logo

trugen jacn
10 Şubat 2021

KAMP MAĞDURLARI : ÇİN’İN ESAS AMACI TÜRKLERİ EBEDİ OLARAK YOK ETMEKTİR !(2.bölüm)

Doğu Türkistanlı bir Uygur Türkü Tursunay Ziyaeddin,Kazak Türkü eşi ile bir kaç yıl önce Kazakistan’a göç ederek ailesi ile bu ülkede yaşamaya başladı.5 yıl sonra Kazak Eşi ile birlikte akraba ve yakınlarını ziyaret için Doğu Türkistan’a gitti. Çin yönetimi her ikisini tutuklayarak Çin Toplama kampına attı. Kazakistan vatandaşılığını kazanan Kocasını bir süre sonra Kazakistan hükümeti kamptan kurtadı ve Kazakistan’a götürdü.Kendisi Uygur olduğu için Kazakistan Vatandaşlık vermemişti.Aylarca kamplarda baskı,zulüm,işkence ve her kötüsü sistematik tecavüze uğradı.Daha sonra Eşi ve çocukların girişimleri ile Kurtarılarak Kazakistan gelmesi sağlandı.Kazakistan’da da Çin polisinin takip,tehdit ve şantajlarına maruz kaldı ve can güvenliği nedeniyle ABD’ye sığındı. ingiliz yayın kuruluşu BBC. Çin Nazi Kampı mağdurları Uygur Türkü Tursunay Ziyauddin,Kalbinur Sıddık,Kazak Türkü Gülzire Avulkanve Sayragul Savutbaykızı ile raportajlar yaparak yayınladı. Çin Nazi Kampı Mağduru Uygur ve Kazak Türkü kadınların ortak görüşü şöyle ; ” Çin’in amacı bu ülkede yaşayan Uygur,Kazak ve diğer Türklere baskı,zulüm ve saykırım yaparak bu topraklardar tamamen yok etmekti. ÇKP’nin Çin Nazisi Gardiyanların bu kamplarda hapiste tuttukları genç kız ve kadınlara sistematik olarak tecavüz ettiklerini açıkladı. Ayrıca, kampta tutuklu Uygur,Kazak kadınlarının cinsel istismara uğradıklarını tepki gösterenlerin ise dövüldüklerini ve çeşitli işkencelerle onurları kırılmak suretiyle onları intihara zorladıklarını bildirdi.

Tursunay Ziawudun

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

UYARI VE ÖZÜR : Çin Nazi Kampı Mağdurları Hanımların Çin Nazi Kamplarında Yaşadıkları ve Anlattıkları Bazı Ayrırtılardan dolayı Üzülebilir ve hatta Rahatsız olabilirsiniz. Ancak, Bu Yaşadıklarını ve anlattığı hikayelerin Tamamı yaşanmış ve gerçektir. Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Özür Dileriz.

ÇİN NAZİ KAMP MAĞDURU UYGUR TÜRKÜ TURSUNAY ZİYAUDDİN ANLATIYOR

Qelbinur Sedik, Sincan’da yaşayan ve kamplarda Çin dili dersi vermeye zorlanan Özbek bir kadın. Sedik, Çin’den kaçtıktan sonra kamplarda tanık olduklarını anlatıyor.

Sincanlı Özbek bir kadın olan Qelbinur Sedik, kamplara getirilen ve tutuklulara ders vermeye zorlanan Çince öğretmenleri arasındaydı. Sedik o zamandan beri Çin’den kaçtı ve deneyimlerini kamuoyuna açıkladı.

Sedik, BBC’ye kadın kampının “sıkı kontrol edildiğini” söyledi. Ama hikayeler duyduğunu söyledi – tecavüz işaretleri ve söylentileri. Bir gün Sedik, tanıdığı Çinli bir kamp polisine temkinli yaklaştı.

“Ona ‘Tecavüzle ilgili korkunç hikayeler duyuyorum, bunu biliyor musun?’ Diye sordum. Öğle yemeğinde avluda konuşmamız gerektiğini söyledi.

“Bu yüzden çok fazla kameranın olmadığı avluya gittim. ‘Evet, tecavüz bir kültür haline geldi. Bu toplu tecavüz ve Çin polisi onlara sadece tecavüz etmekle kalmıyor, aynı zamanda onları elektriklendiriyor. Korkunçlar. işkence.'”

O gece Sedik hiç uyumadı dedi. “Yurtdışında okuyan kızımı düşünüyordum ve bütün gece ağladım.”

Uygur İnsan Hakları Projesi’ne ayrı bir ifadede Sedik, kadınlara işkence yapmak için elektrikli bir sopanın sokulduğunu duyduğunu söyledi – Ziawudun’un anlattığı deneyimi yansıtıyor.

Sedik, “dört çeşit elektrik çarpması” olduğunu söyledi – “sandalye, eldiven, kask ve sopayla anal tecavüz”.

“Çığlıklar binanın her tarafında yankılandı,” dedi. “Onları öğle yemeğinde ve bazen sınıftayken duyabiliyordum.”

Kamplarda çalışmaya zorlanan bir başka öğretmen, Sayragul Sauytbay, BBC’ye “tecavüzün yaygın olduğunu” ve gardiyanların “istedikleri kızları ve genç kadınları seçip götürdüklerini” söyledi.

Zorla itirafta bulunmak üzere yaklaşık 100 tutukludan önce getirilen sadece 20 veya 21 yaşındaki bir kadına karşı kamuoyunda korkunç bir toplu tecavüze tanık olduğunu anlattı.

BBC’ye konuşan Sedik, kadın kamplarının “sıkı bir kontrol altında olduğunu”, tecavüz belirtileri ve söylentileri duyduğunu söylüyor.

Bir gün Çinli kamp bekçilerinden birine “Tecavüzle ilgili korkunç şeyler duyuyorum, senin bilgin var mı?” diye sorduğunda, bekçi, daha sonra avluda anlatacağını söylemiş.

Kadın bekçi ona, “Tecavüz kültürü gelişti. Toplu tecavüz oluyor ve Çin polisi tecavüzün yanı sıra elektrik de veriyor. Ağır işkencelere maruz kalıyorlar” diye anlatmış.

Uygur İnsan Hakları Projesi’ne de konuşan Sedik, “dört farklı elektrik şoku” olduğunu söylüyor:

“Sandalye, eldiven, miğfer ve sopayla anal tecavüz”.

“Kadınların çığlıkları binada yankılanıyordu” diyor Sedik.

“Sadece tecavüz etmiyorlar, aynı zamanda vücudunuzun her yerini ısırıyorlar, insan mı yoksa hayvan mı olduklarını bilmiyorsunuz,” dedi gözyaşlarını durdurmak için bir mendili gözlerine bastırıp uzun süre kendini toplamak için duraksadı. .

“Vücudun hiçbir bölümünü esirgemediler, korkunç izler bırakarak her yeri ısırdılar. Bakmak iğrençti.

“Bunu üç kez tecrübe ettim. Ve sana eziyet eden tek bir kişi değil, sadece bir avcı değil. Her seferinde iki veya üç adamdı.”

Ziawudun, daha sonra hücrede Ziawudun yakınlarında uyuyan ve çok fazla çocuk doğurduğu için gözaltına alındığını söyleyen bir kadının üç gün boyunca ortadan kaybolduğunu ve geri döndüğünde vücudunun aynı izlerle kaplı olduğunu söyledi.

“Bunu söyleyemedi. Kollarını boynuma doladı ve sürekli ağladı, ama hiçbir şey söylemedi.”

Çin hükümeti, BBC’nin tecavüz ve işkence iddialarıyla ilgili sorularına doğrudan yanıt vermedi. Bir sözcü yaptığı açıklamada, Sincan’daki kampların gözaltı kampları değil, “mesleki eğitim ve öğretim merkezleri” olduğunu söyledi.

Sözcü, “Çin hükümeti tüm etnik azınlıkların hak ve çıkarlarını eşit şekilde koruyor.” Diyen sözcü, hükümetin “kadın haklarının korunmasına büyük önem verdiğini” de sözlerine ekledi.

=======================

Sauytbay, “Bundan sonra, herkesin önünde polis sırayla ona tecavüz etti,” dedi.

“Bu testi uygularken, insanları yakından izlediler ve direnen, yumruklarını sıkan, gözlerini kapatan veya başka yöne bakan ve onları cezalandıran herkesi seçtiler.”

Sauytbay, genç kadının yardım istediğini söyledi.

“Kesinlikle korkunçtu” dedi. “Öldüğümü hissettim. Öldüm.”

BBC’ye konuşan ve kampta öğretmenliğe zorlanan Sayragül Sauytbay da “Tecavüz yaygındı”, “Bekçiler istedikleri kızları ve genç kadınları seçip götürüyordu” diye benzer şeylerden söz ediyor.

0-21 yaşlarında bir genç kadının toplu tecavüze uğramasına tanık olduğunu anlatıyor.

100 kadar tutuklunun önünde ifade vermeye zorlandıktan sonra, herkesin gözü önünde polislerin sırayla kadına tecavüz ettiklerini anlatıyor.

Genç kadının yardım çığlıkları attığını söyleyen Sauytbay, “Çok korkunçtu. Ölü sandım kendimi. Ölmüş gibiydim” diyor.

Share
224 Kez Görüntülendi.