logo

trugen jacn

ASKEF GENEL BAŞKANI ÜNAL,URUMÇİ KATLİAMINI VE D.TÜRKİSTAN’I UNUTMAK İHANETTİR !

Antalya merkezli Avrasya sanat,Kültür ,Edebiyat ve Bilim Dernekleri Federasyonu (ASKEF) Genel Başkanı Sayın Savaş Ünal Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de 05 Temmuz 2009’da  gerçekleştirdiği katliamın 13.yıl dönümünde bir  anma mesaj yayınladı. ASKEF  Genel Başkanı Ünal mesajinda “Urumçi katliamında   hayatlarını kaybeden  aziz şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyorum.  Doğu Türkistan’da tüm Bir millet komünist Çin tarafından yavaş yavaş yok ediliyor ve bütün dünya,  Türk Milleti ve  tüm  islam ümmeti sessiz bir şekilde   acımasız soykırımı kayıtsızca  seyrediyor.  5 Temmuz 2009 Urumçi’yi , Uygur Türklerini  ve Doğu Türkistan’ı unutmak ihanettir.”  ifadeleri ile tepkisini açıkladı.

Fotoğrafı Aç

13.YILDÖNÜMÜNDE ÇİN’İN  5 TEMMUZ  2009 URUMÇİ KATLİAMI
Ne olmuştu 5 Temmuz 2009 tarihinde?
Doğu Türkistan’da bir Çin fabrikasında Çinli bir işçinin işine son verilir. Fabrika bir süre sonra işgücü açığını kapatmak için yaşları 15-20 arasında değişen ve nedense güzel olmaları ön şart olan 150 civarında Uygur kızını işe alır. İşten atılan Çinli bir süre sonra fabrikaya dönerek iş bulamadığını ve eski işine dönmek istediğini söyler. Fabrikanın yöneticileri Uygur Türklerinden daha ucuz işgücü ile işçi çalıştırdıklarını söyleyerek Çinli işçiyi kovarlar.
Çinli işçi kendisi gibi Çinli olan birkaç arkadaşını da yanına alarak fabrikanın bu tavrının intikamını iki Uygur kızına tecavüz ederek alır! Bunun üzerine fabrikanın Uygurlu çalışanları ile Çinli işçiler arasında çatışma çıkar ve 273 Uygur Türkü öldürülür.
Uygur Türkleri Çin hükumetinin fabrikada yaşanan katliamı tarafsız ve adil şekilde değerlendirmesi için bir süre beklerler.
Ancak, Çin ırkdaşlarından yana bir tavır sergileyerek olayın üzerini kapatmaya çalışır.
Bunun üzerine Kaşgar’dan gelen 2000 civarında Uygur Türkünün katılması ile beş – on bin kişilik bir Uygur topluluğu Urumçi’de yaşanan fabrika katliamı ve tecavüzün hesabını sormak ve adalet istemek üzere bir gösteri düzenler. Herhangi bir taşkınlığa sebebiyet vermeden Çin hükümetinden olayın araştırılmasını ve suçluların cezalandırılmasını talep ederler. Çin polisi ve askeri bu sivil eyleme şiddetle karşılık verir. Ve ilk anda Uygurları korkutmak ve dağıtmak için eylemin en önünde oturma eylemi yapan ikisi kız üç kişiyi herkesin gözleri önünde başlarından vurarak öldürür. Oluşan panikte kalabalığın üstüne silahlarla yürüyen Çin polisi onlarca Uygur Türkünü öldürerek ve yaralayarak kalabalığı dağıtır.
Yaşananların üzerine bu sert tavır tuz biber eker ve Urumçi’nin değişik semtlerinde toplanan Uygur Türkleri şehir merkezine doğru yürüyüşe geçerler. Bu sırada yol boyunca karşılaştıkları Çinlilerle kavgalara tutuşurlar. Araçları devirir ve ateşe verirler.
Tüm bu olaylar yaşanırken emniyet güçleri her yerde olduğu halde iki gurup arasındaki sokak kavgasına müdahale edilmez ve adeta göz yumularak olaylar kışkırtılır.
İş içinden çıkılmaz bir hal aldığında emniyet güçleri kontrolsüz şekilde ateş ederek Uygur Türklerinden pek çoğunu sokak ortasında öldürür. Bu saldırıda Kaşgar’dan gelen Uygurlularla birlikte yaklaşık 2000 Uygur türkü aynı yerde öldürülür. Hemen ardından itfaiye araçları ve çöp araçları gelir. Öldürülen Uygurlular çöp araçlarına doldurulur. Sokaklar itfaiye araçlarınca temizlenir. Görgü tanıklarının anlattığına göre sokaklarda ne kan izleri ne de kafalarından vurulmuş Uygurların parçalanmış beyinlerinden hiçbir iz kalmaz.
Tüm bunların ardından şehrin telefon, internet ve elektrik altyapısı kapatılır. Akşam saat 10.00’da elektrikler verilir ve sabaha kadar sürecek ev baskınları başlar. Kar maskeli Çin askerleri teker teker Uygur evlerini basarak çocuk, kadın, erkek ayırmaksızın gözaltılar yapar. Direnenler evlerinde çocuklarının gözleri önünde öldürülür.
Geri kalanların sabah polise yaptığı başvurular baskınları yapanların polis olmadığı bu nedenle terör eylemi olarak kayıt altına alınacağı ve götürülenlerin kayıp olarak değerlendirileceği yanıtını alırlar. O gece götürülenlerden bir daha evine dönebilen olmaz. Bir kısmının ölüsü teslim edilir ailelerine bir kısmının ölüsüne dahi erişilemez.
Bir gün sonra Çinliler arkalarına Çin askerlerini de alarak Uygur bölgesine saldırıya geçerler. Önde Çinli halk arkalarında ise onları koruyan Çin askerleri Uygurların işyerlerine, evlerine saldırırlar ve yakalayabildikleri Uygurları sokak ortasında öldürürler. İlginç olan ise Çinli saldırganların hepsinin elinde Çin polisinin kullandığı coplar vardır ve hepsine aynı tip sopalar dağıtılmıştır.
Olayların yaşandığı 5 Temmuz tarihinden sonra da Çin zorunlu göç çalışmalarına ara vermiyor. 4 Ağustosta 750 Uygur kızı Çin bölgesine zorunlu çalışmaya gönderiliyor. Çocuklarını vermek istemeyenler alınlarında silah kabzasını buluyor.
5-6 Temmuz tarihinden sonra 30.000 Kişi gözaltına alınıyor, gözaltına alınanlardan 18.000 i öldürülüyor. Geri kalan 12.000 kişi halen kayıp. Çin hükümeti bu kişilerin nerede olduğunu bilmediğini söylüyor. Öldürülen Çinli sayısı 200’e yakın.
Doğu Türkistan’da halen tutuklamalar ve ev baskınları hızla devam ediyor.
Resmi rakamlar da yalan söylemeye…
“Ölü sayısı 197, yaralı sayısı 1720!”
5 Temmuzu unutmak ihanettir. Doğu Türkistan’ı, Uygur Türklerini unutmak ihanettir.
Bir millet komünist Çin tarafından yavaş yavaş yok ediliyor ve bütün dünya, bütün ümmet sessiz bir şekilde bunu seyrediyor.
Yüz yılda tam 70 milyon şehit vermiş Doğu Türkistan…
Bu rakam; Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’deki şehitlerin tam on katı…
Doğu Türkistan’ı unutma, unutturma…
Bir 3 kişi, ayakta duran insanlar, anıt ve şunu diyen bir yazı '2009 5TEMMUZ KATLİAMI URUMCİ UNUTMA! ANKEL UYGUR MEDIA' görseli olabilir
KAYNAK :  ASKEF Federasyonu kurumsal sosyal medya hesabı
Share
1120 Kez Görüntülendi.