logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTAN KAN AĞLIYOR !

Veyis GÜNGÖR

Yirmi birinci yüzyılın başında bir insanlık dramı yaşanıyor. Doğu Türkistan yanıyor… Kan ağlıyor… Urimçi’den ve Almatı’dan gelen haberler, insanın içini alt üst ediyor. Modern dünyanın gözleri önünde, bir milyondan fazla Müslüman hapisanelerde, kamplarda tutuluyor. İşkencelere maruz kalıyorlar. Sorgusuz sualsiz tutuklanıyorlar. Bunların ezici çoğunluğu Uygur Türkleri. Kazaklar ve diğer Türk boyları da var zulüm görenler arasında.

Çin, uluslararası kuruluşlara kulak asmıyor. Kimseyi dinlemiyor. Kimseden korkmuyor. Buna rağmen, dünya medyası sınırlı da olsa, Uygurlar’a ve Doğu Türkistan’a yer vermeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta, Hollanda’nın önemli gazetelerinden NRC’de “Çin’in Yeniden Terbiye Kampları” başlığı ile Doğu Türkistan’daki Çin vahşetine yer verildi. Makalenin alt başlığı: “Çin, 1,5 milyar nüfusa sahibiz, bize itaat etmelisiniz diyor” şeklindeydi.

NRC’den Steven Derix, Kazakistan’ın başkenti Almatı’ya gitmiş. Doğu Türkistan’da yaşanan vahşete şahit olanlarla görüşmüş. Kamplarda insanlık dışı işkencelere maruz kalıp, bir vesileyle Kazakistan’a gelenlerle söyleşi yapmış.
Bilindiği üzere, Kazakistan hükümeti ‘geri dönüş’ uygulaması yapıyor. Bu çerçevede 1,6 milyon Kazak vatandaşının ülkeye geri dönmesi teşvik ediliyor.

Bu çerçevede, Doğu Tüskistan’da yaşamış bir çok Kazak, Almatı’ya geri dönerken, geride kalan akrabalarından haber alamıyorlar.

Bunlardan biri, Doğu Türkistan’dan (Çin’e göre Sincan) gelip, Kazakistan’da tıp okuyan 22 yaşında bir öğrenci. Öğrenci, geçen yıl aralık ayında, Çin’deki ailesini ziyarete gider. Önce pasaportu elinden alınır. 7 Şubat’ta ise gözaltına alınır. Elleri ve ayakları bağlı halde 72 saat sorgulanır. Sorgu odasındaki duvarda şu cümle yazılıdır: ‘Yabancılar ve azınlıklar en feci şekilde cezalandırılır’.
Üç gün, üç gece sorgulanan tıp öğrencisi, dört maddeyle suçlandığını öğrenir. Bunlar: “Kazakistan’da okumak, Çin pasaportuyla Kazakistan’a seyahat etmek, Uygurlarla arkadaşlık etmek, Çin’de seyahat etmek”tir.

Tıp öğrencisi bu suçlardan ‘yeniden terbiye kampları’nda eğitilmek üzere altı ay ceza alır. Kampta, 23 kişinin kaldığı bir odaya konur. Kampta eğitim büyük bir salonda, beşyüz kişinin katılımıyla yapılır. Bu merkezlerde, güya Müslümanların radikalleşmelerini önleme eğitimi yapılıyor. Sözde eğitim merkezlerinde gençlere, “26 işaretle İslam Rakidalizmi” dersleri verilmekte. Bu işaretlerden bazıları: “Ramazan’da oruç tutmak, ‘Bismillah’ demek, ‘Allahu Ekber’ demek, ‘Başörtüsü’ takmak”.

Ayrıca derslerde, 2009 yılında Uygurlarla Han Çinlileri arasında yaşananlar hatırlatılarak, “Sizler Çinlileri öldürdünüz. Bu suçunuzu kabul edin. Çin, Komünizmle güçlüdür. Dünyada bir numaradır. Biz, 1.5 milyarız, sizler azınlıksınız. Bize itaat etmeniz gerekir” sloganlarını attırıyorlar. 180 gün sonra da tıp öğrencisinin eline, ‘Yeniden Terbiye Kampları’nda eğitim görmüştür’ sertifikası verilerek serbest bırakılıyorlar.

NRC’de yayınlanan makalede tıp öğrencisi gibi onlarca kişiyle konuşulmuş. Hepsinin anlattıkları, Çin’in Doğu Türkistan’da bir asimilasyon yaptığına işaret ediyor. Kaldı ki, Çin’in asimile projeleri on yıllardır devam ediyor. “1949 yılında Doğu Türkistan’da Uygurlar yüzde 75 iken, Çinliler’in oranı sadece yüzde 4’ü geçmiyordu. Ama günümüzde bu oran yüzde 48 Uygurlar ve yüzde 36 Çinliler olarak değişmiştir”.

Çin, Doğu Türkistan’daki bir milyondan fazla Müslümanı tutuklayarak kamplara göndermeye devam ediyor. Hem de, Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Kuruluşlarının, ‘Doğu Türkistan’da sorgusuz sualsiz, gruplar halinde bir milyondan fazla insanın (erkekler, kadınlar, gençler) tutuklanıyor’ açıklamalarına rağmen. Hem de, İnsan Hakları Gözetleme Örgütü’nün son raporunda, “Tutuklamalar (1966-1976) kültürel devrimden sonra yapılan en büyük insan hakları ihlali” denmesine rağmen. Korkusuzca, elindeki güce dayanarak, Doğu Türkistan çölllerinde yeni toplama kamplarını yapamaya devam ediyor Çin.

Çin zulmü ve faşist uygulamalarının tüm dünyaya duyurulması ve sona ermesi en büyük arzumuzdur. Küresel karar vericilerin ve dünya vicdanının bir an önce harekete geçmesini istiyoruz. Bu vesileyle, zülm altında inleyen kardeşlerimize,

Rahman ve Rahim olan Allah’tan  Doğu Türkistanlı Kardeşlerimize kuvvet, dayanma ve sabırlar diliyoruz.

Kaynak :  http://www.enpolitik.com/kose yazisi/2723/dogu-turkistan-kan-agliyor.html?fbclid 

Etiketler: » » » » » » » »
Share
678 Kez Görüntülendi.