptırımlar uygulayıp uygulamayacaklarını gösterecek kilit önemde bir sınavdır,” şeklinde konuştu.Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, açık hava

Rapor Bölge’de yaşayan 58 kişinin  Gerçek Anlatımlarına  Dayanıyor

Rapor esas olarak eskiden Uygur Bölgesi’nde yaşamış 58 kişi ile yapılan mülakatlara dayanıyor. Görüşülenlerden beşi daha önce şahsen gözaltına alınmış, 38’i ise gözaltında bulunan kişilerin yakınları. Görüşülenlerden 19’u ise son bir buçuk sene içinde Doğu Türkistan’dan ayrılmış kişiler.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün geniş raporunun önemli kısımlarını Haber Uygur Ajansı yayınladı. Rapordan çeşitli başlıklar şu şekilde:Çin hükümetinin “Şiddetli Aşırılığa Darbe Vur” kampanyası Doğu Türkistan’da 2014 senesinde başladı. Uygulanan baskının seviyesi Komünist Partisi Sekreteri Chen Quango’nun Tibet Özerk Bölgesi’nden gelerek Uygur Özerk Bölgesi’nin liderliğini üstlenmesiyle, 2016 yılının sonlarında büyük ölçüde arttı.

O zamandan beri yetkililer, kitlesel keyfi gözaltı uygulamalarına hız verdiler. İnsanlar, cezaevleri ile birlikte, siyasi eğitim kamplarında da tutuluyor. Doğu Türkistanlılar Çin yasalarına göre hiçbir temeli olmayan siyasi eğitim kamplarında zorla tutuluyor. Güvenilir tahminler bu kamplarda tutulan insan sayısının 1 milyonu aştığı yönünde. Bu kamplarda Doğu Türkistanlıları zorla Mandarin Çincesi öğrenmeye Komünist Parti’yi öven şarkılar söylemeye zorluyorlar. Özellikle Doğu Türkistanlılara uygulanan kuralları ezberlemeye zorlanıyorlar. Direnenler veya “öğrenemeyenler” cezalandırılıyor.Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, basketbol sahası ve açık hava

YARGISIZ İNFAZIN ADRESİ: TOPLAMA KAMPLARI
Siyasi eğitim kamplarındaki tutuklular herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın- suçlamasız ve mahkemesiz – hapsediliyor. Avukatlar ve aileleri ile iletişime geçmelerine izin verilmiyor. Bu kamplara yabancı ülkelerle, özellikle de “26 hassas ülkeden” (Türkiye de dahil) oluşan listede yer alan ülkelerle bağlantıları (ziyaret ettikleri veya ziyaret eden akrabalarının var olması gibi) olduğu için insanlar gönderilebiliyor. Doğu Türkistanlılar bu kamplarda, WhatsApp gibi yabancı iletişim araçlarını kullandıkları için, ayrıca kimliklerini ve dinlerini barışçıl bir şekilde ifade ettikleri için tutuluyorlar ancak hiçbiri Çin yasalarına göre dahi suç değil.Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, açık hava

Siyasi eğitim kamplarında aylarca kalmış bir adam İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne şunları anlattı: “Yetkililere avukat tutabilir miyim diye sordum; bana ‘Hayır, çünkü senin hakkında bir suçlama yok. Kendini herhangi bir suça karşı savunmak zorunda değilsin. Burada siyasi eğitim kampındasın. Burada tek yapman gereken çalışmaktır’ dediler.”

Bu tutuklama merkezlerinin dışında ise, Doğu Türkistan’daki Çinli yetkililer yerel halkı kişisel yaşamlarına yönelik sıra dışı kısıtlamalara tabi tutuyorlar. Onların yaşamları da birçok açıdan, gözaltında tutulanlardan farklı değildir. İdari önlemler, kontrol noktaları ve kimlik kontrollerinden oluşan bir dizi uygulamalarla insanların seyahat özgürlükleri keyfi biçimde kısıtlanıyor. İnsanlar, sürekli ve ısrarlı bir siyasi beyin yıkama sürecine maruz bırakılıyor. Sürekli tekrar eden bir düzende bayrak çekme törenlerine, siyasi veya ihbar alma toplantılarına ve Mandarince “gece okulları”na katılmaya zorlanıyorlar. Yetkililer, daha önce emsali görülmemiş kontrollerle İslam dinini etkili bir biçimde yasaklamış durumdalar.Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve açık hava

TEKNOLOJİK DİSTOPYA
Yetkililer ayrıca Doğu Türkistan’daki insanları sürekli bir takip ve gözetim altında tutuyorlar. Yetkililer, komşuları birbirlerini gözetlemeye ve hakkında muhbirlik yapmaya teşvik ediyorlar. QR kodları, biyometrik veriler, yapay zekâ, telefon casus yazılımları ve büyük veri tabanlarından yararlanan yüksek teknolojik kitlesel takip ve gözetim sistemlerini kullanıyorlar. Üstelik bir milyonun üzerinde memur ve polis görevlisini insanları takip etmeleri için harekete geçirdiler. İnsanların evlerine, onlarla birlikte sürekli olarak yaşayan gözetim memurları yerleştirmek gibi özel yaşama müdahale eden programlar da bu çabaların arasında yer alıyor.

Kampanya aileleri de böldü. Bazı aile bireyleri Doğu Türkistan’da iken, diğerleri sınır geçişlerinin ve pasaport kontrollerinin aniden sıkılaştırılması nedeniyle, yurt dışında kaldılar. Hatta çocuklar, ebeveynleri olmaksızın başka bir ülkede kalmışlar. Hükümet, Doğu Türkistanlıların yurtdışındaki insanlarla akrabalarıyla bağlantı kurmasını engelliyor. Hükümet, ayrıca ülke dışında yaşayan bazı etnik Uygurları ve Kazakları yurtdışındaki yaşamları ile ilgili ayrıntılı kişisel bilgileri göndermeye zorlarken bazılarının Çin’e geri dönmesi için baskı uyguluyor. Görüntünün olası içeriği: araba, gökyüzü ve açık hava

“HUKUKUN OLMADIĞI BÖLGE”
Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Komitesi (CERD) Ağustos ortasında Çin’deki durumu gözden geçirdi ve Doğu Türkistan’ı “hiçbir hukukun bulunmadığı bölge” ilan etti. Çin heyeti bölgenin bu şekilde tanımlanmasına ve siyasi eğitim kamplarının betimlenme şekline itiraz ederek, bu kampların “mesleki eğitim merkezleri” olduğu yalanını söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Çin, Birleşmiş Milletlerdeki nüfuzuna güvenerek, Doğu Türkistan’a yönelik dehşet verici kampanyası ile bağlantılı önemli bir siyasi bedel ödemeyeceğinden emin görünüyor. Doğu Türkistan’da ağır hak ihlalleri yapıldığını gösteren inkâr edilmesi imkânsız kanıtlar karşısında, yabancı hükümetler iş birliğiyle ve kendi başlarına bir dizi eylemler gerçekleştirmelidir. Aynı zamanda BM İnsan Hakları Konseyi’nde ortak eylemler yürütmeli, Doğu Türkistan’daki hak ihlallerine ilişkin kanıtları toplayıp değerlendirmek için bir koalisyon kurmaları ve Parti Sekreteri Chen Quanguo’ya ve sorumlu diğer üst düzey yetkililere hedeflenmiş etkili yaptırımlar uygulanmalıdır.

Richardson, “Sevdiklerinden haber alamayan, bölünmüş ailelerin dramı, Pekin’in Doğu Türkistanlıların ‘mutlu’ ve ‘minnettar’ olduğu iddiasının tam tersidir. Bu hak ihlallerinin durdurulması için acilen baskı uygulanmazsa, Bu Pekin’i daha da cesaretlenmesine neden olacaktır.” dedi.Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

Raporda ayrıca tanıkların birebir ifadelerine de yer veriliyor. İsimlerin güvenlik amaçlı değiştirildiği belirtildi.

  • “Toplam beş görevli sırayla beni evimde izlediler. Beni izlemiş olduklarını belgelemeleri de gerekiyordu… Fotoğraflarda benimle birlikte siyasi propaganda okudukları, onlara gece kalmaları için yatak hazırladığım ya da bir kanepede uzandıkları görülüyor.”
  • 2017 yılında Doğu Türkistan’dan ayrılmış bir kadın olan Aynur,Mayıs 2018

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

Çin’in yurtdışında yaşayan Uygurlara da baskı uyguladığı belirtildi:

  • “Önce belde polisi aradı, sonra da daha üst düzey polis bürosu aradı. Numaralarını gizlemişlerdi, nereden aradıklarını göstermiyorlardı… Polis bana ‘eğer sen kendin gelmezsen, biz gelip seni alırız,’ dedi.”
  • Çin’in dışında yaşayan ve karısı bir siyasi eğitim kampında tutulan, 44 yaşındaki Destan, Mayıs 2018.
  • “Yurt dışında olsan bile seni ‘idare edebileceğini’ gösteren sinyaller veriyorlar… Korkuyorum. Bir terör örgütüne veya Çin’e karşı herhangi bir örgüte katılmadım. Hiçbir gösteriye katılmadım. Hiç Doğu Türkistan bayrağı taşımadım. Çin’de sabıka kaydım yok. Neden bana böyle şeyler yapıyorlar ki?”
  • Çin dışında yaşayan ve kız kardeşi bir siyasi eğitim kampında tutulan 37 yaşındaki Murat, Haziran 2018

Kaynak : http://qha.com.ua/tr/turk-dunyasi/insan-haklari-izleme-orgutu-nden-carpici-dogu-turkistan-raporu/173503/ (QHA)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
1608 Kez Görüntülendi.