logo

trugen jacn

ENVER TURDİ’NİN BAŞINA GELENLER TÜRKİYE, BATI MEDYASI VE SİYASETTE GÜNDEM OLUYOR

Resim

Hamit Göktürk (UYHAM)

6 yıldır yaşadığı  Türkiye’de  Çin’in sürekli şikayeti ve takibine maruz kalan ve  Çin’in  kendisini Terörle ilişkilendirerek hakkında  sahte ve düzmece suç isnatları ile mağdur  edilen  Enver Turdi’nin bu durumu batı medyasında  yer aldıktan sonra konu siyaset kurumunun konusu haline de geldi ve uluslar arası bir insan hakları sorunu olarak    gündem olmuştur.

Doğu Türkistan’da Durum Gittikçe Kötüleşiyor ve Çin Baskısı  Artıyordu

Enver Turdi kendisi ülkesinde iken genel durumu şöyle anlatıyor ; “ Ben 2014 yılında memleketten ayrılmadan önce  de durum bugünkü kadar olmasa da yine da kötü idi ve Çin’in baskı zulümu günden güne artıyordu. Gittikçe ağırlaşan bir hava hakimdi. Çinili göçmen transferi  artarak devam ediyor ve Uygur gençlerinin asimile edilmesi amacı ile  Çin’e eğitim ve ucuz iş gücü olarak yollanması uygulaması devam ettirilmekte idi.Geleceğe dair umut verici bir durum ufukta görünmüyordu.Bu arada ben Kaşgar Eğitim Enstitüsü mezunu bir kişi olduğum için Çin’in gözü ve kulağı üzerimde idi. Çünkü,Çin işgal yönetimi tahsil yapmış bilgili ve aydın insanlardan ve yurt dışına seyahet edenleri kendi rejimi için düşman olarak görüyordu. Biz aydınlara karşı sürekli baskılar,.zulumler ve tutuklamalar devam ediyordu. Bir keresinde beni de tutuklayıp 10 saat kadar sorguladıktan sonra bırakmışlardı. Gençler ve aydınlar ve yakın arkadaşlarımız aniden ortadan kaybolup yok oluyorlardı. Akibetni soran ailelere suçlu muamelesi yapılıyordu. Çin’in  halkımıza yönelik bu insanlık dışı  baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarına ait bilgi ve heberlerin dış dünyaya iletilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorduk.Ama,bu haberleri nasıl yurt dışına gönderebilecektik ? Bu zor bir muamma idi. Her sahada acımasız bir sansür ve gözetim sistemi vardı. Buna rağmen Çin yine de bizden bu konuda çok kuşkulanıyor ve  o zamanın şartlarına göre bizi tutuklamak için sebep ve suç unsuru arıyordu.Günümüzde ise suç kanıtı veya belgeye gerek duyulmuyor artık.Tutuklanmak .hapsedilmek veya Çin Nazı kamplarına kapatılmak için bir kişinin Uygur,Kazak,Kırgiz velhasıl Müslüman bir Türk olması kafi ve yeterli oluyor artık.

Çin,Kardeşine Kendisinin Terör Eylemleri Planladığını   İtıref  Ettiriyor

 Enver Turdi  Turist Kafilesi ile birlikte geldiği Türkiye’ye  sığındıktan sonra olanları şöyle anlatıyor ; ” Ben Türkiye’ye sığındıktan hemen sonra Çin Polisi kardeşimi tutuklayarak  sorguluyor,Sorguda kendisine işkence ile Ağabeyisi olan benim( Enver Turdi’nin) Terör Eylemleri Planladığı- Terör Örgütlerine  maddi destek sağladığını zorla  itiraf ettiriyor.Çin’in Türk makamlarına sunduğu suç dosyasında  kardeşimin bu işkenece sonucu verdiği itirafların de yer aldığını tahmin ediyorum.

An image of one page of a Chinese government extradition request.

Turdi’nin Durumu Asiox.com adlı Haber Sitesinde Yayınlanıyor

Enver Turdi’nin  son 4 yıldar yaşadığı  Türkiye’de Çin’in verdiği düzmece  ve yalan suç  dosyaları  sonucu başına gelen  tutuklamalar,gözaltılar ve sorgulamalar  Norveç’te yaşayan bir Uygur Türkü Aktivist olan Abdulveli Eyup tarafından bu ülkede yayın yapan Asiox.com adlı bir haber sitesine bildiriliyor.Kuzey Avrupa ülkelerinde   önemli bir haber kaynağı olarak belinen bu Haber portalında  Enver Turdi’nin yaşadığı Türkiye’de başına gelenler ile ilgili bu haberin yayınlnmasından sonra  büyük tartışmaları da beraberinde getiriyor ve batılı İnsan Hakları kuruluşlarının dikkatini çekiyor.

ABD’lı Senatörler Turdi’nin Durumu ile ilgili olarak  Açıklama Yayınlıyor

ABD medyasının adı geçen haber portalından alıntı yaparak bu haberi yayınlaması ABD’lı 2 senatör’ün dikkatını çekiyor ve bu iki senatör Enver Turdi ile ilgili olarak ortak bir açıklama yapıyorlar.

  ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Rich ve Massachusetts Senatörü Edward Markey,  Axios isimli internet sitesinin “Türkiye’nin bu ülkeye sığınan Uygur Türklerinin iadesi için Çin ile iş birliği yaptığı  ve Enver Tohi üzerinden Türkiye’deki Uygur Türklerinin üçüncü ülkelere sınır dışı edildiğine dair haber ve  iddiaları içeren açıklamalarını twitter hesabi üzeriniden yayınlayor.

Resmi Twitter'da görüntüle

Washington Büyükelçisi Kılıç  ABD’lı Senötorlere Mektup Yolluyor

Abd’lı Senatörlerin  bu mektubunu twitter üzerinden paylaşmasından sonra Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç açıklama sahibi bu her iki senatöre mektup gönderiyor.Mektupta  şu ifadelere yer veriyor ; ” Türkiye’deki Uygur Türklerinin üçüncü ülkelere sınır dışı edildiğine dair suçlamalar, tamamen uydurma olduğu kadar, gerçeği yansıtmaktan da uzaktır. Türkiye’nin bu konudaki geçmişi, Türkiye’nin mülteciler konusundaki ilkeli yaklaşımına bir kanıt teşkil etmektedir ve Çin’deki topraklarından kaçmak zorunda kalan Uygur Türklerinin sınır dışı edildiği iddialarını su götürmez bir şekilde çürütmektedir. Türkiye, Uygur Türklerinin temel insan haklarının garanti altına alınmasını, bu haklara saygı duyulmasını ve kültürel kimliklerinin korunmasına yönelik kesin bir beklenti içinde olduğunu ifade etmiştir.

Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu, anayasasından ve uluslararası anlaşmalardan doğan sorumluluklarını yerine getirdiğine vurgu yapan Kılıç, Çin’in ya da üçüncü bir ülkenin sınır dışı taleplerini de insan haklarına saygı çerçevesinde değerlendirmektedir. Türkiye, Uygur Türklerinin yaşamlarının temel insan haklarıyla barış, refah ve rahatlık içinde sürdürmesini amaçlamaktadır. Bu samimi ve ilkeli bir yaklaşım olup, herhangi bir siyasi endişe ve motivasyondan uzaktır. Ayrıca, bu yaklaşım, bu hassas konuda Çin ile yapılan görüşmelerin de temelini oluşturmaktadır.”   şeklinde açıklıyor.

Yerleştirilmiş video

Çin Türkiye’de Günden Güne Etkisini Arttırıyor

Uzmanlar, Çin ile Karşılıklı Suçluların iadesi anlaşmasının 2017’de imzalandığını ancak yürürlüğe  girmesi için TBMM’ne gelmesi ve onaylanması gerektiğini ifade ediyorlar. Onaylanmasının da zor olduğunu söylüyorlar. Ayrıca,Türkiye’nin şimdiye kadar  değil öz kardeşleri olan Uygur Türklerini  kendisine sığınan hiçbir  mülteciyi düşmanlarına teslim etmediği açık ve net olarak biliniyor.

Ancak Enver Turdi ve benzerlerinin Çin’in verdiği düzmece ve sahte suç dosyaları nedeniyle (3 yıl tutuklu kalan Abdulkadir Yapçan örneğinde olduğu gibi ) tutuklandıklarını ve onlarca Uygur Türkü’nün aylarca tutuklu kaldıklarını bildiriyorlar. Bu durumun ise Doğu Türkistanlı sığınmacılar arasında korku,haklı olarak huzursuzluk ve endişeye sebep olduğunu belirtiyorlar.

 Uygur Türkleri  Çin ile ilişkilerin her sahada  artmasına paralel olarak    Çin’in Türkiye’deki etkisinin  her sahada günden güne arttığından şikayet ediyorlar. Doğu Türkistan’daki insanlık dışı baskı,zulüm ve  ve soykırım  uygulamalarına ait haberlere Türk Medyası bilinçli olarak yer vermemesinden şikayetçiler. Buna karşılık Türkiye’deki Çin Temsilcilcilerin başka hiç bir ülkenin Türkiye Temsilcilerine yapılmayan olağan dışı ve ayrıcalıklı bir şekilde Çinlilere uygulandığını ifade ediyorlar.Çin Teemsilcilerinin Tv.lara davet edildiklerini ve bunların işgalindeki Doğu Türkistan’daki Türkler konusunda söylediği gerçek dışı ve yalan haberlerle Türk kamu oyunu yanılttığını hatta yalanlarla zehirlediklerini belirtiyorlar. Ayrıca,  bu durumun asla adil ve hakkaniyete uymadığını ifade ediyorlar. Türk basının bu konuda mazlumları görmeyerek duymayarak utanç verici bir tutum içinde olduklarından da şikayet ediyorlar.

Ayrıca,Çin’in Türkiye’deki Büyükelçi Ve Konsoloklukları Doğu Türkistan’da Ramazan ayını ve dini ve milli bayramları yasaklamış olmalarına rağmen, utanmadan ve arlanmadan büyük bir yüzsüzlük örneği göstererek Ramazan tebriği yayınlıyor,İftar yemekeri düzenliyor ve Nevruz kutmaları yapıyor.Bütün bu ikiyüzlü ve sinsi aldatmalarını yaparken, kendilerine gösterilen olağanüstü ilgi ve anlaşılmaz taviz ve Çin sevgisinden cesaret aldığını bildiriyorlar.

Uygur Türkleri bu durumu şöyle yorumluyorlar ; Türkiye’mizde olaylar,resmi tavırlar ve olan biten her şey, vede şartlar yer küremizde olduğu gibi sürekli değişiyor ve her şey evrim geçiriyor.  Bu konuda beklenmeyen, arzu edilmeyen ve İstenmeyen şeylerin olabilme ihtimalının yüksek olabilceği kaygısını yaygın bir kanaat  olarak taşıyorlar

Yazımızı Orhon Bengu Taşlarındaki Ecdadımız Kültigin Kağanı’mızın Şu Taşlara Kazınmış Cevher Değerindeki Sözleri İle bitirelim ;

“Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar barındırmaz imiş” deniliyor. Bu cümlenin ardından Türk milleti yine “Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin!”

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
679 Kez Görüntülendi.