Dr. Mesut MEZKİT
Türk dünyasının mahzun ve mazlum halkı Doğu Türkistan Türklerine herkse kör ve sağır.
Kızıl Çin fanatiği aydıncıkları anladık…!
O cenah zaten Çin’den besleniyor.
Ancak kendini milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakâr diye niteleyen cemiyet veya cemaatlerden…
Topluluklardan….
Siyasilerden…
Ses seda yok.
Olsa da cılız.
Madem ki Uygur Türklerine sahip çıkamıyoruz.
O halde Anavatan Türkiye’ye gelmek isteyen Uygur Türklerini şartsız ve karşılıksız kabul etmeliyiz.
Belki de yok olmalarına bu şekilde mâni oluruz.
Yoksa Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil Hoca’nın “Unutulan Doğu Türkistan!” (05/09.2025) başlıklı makalesinde temas ettiği hususlar hayata geçecek…
Ve tarih bizi yine affetmeyecektir.
Doğu Türkistan, İkinci Gazze olarak karşımızda durmaktadır.
Hatta -Hoca’nın tabiriyle- Çin Zulmü Gazze’yi bile aratır vaziyettedir.
Hoca, özetle şöyle devam ediyor:
İslam dünyasının en sahipsiz bölgesi hiç şüphe yok ki Doğu Türkistan.
Korkunç bir soykırıma uğrayan Gazze’mizden bile sahipsiz.
Kimse Doğu Türkistan’da arşa çıkan feryadı duymuyor.
İşin en kötü tarafı ise türlü sebeplerle Türk ve İslam dünyasından hemen hemen hiç ses çıkmaması.
Bugünkü şartlarda çıkması da mümkün görünmüyor.
Zira İslam dünyası dediğimiz coğrafya ABD Emperyalizminin gönüllü neferi durumunu aynen devam ettiriyor.
Türk devletleri ise hiçbir bakımdan serbest değil.
Uzun süren Rus emperyalizmi birçok şeyi alıp götürmüş.
Bunların yerine konulması mümkün görünse de bunun uzun bir zaman alacağını ifade etmeliyiz…
Kırk milyon Uygur Türkü 1 milyar 400 milyonluk Çin denizinde varlık mücadelesi veriyor.
Hoten, Balasagun, Karabalasagun, Turfan, Başbalık, Kaşgar, Urumçi nice zamandır Çin işgalinde.
Üstelik düşünemeyeceğiniz, akla hayale getiremeyeceğiniz şartlar altında yaşıyorlar.
Üç beş kişinin bir araya gelmesi, sohbet etmesi dahi yasak.
Derhâl tutuklanıyorsunuz.
Nüfus dengesi Çinliler lehine her geçen gün bozuluyor.
1944’te Doğu Türkistan nüfusunda Uygur Türklerinin nispeti yaklaşık %80 idi. Şimdi %50 civarında.
Hatta bazı bölgelerde Çinliler daha fazla.
Zira Çin çok uzun yıllardır bölgeye Han Çinlilerini gönderiyor.
Uygurlara çok acımasızca uygulanan nüfus kontrolü de bu neticenin bir diğer sebebi.
Öyle bir acımasızlık ki anne karnındaki sekiz aylık bebekleri kürtajla alıp ortadan kaldırıyorlar!..
Neden sahipsizler?
Uygur Türklerinin sahipsiz oluşu her şeyden önce Ehl-i sünnet Müslüman olmalarından kaynaklanıyor.
Şiilerin devleti var, Vehhabilerin devleti var fakat maalesef Ehl-i sünnetin devleti yok!
O devlet, Osmanlının yıkılışıyla tarih oldu.
Dünya savaşlarına girilmeden Osmanlı devam etseydi bugün hiçbirimiz garip kalmazdık.
Kardeşlerimizin ata topraklarında yaşadıkları, Gazze’de yaşananların bir başka şekli.
Usul farklı olsa da her ikisinde de müstevlinin hedefi aynı.
Biri Gazze’de Müslüman Arap bırakmamanın mücadelesini verirken diğeri binlerce yıllık Türk yurdundan Türkleri kazımaya çalışıyor…
Hangi imkânlara sahip olurlarsa olsunlar ikisi de muvaffak olamayacaktır!..
Evet bugün Uygur Türkleri yapayalnız.
Bu her Müslümanı dünya ve ahirette utandıracak cinsten bir yalnızlıktır.
Çin zulümde sınır tanımıyor.
Rus zulmü bile ondan daha hafif kalır.
Bir kadının derisini yüzüp karnındaki çocuğu çıkarmayı her benim diyen kavim yapamaz. “Çin işkencesi” tabiri boşuna meşhur olmamış anlaşılan.
Çince konuşan Hui Müslümanlarının durumuna bakıp da sakın bunları inkâr etmeyin!
Çin, Hui Müslümanlarını İslam dünyasına hoş görünmek maksadıyla el üstünde tutuyor…
Neticede Çinliler milyonlarca Doğu Türkistan Türkü’nü eğitim merkezi dedikleri kamplara kapatıp asimile etmeye çalışıyor.
Oradaki düzene en ufak bir tepkiniz olursa çıkma ihtimaliniz kalmıyor.
Yani size köpek muamelesi yapıp tam “eğitildiğinizden” emin olmak istiyorlar!..
Eğitim dedikleri hususların başında; “Allahü teâlâya inanmamak, namaz kılmamak, oruç tutmamak, başını örtmemek, Çinli erkeklere kızını verebilecek duruma gelmek…” vardır.
Hatta muhataplara Allahü teâlâyı inkâr belgesi imzalattırılıyor.
Komünist partiye sadakat yemini ettiriliyor.
Yani diyorlar ki: Ya İslam dinini bütünüyle unutacaksın veya Çin kimliği ile bütünleşeceksin.
***
Hoca konuyu o kadar net ve yalın bir şekilde anlatmış ki…
Anlayana …
O halde yapılması gereken nedir?
Uygur Türkü kardeşlerimizin zulümden kaçıp Oğuz Türkü Türkiye’ye sığınma talepleri hiçbir şart ileri sürülmeden derhal kabul edilmelidir.
Bu, bizim asli vazifemizdir.
Ve asli unsurun korunmasına da artı katkısı olacaktır.
KAYNAK : https://www.sesgazetesi.com.tr/talep-ederlerse-uygur-turkleri-kabul-edilmeli







