logo

trugen jacn

UYGUR TÜRKÜ CEVLAN : TÜRKİYE ÇİN’İN İŞLEDİĞİ İNSANLIK SUÇUNA KAYITSIZ KALMAMALI !

Doğu Türkistan’dan yüksek öğrenim için Türkiye’ye gelen, Hukuk Fakültesini bitirerek avukuat olan Doğu Türkistanlı Cevlan Şirmehmet Habervakti.com’a ailesi ve ülkesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cevlan,ailesi ile 3 yıldır görüşemediğini ve Çin’in Türklere etnik soykırım suçu işlediğini anlattı. Cevlan, Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik yönelik baskı,zulüm ve soykırım cinayetlerine karşı Türkiye’nin bu insanlık suçlarına kayıtsız kalmaması gerektiğini de özellikle vurguladı.

Ailesinden koparılan Doğu Türkistanlı Cevlan Haber Vakti’ne konuştu!

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

2011 Aralık ayında okumak için Doğu Türkistan’dan İstanbul’a gelen Cevlan Şirmehmet Haber Vakti’ne konuştu. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden mezun olan Cevlan, “2017 yılında mezun olacaktım normalde. Ancak 2017 yılında Doğu Türkistan’daki şiddet zirveye ulaştı. O dönem Mısırda 3000’e yakın Uygur Türkü vardı. Çin Devleti Mısır’ın eline liste verdi ve 600-700 Müslüman Uygur Türkü Çin’e teslim edilmek üzere alıkonuldu. Bazı arkadaşlar kaçabildi bazılarını Çin Devleti teslim aldı. Yaşanan olaylar sebebiyle üniversitedeki bir hocam bana ‘Cevlan sen okulunu bir sene uzat memleketine dönme’ dedi. Bu sebeple 2018 yılında mezun oldum.“  ifadelerini kullanarakmezun olduktan sonra ülkesine dönemediğinive 1 sene geç mezun olmak durumunda kaldığını dile getirdi.

EĞİTİM ADI ALTINDA TOPLAMA KAMPLARINDA ALIKONULUYORLAR

Memur bir ailenin çocuğu olduğunu ve ailesinin iyi eğitim almış insanlardan oluştuğunu ifade eden Şirmehmet, “Ailem: Annem, babam, kardeşim hepsi memur insanlar ve Çin Devleti ‘eğitim’ adı altında onları toplama kampına almış ben kendilerinden 2018 Ocak ayından beri haber alamıyorum.” İfadelerini kullandı.

YURT DIŞINDA YAŞAYANLARIN AİLELERİYLE İRTİBATI KOPARILIYOR

Gerek eğitim gerek iş gibi sebeplerden yurt dışında bulunan insanların aileleriyle irtibatlarının koparıldığını ifade eden Cevlan, “Bu sadece bana özgü bir durum değil 2016 yılından bu yana yurt dışında okuyan Doğu Türkistanlı öğrencilerin birçoğunun ailesiyle iletişimleri Çin tarafından koparıldı. WeChat isimli uygulamadan annem ve ailem beni sildi. Daha doğrusu silmek zorunda bırakıldı. Ben ailemle görüşmek için burada bulunan Çin Konsolosluğu’na başvuruda bulundum. Kendilerinden haber alamadığımı saygılı bir şekilde gerek yazılı olarak gerek bizzat görüşerek ifade ettim. Önüme birçok prosedür koydular uğraştım ve işin sonunda bana ailemin benimle görüşmek istemediğini söylediler. Dayanamadım sordum ‘2,5 yıldır evladını görmeyen haber alamayan bir anne neden görüşmek istemesin böyle bir şey mümkün olabilir mi?’ dedim. Cevap yine aynı oldu. En son 2019 Aralık ayında bana bir haber geldi. Babam kardeşim ve annemi 2018 yılının başlarında toplama kampına almışlar.” İfadelerini kullandı.

Abdusalam Teklimakan (@SalamTeklimakan) | Twitter

TOPLAMA KAMPLARINDA İNSANLIK DIŞI DURUMLAR SÖZ KONUSU

Habervakti.com editörünün toplama kamplarında neler olduğuna ilişkin sorusunu da yanıtlayan Şirmehmet, kamplarda yaşananlar anlatıldığı zaman o ortamda duramadığını, dayanamadığını dile getirerek şu ifadelere yer verdi;

Şöyle söyleyeyim toplama kamplarında neler yaşandığını duymak istemezsiniz. Ben duymak istemedim. Annem yaşında Doğu Türkistanlı bir ablamız var. Toplama kampına girip çıktı. O anlatıyordu. Ben dinleyemiyorum. Yani o konuştuğu zaman ben kalkıp giderim. Dayanamıyorum. Onun anlattıklarına bir insanın dayanması zor. Ancak bu sizin vazifeniz bu sesi duyurmalısınız.

Bu kamplar söylendiği gibi eğitim kampları değil. Hapishane. Ama hapishane de öyle düşündüğünüz gibi bir hapishane değil. Çin hapishanelerinde Şiddet, işkence, pislik, sabah çığlıklarla uyanır çığlıklarla uyursunuz. Kaplan koltuğu denilen bir koltuk var hareketsiz oturmanız gerekir hareket ettiğiniz takdirde eliniz ve ayağınıza bağlı olan prangalar sıkılaşır ve acı verir. Ve o koltukta hiç kıpırdamadan 8 saat, 10 saat hatta bazen 1 gün 2 gün insanlar oturtulur. Düşünün Çin hapishanelerinde bu işkenceler zaten var bir de Doğu Türkistan’da yapılanları düşünün. Küçücük hücrelerde 80 kişi kırk kişi kalıyorlar yapılan işkenceler var temizlik adına hiçbir şey yok tuvalet konusunda mahremiyet yok. O yüzden ben kaldıramıyorum mesela duyduğum düşündüğüm zaman.

Bu toplama kampları 2014’ten beri varmış aslında köylerde falan ama biz bilmiyorduk. 2016 yılından itibaren din adamları hafızlık öğrencileri gibi dini anlamda gayreti olan ama topluma mal olmamış insanları siyasi suçlamalarla toplamaya başladılar. 2017 yılında artık yazarlar sanatçılar siyasetçiler toplumda tanınan ve aslında orada işlenen insanlık suçunu duyurabilecek kişiler de toplama kamplarına alınmaya başlandı.

Tehdit ediliyor musunuz sorusu üzerine, Çin’in işlediği insanlık suçunu duyurmak için yaptığı çalışmalar sebebiyle tehditler aldığını ifade eden Cevlan Şirmehmet bu şekilde tehdit edilen arkadaşlarının da olduğunu ve Türkiye’nin bu zulme sessiz kalmaması gerektiğini vurgularken şu ifadeleri kullandı;

İstanbul haberleri / Sayfa 1

Tehditler var. Tehdit alıyorum. Ama mesela benim bir arkadaşımın ailesinden çocuğu dahil 13 kişi yok. Biri 4 yaşında biri bebek. Yoklar. O arkadaşım bana bu yönde tehditler aldığını, ailesiyle tehdit edildiğini söylemişti. Geçen de bir haber geldi Türkiye Ankara Üniversitesinden mezun bir arkadaşım Doğu Türkistan’a Üniversite hocası olarak gitti toplama kampına alınmıştı o arkadaşımın cenazesi çıkmış kamptan. Bu insanlar, ben ve benim gibi Türkiye’de okuyan eğitim gören ve Türkiye ile ilişkisi olan insanlar Türkiye ile olan temaslarından dolayı zulüm altında ölüyorsa bu aynı zamanda Türkiye’nin eğitim yönetimine ve Türkiye’ye de bir hakarettir.

Türkiye Doğu Türkistan’a destek vermeli, ses vermeli orada yaşanan zulmü duyurmalı ve Çin ile olan ilişkilerini gözden geçirmeli. Çünkü biz vatandaşı değiliz ama Türkiye’yi kendi devletimiz olarak görüyoruz. Türk halkını kendi milletimiz olarak görüyoruz. Bizim iki millet olarak coğrafya haricinde bir ayrı gayrımız yok.

Kaynak : habervaktı.com,tr

Share
379 Kez Görüntülendi.