logo

trugen jacn

ÇİN’İN “İSLAMIN ÇİNLİLEŞTİRİLMESİ” UYGULAMASI TAM BİR SOYKIRIMDIR!

Kaşgar, Çin Uigher Eidgah Camii önü - Royalty-free Asya Stok görsel

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

ABD’li  eski  siyaset -Analizcisi Anad Arun Çin’in  yıllardan beri  Uygur Bölgesinde   yaşayan Uygurlar başta diğer Türk halklarına yönelik baskı, zulüm ile  “İslamin Çinlileştirilmesi” uygulamalarının  tam bir  Soykırım olduğunu açıkladı.

ABD Savunma  ve İstihbarat Teşkilatı’nın eski  siyasi analist olan Arun Anand bu ifadeleri  “First Post” gazetesinde yayınladığı bir haber yorumunda dile getirdiği  bildirildi.

Siyasi Analist Anand Arun’un yazısını  şöyle devam ettiriyor : ”  Çin’in İslamın Çinlileştirilmesi” uygulaması  tipik  bir etnik soykırımdır.   Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar bin yıldır İslam dinine itikad ediyorlar ve dinlerine çok bağlı bin halktır.  Ayrıca, 20. yüzyılın ilk yarısında  ” Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti” ve  “Doğu Türkistan Cumhuriyeti” adı altında  2 kez devlet kuran Uygurlar İslam’a olan bağlarını  bu şekilde göstermişlerdir.  Çin, Uygur bölgesini işgal ettikten sonra  ilk engel ve yasaklamaları islam’a karşı olmuş ve günümüzde İslami yasaklayarak ve inanç sahiplerini cezalandırarak İslam dinine karşı tam bir savaş açmış bulunmaktadır.  Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da bölgeyi işgal etmesinden sonra kurulan Çin İslam Cemiyeti, Çin Komünist Partisi’nin güdümünde ve onun  istekleri doğrultusunda İslam’ın kontrol altına alınmasında rol oynayan tamamen güdümlü bir  sözde STK.kuruluşudur.1966 yılında başlayan “Kültür Devrimi” sırasında  İslam  dinine karşı  genel bir saldırı başlatılmış ve Uygurların kutsal dini  ” büyük yıkım”la karşı karşıya kalmıştır. Camiler, Medreseler başta  tüm dini yapılar  tahrip edilmiş veya domuz ahırı, Bar ve eğlence mekanlarına  dönüştürülmüştür. Dini kitaplar toplatılarak  yakılmış ve dinin  gereklerine ve geleneklerine  uygun kiyafetlerın giyilmesi yasaklanmıştır. ” ifadelerini kullandı.

ÇKP’nin   Uygurlara Karşı Baskıları  Mao’nunkinden Onlarca Kat Daha Beter

Arond Anad yazısında Mao’nun ölümünden sonra 1980’lı yıllarda  iktidara gelen ÇKP yönetimi  Mao’unun bu uygulamalarının  ” yanlış ve aşırı ”  olduğunu  öne sürülerek  dini  konularda kısmi bir serbestliğin kapısı açmış oldular. Ancak 2001’deki “11 Eylül Olayı”,05 Temmuz 2009  Urumçi Katliamı”nın ardından Çin hükümetinin İslam’a yönelik çeşitli kısıtlama ve yasaklarını daha sıkılaştırdı.  2014 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ” Çin Halkını Teröre karşı  Toptan Savaşmaya” çağırmasının ardından  islam ile  terörizm  arasında bağlantı kurdu. Bunun ilk  yansıması ise,  28 Temmuz 2014 Yarkent/İlişku katliamına yol açtığı görüldü.

“Çin’in  Uygurlara Karşı” İslamın Çinlileştirilmesi”Uygulaması tam bir Soykırımdır

Çin’in işgalindeki Uygur bölgesinde o tarihten bu yana “İslam’ın Çinleştirilmesi” adı altında dil, kültür ve dini inançların yok edilmesine yönelik yaygın ve sert uygulamalar ve  girişimler  şiddetini arttırarak devam ediyor. Bu süreçte Uygurların etnik, dini ve kültürel kimliği de temizlenme/Yok edilme  tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bulunuyor.  Çin’in 2016’dan sonraki  Terör ve Aşırılıkla savaş yasasından sonra milyonlarca Uygur, İslam’la  olan çeşitli bağları  iddia edilerek  toplu gözaltılar ile tutuklanarak  Çin tipi Toplama kamplarına ve Çin Hapishanelerine atılmış durumda.  Her ne kadar Çin hükümeti bu baskı ve zulüm uygulamalarını  “Terörizmle ve dini aşırılıkla mücadele” adı altında sürdürse de, ABD’nin başını çektiği Batılı ülkeler, bu baskı uygulamalarını temel niteliği itibarıyla ” İnsanlık Suçu ve Etnik soykırım” olarak  kabul ve ilan etmiştir.

Birleşmiş Milletler (BM) de Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin İnsanlığa Karşı işlenmiş bir suç ve Etnik Soykırım” olduğunu dair bir raporu 31 Ağustos 2022’de  Uygur İnan Hakları raporu adı altında açıklamıştır.

Share
388 Kez Görüntülendi.