logo

trugen jacn

UYGUR YAKUP : ÇİN’İN TERÖRİST TANIMI ÇOK GENİŞ VE UYGURLAR ” POTANSİYEL TERÖRCÜ”

İstanbul’da uluslararası ilişkiler alanında doktora eğitimine devam eden Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Yakup M. Çin’in terörist tanımının çok geniş olduğunu ve Çin yönetiminin Uygurların tamamına “Potansiyel Terörcü”” gözü ile baktığını ve uygulamalarında bunu ön plana aldıklarını açıkladı.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

İstanbul’da Uluslararası İlişkiler Bilim Dalında Doktora Öğrencisi

Sözcü gazetesi muhabirine konuşan İstanbul’da bir Üniversite’de Doktora öğrencisi olan Yakup M.kendisinin Türkiye’ye yıllar önce Yüksek öğrenim yapmak amacı ile geldiğini,daha sonra ülkesine dönerek evlendiğini sonra eşi.Annesi,Kız kardeşleri ve kuzeni ile birlikte gelmiş.Kız Kardeşleri ve kuzenleri Üniversiteye yerleşmiş.Kendisi de bir özel Üniversitede Uluslararası ilişkiler bölümünde Doktora öğrenimine başlamış,Ancak. 2017’de Doğu Türkistan dünya kapatılmış.Yurt dışına giriş ve çıkışlar yasaklanmış.Türkiye ve diğer ülkelerden dönenler daha hava alanında iken,tutuklanarak Çin Toplama Kamplarına kapatılıyor. Bu yüzden Annesi ve Kardeş ve Kuzenleri ile Türkiye’de kaldıklarını söylüyor.

“Çin’in terörist Tanımı Oldukça Geniş

Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki uygulamalarının etnik ayırımcılık temeline göre yürütüldüğünü anlatan Yakup M. Çin yönetimine göre Bütün Uygurlar” Potansyel Terörcü “.Çin yönetiminin Uygurlara ve Çinli olmayan diğer etnik guruplara bu tanımlama üzerinden muamele ettiğini söylüyor. Kendisi Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de büyümüş.

Yakup, Çin’in ‘terör’ bakış açısını şöyle aktarıyor: Namaza gitmek, dini usulle yapılan bir cenaze törenine katılmak, vaaz dinlemek, sakal bırakmak, başörtüsü takmak, çocuklarına ana dilini öğretmek veya kuran öğretmek gibi çok basit, gündelik hayatın bir parçası olarak bilinen birçok aktivite terörist unsuru içeren aktiviteler olarak karşımıza çıkıyor.

Yakup’a göre Türkiye’deki Uygurların çoğu siyasi bir mücadele vermeseler bile Çin’e göre bu insanlar sadece yurt dışında bulundukları ve tutuklanmaktan korktukları için Çin’in geri dönme taleplerine uymadıklarını ve ülkelerine geri gitmedikleri için Çin’e göre bunların tamamı de Çin’e göre bir tehdit unsuru. Çin yönetiminin Türkiye’ye uzun dönem oturma belgesi veya vatandaşlık başvurusunda bulunan Uygurların da bir tehdit gibi algıladığını söylüyor.

2017’den Beri Babamdan Haber Alamıyorum.Hayatından Endişeliyim

2017 yılından beri Doğu Türkistan’daki babasından haber alamadığını söyleyen Yakup M. bu durumdan son derece tedirgin ve endişeli olduğunu söylüyor. Doğu Türkistan’da yaşayan babası,Ağabeyleri ve diğer aile ve yakınlarından 4 yıldır hiç bir haber alamadığını belirtiyor. Türkiye’de yaşayan kendisi ,Annesi ve diğer Kardeşlerinin de şu ortamda Doğu Türkistan’a dönmelerinin mümkün olmadığı döndükleri taktirde diğer daha önce dönmüş olanlar gibi gözaltına alınarak tutuklanacaklarını belirtiyor.

‘BEN YASAL YOLLARLA GELDİM AMA…’

“Ben burada öğrenciyim. Tamamen yasal yollarla geldim. Şu anda Çin pasaportum var ve Çin vatandaşıyım.Türkiye’de Lisans ve yüksek lisans eğitimimi tamamladım. 2 yıl önce Doktora öğrenimime başladım. Yasal olarak oturma (İkamet) iznim var ama memlekete dönemiyorum” diyen Yakup, “Çünkü Çin’e göre benim Türkiye’de bulunmam ve öğrenim görmem dahi bir suç teşkil ediyor. Burada bulunmam Çin açısından ‘tedavi edilmesi gereken ideolojik hastalığa bulaşma olasılığımı’ gösteriyor. Düşünün böyle bir ortamdan geliyorum.”şeklinde konuştu.

Türkiye’de Oturma İzni Olmayanlar için Hayat Zor

2017’de Pekin’de Çin ile imzalanan ‘Suçluların İadesi Anlaşması hakkında de görüşlerini açıklayan Yakup M. şunları ifade ediyor. ” Bu anlaşma inşallah Parlamentoda onaylanmaz diye düşünüyorum. Eğer onaylanması durumunda ilk etapta ikametgâh izni olmayan Uygurların risk altında olacağı görüşünde. “Vatandaş olan Uygurlar elbette tamamen güvende.Ama, olamayan diğerleri için aynı durum geçerli değil. Bana göre İkamet izniyle kalan Uygurlar veya Türkiye’de her hangi bir yasal güvencesi olmayan Uygurlar, Çin’e veya üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilme korusu yaşıyorlar ve çok tedirginler. Son iki üç haftada Sefaköy ve Zeytinburnu’nda bulunan Uygurların evine baskınlar yapıldığı ve bazılarının gözaltına alındıklarına dair haberler alıyoruz. Gönderme merkezine götürülenler var. Birkaç aylık süren bir inceleme sonucu suçsuz olduğu veya yanlışlıkla tutuklandığı belirlenerek serbest bırakılanlar da var. Buna benzer birkaç va’a gerçekleşince Uygurlar da haliyle tedirgin olmaya başladılar” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak : sözcü.com.tr

Share
659 Kez Görüntülendi.