ATATÜRK VE UYGUR TÜRKLERİ

Atatürk, Uygur Türklerinin, dünyanın en eski milletlerinden biri olarak kabul edilen Çinlilere uygarlık mirası bırakan köklü medeniyet yaratıcılarının kadim Bir Türk boyu olan Uygurlar olduğunu biliyordu.

Yücel TANAY 

Atatürk, Türk dünyasına hiç bir zaman ilgisiz kalmamıştır. ‘Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. …Diyerek Rus ve Çin esiri Türklerin bir gün özgür olacağını söylemiştir.
Doğu Türkistan, 1933 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinde, ilk tanıyan ülke, Atatürk’ün başında bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti olmuştu.
O dönemin şartları altında hiç vakit kaybetmeden bölgeye ‘yardım malzemeleri’ gönderen Atatürk, yine Afganistan Büyükelçisi Memduh Şevket Esendal aracılığıyla bu bölgeden birçok başarılı genci Türkiye’ye getirterek Harp Okulu’nda eğitime tabi tuttu.
Hakkın rahmetine kavuşmuş olan Doğu Türkistan Vakfı’nın eski başkanlarından merhum Emekli Tümgeneral Rıza Bekin, Atatürk’ün Harp Okulu’nda okutup, generalliğe kadar yükselttiği canlı örneklerden birisidir. Atatürk Uygur Türkleri konusunda yapılan birçok araştırmaya destek oldu,bu konuda özellikle Tahsin Mayatepek’i Meksikaya elçi olarak göndermişti.
Atatürk, Uygur Türklerinin, dünyanın en eski milletlerinden biri olarak kabul edilen Çinlilere uygarlık mirası bırakan köklü medeniyet yaratıcılarının Bir Türk boyu olan Uygurlar olduğunu biliyordu. Sadece 5000 yıllık maziye sahip olan Çin uygarlığını oluşturanların Uygurlar olduğunu,Çinlilerin böyle bir medeniyet yaratma kapasitelerinin olmadığını biliyordu; aslında bugünkü Çin uygarlığının kökeni kadim Uygur uygarlığıdır. Bunu ispat eden yazmalar, Tao tapınaklarında hiç kimseye gösterilmeden özenle korunmaktadır. Çin efsaneleri de Uygurlar’ ın 17.000 yıl önce uygarlıklarının zirvesinde olduklarını anlatmaktadır. Bu tarih, jeolojik olaylarla da uyum sağlamaktadır.

Milattan 600 yıl önce yaşayan Çinli düşünür Lao Zu tarafından yazılan Dao De Jing ( Fazilet Desturu ) adlı eserde de ilk insanın ikili ilkeyle yaratıldığı hususundaki ifadeler, yukarda bahsedilen yazıtlarla ve vahiy edilmiş metinlerle aynı şekilde ” Tao ( Yol ) biri yarattı, bir iki oldu, iki üçü üretti, üçten bütün insanlık türedi ” olarak izah edilmiştir. Dao De Jing’ in büyük kısmı, Mu ‘nun ilhama dayalı kutsal metinlerinin Uygurca kopyalarından yapılmış alıntılardan ibarettir.
Uygurlar, uygarlık üstünlüğünden dolayı ilk Çin İmparatorluğunu, damarlarında Uygur kanı taşıyan ve büyük Uygur uygarlığından nasibini alan kişilerce oluşturulmasına azmettiren halktır.
Ne yazık ki, eski Çinle ilgili tüm tarihi eserler, büyük Çin Seddini ( yani, o devirdeki Çin hududunu ) inşa ettiren İmparator Ching Shihuang tarafından toplatılıp yakılmıştır.
Atatürk Türk dünyasının içinde kaldığı buhranlı durumu her zaman irdelemiştir.büyük bir medeniyet yaratan Üstün bir ırkın nasıl olupta,Çin,Rus gibi tarihleri barbarlıkla dolu bu iki ırkın tutsağı olduğu gerçeğini araştırmıştır.
“Efendiler, Bu insanlık dünyasında en az yüz milyonu aşkın nüfustan oluşan büyük bir Türk milleti vardır ve bu milletin yeryüzündeki genişliği oranında tarih alanında da bir derinliği vardır. Türk milletinin kökünün dayandığı Türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası Nuh Aleyhisselamın oğlu Yasef’in oğlu olan kişidir.”

Bugün,Atatürkün 1933’de bağımsızlığını ilan ettiğinde tanıdığı Mu’nun çocuklarının kurduğu Doğu Türkistan Medeniyet düşmanı Çinin işgali altında Özgürlük mücadelesi veriyor.
Üstün Uygur medeniyetini yaratan Uygurlar, yeniden silkinip ayağa kalkacak ve Uygur medeniyeti yeniden küllerinden doğacaktır.