logo

trugen jacn
28 Ağustos 2019

MİLLİ KURTULUŞ YOLUNDA DÜŞÜNCELER ( 1.BÖLÜM )

Mehmet Emin Hazret

Mehmet Emin HAZRET

Müslüman Uygur Türklerinin  Geleceğine Işık Tutan İki Müslüman Ülke

Bir çok yoksul ülkede kitlesel isyanlar hız kesmiyor.Gidip öfkeli kalabalıktan bunun  nedenlerini sorarsınız, önlenemeyen yolsuzluk, adaletsizlikten bahsederler. Asıl Gerçeklerin altında yatan  asıl neden ise,  yoksulluktur.Yoksul ülkelerin devlet memurları da yoksuldur. Onlar için rüşvet, maaşından iyi bir ekmek kapısıdır. Bu tür ülkelerde Yasalar bir kişi tarafından değil,her kes tarafından delinir. Delik-deşik edilir. Rüşvet yolsuzluk ve usulsuzluk yaygındır. Yolsuzluk ahlakı,  bu ahlak  ise, devlet yapısını çürütür. Toplumsal şiddetin kaynağı yolsuzluk,yolsuzluğun kaynağı yoksulluktur. Bir Müslüman Arap  ülkesi olan  Katar’da kişi başı milli gelir 100 bin dolardır.Bu rakam Diğer bir Müslüman ülkesi olan Afganistan’da 600 dolar civarındadır. Katarda suç oranı sıfıra yakındır. Afganistan’da  ise, suç ve cinayetten geçilmiyor. A.B.D nin Orta Doğudaki en büyük askeri üssü Katar’da, Orta Asya daki en büyük askeri  üssü ise,  Afganistan’da bulunmaktadır. Katarda gök delenler yükselirken, yıkım içindeki Afganistan’da savaş çığlıkları, dul ve yetimlerin acılarla dolu feryatları yükseliyor.Katar,   kalkınma’da ,bilim ve teknoloji’de  İslami hayat  ile uyumlu ve başarılı bir şekilde ilerlerken, İslam dini Müslüman toplumun refahı ,barış ve huzur içinde yaşamasını temin ve geleceğine  ışık tutarken,Afganistan’da İslam, Müslümanın,Müslüman’a karşı “CİHAT ” yapması olarak kendini göstermektedir. Bu fakir ülke’de Müslümanlığın ölçüsü Sakal,Sarık (Selle)  ve cilbab (çarşaf) olarak görülmektedir.İslami katı kurallara bağlayan aynı Afganistan Kuranı –kerim’de kesin  olarak yasaklanan uyusturucu (Afyon) üretimi yapmaktadır. Afganistan’da dünyadaki  toplam uyuşturucu miktarının  %40’nin   üretildiği kabul edilen bir gerçektir. Katar’dan kalkan ABD.  uçakları Irak ve Suriye’de İŞD’i bombalarken,Afganistan’dan kalkan Amerikan uçakları Müslüman Afgan halkını bombalıyor.Katar kalkınma ve refahın merkezi iken,Afganistan  kan ve göz yaşının merkezi olmuştur. Katar ve Afganistan toplumları aynı kıbleye bakarak namaz kılmaktadır. Her iki toplumun elinde aynı kutsal kitap yanı Kuran vardır. Batı, zengin Katar’a sevgi ile,yoksul Afganistan’a  ise kin ve nefretle yaklaşmaktadır. Katar’da barışın sağlanması için, Afganistan’da barışın sağlanmaması için bütün taraflar gerekli tedbirleri elden bırakmamaktadırlar. Katar Orta Doğunun turizm ve kongre merkezi haline gelmişken, Dünya, çöldeki kalkınma harikası Katar’a akarken, Afganistan insanı kendilerini kurtarmak için, yıllardır kitlesel olarak, nefret ettiği “kafir” Avrupa’ya sel gibi akmakta ve bir çoğu bu yolculukları esnasında  engellerini aşamadan hayatlarını  kaybetmektedirler.

Mekke Müşriklerinin  Peygamber Efendimize  Yapmayı aklına getirmediği    Zulmü , günümüzde  Komünist Çin  Rejimi Müslüman Uygurlara Yapmaktadır

Bunları anlatmamızdakı esas amaç, aslında Doğu Türkistan’ı anlatmaktır. Katar ve Afganistan’ın Doğu Türkistan ile ne alakası? Diye sorabilirsiniz. Doğu Türkistan, Katar gibi doğal gaz ve petrol zengini bir ülkedir. Orada Afgan toplumu gibi öfke küpüne dönmüş, patlamaya hazır bir toplum var. Bu ülke, İslam dini dahil bütün dinleri ret eden Çin komünist yönetimi tarafından demir yumrukla yönetilmektedir. Ateist rejim Doğu Türkistan Müslümanlığının kalbine saplanmış bir hançer gibi 66 senedir Müslüman toplumun kan kaybetmesine,süresiz acı ve ıstırap çekmesine neden olmaktadır. Doğu Türkistan’da İslam’a olan baskı, aynı dönemde Mekke müşrikleri tarafından sevgili peygamberimiz ve sahabelere yapılandan kat – kat daha şiddetli vede  zalimcedir. Mekke müşrikleri Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)  ile  onun  sahabelerine elinden gelen bütün kötülüğü yapmıştır. Ancak, Müslüman erkeklerin sakalını, Müslüman kadınların tesettür giysilerini yasaklamamıştır. Mekke müşrikleri bile 1400 yıl önceki barbarlığı ile yapmayı aklına bile getirmediği  zulmü, Çin komünist partisi 21.yüz yılda  Müslüman Uygurlara yapmaktadır.

Pekin’in Amacı

Pekin yönetiminin,sadece Doğu Türkistan’a özgü  olarak uygulamakta olduğu katı dini politikadan vaaz geçmemesindendeki temele amacı şunlardır ;

    • Yorgun ve bitkin hale düşürdüğü  Uygur toplumunun enerji ve dikkatini sadece  dini ve milli değerlerini korumaya çekmekve bu uğurda harcatmak  sureti ile,Doğu Türkistan’da hızlandırmakta olduğu  ekonomik talan ve yağmayı rahat bir şekilde gerçekleştirmek.
    • Dini baskı ve yasakları dayanılmaz boyutlara ulaştırmak sureti ile,Uygur toplumunu radikal  ve Uç noktalara sürükleme  projesini gerçekleştirmek.
  • Radikal ve Uç  noktalara sürüklenen Uygur toplumunu dünya’ya “ Merkezi Asya daki İŞİD” olarak kabul ettirmek suretiyle , Doğu Türkistan’da  toplu  soykırım yapmak  temelindeki tarihi   misyonunu bir an önce yerine getirip  tamamlamak.

         Günümüzde Çin’dekii endüstriyel  üretimin % 40’i  Doğu Türkistan’dan  elde edilen enerji ve ve çeşitli  ham madde kaynaklarına  bağımlıdır. Batı Türkistan Cumhuriyetlerinden boru hatları ile gelen ve Doğu Türkistan üzerinden Çine akmakta olan doğal gaz ve petrolleri  buna ilave edersek , Çin’in Türkistan bölgesindeki  ham maddesine olan bağımlılığı % 60 oranını   geçmektedir.  İşgalcı Çin, Doğu Türkistan’da bütün bu ham madde talan ve  yağmasını  yaparken, bu zenginliğin  asıl sahibi olan Müslüman Türk halkların gözünün bantlayarak,onların esas dikkatini   başka yöne çekmeyi amaçlamaktadır.  Çin,ayrıca, Doğu Türkistan’ın  tarihi ve asıl sahipleri olan Müslüman Uygur Türklerini   bu topraklardan  tamamen silip süpürebilmek için ise, onların  dünya kamuoyununun de kabul edebileceği bir “SUÇ” icat etmek ve onlara bu konuda inandıramak ve  ikna  etmek zorunda olduğunu    sinsice düşünmektedir.   Günümüz dünyasında  geçerli  olan, çekinmeden ve  acımasızca vurulabilecek  üniversal “suç” “ ise, “İslami Radikalizm”dir. Uygur Türklerinin  “Radikal İslamcı” olduğunu ispat edebildiği sürece Çin, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri hükümetlerini ve diğer İslam ülkeleri yöneticilerini yanında tutabilecektir. Ayrıca,  Batı ülkelerinin de suskun kalmasını  temin edebileceklerdir.

Pekin, Mecbur kaldığında B Planı’nı Yürürlüğe Sokacaktır

Çin’in 21.yüz yılda Müslüman Uygur toplumunu  bir bütün Millet olarak kendi topraklarında  tamamen imha ederek bitirmesi imkansızdır.  Hür dünya’nın buna izin vermeyeceğini Çin komünist yönetimi de  çok iyi bilmektedir. Bu  durumda   Çin’in Doğu Türkistan’ı tamamen ele geçirebilmek için Müslüman Uygur Türklerini soykırım yapma emelinde bir de “B planı” bulunmaktadır.  Bu planı ise şudur ;  İç ve dış faktörler Çin’in parçalanmasını kaçınılmaz hale getirdiğinde, Müslüman Uygur Türklerinin kahir ekseriyeti teşkil ettiği Doğu Türkistan’ın güneyini  –Uygurların “Altı şehir” diye tarif ettiği   TARIM bölgesini –  Uygurlara  terk etmek,yanı bırakmak planıdır.

Çin  işgal  yönetimi 66  yıldan beri  tüm stratejik yatırımlarını Tanrı Dağın kuzeyindeki bölgelere bilinçli olarak  yapmaktadır. Doğu Türkistan’a getirilip yerleştirilen etnik Çinli göçmen nüfusun %  85′ i, ile  Doğu Türkistan’da yaptıkları endüstri,üretim  ve  sanayi  yatırımlarının  % 95′ kuzey bölgesinde yanı Cungarya bölgesindedir. İşletmeye açılan Petrol yatakları  ile  rafineriler ve Petro-Kimya tesisleri  de Kuzey’de yanı   Karamay merkezli Cungarya  havzasındadır. Türkmenistan  ve Kazakistan diğen Orta Asya ülkelrinden  gelen  doğal gaz ve petrol boru hatları  dahil  tüm enerji  ağlar Tanrı Dağlarının  kuzey bölgesinden geçerek  merkezi Çin’e (Pekin’e)  ulaşmaktadır. Güneydeki  bir milyon  Km2. yüzölçümünde ve  Teklemakan çölünün de içinde yer aldığı ve Tarım nehri kenarlarındaki yeşil adalardan çıkarılan petrol ve doğal gazın maliyeti çok yüksektir. Buradan çıkarılan bu enerji kayanaklarının ulaşım yolları de Çin yönetimi  açısından niç te  güvenli değildir. Çin’in resmi  verilerini esas aldığımızda 8 milyon, kendi  ve bağımsız bilimsel kaynaklara göre ise,12 milyon Müslüman Uygur nüfusu bu bölgede yanı Tarım bölgesi= Altışeher’de – yaşamaktadır. Uygur Türklerinin çoğunluğunun yaşadığı bu Bölge’ye tarım ürünlerini işleme tesisleri ve  bölgeden elde edilen petrol ve doğal gazı  merkezi Çin’e taşıyacak ulaşım alt yapısından başka hiçbir sanayi yatırımı  bulunmamaktadır.İşgalcı Çin yönetimi sözde bu uzun vadeli plaanlarına göre bu bölgeye kasten bu tesisleri yapmamıştır. Ekilebilecek  tarım arasızı kısıtlı ve az, sınırlı su kaynakları  olan bu bölge’de Uygur Türkleri arasında   işsizlik had safhadadır.  Çinli işgalcılar tarafından bilinçli olarak işsizlik,aşsızlık ve Yoksulluğa  bilinçli olarak  mahkum edilen , milli değerlerine son derece bağlı, çok dindar ve  aynı zamanda o kadar de öfkeli Müslüman Uygur Türkleri  bu bölgede sıkışıarak birlikte yaşamak zorunda bırakılmıştır.

Bu bölge Tacikistan, Afganistan ve Pakistan gibi istikrarsız ülkeler ile sınır komşusudur. Pekin,bölgeyi terk etmek zorunda kaldığı gün,Doğu Türkistan’ın güneyinde ikinci bir Afganistan’ı yaratarak ayrılmanın altı yapısını  oluşturmaya çalışmaktadır.  Uyguru Uygura ve Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak ve bu savaşı keyifle seyretmek  Çinlilerin hoşuna giden  geleneksel bir yöntemdir. Doğu Türkistan’da Türk asıllı 100 bin civarında  Çin komünist parti üyesi bulunmaktadır. Onlar maaşlarından mahrum kalırlarsa  sudan çıkmış balığa döneceklerini düşünmektedirler. Bu Türk Komünistlerin İşgalci Çin yönetimine yalakalık yapmaktan başka  geçimini sağlayabilecek hiçbir meslekleri yoktur.Onlar çalışmayı kendilerine hakaret olarak görürler. Çinliler,yönetimi,devlet kurumlarını ve silahları onlara bırakıp çekilecekler. Asırlardır Çin zulmü altında aşağılanan ve hakarete uğrayan   öfkeli  Müslüman Uygur kitlesi , Çin’in  uzantısı ve mirasçısı  olan bu sözde “Milli Hakimiyet”e karşı  derhal isyan edecektir.  Doğu Türkistan’da Çin yanlıların karşısına şu grupların  çıkmaları kuvvetli  bir ihtimal olarak görülmeketedir;

  • Türkiye(Anadolu)  kaynaklı ve tüm Türk boylarını bir ve  kardeş sayan,   Anadolu Türkleri gibi geleneksel ve kucaklayıcı   islam anlayışını benimseyen muhafazakar Türk Milliyetçiliği akımı.
  • Suudi kökenli Vahabi (selefi)  dini ve fikri  akımlar
  •  Sadece Uygurluğu savunan ve Uygur  diyen  kendine özgü,Uygur Milliyetçiği,
  • Washington kaynaklı Amerikan Batıcılığı,
  • Orta Asya kaynaklı eski Rus sempatizanlığı
  • Türkiye’nin uzantısı Çeşitli  marjinal  dini, tasavvufi  ve küçük ve ufak mezhepçi akımlar

Dünya’nın çeşitli ülkelerine mensup  gizli Servis AjanlarıGeçmişte olduğu gibi bütün bu yabancı unsurlar tarihi başkentimiz ve kültür merkezimiz Azizane Kaşgar’ı bir kez daha mekan tutacaklardır.

Uzun yıllar,dış güçler ve yabancılar tarafından köle yapılan toplumların en büyük ve ortak zaafı, disiplinden yoksun, ortak kader anlayışından uzak olmalarıdır.  Hayat boyu makam ve şöhret açlığı içinde yaşayan bu tür toplumlar kargaşaya düştüğü zamanda her sokaktan bir “lider” çıkacaktır. İnsanlar enerjisini,Kanını,canını kardeş kardeşi öldürmek için harcayacaklardır. Bugün Suriye’de binden fazla silahlı grup vardır. Herkes silahını bir birine doğrultmuş durumdadır. İşin içine kan girdikten sonra durumu düzeltmek çok zordur.Suriye beynelmilel ajanlar cenneti olmakla beraber,büyük devletlerin silah deneme poligonuna dönüşmüştür. Suriye’nin geleceği için Suriyeliler söz sahibi değildir. Suriye’de dışarıdan gelecek güç veya güçler söz sahibi olarak ülkede istikrarı sağlayacaktır. Ancak, istikrar sağlanan Suriye yeni bir istikrarsızlığı hamile halde bırakılacaktır. Mecbur kaldığında Doğu Türkistan’ı yeni bir Afganistan’a,yeni bir Suriye’ye dönüştürerek,Uygurları enerjisini kendini tüketmek yolunda harcayan toplumua dönüştürmek Pekinin “ B Planı” dır.

Gelecekteki Doğu Türkistan’ın,vucudu  kılıçla ikiye ayrılmış insan gibi bölünmemesi için, Atalarımızdan miras kalan bütün topraklarımızın kurutulduğu görebilmekbütün bir Doğu Türkistan’a sahip çıkabilmemiz için,Afganistan ve Suriye’nin durumuna kesinlikle düşmememiz çok,ama çok  hayatı önem arz etmektedir.

(Yazının 1.bölümünün sonu.Yazı devam edecektir.)

Kasım 2015 de yazılmıştır

 

Sponsor web site: malatya escort

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
12880 Kez Görüntülendi.