logo

trugen jacn
07 Ocak 2016

FRANSIZ GAZETECİ’NİN ÇİN’DEN KOVULMASINA SEBEP OLAN UYGURLAR İLE İLGİLİ MAKALESİ :

Doğu Türkistan’in Aksu Vilayeti,Bay İlçesinde etnik Çinlilere verilen bir kömür işletmesinde 18 Eylul 2015’da meydana gelen ve yaklaşık 100 kişinin ölümü ile sonuçlanan “Aksu/Bay-Sogan Kömür Kanı(Ocağı) Vak’ası” olarak adlandırılan etnik çatışma hakkında bir haber – analız kaleme alarak temsilcisi olduğu “L’obs” dergisinde yayınlayan Fransız Kadın Gazeteci Ursula Gautdier Çin yönetimi tarafından Terörü desteklediği iddiası ileOcak 2016 tarihi itibariyile Çin’den sınır dışı edilmişti.
Türkistantimes.com haber sitesinde Uygur Türkçesi ile yayınlanan bu yazıyı Türkiye Türkçesi ile bilgilerinize sunuyoruz.

U.Gauthier

Ursula Gautdier (Fransa “Lôbs” Dergisi Pekin Muhabiri

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Çin’in Paris Saldırılarından hemen Sonra Fransa’ya terör konusunda İşbirliği Çağrısı yapmasında gizli bir Amaç  var !
Çin terör konusunda Fransa’yı destekleyeceğini bildirdi.Ancak uluslar arası toplum, bu açıklamanın eskiden olduğu gibi “Terörizme Karşı Koymak “ sloganının arkasına sığınarak Müslüman Uygurları acımasızca bastıracağı kanısındadır. Çin yönetimi buna rağmen, “Terörü” bahane ederek uluslar arası toplumdan Uygurları bastırmalarında kendilerini kollayıp desteklemelerini talep etmektedir.
13 Kasım’da Paris’te meydana gelen patlamaların Çin halkının yürek tellerini titrettiği kesin olarak görülüyor. Çin toplumunda insanların yalnız olduğu ve bir birlerine karşı sevgi ve şafkatlarının çok az görüldüğü hessedilebiliyor. Ancak, bunları dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan insanlara iletilebilecek derecede olağanüstü bir duyarlılık de pek gözükmüyor. Paris saldırılarının akabinde meydana gelen güçlü kamu oyu tepkisi Çin uzman ve gözlemcilerini hayran ve şaşkın  bırakmış bulunuyor. Diplomasi sahasında görevli bir yetkili bu konuda şunları şöyledi ; “ Ben şimdiye kadar Çin’de böyle bir macera veya kamu oyu tepkisine  şahit olmadım. Paris patlamalarının ertesi yanı Cumartesi günü çeşitli konum ve seviyelerdeki Çinliler,İlk,Orta,Lise ve Üniversite öğrencileri ve yolda yürüyen normal Çinililer hepsi birden “ Fransa’nın Dostları ” sloganı ile Pekin’deki Fransa Büyükelçiliği’ne giderek patlamalarda ölen insanların anısına sembolik olarak çiçek bıraktılar ve anı defterini de düşüncelerini yazı ile ifade ederek imzaladılar.
Çin Tv. Kulesindeki Mavi-Beyaz ve Kırmızı Renkler 
Pekin’deki Fransa Büyükelçiliği’nin Paris terör kurbanları için koyduğu Taziye Defterini incelediğimiz zaman insanı çok derin şekilde hayret ve şakınlığa  sevk eden ve Fransa’ya ithaf edilen samimiyetinden derin kuşkulu muhabbetler izhar eden cümlelere rastlıyoruz. Bir Çinli Taziye defterine şunları yazmış , “ Paris için dua ve iyi dileklerimi sunuyorum. Güzel Paris’e muhabbet ve ebedi barış temenni ediyorum.” Bir diğeri ise,” Ben bugün Paris halkı ile birlikte ve derin bir dayanışma içindeyim. Bizler artık, terörden korkmuyoruz.” Cümlelerini yazmış. Bir başka Çinli de “ Fransa seni çok seviyorum.Paris ve Fransa çok yaşa ! Yaşasın Özgürlük !” cümlelerini ifade etmiş.
Teziye defterindeki diğer ifadeler ise şöyle uzayıp gidiyor ;
– Benim bu dünya’da en çok sevdiğimi iki şey var ; Biri kendi Ülkem Çin,diğeri ise,Paris !
– Paris, Tüm İnsanlığın ortak medeniyet ve kültürü’nün sembolü ve Hürriyetin ve Sanatın Zirvesidir !
– Paris’lilerin tarihteki müstesna yerini hiçbir şey değiştiremez !
Çin’in zenginlik ve maddi olarak güçlü olma arzu ve talebi, ekonomik sistemdeki genel akımın gerisinde kalmasına izin vermedi. Aralarında Ali Baba Gurubunun ünlü sahibi ve Çin’in en zengin kişisilerinden Ma Yun ve Çin’in bir diğer  ünlü zengini  iş adamı Vang Ciyenlin’in başını çektiği 8 ünlü Çinli iş adamı Fransa Cumhurbaşkanı Fransuva Hollande’e ortak imzaları ile bir mektup yazdı ve şimdiye kadar benzeri görülmeyen bir girişimde bulundular. Şanghay’ın ünlü Tv.kulesi  da 14 Kasım akşamı Fransız bayrağının renkleri olan mavi,beyaz ve kırımızı, ışıklarla donatıldı. Sosyal medya’da ise bir birlerinden etkili on binlerce paylaşımlar yapıldı.
Niçin Pekin’de durup dururken, böyle görülmedik bir duyarlı ve heyecanlı hava meydana geldi ? Çünkü, Paris Çin’e nisbeten çok daha güzel bir şehir. Pekin’li bir Çinli genç şöyle dedi , “Paris’i bu dünyanın cenneti desek yeridir. Paris’i tanıma fırsatına sahip olan bir kişi bu şehre tapar .Paris’i görme fırsatına erişemeyenler ise,bir gün mutlaka bu şehri ziyaret etme arzusunu her zaman dile getirir.”
Paris Saldırılarından Sonra Tekrar Düşünmek
Paris saldırılarından sonra oluşan teröre global tepki bilidirme yarışında Pekin de her zaman olduğu diğer ülkelerden geri kalmadı. Çin Lideri Xi, Fransa Cumhurbaşkanı’nı arayarak “Terörle Ortak Mücadele”de Fransa ile daima işbirliğine hazır olduğunu ifade etti. Bu ifadeler çok yerinde ve güzeldi. Ancak,bu ifadelerin arkasında bir gizli niyet ve amaç  olduğu de bir gerçekti. Bu açıklamalardan birkaç saat sonra Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı de Başkan Xi’den geri kalmayan açıklamalar yaptı. Yaklaşık 2 ay önce Doğu Türkistan’ın Aksu Vilayeti’nin Bay İlçesi Sogan Kömür İşletmelerinde meydana gelen ve yaklaşık 50 kişinin ölümü ile sonuçlanan terör olaylarının elebaşılarını (Atamanlarını=Liderlerini) ve rehberlik yapanlar ile bu olaya  katılan tüm “Terörist”lerin ele geçirildiğini ve imha edildiğini açıkladı.
Ancak, Doğu Türkistan’ın Bay İlçesindeki olaylarda kaç kişi hayatını kaybetmiş olursa olsun, bu olayın 13 Kasım Paris saldırıları ile aynı günde dile getirilmesi doğru değildir. Uygur bölgesindeki şiddet olayları Uygurların kin ve nefreti sonucu patlak vermiştir. Türk dilinde konuşan ve İslam dinine inanan bu Türk halkının yaşadığı bu ücra bölge’de son yıllarda bu tür karşılık ve şiddet olayları çokça meydana gelmektedir. Çünkü, bölge’nın yerli halkı olan Müslüman Uygurlar acımasızca bastırılıp sindirilmektedirler. Çin’in bölge halkına karşı uyguladığı baskı ve sindirmelerde bıçak kemiğe dayanmıştır.Bölge’de yaşayan bir takım genç Uygurlar kendilerine karşı yapılan adaletsizlik,ayrımcılık,aşağılama ve dücar edildikleri mahrumiyetlerin öcünü almak için ellerine geçirdikleri bıçaklarla Sogan Kömür İşletmelerindeki etnik Han Çinlisi göçmen işçilere hücum etmişlerdir.(Bu olay üzerinde aşağıda bilgi vereceğiz.)
Çin yönetimi, idaresi altında yaşayan azınlık Milletlerin gün geçtikçe ümitsiziliğe doğru yönelişlerinin kendi yönetimleri ve uyguladıkları politikalar ile ilgili olduğu gerçeğini devamlı reddederler. Çin yönetimi son yıllarda Uygur bölgesindeki şiddet olaylarının nedeni olarak uluslar arası Cihat Teşkilatlarının kışkırtmasına bağlar ve sürekli bunun propagandasını yapar. Paris terör saldırılarından sonra 15 Aralık 2015’te Antalya’da toplanan G20 Zirvesine katılan Çin devlet başkanı Xi Cing Ping bu olayla ilgili derhal bir açıklama yaparak şunları ifade etti, “ Son Paris saldırıları şu hususu özellikle önemli kılmıştır ; uluslar arası toplum derhal birleşmeli,işbirliği ve dayanışmayı güçlendirmelidir.Birlik, beraberlik ve dayanışma temelinde teröre gereken ders verilmelidir.” dedi ve kendine göre şu anlamlı cümleyi de söylemeyi de ihmal etmedi; “ Uluslar arası toplum Terör ile savaşta çifte standart kullanmamalıdır.”
Meseleyi bir diğer yönü ile ele alacak olursak ; Çin yönetimi, eğer İŞİD Örgütünün tehdidine maruz kalan ülkeleri destekleyeceğini belirtirse, buna cevap olarak, Çin yönetiminin en çok endişelendikleri azınlık bir Milleti yanı Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman Uygurlar ile yaptığı mücadele’de uluslar arası toplumdan destek talep etmek isteyecektir.

Fransız gazeteciyi Çin'den sınırdışı ettiren makale
Çin’in İddiası : Bizim terör sorunumuz da sizler ile aynı
Urumçi ,Pekin’e göre Kabil’e daha yakındır. Son yıllarda Afganistan’daki yeni islamı akımlar ve şiddet olayları bu ülke sınırlarını aşarak Çin’in büyük şehirlerine kadar bulaşmış bulunuyor. Saldırganların kullandıkları silahlar el yapımı ve çok basit silahlardır.(Bıçak ve EYB.)Ancak,son zamanlarda bu saldırganların eylemleri daha kollektif bir hale gelmeye ve karmaşık örgütler ortaya çıkmaya başladı. Gerçi saldırganlar tahmin edilen şekilde ölümler ve yaralanmalar meydana getirmiş iseler de ,Uygurların gerçekleştirdiği bu eylemler uluslar arası toplumun ve kamu oyunun dikkatını çekmeye kafi gelmemiştir.
Antalya’daki G20 zirvesinde Çin dış işleri bakanı Wang Yi ağzından baklayı çıkardı ve şöyle konuştu, “ Terörizmle mücadelede BM. Önderlik rölünü bir an önce tam ve kesin olarak üstlenmelidir. Terörizme karşı Birleşik bir cephe kurulmalıdır. Çin de Terörizmin mağduru bir ülkedir. ”Doğu Türkistan İslami Hareketi”nin önderliğindeki “Doğu Türkistan Terör Güçlerine” sert darbeler indirmek,Global çapta teröre karşı koyma hareketinin önemli bir görevi olarak kabul edilmelidir.”
Çin yönetiminin sürekli gündeme getirdiği DTİH.Pekin yönetiminin Uygur bölgesi’ndeki bütün olumsuzlukları ve şiddet olaylarını ona bağladığı Sınır bölgesindeki bir “Cihat Örgütü”’dür. Ancak,Çin’in iddialarının tam aksine konunun uzmanı bir çok kişi, DTİH.’nın Çin’in sürekli dillendirdiği ve şikayet ettiği gibi sistemi ve programı olan tehlikeli bir teşkilat olduğundan şüphe duymaktadırladır. Hatta konunu bazı güvenilir uzmanları böyle bir teşkilatın varlığından bile şüpheli olduklarını ifade ediyorlar.11 Eylul 2001 Terör saldırılarından sonra ABD başkanı Bush terör konusunda Çin ile bir an önce ortak bir anlaşma imzalayabilmak için apar topar DTİH.’ni ABD.’nın terör Listesine dahil etmişti. Ancak,bu teşkilat’ın adı günümüzde ABD.’nın Terör Listesinde mevcut değildir.
Bir insan hakları teşkilatı olan Uluslar arası Af örgütü’nün Uygur bölgesi uzmanı Nicolas Becquelin şunları ifade ediyor,” Çin yönetimi uluslar arası terör meselesi her dafa gündeme geldiğinde ve ele alındığında kendi görüşlerinin uluslar arası toplum tarafından da kabul edilmesini öne sürmektedir. Ayrıca, bu tehdidi öne sürerek Çin kamu oyunun de desteğine de erişimek amacını de gümektedir. Uygur bölgesi meselesinin uluslar arası toplumun bir sorunu olarak görülmesini ve buna inanmalarını de önemle hedeflemektedir .Çin yönetimi, “Dikkatle bakın,Bizim de aynen sizler gibi terör sorunumuz var.”demek suretiyle uluslar arası toplumdan az da olsa yasal destek elde etmek istediği açık ve net olarak ortadadır.

Fransız gazeteciyi Çin'den sınırdışı eden makale
Uygurların Acımasızca Bastırılması
İnsan Hakları Teşkilatlarının ortak görüşüne göre,bölgedeki çatışma ve şiddet olaylarının temel sebebi bölgede yaşayan genç Uygurların radikalleşmesinden ileri gelmektedir. Bunun sebebi ise, Çin yönetiminin Müslüman Uygurların kültür ve medeniyet,dil,dini inanç, eğitim öğretim,idari ve hizmet sektörü, istihdam, seyahat özgürlüğü ve hatta pasaport alabilmelerinde onlara karşı takınılan olumsuz tavır, acımasızca tatbik edilen  baskıcı uygulamalar,aşırı şiddet  ve bastırma politikalarıdır. Bu acımasız baskıcı ve şiddet  politikalar,  Uygur gençlerini  karamsarlık ve  ümitsizliğe sevketmektedir.Son yıllarda ise,bölge’de genel durum daha kötüleşmiş durumdadir.
Çin yönetiminin Bölge’deki  uygulamalarından, birkaç örneğine bir göz atalım ;
1. Müslüman Uygurların çocuklarına an’anevi ve islamı isimlerin verilmesi yasaklanmıştır. Önceden verilen isimler de değiştirmeye zorlanmaktadır.
2. Müslüman Uygurların işlettiği Lokanta ve Restoranlarda sigara ve içki bulundurulma ve satma zorunluğu getirilmiştir.
3. Devlet memuru ve kamu çalışanlarının ramazan ayında oruç tutmamaları ve açıktan yemek yemeleri mecburiyeti getirilmiştir.
4. Sakal bırakan Uygur erkeklerinin  tamamı dini radikal ve şüpheli olarak tanımlanmakta ve   45 yaşından küçüklerin sakal bırakmaları yasaklanmıştır.
5. Sigara ve içkiyi bırakan ve içmeyi reddeden her genç Uygur de aşırı dinci olarak suçlanmaktadır.
6. Tesettürlü giyimler de dini radikalizmin sembolü olarak algılanmaktadır. Tesettürlü giyinen Kadınların  dışarıda bulunmaları ve dolaşmaları imkansız hale getirilmiş ve toplumdan adeta dışlanmaktadır.
Günümüzde Çin yönetiminin ,11 Eylul 2001 saldırılarından sonraki dönemde olduğu gibi, terör konusunda  ABD. ve AB ülkelerince himaye edilmesi ve desteklenmesi mümkün değildir. Çin’in kendi toplumu ile ülke sınırları içinde ve Uygur bölgesindeki çok sıkı ve güçlü kontrölü,İŞİD’in Uygur bölgesindeki güçler ve taraftarları ile iletişim kurmasını imkansız hale getirmiştir. Olsa da yok denecek kadar azdır. Ancak, geleceklerinden ümitlerini kesen Müslüman Uygurların durumu ve bölgedeki genel politik ve sosyal durumun günden güne kötüleşmesine paralel olarak,Çin’in büyük şehirlerinde bıçaklı saldırı tehlikesinden korunması zor görünmektedir.

NOT : Bu yazı Paris merkezli “L’obs=Gözlem” Dergisinin Pekin Muhabiri Ursula Goutdier tarafından kaleme alınmış ve 18 Kasım 2016 tarihli sayısında yayınlanmıştır. Yazı’nın türkistantimes.com.internet sitesinde yayınlanan Uygurca metni esas alınarak Dünya Bülteni için Hamit Göktürk tarafından tercüme edilmiştir.

Kaynak : http://www.dunyabulteni.net/gunun-haberleri/351170/fransiz-gazeteciyi-cinden-sinirdisi-eden-makale

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
1241 Kez Görüntülendi.