Aziz İsa ELKÜN(Uygur Şair Yazar,Belgeselci ve Aktivist – İngiltere)
Qırım Haber Ajansı(QHA) ile bir söyleşi gerçekleştiren Aziz İsa Elkün Türk dünyasının genel durumu ile Rus işgalindeki Kırım ile Çin işgalindeki Doğu Türkistan’ın güncel durumunu değerlendirdi. Kırım,Doğu Türkistan’in Türk dünyasının çon önemli ülkeleri olduğunu belirterek ülkesi ve Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri için : ” Uygurlar edebî gerekse de akademik çalışmalarında “Uygur” kelimesinin köken anlamı olan “Uygarlık” kavramını vurguladığını dile getiren Elkün, uygarlığı tüm Türk dünyası için bir direniş sembolü olarak sunduğunu kaydetti.”
“UYGURLAR OLMADAN TÜRK DÜNYASI GERÇEKTEN TAM BİRLİK İÇİNDE AYAKTA KALAMAZ”
Uygurların Türk dünyası için “Uygarlık” kavramının yaşayan simgesi olduğunun altını çizen Aziz İsa Elkün, “Uluslararası toplumun ve cesur müttefiklerimizin desteğiyle, özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizi sürdüreceğiz; çünkü bu mücadele, milletimizin varlığını korumanın temelidir. Uygur kültürünün yaşaması, Türk dünyasının yaşamasıyla doğrudan bağlantılıdır. Eğer Türk devletleri ve halkları kendi kültürel miraslarını korumak istiyorlarsa, Uygurlarla dayanışma içinde olmalı ve Çin rejimine karşı durmalıdırlar. Uygurlar olmadan Türk dünyası gerçekten tam birlik içinde ayakta kalamaz ve gelişemez. Bu nedenle tüm Türk milletlerinin ve halklarının yalnızca sözle değil, samimi biçimde dayanışma göstermesi elzemdir. Siyasi eylem, kültürel iş birliği ve ahlaki destek hayati önemdedir. Uygurların yok olması, ortak bir Türk uygarlığı tarihsel fikrini eksik bırakır.” şeklinde konuştu.
Batı medyası ve akademisinin Uygur meselesine dair ilgisini değerlendiren Elkün, “Son yıllarda Batı medyası ve akademisinde bu konuya yönelik ilgi artmıştır. Çok sayıda rapor, tanıklık ve belgesel Çin’in insanlığa karşı suçlarını ortaya koymuştur. 2022’de Birleşmiş Milletler’in yayımladığı rapor, Uygur bölgesinde insanlığa karşı suçlar niteliğinde ciddi insan hakları ihlalleri yaşandığını doğrulamıştır. Ayrıca 2021 yılında Londra’da düzenlenen Uygur Mahkemesi (Uyghur Tribunal), Çin’in Uygurlar ve diğer Türk halklarına karşı soykırım işlediği sonucuna varmıştır. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki birkaç parlamento da bu soykırımı resmî olarak tanımıştır. Ancak Batılı kurumlar kısmen cesaret göstermiş olsa da, Müslüman ve Türk dünyasından gelen sessizlik kulakları sağır edecek kadar derindir. Onların ilgisizliği, Batı’nın cehaletinden çok daha acı vericidir. Bizim için sözde kardeşlerimizin sessizliği, en ağır yüktür.” ifadelerini kullandı.
“UYGURLAR VE KIRIM TATARLARI, TÜRK DÜNYASININ İKİ KANAYAN YARASIDIR”
Uygur Türkü insan hakları savunucusu, şair, yazar ve akademisyen Aziz İsa Elkün, son olarak Türk dünyasındaki genç kuşaklara şöyle seslendi:
“2012 yılında, yani Rus işgalinden iki yıl önce Kırım’ı ziyaret ettim. Bahçesaray’a gidip İsmail Bey Gaspıralı’nın mezarını ziyaret etme onuruna eriştim. Orada dururken onun ölümsüz sözlerini hatırladım: ‘Dilde, fikirde, işte birlik.’
Uygurlar ve Kırım Tatarları, Türk dünyasının iki kanayan yarasıdır ve her ikisinin de iyileşmesi gerekir. Bugün Uygurların durumu trajik biçimde daha ağır olsa da, iki halk da aynı onur ve özgürlük mücadelesini paylaşıyor.
Tatarlar, 19. yüzyılda tüm Türkistan coğrafyasında eğitimin modernleşmesinde öncü bir rol oynamışlardır. Onların entelektüel mirası bugün de bize ilham vermelidir. Yapay zekâ çağında asıl sınav teknolojik değil, ruhanîdir: Kim olduğumuzu unutmamak ve tek bir Türk ailesi olarak birbirimizi desteklemektir.
Atalarımızın dediği gibi: Kurtlar sürüyle gezerse güçlü olur. Oğuz Kağan’ın ruhunu yeniden canlandırmalı, Ötüken’in kutsal dağının ve göğünün çağrısını duymalı, birliğimizi asla terk etmemeliyiz. Türk dünyasının gençlerine çağrım şudur: Uygurların acısını paylaşın ve onların yaşamasına yardım etme sorumluluğunu üstlenin.
Yürek ve ülkü birliği sağladığımız gün, Turan yurdu artık gözyaşlarının değil; tebessümlerin, ezgilerin ve özgürlüğün diyarı olacaktır.”
Kaynak: Qırım Haber Ajansı(QHA)