logo

trugen jacn
21 Aralık 2017

İNGİLİZ GAZETECİ HÜSEYİN : UYGURLARIN DURUMUNA SESSİZ KALMAK İSLAM’A AYKIRIDIR

«بەش پەرز» بېرىتانىيە مۇسۇلمانلىرى خەۋەر تورىنىڭ مۇئاۋىن باش مۇھەررىرى ھەمدە ئەل-جەزىرە قاتارلىق بىر قانچە خەلقئارالىق ئاخبارات ۋاسىتىلىرىنىڭ ئىختىيارى مۇخبىرى دىللي ھۆسەيىن ئۇيغۇرلارنىڭ ۋەزىيىتى توغرىلىق سۆزلىمەكتە.

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)

Müslüman Arap asıllı İngiliz Gazeteci  ve bu ülke’de yaşayan  Müslümanların “Beş Farz “ adlı haber sitesinin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı ,El-Cezire Tv. başta olmak üzere bir çok uluslar arası medya kuruluşunun  İngiltere Temsilcisi olan Delli Hüseyin,günümüzde Müslüman Uygurların maruz bulundukları haksızlık ve adaletsizliklere sessiz kalmak,İslam inancımıza tamamen aykırıdır.Bu sebeple Uygur Kardeşlerimizin çektiği baskı ve zulme sukut etmememiz gerekir. dedi.

Müslüman Gazeteci ve aktivisit bu sözleri İngiltere’nin en önde gelen Üniversitelerinden biri olan Londra Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmasında dile getirdiği  açıklandı.
Hür Asya radyosunun bildirdiğine göre Londra Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler ve Siyaset Enstitüsün’nde her hafta geleneksel olarak  her hafta düzenlenen düzenlenen ve 14 Aralık 2017’de  ” Doğu Türkistan Müslümanları” konulu toplantı’da konuşan Müslüman Arap asıllı İngiliz Vatandaşı Delli Hüseyin, burada yaptığı konuşmada Doğu Türkistan’ın kısaca tarihini tanıttı ve günümüzde durumu hakkında ayrıntılı  bilgiler verdi. Konferans öncesi Uygur Aktivist Abdulgani Sabit’in hazırladığı Doğu Türkistan’ı tanıtıcı kısa bir film gösterimi de  yapıldı. Öğretim üyeleri,Araştırmacılar ve Öğrencilerin ilgi ile takip ettiği bu toplantı’da Delli Hüseyin Uygurların geçmişini 3 ana başlık halinde dile getirerek şöyle konuştu.

University of London Londra Üniversitesi Toplantı Resimleri ile ilgili görsel sonucu
Uygurların Durumu Rohingya,Filistin ve Diğer mazlum Müslümanlardan  Daha Kötüdür.
Bugün işgalı altında bulunan ve Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi olarak tanımladığı bu ülkenin tarihi ve asıl adı Doğu Türkistan(dır.  Bu ülke’de  yaşayan en az 20 milyon Türk asıllı Müslüman halk günümüzde dünyada en ağır baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarına  maruz kalmaktadırlar.Bu Kardeşlerimizin durumu günümüzde dünyanın gündeminde olan Irak, Suriye, Afganistan,Filistin ve Rohingya Müslümanlarının durumundan daha kötüdür.  10.asırda İslam ile meşerref olan Doğu Türkistan Müslümanları kutsal İslam dinine  ve onun  akidelerine içten ve  sıkı sıkıya bağlı bir yaşam şekillendirmişlerdir. İslam kültür ve medeniyetine büyük,derin ve kalıcı katkılar vermişlerdir. Ancak Çin Komünistleri bu ülkeyi işgal ettikten sonra Uygur Müslümanlarının dini vecibelerini engelleyerek  yasaklamıştır. Siyasi,kültürel ve sosyal hak ve hukuklarını ise tamamen gasb etmiştir. Bugün dünya’da temel insan hak ve hukukun en ağır derecede ihlal edildiği çoğrafya Doğu Türkistan’dır.


Bu Ülke’de Yakın Tarihte 2 Bağımsız Devlet kurulmuştur.
Bu tarihi Müslüman Ülke’de 20.yüzyılda ilki 1933’de Kaşgar’da Doğu Türkistanİslam Cumhuriyeti,diğeri ise 1944’de Gulva’da Doğu Türkistan Cumhuriyeti adı ile 2 kez bağımsız devletlerini kurmayı başarmışlardır. Kutsal İslam dini ve onun değerleri bu Milli devletlerinin hakim  olduğu devirde olağanüstü derecede  gelişmiş ve İslami ve milli değerler Müslümanların yaşamına ve ülkeye yeniden hakim olmuştur. Daha sonraları ise.Komşuları Sovyetler Birliği ve diğer küresel güçlerin Çin’e verdikleri destek sayesinda bu bağımsız devletleri inkıraza uğratılmıştır.

Çin, Doğu Türkistan’da Müslümanlara Baskı.,Zulüm,Dini ve kültürel Soykırım Uygulamaktadır
Çin Komünist Yönetimi 1949 yılında ülkeyi hakim olduktan sonra bu ateist ve komünist rejimin baskı ve şiddete dayanan   uygulamalarını gün geçtikçe arttırdığını günümüzde ise bu baskı,ve zulmünü son dönemlerde Müslümanları toptan dönüştürme, assimile ederek toptan yok etme amacına dönüştürmüştür.
Çin’in Doğu Türkistan’da Uyguladığı baskı,zulüm ve Soykorom Uygulamalarını şu başlıklar altında  açıklayabiliriz ;

  1.  Çin, uluslar arası toplumun küresel Terörizmle Mücadelesinden yararlanarak Müslüman Uygurları bastırmak,zulüm ve baskı ile toptan sindirmek ve ortadan kaldırmak istemektedir.
  2. Britanya yönetimi radikalizmle mücadelede aşırılıkların ve terörizmin tanımını 20  kusur  madde ile tarif  ve sınırlamışken,  Çin,Doğu Türkistan’da bu tanımlamayı 130 madde ile ifade etmektedir.
  3. Uygurların normal ve temel insanı ve vatandaşlık haklarından doğan normal dini hak ve özgürlükleri terörizm ve siyasi cinayet ve suç katagorisine alınmıştır.  Normal dini ibadetlerini yapanlar dahi terörizmle suçlanarak ağır cezalara çarptırılmaktadıır.
  4. Çin,Müslüman erkek ve kadınları arzuları ve inançları hilafina onlara  cebirle İslamın yasakladığı  içki içmeye zorlamaktadır. Erkek ve kadın genç yaşlı demeden insanları karışık bir şekilde   meydanlara toplayarak eğlenmeye ve dans etmeye zorlamaktadır.Bu zorlama ve olağan dışı  eylem, Müslümanlara   ve onların inançlarına hakaret  ve innaçlarımıza yapılan aşağılık bir saldırıdır.
  5. Doğu Türkistan günümüzde   üstü açık bir  hava hapishanesine dönüştürülmüştür.Bu ülke’deki Çin idaresi tam bir polis devleti görünümündedir.
  6.  Çin yönetimi Müslüman Uygurları bu  ve benzeri sert ve sıkı bastırma,yıldırma ve zulüm uygulamaları ile onları dini inançlarından vaz geçirmeye ve dönüştürmeye çalışmaktadır.Müslümanların dini itikatları ve dini ve geleneksel dünya görüşlerini yok ederek yerine Çin’in ateist ve komünist düşüncesini kabule zorlamakta ve böylece onların kendi öz ana vatanlarında toptan assimile ederek ve dönüştürerek yok etmeyi amaçlamaktadır.
  7. Çin yönetimi son bir yıldır ülke genelinde yaygınlaştırdığı Terbiyeleş Merkezleri adı verilen gizli Hapishanelere  milyonlarca Uygur Müslümanları hapsetmiş bulunmaktadır.

University of London Londra Üniversitesi Toplantı Resimleri ile ilgili görsel sonucu

Uygurların Durumu Üzülmek ve Dua Etmekle Yetinilecek Bir Olay Asla Değildir.
Londra Üniversitesin’de Doğu Türkistan konulu konferansı veren Müslüman asıllı İngiliz vatandaşı Delli Hüseyin konferansının sonunda Uygur Müslümanlarının real durumunun bir hikaye anlamak,teassüf etmek ve üzülmek veya bir dua etmekle yetinilmeyecek kadar önemli ve acil olduğunu belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı ; “ Biz günümüzde Uygur Müslüman Kardeşlerimizin durumuna bakarak onlardan ve tarihten ibret  almamız ve dersler  çıkarmamız gerekir. Uygurların sadece islami yaşamak istedikleri için Çin’in bu baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarına maruz kaldıklarının bilincinde olmamız gerekir. Kutsal İslam akidemizin  temeli adalet üzerinedir.  Uygurların sadece islami yaşamak istedikleri  için Çin’in bu baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarına maruz kaldıklarının  bilincinde olmamız gerekir. Kutsal İslam akidemiz  hakkaniyet ve adalet üzerine inşa edilmiştir.   Müslüman Uygurların karşı karşıya bulundukları   haksızlık, adaletsizlik ,baskı ve zulümleri görmemek ve sessiz kalmak aslında İslam inancına  tamamen aykırıdır.Uygur Müslümanların çektiği baskı,zulüm ve asimilasyon uygulamalarına karşı  sessiz kalınmaması gerekir.” şeklinde konuştu.

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
1417 Kez Görüntülendi.