logo

trugen jacn

ÇİN’İN ÖLÜM KISKACINDA DOĞU TÜRKİSTAN İÇİNDE VE DIŞINDA YAŞAYAN TÜRKLER

Mehmet Emin HAZRET

 

Ülkemiz Doğu Türkistan’da yaşayan Kardeşlerimiz Çin’in ölüm kıskacı içinde varlık mücadelesi verirken, muhaceretteki kardeşlerimiz de Çin virüsünün ölüm çemberi içinde yaşamak zorunda kalmışlardır. Bugünlerde bu dünyada nefes alan ve yaşayan hiçbir Uygur huzurlu ve normal yaşam içinde değildir. Huzursuzluğun ana kaynağı Çinvirüsü Cavid-19 . ölüm korkusu ve tehdidinin kaynağı ise  Çin’dir, Çinden gelen virüstür. Şimdiye kadar yurtdışında Çin’e aşık olarak hayatlarını sürdüren işbirlikçi ve Vatan-Millet hainleri bile Çin’in kustuğu virüsünün tehdidi altında kendilerini evlerine hapsetmiş durumdadırlar.

Dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan tüm uluslar ve tüm insanlık, kendilerini Çin virüsünden korumak için şimdiye kadar eşi görülmemiş bir şekilde bireysil, örgütsel ekonomik ve sosyal seferberlik içindedirler.

Ülkelerin ekonomileri,sistemleri,istikrarı ile insanların güvenliği 1. 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en fazla tehdit ile karşı karşıyadır.

ÇKP.diktasındaki  Çin’e anlaşılmaz bir şekilde sevgi besleyen dünya nihayet Çin’in gerçekte nasil bir ülke olduğunu ve neyin peşinde olduğunu geç olsa fark ettiğini düşünmekteyim.Allahın yolunu takip ettiğini iddia eden, gerçekte Çin’in yolunu takıp eden  (Onbinlerce Çinli demiryolu ve petrol ve diğer sektörlerde çalışan Çinliyi bağrında besleyen bütün dünya virüsten dolayı Çine sınırlarını kapatan durumda bile Çine uçuşlarını devam eden, Çinli turistleri ülkesine getirmey şans vesilesi olarak gördü ve bunlardan yeterince virüs kaptılar) İran, ve   AB. ilkelerinden saparak Çin parası için Çine kucak açan İtalya  izlemekteyiz. ( İtalya’nın kuzeyindeki Toskana bölgesinde son 30 yıl içerisinde en az 50.000 Çinli göçmen yerleştirildiğini biliyoruz. Şubat ayında Çinli göçmenelerin yerleştiği bu Toskana Vadisi’nden Çin’in yılbaşı bayramı olan ve her yıl milyonlarca Çinli’nin katılımı ile kutlanan Bahar Şenliğine iştirak için onbinlerce Çinli ülkelerine ailelerinin yanına gitmiştir. Kutlamalardan sonra İtalya’ya dönen etnik Han Çinlisi  fahişeleri “ Biz Çinli’yiz.  Bizim Virüsümüz yok. ” aymazlığı ile Milano, Roma, Venedik sokaklarını b yayıldılar. Önüne gelen insanları kucaklayıp öptüler ve virüsü dağıtma görev bitince bir gecede ansızın bir anda kayboldular.) Çinin “bir yol, bir kuşak projesine en güçlü destek veren, ancak koçağında virüs projesini bulan bu iki ülkenin şu andaki trajidik durumu dünya için bir ibret vesilesi olmuştur.

Allah,Allah demesine rağmen, Allah yerine Çin’e gözü kapalı inanan ve onun yolunda olan “İslam Cumhuriyeti ” Pakistan’da test ekipmanı eksikliğinin virüs tam tespit edilemiyor. Şimdilik dikkat çekmiyor  olsa da, önümüzdeki hafta veya aylarda Pakistan’ın  nasıl bir ceset yığına haline geleceğine tüm dünya tanık olacaktır.

 Tarihsel olarak, Çin’e inanan ve onun peşinden giden ülke ve halklar ya Çin tarafından asimilasyonla yok edildi. Ya da tarihi varlığını, mevcut etkisini kaybetmiştir.

Çin,  bu Covid-19 virüsünü önce Hong Kong yada  yok etme hedefindeki Uygurların yoğun olarak yaşadığ Kaşgar, Hotan başta diğer Uygur yerleşimlerinde uygulamayı düşünürken,Allah’ın bir lutfü ve iradesi ile İnsan denizinin merkezindeki Çin’in Wuhen kentindeki askeri laboratuvar dan sızarak  önce  Çinin kendisini, sonra tüm dünyayı vurmuştur.

Bu arada Çini işgal yönetiminin insanlık dışı soykırım cinayetleri ve ölüm tehdidi altındaki Doğu Türkistanlıların çığlıklarını duymayan ve duysa da dinlemeyen dünya, Çin virüs salgını kendilerini  sardığında ancak uyanmaya başladı.

Dünya şimdi Uygurlara yardım edecek mi?

Bu soruyu ben HAYIR olarak cevaplayacağım. Çünkü,bütün ülkeler şu anda kendi derdi ile meşgül  durumda. Çinvirüsü belası sona erip toplu ölümler bittikten sonra ülkeler ancak o zaman harekete geçekler diye düşünüyorum.Çinvirüsünün salgın halinde bulaştırılmasından kayıplar ve çok büyük zararlara maruz kalan ülkeler ,küresel büyük Şirketler Çin’e karşı harekete geçeklerdir.Zararlarının tazmin edilmesi için Çin Komünist Partisi iktidarı hakkında davalar açacaklar ve Çin ile uğraşmaya başlayacaklardır.

Ülkeler Çin’in yaydığı ve tüm dünyaya salgın halinde bulaştırdığı bu Çinvirüsü için zararlarının karşılanması ve tazmin edilmesi için dava açmalarından daha doğal bir girişim olamaz elbette.

 O zaman çizgiler açık olarak ortaya çıkacak ve cepheler netleşecektir.

Dünyanın gelmiş geçmiş en hukuk tanımaz hadsiz ve mafya tarzı Çin yönetimi bu durumda ülkelerden ve uluslara arası toplumdan özür dilemek, tazminat ödemek yerine, krizden kaçıp kurtulmak için ayrılmaz toprağı olduğunu iddia ettiği ve kırmızı çizgisi olan Tayvan’a ansızın saldıracaktır. Çin’in bu saldırısı ise, yeni bir dünya savaşının başlaması demektir.

İşte o zaman biz Doğu Türkistanlıların ihtiyacı kudret sahibi hakim güçlere değil,O güçler bizlere başvurmak zorunda kalacaklardır. Bize gelebilecek en iyi ve doğru dış destek,yardım ve işbirliği teklifleri o zaman yağmaya başlayacaktır.

Son günlerde ABD.dananmasının uçak gemileri ve 7.Filosu ile Güney Çin Denizi’nde yoğunlaştığı gözlemleniyor. Buna karşılık Rus  Ordusunun en az %65’lik büyük bir bölümünün Uralların doğusu olan orta ve doğu Sibirya bölgesinde yanı Çin sınırlarında konuşlanmakta olduğu görülmektedir. Rus Ordusu binlerce Km. uzunluğundaki Çin sınırlarında adeta bir hat çekmiş durumdadır.

ABD.başta batı ülkeler ve Çinvirüsü salgınının yayılmasından zarar gören onlarca ülke tarihin en ağır ve en kötü ekonomik batağına saplanmış bulunmaktadır. Dünya’nın Çinvirüsü Cvid-19 yüzünden uğradığı maddi hasar çok büyüktür ve dünya bunun bedelini Çin yönetiminden mutlaka talep edecektir.

D oğu Türkistanlıların Durumu

Doğu Türkistan’daki Uygur kardeşlerimiz Çinin ölüm çemberi içinde, Çin’den 5-10 bin kilometre uzakta yaşamakta olan Uygur kardeşlerimiz ise Çinin virüs adlı ölüm çemberi içinde kalmaktadır. Virüs çemberi içinde kalanlar yalnız Uygurlar değildir. Tüm uluslar bu tehlike altında. Bu noktadan baktığımızda Uygurlar yalnız değildir. Biz insanların hayatı sadece Allah’ın elinde ve takdirindedir. Ancak, Çin zulmünden kaçıp vatanlarından bu kadar uzakta yaşayan Doğu TÜrkistan Türklerinin yaşadıkları ülkelerde yine Çin’in üreterek dünya’ya  yaydığı Çin virüsleri tarafından öldürülmesi ,öldükten sanra da sağlık şartları gereğin ülkelerindeki gibi cesetlerinin yıkanmadan ve cenaze namazları dahi kılınmadan defnedilmelerini içimize sindirmek asla mümkün değildir.

Aziz Doğu Türkistanlı Kardeşlerim,

Nerede ne zaman ve nasıl öleceğimizi bilmek elbetteki asla mümkün değildir.Buna rağmen de hayatımızı idame ettirebilmemiz ve Ülkemizin özgür ve bağımsız olacağı mutlu günleri görebilmemiz için hayatta olmamız şarttır.

Bu nedenle devletimizin ikazlarına mutlaka uyalım. Tedbirlerimizi ihmal etmeyelim. Kendimize çok iyi bakalım. Çünkü, bizim için ortaya çıkabilecek firsatlar asla çok uzakta değildir !

Allah Taala Hepimizi,Milletimizi ve Çin başta insan haklarına saygı göstermeyen saldırgan ülkeler hariç tüm insanlığın bu Çinvirüsü Covid-19 belasından korusun.Amin

Allah’a emanet olunuz.

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
818 Kez Görüntülendi.