logo

trugen jacn

DOĞAL KAYNAKLARIMIZ VE KURTULUŞ YOLUMUZ (6.BÖLÜM)

Mehmet Emin HAZRET

1. Doğu Türkistan Türkleri Neden NATO’dan Korunma Talebinde Bulunmalı?

Doğu Türkistan kurtuluş savaşının başarıya ulaşması ve milli mevcudiyetimizi ebedi garanti altına almamız için uygar dünya ile beraber hareket etme ilkesinden hiçbir zaman  ayrılmamız gerekir. Ne zaman, nerede, nasıl duruş sergilememiz milli takdirimizin belirlenmesinde hayatı öneme sahiptir. Bugünkü dünyanın  güç dengelerinde , vatan sahibi olan tüm Türk boyları bir araya gelip, dışarıdan modern silah yardımı alarak Çin’in yayılmacı ve emperyalist emellerine karşı koysak ve yeniden bir  kurtuluş savaşına girişecek olursak, sonuçta  Çin’i çok yıpratabiliriz, ancak Çin karşısında kesin bir  başarıya ulaşma  noktasında şu anda gerekli güç ve kapasiteden çok  çok uzaklardayız.  Bugünkü dünya konjöktörü bizim  Çin emperyalizminin saldırılarından korunma ve   kurtuluş stratejimizi belirlemekte ve  yön vermektedir. Doğu Türkistan halkı uygar batı dünyası ile beraber hareket ederken,  uluslararası terör örgütlerine  asla bulaşmamalı ve bulaşmaktan da daima uzak durmalıdır.  Doğu Türkistan Uygur, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar gibi Türk halkları ile kardeş ve dindaş  Tajik halkının  ortak vatanıdır. Doğu Türkistan’ın  esas gövdesini teşkil eden Uygur Türkleri   bilerek veya bilmeyerek dar  ve marjinal boy  üstünlük iddiası ile Uygur etnik milliyetçilik duygusallık batağına  asla saplanmamalıdır.
Doğu Türkistan’da son yılılarda şiddeti her geçen gün artan   ve ÇKP İşgal  yönetimi tarafından  icra edilen kültürel ve fiziki soykırım sürerken, diasporadaki Uygur teşkilatları ABD, Avrupa Birliği ile Avrupa Parlamentoları ve Birleşmiş Milletler nezdinde ciddi  girişimlerde bulunmakta ve etkin faaliyetler  göstermekte ve bunların sonucunda   önemli ve başarılı  sonuçlar  elde edilmektedir. Bu  etkin girişimler çeşitli  uluslar arası platformlarda  uluslar arası komuoyu nda gündeme gelmekte dünya medyasının da dikkatini celbetmektedir.  Bütün bu olumlu gelişmeler  elbette büyük başarı sayılır. Ancak, Doğu Türkistan’daki akan kanı, etnik Türk soykırımını ve  Çin mezalimini durdurmada şimdiye kadar  herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Batı parlamentoları kararlarının yaptırım gücü olmadığından, Tibet hakkında alınan yüzlerce kararlar Çin işgali altındaki Tibet halkı üzerindeki zülüm ve baskıyı hafifletmeye yetersiz kaldığı gibi, Doğu Türkistan’da da Çin’i  bu insanlık dışı vahşetlerinden ve cinayetlerinden caydırmaya yetersiz kalacaktır. Birleşmiş Milletler Örgütü’nün  5 daimi üyesinden biri Çin’dir. Çin  aleyhinde verilecek her hangi bir kararı veto ederse hiçbir  olumlu sonuç elde edilemeyeceği kesindir vee bilinen bir gerçektir. BM’nin şu an itibariyle Doğu Türkistan’daki ÇKP soykırımlarını durdurma noktasında veya Türklerin  lehine karar almasını beklemek zaman kaybından başka bir şey değildir.
Demokrasinin en büyük zaafı  acil ve ivedi  sorunlar hakkında  zamanında ve hızlı karar alma yeteneğinden yoksun olmasıdır. Bugün Doğu Türkistan’da 3 milyon Türk ırkına mensup Müslümanlar  cezaevleri  ile Çin’in Eğitim Merkezi adını verdiği Çin Nazi  toplama kaplarında ölümle pençeleşmektedir. Kayıp her gün on binlerce insanımızın canına mal olmaktadır.

Bu  acil  ve hayatı durum  karşısında Yurt dışındaki Doğu Türkistan teşkilatları ve hür dünyadaki Doğu Türkistanlılar vakit kaybetmeden biran önce  bir araya gelerek ortak bir karar almalı ve  Kuzey Anlantık  Teşkilatı (NATO)’na baş vurarak bu Örgütten resmen   korunma talebinde bulunmalıdır.

NATO Teşkilatı bu konuda bir hayli tarihi tecrübelere sahiptir.Şöyle ki ;

  1.   1950 – 1953  yılları arasında  Güney Kore’yi Çin ordusunun işgalinden ve Kore halkını de ÇKP ORdularının katliamından koruyan NATO ordusu olmuştur.
  2. NATO,  Bosna-Herkez iç savaşında Boşnak  Müslümanlarını Sırp  Ordusu ile Paralimiliter  Katillerin soykırımından korumak   için 30 ağustos 1995 tarihinde 15 ülkeye ait 400 savaş uçağı ile  Sırbistan’ı başkenti Belgrat’ı bombalamış ve sonuçta Sırbistan  yönetimini 21 kasım  1995 günü  ateşkes talep etmeye ve barış antlaşmasını  imza atmaya mecbur etmiştir.  Yapılan anlaşmalar sonucu  Türk ordusunun dahil olduğu NATO askeri güçleri Dayton Anlaşmasının imzalandığı  2004  yılına kadar Bosna Heresek’in  güvenliğini sağlamaya devam etmiştir.
  3.  NATO  bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyetini tanımayan Sırbistan’a karşı Kosovalı Müslüman Arnavut ve diğer halkları Sırp Ordusunun etnik temmizlik ve katliamından korumak için 24 mart 1999 tarihinden başlayarak 78 gün süre ile  hiç ara vermeden Sırbıstan’a bomba yağdırmış ve sonuçta  ateş kes ve barışı sağlamıştır.

Günümüzde şu  an itibariyle  Doğu Türkistan halkı  dünyadan tecrit ve izole edilmiş bir durumda  ve dünyanın en büyük açık Hava hapishanesine dönüştürülen  kendi ana vatanlarında  gizli bir şekilde Kore,Bosna Hersek ve Kosova’dan kat kat beter daha ağır bir etnik katliama tabi tutulmaktadır. ÇKP İşgal yönetiminin bu etnik soykırımları karşısında bizim baş vurabileceğimiz  ilk ve son merci’nin şu anda  NATO olabileceğine inanıyorum. Benim bu  düşünce ve tekliflerim karşısında   öz güvenini kaybeden bazı Uygur kardeşlerim  şöyle diyebilir ;

  • Bosna, Kosova Avrupanın ortasında. Onları ezen Sırbistan küçük bir ülke. Bu yüzden NATO’nun işi kolay oldu. Doğu Türkistan NATO bölgesinden uzakta. Üstelik Çin dev bir ülke. Uygurları diye NATO, yer küreni ateşe sürükleyecek tehlikeye el atar mı? Şunu bilmeliyiz ki, bugünki mesele NATO’nun Çine saldırması değil,

Günümüzde Çin yönetiminin  29 NATO  üyesi  içindeki bazı ülkeleri kendi saflarına  çekerek NATO’yu içten parçalayarak çökertmek  girişimine hız verme eyleminin tehlikeli boyutlara ulaştığı bilinen bir gerçektir. Üstelik NATO  Doğu Türkistan’a o kadar uzakta değildir. Doğu Türkistan sınırlarında ve sınıra uzak olmayan bölgelerde yeterince NATO üsleri vardır. NATO’nun  Doğu Türkistanlılar istedi diyerek  bizi kurtarmaya  atılamayacağını elbette ben de biliyorum. Ancak,  NATO ile Doğu Türkistan’ın  hayatı çıkarları kesişme  noktasına  geldiği anda NATO’nun derhal  harekete geçeceğine inanıyorum.
Günümüzde Pasifik’teki Japonya, Güney Asya’daki Hindistan ve diğer benzer ülkeler  gibi NATO müttefiği olan  ülkelerin çıkarları ile Doğu Türkistan’ın çıkarları  kesişme noktasına gelmiş bulunmaktadır.  Doğu Türkistan’ın kuzey komşusu Rusya Federasyonunun ise   bu bölgede vazgeçilemez ve hayatı   çıkaraları bulunmaktadır.

Bütün bunlara ek olarak biz  Doğu Türkistan’da mevcut  enerji kaynakları  ile jeopolitik ve jeostratejik önemini kısaca  da olsa özetleyelim ki , konu daha iyi anlaşılsın ve mesele  daha netlik kazansın. Bunlar ise şunlardır ;

Hür ve Bağımsız Doğu Türkistan’in   Bölge ve Dünya Barışına Katkıları  
Doğu Türkistan bağımsızlığına kavuştuktan sonra devletin ilk vazifesi, Doğu Türkistan’ı  Arasysa bölgesindeki özgürlük ve refah cenneti yapma projesini hemen yürürlüğe koymak olacaktır.Bu amaca yönelik bütün yasalar hızla çıkarılacak ve ülkenin altı yapı inşaat süreci  büyük bir baş döndürücü  hızla  başlatılacaktır. Bu atılımların kesintisiz gerçekleşmesi için ABD, Avrupa Birliği Ülkeleri ile Japonya  gibi gelişmiş batı ülkelerinin Finans, yönetim sistemi, modern teknolojilerine ihtiyacımız olacaktır. Doğu Türkistan dünyaya açık bir ülke olacak, uluslar arası tüm yatırımcılara en iyi şartları  ve ortam sağlanacaktır.

Yazının geçen bölümlerinde verilerle açıkladığımız gibi Doğu Türkistan topraklarının  altı petrol, doğal gaz okyanusudur. Yer, yer petrol, ve doğal gaz kendiliğinden  fışkırmaktadır. Tanrı dağlarının kuzey ve güneyi envayi çeşit  değerli ve stratejik  maden kaynakları ile doludur. Bu doğal zenginliklerimizi kardeş,dindaş ve tarihi komşularımız olan komşu ülkeler, bölge ve dünya halkları ile paylaşmak hür dünyanın ortak çıkarına olacaktır.

Okurlarımızı  daha iyi aydınlatmak için, Bağımsız Doğu Türkistan Sonrası projelerimizden  bazılarını  burada  açıklamak istiyorum ;

  1. Kuzey komşumuz Rusya güneyindeki  sıcak denizlere ulaşmak için yüz yıllarca güneye doğra  ileri askeri harekatlar ,operasyonlar  ve savaşlar yapmak suretiyle   Orta Asya ve Türkistan coğrafyasına kadar ilerlemiş ve gelmiştir.  Hint okyanusuna inmek amacı ile en son 1979 yılında  Afganistan’a saldırmıştır.Ancak,Afganistan savaşında tarihinin en büyük mağlubiyetini yaşayan   Soveyetler Birliği bu amacına yanı  sıcak okyanusa inemeden kendiliğinden dağılarak  tarihin karanlıklarındaki yerini almıştır. Bağımsız Doğu Türkistan, Rusya’ya direk Hint okyanusa çıkabilecek kapıyı açacaktır. Rusya dünyanın en çok doğal gaz rezervine sahip ülkesidir. Doğu Türkistan’ın güney komşusu Hindistan  ise enerjiye en çok  ihtiyacı olan ülkedir. Bağımsız Doğu Türkistan ise Rusya ile Hindistan’ı bir birine bağlayacak enerji koridoru olmaya alternatifsiz bir adaydır.Biz buna hazırız. Rusya’yı Hindistan’a bağlayan doğal gaz, petrol boru hatları devriye sokulduğunda, Doğu ve batı Türkistan petrol, doğal gazları da güney Asya ülkelerinin  ekonomisinin hayat damarlarına yürüyen bir çeşit  taze kan  olacaktır.Doğu Türkistan petrol, doğal gaz boru hattının kuzey kolu Rusya üzerinden Avrupa’ya ulaşırken, güney kolu batı Türkistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacaktır.
  2. Bağımsız Doğu Türkistan  Cumhuriyetimiz,  modern bilim ve ileri teknolojinin yanında  demokrasi ve insanlığın ortak değerleri noktasında  elbette  yüzünü batıya çeviren, uygarlık yolunda hızla  ilerleyen bir ülke olacaktır.
  3. Bağımsız  Doğu Türkistan Cumhuriyeti, Kardeş Türkiye’ye Doğu Türkistan’ın ucuz petrol, doğal gaz ve diğer her türlü doğal zenginliklerini   hiç bir çıkar gözetmeden tahsis edecektir.
  4. Yüz yıllardır  Rus ve Çin zulmünden kaçarak kendilerine sığınan  Doğu Türkistanlıları bağrına basan, şafkat ve merhametini esirgemeyen,Vatan veren ekmek ve aşını paylaşan Anadolu insanına minnet ve şükranını böylece kanıtlayacaktır.
  5.  Türk İslam dünyasının koruyucusu ve Lideri Türk Milletinin şan ve şerefini  hakkı ile temsil eden  Aziz Türkiye’mizin  kalkınması  ve daha çok güçlenmesi için  bütün imkanlarını  öncelikli olarak kullanımına sunacaktır. Bunun yanında  TANAP gibi projelerin yanında  Türkiye’nin stratejik enerji koridoru konumuna  gelmesine elinden gelen her  katkıyı sağlayacaktır.
  6. Hindistan dünyanın en büyük demokrasisi ve barışçıl toplumların bir arada  sulh  içinde kardeşçe yaşadığı Çin’den sonra en  kalabalık nüfusa sahip bir Asya  ülkesidir. Tarihten beri Hindistan ile Doğu Türkistan arasında  yanı iki   komşu arasında hiçbir problem yaşanmamış ve ticari, kültürel ilişkilerimiz hep saygı ve dostluk içinde gelişmiştir. Bugün Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Myammar’da  toplam 2 milyar civarında  insan yaşamaktadır. Bu ülkelerin tamamı enerjiye çok ihtiyacı olan ülkelerdir. Rusya ve büyük Türkistan enerjileri boru hatları ile buralara ulaştığında bu  güney Asya ülkeleri tarihte olmadığı gibi kalkınacaklar ve adeta kanatlanıp uçacaktır. Sadece enerjiye kavuşan Hindistan ile Bangladeş dünyanın dev fabrikasına dönüşecek ve küresel tüketicilere en az 50  yıl büre ile ucuz mal üretebilecek ve kullanımına  sunabilecektir.

Moskova – Mumbai demiryolu projesi

Bağımısız Doğu Türkistan Cumhuriyetinin gerçekleştireceği bir diğer  bölgesel ulaşım projesi ise  Moskova ile Hiindistan’ın Liman kenti Mumbay arasındaki demir yolu projesidir.  Yanı Moskova – Novosibirsk – Almatı – Gulca – Kaşgar – Cemmu keşmir – Yeni Dehli – Mumbai’ya kadar uzanan  demiryolu  hattıdır. . Moskova’dan Kaşgar’a kadar demir yol altı yapısı günümüzde esasen  mevcuttur. Kaşgar- Keşmir ve Hindistan’ın kuzey bölgesine  yapılacak  yatırımla Moskova- Mumbai demiryolu  hattı dünyanın en uzun demiryolu ağı olabilecektir. Çünkü, Moskova’dan orta ve batı Avrupa’ya uzanan demiryolunu  buna eklediğimizde Güney Asya, Orta Asya, Rusya ve  Avrupa  demir yolu hatları ile bir birine bağlanacaktır.Bundan ortaya çıkacak  ticari ve kültürel etkileşimle 2.5 milyar nüfusun yaşadığı bu büyük çoğrafi bölgeye  büyük  bir canlılık yanında büyük bir refah da  gelecektir.  Bu proje  dünya barışı ve refahı için uzun suluklu katkı sağlayabilecek bir proje olacaktır. Bu projenin gerçekleşmesini sağlayacak kilit ülke ise stratejik konumu itibari ile alternatifsiz  olarak Doğu Türkistan olacaktır. Hindistan ile hiçbir problemimiz olmadığı gibi Rusya ile de bu dev projeler konusunda kazan, kazan anlayışı ile karşılıklı bir araya gelebileceğiz. Gerçi tarihte Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği Doğu Türkistan’a büyük zararlar vermiş olmasına rağmen, Ruslar batı Türkistan’daki kardeşlerimizin bağımsızlığını vererek üzerindeki tarihi utanç lekelerini bir parça de olsa silmiştir.  Bütün bu tarihi gerçeklerden ders alındığı taktirde  bu yeni durumun karşılıklı  güven ve dostluk için yeterli  olacağını  düşünüyorum.

Bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nde Kalkınma ve Refah

Doğu Türkistan bağımsızlığını kazandıktan sonra bu topraklar  yeniden eski ihtişamlı durumuna yeniden kavuşturulacaktır. Kendi halkı,komşuları ve dünya için üretim yapan Fabrikalar,İşletmelen ve modern üretim  tesisleri hızla inşa edilecek,  fabrika bacaları orman gibi  ülke topraklarının her yanını  kaplayarak yükselecektir.  Geçmişi yüz yıllara dayanan Milli  ve geleneksel mimarlık üslubunda  köyler,Kasabalar,kentler  ve şehirler  büyük bir atılımla ve hızla yeniden inşa edilecektir. Çin’nin kültürel ve mimarı soykırım uygulamaları sonucunda zorla dayatılarak  Çin’in   mimari üslübü  ile inşa edilen eserler  tamamen  yıkılarak yerlerine  geleneksel ve milli  Türk- Uygur  mimari tarzına uygun binalar ve eserler yeniden inşa edilecektir.  Her türlü eser ve yapıların milli mimariye  uygun hale getirilmesi sağlanacaktır. Sanayileşme ve buna bağlı olarak   şehirleşmenin hızlanması ile , ülkenin kalkınması için istihdam açığı  meydana gelebilecek ve  büyük çapta meslek sahibi ve kalifiye eleman açığı ortaya çıkacaktır.  Bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetimizde  Üniversite mezunu Bişkek’li bir Kırgız Türkü  Mühendis Soydaşımız mesleğini Mühendis olarak sürdürebilecek ve işsizlik yüzünden  uzak ülkelerde  kara işçi (Vasıfsız işçi)   olarak çalışmak zorunda kalmayacaktır.  Bütün Kardeş  Halklarımıza  Doğu Türkistan’da yüksek maaşla saygın bir şekilde  mesleğini  icra edebilmesi için  her türlü imkan ve ortam hazırlanacak ve istifadesine sunulacaktır.  Türkistanlı  bir Özbek tip doktoru Hanım Kardeşimiz bugünkü gibi yabancı ülkelerde ev hizmetçiliği yapmaya mecbur kalmayacaktır. Doğu Türkistan yönetimi , onu kendi mesleği ile el üstünde tutacaktır.

Uygurların, Kazakların,Kırgızların,Özbeklerin ve diğer Müslüman Türk Kardeşlerimiz Doğu Türkistan  hür ve bağımsız olduğunda  Çin’in ekonomik sömürü boyunduruğundan kurtulacaktır. Büyük Türkistan’ın  her yerinde adil bir şekilde refah ve mutluluğumuzu  hep beraber artırma imkanına kavuşmuş olacağız.

Şu noktayı da açık  ve kesin olarak ortaya koymamız gerekir ki, Türkistan halkları İslama yürekten bağlı toplumlardır.  İnanç noktasında  İmam Matüridi’nın  sade yalın,samimi  orta yolunu  benimsemişlerdir.  Türkistan Türkleri çocuklarını Hoca Ahmet Yesevi Atamızın  hikmetlerini ninni olarak söyleyerek onun düşünceleri ile büyütmüşlerdir.Çin’in dünyayı aldatmak ve Müslüman Uygurları  katledebilmek için aşırıcı ve terörcü iftirasını yapıştırmak için ortaya attığı   aşırı düşüncelere asla yoktur ve itibar etmemektedir.  Diğer Türkistan halkları da aynen öyledir. Doğu Türkistan halkının ezici çoğunluğu ÇKP Faşist  terör devleti ve uluslar arası terör örgütlerine karşı uygar dünya ile bilhassa NATO ile beraber ortak  hareket etme fikir  ve iradesine her zamankinden daha fazla sahiptir.

ÇKP Diktatörlüğü Parçalanmadan Çin’e,Bölgeye ve Dünya’ya asla Barış Gelmez

ÇKP İşgal yönetiminin Doğu Türkistan’dan vaaz geçmesi ve Türk halklarının özgürlük ve bağımsızlığını tanıması  aynı zamanda  Çin toplumuna da  istikrar, barış, özgürlük getirecek ve refahının sürekliğini sağlayacaktır. Çin’in 2 bin  yıl öncesine dayandığı ileri sürülen devlet geleneği  kendi halkının ve işgali altına aldığı Türkler başta diğer ulusların    boynuna boyunduruk, eline kelepçe, ayağına pranga olmaktan öteye geçmemiştir.

Çin toplumunun zulümden zevk alma karakterinin pekişmesinde, insan ruhundan onur, saygınlık isteği, özgürlük özlemi gibi değerleri kökünden yok etme becerisine sahip Çin rejimlerinin acımasızlığı yatmaktadır. Çin siyasi tarihi hep böyle geçmiştir. Bunun nedeni ise, çok  geniş ve büyük bir  ülkeyi tek bir merkezden yönetmek için  baskıcı rejim uygulamasının  tarihi bir devlet yönetim  gelenek haline almasıdır.

Çin parçalanmadan, ÇKP terör  devleti rejimi  tarihe gömülmeden Çin toplumunun  kölelikten ve esaretin  boyunduruğundan kurtulması imkansızdır. Bugün diasporadaki muhalefet Çinliler arasında kendi bölgelerinin Çin’den ayrılıp bağımsızlığını  elde etme  yolunda mücadele için kurulan bir kaç teşkilatı mevcuttur  ve  bunlar gün geçtikçe  güçlenerek  büyümektedirler.  Hatta içlerinde Şanghay kenti’nin ayrı ve bağımsız bir devlet  olmasını amaçlayan Şanghaylı Çinlilerin kurduğu Şanghay Partisi adı ile bir parti de geçtiğimiz yıl içinde kurulmuştur.  Diaspora’da  dünyanın sadece Çin’den ibaret olmadığını anlayan ve dünyayı  yakından tanıyan ve demokrasi ve insani değerlerin  erdemine inanan ve bu değerlere  erişen  özgür  ve normal insan olabilen Çinliler  kendi gelecekleri için  bu  can alıcı ve halledici son çare ve noktayı anlamışlardır. Avrupa ülkeleri toprak bakımından küçük ülkelerdir. Ancak bilim ve teknolojik buluşları, demokrasi ve özgürlük bakımından insaniyete olan katkısı gayet büyük olmuştur. Avrupa’da icat olmuş, ancak Avrupalılar tarihin çöplüğüne atmış olan Marksizm ideolojisini kendisine maske olarak takan  ÇKP Diktatörlüğü,günümüzde  kendi  toplumunun boynundaki kölelik zinciri olarak kitleyi acı çektirmeye devam etmektedir.

Özet olarak Bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetinin Bölge ve  dünya  Barışına katkıları;

  1. Doğu Türkistan’ın özgürlüğü Çin’in özgürleşmesini tetikleyecektir ve özgürleşme yolunda bir kaç parçaya  bölünen Çin, bölge,Avrasya ve dünya   barışı için  tehdit olmaktan çıkacak, insaniyet daha yüz yıllarca barış.huzur,refah  ve istikrarını garantilemiş olacaktır.
  2.  Rusya ve Batı Türkistan ve güney Asya büyük çapta Çin tehdidinden kurtulmuş olacaktır.
  3.  Doğu Türkistan’ın Çin sınırındaki Kumul kentinin  Aratürk çöllerinden Hazar denizine kadar uzanan  Türk topraklarındaki yeraltı zenginlikleri,  petrol, doğal gaz okyanusu hür dünyanın  istifadesine sunulacak ve onların bu kaynaklardan yararlanabilmeleri  garanti  altına  alınabilecektir.
  4. Güney, orta ve  küçük Asya (Türkiye) ülkeleri ile  Rusya ve Avrupa’ın ticaret, güvenlik ve özgürlük alanında bütünleşmesi için mükemmel altı yapı uluşacaktır.
  5. Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı Tibet, Tayvan, Hongkong’un Çin’den tamamen kurtulmasına fırsat ve ilham kaynağı olacaktır.
  6. Yukarıdaki nedenlerden dolayı Çin toprakları üzerinde yüz yıllar sürebilecek zincirleme siyasi depremler sonucunda, bölge,Avrasya ve  dünya  uzun süreli küresel istikrara kavuşmuş olacaktır.

NOT : Bu yazı serisi tarafımdan İstanbul’da  -Aralık 2018  ile Şubat  2019 aylarında  kaleme alınmıştır. 

Etiketler: » » » » » » »
Share
873 Kez Görüntülendi.