Son Dakika
Çin’de yaşayan Müslüman Türkler can derdinde Suudi Araplar şeker derdinde. Doğu Türkistan, Çinlilere göre Sincan Özerk Bölgesi sorunlu bir bölge.
Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nde 10 milyonluk bir nüfusa sahip olduğu bilinen “Hui”ler ülkedeki en büyük Müslüman nüfusa sahip topluluk olmasına rağmen onların yaşadıkları Çin’in kuzey batısında yer alan Ningxia Hui Özerk bölgesi, Doğu Türkistan (Sincan) kadar karışık değil.
Neden acaba?..
Çünkü Huiler, Çinlileşmiş Müslüman, Uygurlar ise milli kimliklerinden taviz vermeye yanaşmıyor.
Çinlileşmeyi reddediyor.
Çin Halk Cumhuriyeti denildiğinde Türk kamuoyunda ilk akla gelen Müslüman Türklere yani Uygur halkına uygulanan baskılar.
Müslüman Hui azınlığın Çin ile ilişkileri oldukça farklı…
Uygurlar, Türk kökenli, Huiler bölgeye diğer İslam topraklarından göçmüş ve zamanla Çinlileşmiş bir topluluk olarak kabul ediliyor. Uygurların dili Türkçe.
Huiler ise Çince konuşuyor.
Çin kimliği ile bir sorunları yok. Uygurların anavatanı, Çin tarafından Sincan olarak adlandırılan bölge.
Huiler, etnik azınlık konumunda. Huiler, Çin’in her tarafında mukim.
Çin yönetimi ve Çin halkı ile uyum sorunları yok.
Hatta Müslüman Huiler, bazı ibadetlerini Çince gerçekleştiriyor.
Başkenti Yinchuan olan Ningxia Hui özerk bölgesinin nüfusu 6.3 milyon.
Bölgede yaşayan Hui azınlık toplam nüfusun yüzde 35’ini oluşturuyor. Resmi rakamlara göre bölgede 3 bin 760 camii var.
Bu camilerin en güzel örneklerinden bir tanesi ise Najiahu Camii.
Yinchuan şehrinin 6 bin nüfuslu Najiahu köyünde inşa edilen bu camiinin tarihi 1524yılına dayanıyor.
Yıllar içerisinde çeşitli restorasyonlar geçiren bu ahşap camii, antik Çin mimarisinin çizgilerini taşıyor.
İki Kutsal Caminin Koruyucusu unvanını taşıyan Suudi kralı Uygur Müslümanlarla neden ilgilenmiyor?..
Suudi Arabistan rejimi, kendisini İslam Dünyasının lideri olarak görür. Bunun iki önemli sebebi var.
Birincisi, Suudi Kralının taşıdığı “İki Kutsal Caminin Koruyucusu” unvanı; ikincisi ise petro-dolar. Yoksa bu çöl bedevilerinin yüzüne kimse bakmaz.
Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik Pekin yönetimin uyguladığı asimilasyon politikalarına Hıristiyan batı dünyası dahi tepki verirken Riyad’da viskilerini yudumlayan, rakkaseleri izlemekten ümmetin derdiyle dertlenmeye vakit bulamayanSuudiler, ortalıkta görünmemeyi tercih etti.
Hatta Pakistan ve Hindistan’ın ardından Asya turunun son durağı Çin’e ulaşanSuudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bir dizi anlaşmanın, mutabakat zaptının ve yatırım projesinin altına imza atarak, Riyad ve Pekin arasındaki stratejik ve tarihi ortaklığı birçok yönden güçlendirdi.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Veliaht Prensi, Pekin’deki Büyük Halk Salonu‘nda kabul töreninde iki ülke arasındaki büyüyen ilişkilerin derinliğine vurgu yaptı.
Prens Muhammed bin Selman da, Arap Yarımadası’nın Çin Devlet Başkanı’nınİpek Yolu girişiminin önemli bir parçası olduğunu, İpek Yolu Girişimi ve Çin’in stratejik yönelimlerinin, Vizyon 2030 ile pek çok noktada birbiri ile kesiştiğini kaydetti.
Arap Yarımadası sakinlerinin Çinliler ile olan ilişkilerinin binlerce yıl öncesine uzandığına işaret ederek, ülkesinin tüm kazanımların elde edilmesi ve iki ülkenin karşı karşıya kaldığı tüm zorluklarla yüzleşilmesi hususundaki kararlılığını dile getirdi.
Ancak Müslümanlıkları akıllarına geldiğinde kendilerini “İki kutsal mescidin emiri/hadimi” ilan edenler, Doğu Türkistanlı Müslüman Türklerin hayatta kalma mücadelesi hakkında tek kelam dahi etmedi. Fistanını savura savura “yalelli”sine devam ediyor.
BENZER HABERLER