logo

trugen jacn

TÜRKİYE’DE OKUYUP DOĞU TÜRKİSTAN’A DÖNEN EĞİTİMCİ UYGUR AYDINI MEHMET ALİ TEVFİK

Abdulhalik KARA(Milli Düşünce.com yazarı)

Bazı liderler yalnızca kendi milletini değil, uzak coğrafyalardaki mazlum milletleri de derinden etkiler. Onların fikirleri sınır tanımaz; bir kitapta, bir dergi kapağında, bir öğrencinin zihninde tekrar tekrar can bulur. T.C. Devletimizin Kurucusu ve Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk  Esaret altındaki Türklerin özgürlük mücadelesinde daima ilham kaynağı olmuştur. Doğu Türkistan’ın  aydınlanma ve milli kurtuluş hareketlerinde  de Türkiye  daima  ilham kaynağı ve  örnek alınan bir ülke olmuştur. Mehmet Ali Tevfik Doğu Türkistan’in  Artuş  şehrinde  doğmuş ve genç yaşında öğrenim yapmak için Türkiye’ye gelmiş ve  öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Türkistan’a dönerek Türk eğitim sistemi ile Okul açmış ve Uygur gençlerin eğitimine kendisi adamıştır. n ve  ülkesi ve Milleti için çalışan bu uğurda hayatını feda eden ve bu yolda  şahadet  mertebesine yükselen  nadir Uygur Türkü  aydınlarından biridir.  

20. yüzyılın başlarında Uygur aydınları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu, laikleşme ve modernleşme yönündeki kararlı adımlarını dikkatle izlediler. Cumhuriyet kurulduktan sonra Türkiye’ye gelen ve burada eğitim gören Doğu Türkistanlı gençler, özellikle Atatürk’ün fikirlerinden doğrudan etkilendiler. Mehmet Ali Tevfik ve Kurban Koday gibi isimler, yalnızca siyasi değil; eğitsel, toplumsal ve kültürel reformları da memleketlerine taşıyarak bir tür fikrî dönüşümün öncüleri oldular.

Mehmet Ali Tevfik, Türkiye’deki eğitimini tamamladıktan sonra memleketi Artuş’a döndü; burada yalnızca dersler değil, fikirler de taşıdı. Türkiyede öğrendiği eğitim sistemini yaygınlaştırmak için çaba gösterdi. Zamanla çağdaş Uygur eğitiminin öncüsü, fedakâr bir dava insanı ve tanınmış bir eğitimci olarak anılmaya başlandı.

Kurban Koday, Ürümçi’de yayımladığı Yalkın gazetesinde Türkiye’deki reformları tanıtarak Atatürk’ün liderliğini ve Cumhuriyet’in gelişimini Uygur halkına aktardı. Yazılarında Türk ulusal kimliğinin inşasında Atatürk’ün oynadığı merkezî rolün altı çizildi.

Aynı dönemde Mesut Sabiri, İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra gibi önderlerin desteğiyle Altay Neşriyatı tarafından yayımlanan kitap ve dergiler aracılığıyla Kemalist reformların düşünsel arka planı daha geniş kitlelere ulaştırıldı. Bu yayınlarda özellikle laiklik, kadınların eğitimi, ulusal birlik ve çağdaş eğitim gibi temalar öne çıkarıldı.

1939 yılında yayına başlayan Yurt dergisinin kapağında Uygurca ve Çince olarak yer alan “Gazi Atatürk Mustafa Kemal hazretlerinin namına bağışlanıp (ithafen) çıkarıldı” ifadesi, Uygur aydınlarının Atatürk’e duyduğu hayranlığın ve bağlılığın somut bir göstergesiydi.

Bu etkileşim, yalnızca bireylerin değil, bir halkın tarihsel yönelimlerini yeniden düşünmesine neden oldu. Zira Türkiye modeli, Uygurlar için modernliğin, bağımsızlık düşüncesinin ve toplumsal dönüşümün somut bir örneğiydi. Atatürk’ün şahsında vücut bulan bu dönüşüm fikri, uzak diyarlarda bile yankı bulmuştu.

Ancak 1949 sonrası Çin Komünist Partisi’nin milliyetçiliğe yönelik sistematik baskı ve tasfiye politikalarıyla Uygurların Türkiye ile iletişimi tamamen kesildi. Bu, yalnızca fiziksel bir kopuş değil; aynı zamanda bir hafıza kaybı ve düşünsel tecrit süreciydi. 30-40 yıl boyunca yalnızca tek yönlü komünist propagandanın hâkim olduğu bir ortamda Uygurlar, dünyayla bağlarını büyük ölçüde yitirdiler.

1980’lerden itibaren Çin’in dışa açılma politikalarıyla birlikte Uygurlar tekrar Orta Asya ve Türkiye’deki kardeş halklarla bağlarını aramaya başladılar. Yurtdışına çıkan Uygurlar için ilk tercih yine Mustafa Kemal’in Türkiye’si oldu. İstanbul, Türkiye ve Atatürk gibi kavramlar, Uygurca matbu yayınlarda yeniden yer almaya başladı.

1997 yılında yayımlanan Memteli Efendi adlı bibliyografik çalışmada, yazarlar Mirahmet Seyit ve Yalkın Rozi, bu eğitimcinin Türkiye’de aldığı eğitimden bahsederken Atatürk’ün inkılaplarına ve reformlarına neredeyse kitabın yarısını ayırdılar. 2000 yılında Yüsüpcan Ali İslami tarafından kaleme alınan Mustapa Kemal adlı biyografi, Atatürk’ün hayatını sade bir dille genç kuşaklara tanıttı. Bu eser, Uygur gençler arasında büyük ilgi gördü.

Hatta ilkokul ve ortaokullara yönelik hazırlanan dil ve edebiyat kitaplarında, Uygur tarihindeki önemli liderlerle birlikte Atatürk’ün fotoğrafıyla tanıtımı da yer aldı. Böylece Atatürk, Uygur gençleri arasında ilkeli ve kararlı liderliğin sembolü hâline geldi.

2011-2014 yılları arasında Uygurca internet siteleri açıkken, çevrimiçi tartışma platformlarından birinde Atatürk hakkında açılan bir başlık, dönemin en ilgi gören tartışmalarından biri olmuştu. Atatürk, bir dönemin hayalini kurduğu özgürlük düşüncesinin dijital çağdaki yankısına dönüşmüştü.

Ancak 2016 sonrasında, Uygurların Atatürk’e duyduğu bu sevgi ve ilgi de Uygurların diğer pek çok kültürel ve kimliksel özellikleri gibi, Çin devleti tarafından bir tehdit unsuru olarak görülmeye başlandı. Atatürk hakkında yayımlanan bir kitabın editörlüğünü yapan Uygur akademisyen Ahmetcan Momin Tarımi, kitabın yayımlanmasından 18 yıl sonra toplama kampına gönderildi.

Atatürk’ün Uygurca ders kitaplarında tanıtılması ise “ayrılıkçı fikirlerin propagandası” olarak değerlendirilerek çok sayıda akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı. Çin makamları, bu eylemi “milliyetçi duyguları kışkırtmak” şeklinde tanımladı. Ders kitaplarının hazırlanmasında görev alan Prof. Dr. Yalkun Rozi, Sattar Savut, Alimjan Memtimin, Tahir Nasir ve Abdurazaq Saim gibi birçok akademisyen ve araştırmacı ağır hapis cezalarına çarptırıldı ve hâlen tutuklular. Söz konusu ders kitabı, Çin devlet medyasında, Atatürk’ün fotoğrafının da yer aldığı sayfa gösterilerek eleştirildi.

Bugün diasporada yaşayan birçok Uygur genci için Atatürk hâlâ bir semboldür. Atatürk, bir milletin yeniden doğuşunu mümkün kılan lider olarak anılmakta; fikir ve ilkeleri benimsenmekte ve örnek alınmaktadır.

Çünkü bazı liderler yalnızca kendi milletini değil, uzak coğrafyalardaki mazlum milletleri de derinden etkiler. Onların fikirleri sınır tanımaz; bir kitapta, bir dergi kapağında, bir öğrencinin zihninde tekrar tekrar can bulur. Atatürk’ün izinde yürüyen Uygur gençliği, yalnızca bir geçmişi yad etmiyor; aynı zamanda özgür bir geleceğin ihtimalini de yüreğinde taşıyor.

Minnetle, özlemle, saygıyla… Fikirleriyle yolumuzu aydınlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Günü’nde onu bir kez daha rahmet ve şükranla anıyoruz.

Mustafa Kemal adlı kitap ve “Gazi Atatürk Mustafa Kemal hazretlerinin namına ithafen çıkarıldı” ifadesi yazılan Yurt dergisi

Kaynak : https://millidusunce.com/misak/ataturkun-izinde-uygur-aydinlarinin-mucadelesinde-ilham-kaynagi/?fbc

Share
36 Kez Görüntülendi.