logo

trugen jacn
20 Mayıs 2019

KAZAK TÜRKÜ GARDİYAN BERİK : NAZİ KAMPLARINDA ÇİN VAHŞETİNİ GÖRDÜM !

Doğu Türkistan’da milyonlarca Uygur Müslüman’ı işkenceden geçiren Çin’in toplama kamplarına topladığı çocuk yaştaki kızlara yapılan aşağılık vahşet kan dondurdu. Dehşeti, Pekin’in başkent Urumçi yakınlarındaki karpuzları ile ünlü Dabancheng(Davançing) Toplama Kampı’nda gardiyan olan Kazak Türkü, Alma-Ata merkezli sivil toplum kuruluşlarına gönderdiği mektupla anlattı. Çin’den ayrılan ve güvenli bir yerde tutulan ‘Berik’ takma isimli gardiyanın Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’daki Nazi Kamplarında hapsettiği Türklere yaptıkları insanlık dışı acımasız vahşet ve cinayetleri hakkında BM ve bağımsız uluslararası kuruluşlara bilgi vereceği öğrenildi.
Çin zindanında dehşeti gördüm

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Doğu Türkistan’a kurduğu toplama kamplarıyla bölgeyi dev bir açık cezaevi haline getiren Çin, işkence, asimilasyon ve imha politikalarını dünyanın tepkisine rağmen sürdürüyor. Pekin’in Doğu Türkistan’da inşa ettiği Dabancheng Toplama Kampı’nda çalışan Kazak asıllı bir gardiyanın yazdığı iddia edilen mektup, kamplarda Uygurlara yönelik taciz ve tecavüzleri de gündeme getirdi. 

Torchlight Uyghur Group isimli aktivist grup tarafından Çinceden çevrilen mektupta Doğu Türkistanlı, takma adı Berik olan güvenlik görevlisinin şu ifadeleri yer aldı: “Adım Berik, Dawanching’de (Çince Dabancheng) yeni inşa edilen toplama kampında gardiyan olarak çalıştım. 2018’in ikinci yarısında Dawanching’deki toplama kampına gönderildim. Daha önceden kameramanlık deneyimim olduğu için kamera kontrol odasında görevlendirildim. Dawanching Toplama Kampı genişletildikten kısa süre sonra yaşları 18 civarında olan 3 binden fazla lise öğrencisi kız bu kampa transfer edildi. O anda en ön sırada duran kızlardan biri bana sessizce, ‘Kardeş, bedenime ne istersen yap ama beni buradan kurtar’ dedi. Gözlerine bakamadım ve o kızın sözleri o zamandan beri her gün kulaklarımda çınlıyor.” 

Mutfakta iki masa bulunduğunu dile getiren Berik, masalardan birinin yemek için diğerinin de memurların Uygur kızlara tecavüz için kullanıldığını öne sürüyor: “Bazen üst düzey memurlar çalışmalarımızı incelemek için izleme odasını ziyaret ederlerdi. Asında oraya kız seçmeye geliyorlardı. Güvenlik kamerasını kızların yüzlerine doğru yakınlaştırmamı ve hatta onlar için en güzelini seçmemi istiyorlardı. Ben bunu reddettim. Kameralardan kızı belirledikten sonra alt kademe personelden ‘konuşmak’ için onu ‘ofise’ getirmesi istenirdi. Ofis denilen yer kameraların olmadığı personel mutfağı. ‘Konuşma’ gece değil gündüz olurdu ve oraya gelen kızların başına ne geleceğini herkes bilirdi. Tecavüze uğrayan kızlar hücreye geri dönerdi. Hücreye döndüklerinde ağlamalarına, duygularını ifade etmelerine ve konuşmalarına bile izin verilmezdi. İçinde bulundukları durum tüyler ürperticiydi ve ruh halleri de perişandı.” 

Kampta alıkonulanların kendi kendilerine zarar vermesinin önüne geçilmesi amacıyla yemekhanede bulunan masaların plastik olduğunu belirten Berik, “Mahkumlardan biri bir gün bu masayı parçaladı ve keskin kısmını karnına batırıp kendine zarar vermeye çalıştı ama başaramadı. Bu şahıs daha sonra akıl hastanesine gönderildi.” diyor. 
Kaynak : https://www.karar.com/dunya-haberleri/cin-zindaninda-dehseti-gordum-1215975

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1544 Kez Görüntülendi.