logo

trugen jacn

DÜNYA UYGUR KURULTAYI : POLİSİN UYGUR AKTİVİSTLERE YÖNELİK TAVRINDAN ÜZÜNTÜLÜYÜZ

Almanya merkezli Dünya Uygur Kurultayı Çin’in işgalindeki ana vatanları Doğu Türkistan’daki aile ve yakınlarından haber alamayan Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerinin İstanbul, Ankara ve Kayseri’de yaptıkları barışçıl protesto eylemlerine karşı Türk Polislerimizin marjinal da olsa olumsuz tutum ve tavırlarına yönelik bir bildiri yayınladı. Bildiride ” T.C. Devletimiz her zaman zalimin karşısında ve mazlumun yanında yer almıştır. Devletimizin bu tutumunu mazlum Doğu Türkistanlı Kardeşlerimiz için de sergileyeceğini umut ediyoruz.” ifadeleri yer aldı.

Bir şunu diyen bir yazı 'WORLD UYGHUR CONGRESS' görseli olabilir

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

DÜNYA UYGUR KURULTAYI BASIN BİLDİRİSİ

13 Şubat 2021 – Münih /Almanya

Komünist Çin Devletinin Doğu Türkistan’da yürütmekte olduğu sistematik sindirme politikalarının bir tezahürü olarak 2017’den bu yana çok sayıda Nazi tarzı toplama kampı inşa ederek Uygur ve Kazak gibi Türk halklarını“ aşırılıktan arındırma”kisvesi altında beyin yıkama amacıyla profesör, doktor, öğretmen, memur, sanatçı, yazar, iş insanı, esnaf, tüccar, çiftçi, genç, yaşlı, erkek ve kadın gözetmeksizin 3 milyondan fazla insanı kamplara kapatıp işkence, köleleştirme, hapis,tecavüz, zorla kısırlaştırma, zorla kaybettirme, zorla çalıştırmada dahil olmak üzere insanlık dışı uygulamaları ayyuka çıkmış durumdadır.

Bununla alakalı ABD ve AB parlamentosunda kanunlar kabul edilmişken Kanada, İngiltere gibi ülkelerin parlamentolarında ve diğer bazı batılı devletlerin hükümet yetkilileri tarafındanda dile getirilmiştir.

Kardeş Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanları, muhalefet liderleri ve milletvekilleri tarafından da defalarca dile getirilmiş, TBMM’deki görüşmelerde de gündeme gelmiştir. Türkiye vatandaşı olan yakınlarının da aralarında bulunduğu kamplara kapatılmış, hapsedilmiş ve hiçbir haber alınamayan aile üyeleri ve akrabalarının akıbetini öğrenmek amacıyla Çin Elçiliklerine başvuruda bulunan veya başvuruları kabul edilmeyen, kabul edilse bile herhangi bir cevap alamayan çoğu üniversite öğrencisi bir gurup 2020’nın başından beri aralıklarla protesto gösterisi yaparak Çin devletine taleplerini iletmek ve kampları kamuoyuna ifşa etmek istemişlerdir.

Bu çabalar da sonuç vermeyince Aralık 2020’den başlayıp İstanbul Çin Konsolosluğu önünde sürekli olarak,“ailem nerede” pankartlarıyla sessiz protesto yapmaya başlamıştır. Yaklaşık bir ay devam eden bu durum karşısında İstanbul Valiliği aracılığıyla dilekçelerinin kabul edileceği bildirilmiş ve dağılmaları istenmiştir. Bunun sonucunda 27 Ocak 2021’de haber alınamayan 5 bin civarında kişinin dosyası hazırlanıp Çin Konsolosluğu’na getirilmiş bu sefer Konsolosluk yetkilileri dilekçe ve dosyaları kabul etmemiştir.

Artık “aile nöbeti”“millet nöbetine”dönüşmüş, mağdur yakınlarının sayısı giderek çoğalmıştır. Polisin izin vermemesi sonucu konsolosluk önüne dahi gidemeyen kardeşlerimizden bir gurup Ankara’daki Çin Büyükelçiliği önünde aile nöbeti tutmaya başlamıştır. En masum bir talep olan “ailem nerede” isteği 9 Şubat 2021’de Türk polisinin şanına yakışmayan hiç de hoş olmayan kaba davranışlarla kardeşlerimiz tartaklanmış, 4 kardeşimizpolis arabasında 4 saat , ve 1saat kadarda Karakolda tutulmuştur.

Elbette bazı güvenlik mensuplarının ferdi hareketleri Türk polisini temsil edemez.

10-11 Şubat günleri Kamp mağdurları kardeşlerimiz konakladığı mekanlar polis tarafından gözetim altına alınıp serbest hareket etmelerine izin verilmemiştir. Her demokratik ülkede yapılabilecek bunun gibi en masum gösteri hakkının demokratik, hukuk devleti olan Türkiye’de de yapılamaması bizi üzmüştür.

Ayrıca 12 Şubat’ta İstanbul ile Kayseri’de “aile nöbeti” tutan kardeşlerimizi Türk polisinin zorla dağıtması Uygurlar arasında üzüntüye sebep olmuştur.

19 Ocak 2021’de ABD Dışişleri Bakanı Pompeo Çin’in Uygurlara karşı soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekte olduğu kanaatine vardık açıklaması yapmıştır. 8 Şubat 2021’de Londra merkezli nüfuzlu EssexCourt Chamber’dan, Alison McDoland QC liderliğindeki önde gelen avukatlar mevcut kanıtların güvenilirliğine dayanarak Uygurlara, insanlığa karşı suçların ve soykırım suçunun işlendiği sonucuna vardığını açıklamıştır.

Hal böyle iken son zamanlarda gündemde olan Türkiye -Çin arasında Suçluların İadesi Antlaşması, Doğu Türkistanlıları yeterince tedirgin etmiş durumdadır.

Bunun üstüne bu tür tatsız olayların meydana gelmesinden üzüntü ve endişe duymaktayız.

Temennimiz; kardeş Türk halkı, devleti ve hükümetinin artık bütün dünya tarafından bilinen soykırıma sükût kılmayacağı yönündedir. Her daim zalimin karşısında ve mazlumun yanında yer alan kardeşlerimizin Uygurlar konusunda da aynı tutumu sergileyeceğini umut ediyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Dolkun İSA

DÜNYA UYGUR KURULTAYI BAŞKANI

Share
360 Kez Görüntülendi.