13 Mart 2014 tarihinde, haber sitelerine “Tayland’ın Songkhla kentinde ormanlık arazideki gizli bir kampta 200 ‘Türk’ mültecinin bulunduğu, bu kişilerin kendisini ‘Türk’ olarak tanıttığı ve Türkçe’nin farklı bir lehçesi olan konuştukları dil dışında başka bir dille konuşmayı reddettikleri” haberi yansıması üzerine Uluslararası Mülteci Hakları Derneği bir açıklama yaptı

İşte Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nin yapmış olduğu açıklamanın tam metni;

13 Mart 2014 tarihinde, haber sitelerine “Tayland’ın Songkhla kentinde ormanlık arazideki gizli bir kampta 200 ‘Türk’ mültecinin bulunduğu, bu kişilerin kendisini ‘Türk’ olarak tanıttığı ve Türkçe’nin farklı bir lehçesi olan konuştukları dil dışında başka bir dille konuşmayı reddettikleri” haberi yansımıştır. Haberin yayınlanmasının ardından bölgedeki Türk Büyükelçiliği yetkililerinin konuyla ilgilendikleri, kendilerini Türk olarak tanıtan 200 kişinin Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri olduğu ve Çin’de gördükleri zulüm nedeniyle ülkelerinden kaçarak Tayland’a sığındıkları bilgisi edinilmiştir
.
Bilindiği üzere Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri, bölgenin Çin yönetimine geçtiği 1949 yılından beri baskı ve zulüm altında yaşamaktadırlar. 1949’dan günümüze kadar 35 milyonun üzerinde Uygur Türkü, Çin yönetiminin uyguladığı etnik temizlik nedeniyle öldürülmüş, işkencelere maruz kalmış ve yurtlarından çıkarılmışlardır. Seyahat etmeleri, evlenmeleri, doğum yapmaları dahi yasaklanan Uygur Türkleri “soykırıma” uğramakta, yıllardır süren bu işkence ve zulüm nedeniyle binlercesi de başka ülkelere sığınmakta ve mülteci olarak yaşamaktadır.

Ülkemiz ile din, dil,ırk ve tarih birliği olan Doğu Türkistanlı Uygurlar için sosyal yardımlar yapılmakta, ülkemizden sığınma talebinde bulunmaları halinde de kolaylık sağlanmaktadır. Ölüm ve ağır işkence tehlikesi nedeniyle yurtlarından edilmiş ve yasa dışı olarak geldikleri yabancı bir ülkede kendilerini Türk olarak tanıtan ve yardım isteyen “200 Türk’e” ülkemizin kucak açması gerekmektedir.

Zira, “Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır. Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz(AİHS)”. Onurlu bir yaşam hakkı ve can, mal ve ırz güvenliğine sahip olmak her insanın hakkıdır. Devletler ve uluslar arası kuruluş ve sivil toplum örgütleri, kitlesel katliam ve işkencelere kayıtsız kalamazlar. Uluslar arası Mülteci Hakları Derneği olarak, Türkiye ile din, dil, soy ve tarih birliği olan ve kendilerini de Türk olarak tanıtan “200 mültecinin” güvenliğinin sağlanmasını, gerekli olduğu halde de Türkiye’ye getirilmelerini talep ediyoruz.

UNHCR(Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) ve İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından “200 mülteci” için acil çözüm üretilmesi ve Çin’e iade edilmemeleri için çağrıda bulunulmuştur. Bu çağrıyı da yineleyerek “200 Türk mültecinin” güvenlik ve barınma sorunlarının ivedilikle çözüme kavuşturulması aksi halde Türkiye’ye getirilmeleri için gerekenlerin yapılması talep ettiğimizi ve desteklediğimizi kamuoyuna duyururuz.

ULUSLARARASI MÜLTECİ HAKLARI DERNEĞİ