logo

trugen jacn
06 Eylül 2014

İNGİLİZ GAZETECİ MARK STONE : ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DA OLMAYAN ” İSLAMİ RADİKALİZM” İDDİASI ,ONU ZEVALE GÖTÜREN MUKADDER BİR SONUÇ OLABİLİR.

qeshqer-saqchi-herbiy-kocha-charlash.jpg

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Geçen hafta Doğu Türkistan’i ziyaret eden İngiliz SAMA Tv.kanalının muhabiri Mark Stone ziyareti sonrasında izlenimlerini adı geçen Tv. İnternet sitesinde yazdı ve haber program olarak de Tv.da yayınladı. M.Stone Doğu Türkistan’daki izlenimlerinden yola çıkarak bölge’deki şiddet olaylarının esas sorumlusunun Çin yönetimi olduğunu “Olmayan İslami Radikalizm “ iddiasının Çin’in sonunu getiren değişmez bir sonuç olabileceğini bildirdi.
İngiliz Tv.Muhabiri Mark Stone’nun Hür Asya Radyosu’nun internet sitesinde yayınlanan raportaj, Doğu Türkistan’ı en son ziyaret eden bir batılı gazetecinin izlenimleri olması bakımından önem taşıyor.
Mark Stone’nun izlenimleri şöyle ;
“ Yaklaşık bir hafta kadar kaldım ve Doğu Türkistan’da gidebildiğim her yeri ziyaret ettim. Bu ülke’ye gelen bir batılı yabancı’nın ilk izlenimi, Doğu Türkistan’daki çok aşırı güvenlik tedbirleridir. Kaşgar’daki dev Mao heykeli ve onun çevresinde pür dikkat nöbet tutan silahli Çin Askerleri “ Bu toprakları Kimin yönettiğini” gösteren en çarpıcı kanıt olmakta. Bu ülkenin esas sakinleri olan Müslüman Uygurlar ile Çinli yönetim ve etnik Çinliler arasındaki kesin ayırışmanın en göze çarpan bir husus olduğunu belirterek “ Her yerde görülen Silahlı Çin Asker ve polisleri ile adeta savaş halini hatırlatan aşırı güvenlik tedbirleri en göze çarpan ve dikkat çeken hususlar idi.” Yorumunda bulundu.
Doğu Türkistan’a gelen bir yabancı’nın ilk etapta kendisini Orta doğu’da hissedeceğini burasının bir Çin toprağı olduğunu hatırlatacak hiçbir kanıta ( her yerde bol bol görmeye alıştığımız Çinli Askerlerin dışında) başka rastlanamayacağını, burasının Çin’den daha çok Müslüman Orta doğu’yu hatırlattığını de ifade etti. Burada yaşayan insanların fiziki görünümleri, örf adetleri,davranış ve ilişki biçimleri, kültür ve medeniyetleri ile Çinlilerden çok farklı olduklarını,buraya gelen bir yabancının Çin’e değil,Bağdat’a geldiğini hissettiğini,kendisinin Çin’e geldiğini kolayca unutabildiğini de bildirdi.
Çin yönetiminin tarihi Kaşgar şehrini “Kentsel Dönüşüm” adı altında adeta tahrip ederek, tarihi ve kültürel dokusunu tamamen yok ettiğini,yıkılan bu tarihi Kaşgar evlerinin yerine çok katlı dev binaların dikildiğini,bu evlerde oturanların kahir çoğunluğunun ise,Çin’den getirilen etnik Çinli göçmenler olduğunu belirtti. Müslüman Uygurlar ile etnik Çinlilerin ayrı ayrı bölgelerde yaşadığının en dikkat çekici husus olduğunu de ifade etti.
Ülke’ye gelen bir yabancı hele hele bu yabancı bir gazeteci ise, otel bulmanın bir sorun olduğunu,her otelin gazeteciyi almak istemediğini, kendisini kabul eden Otel idaresinin de yakınındaki Polis Merkezi’nin onayı ile ancak.kendisini bir geceliğine kabul ettiğini ve kendisinin de sabah saatlerinde erkenden otelden ayrılmaya zorlandığını de bildirdi.
Kendisinin sürekli ve sivil kıyafetli Çin Polisleri tarafından adım adım takip edildiğini,bir ara çektiği resimlerin bu polisler tarafından zorla silindiğini ve kendisinin de kovulduğunu belirtti. Çin Polisinin her kesin cep telefonunu kontrol ettiğini bir çok sosyal medya sitelerinin de burada açılmadığını, çünkü bu sitelerin yönetimce kapatıldığını ifade etti.
Çok kısa bir süre önce büyük bir ayaklanmanın meydana geldiği Yarkent’i de ziyaret ettiğini , olayların çıkış yeri ve merkezi olan İlişku kentin’den de taksi ile geçtiğini,burada bir süre kalma talebinin Taksi şöförü tarafından tehlikeli olduğu gerekçesi ile geri çevrildiğini anlatan Stone,Çin yönetiminin İlişku olaylarında 98 kişinin öldüğünü açıkladığını, ancak,Uygurların bu olaya soykırım olarak baktıklarını,Diaspora’daki Uygur Teşkilatlarının ölü sayısını 2 bin olarak ilan ettiğini hatırlatan Stone “ Ölü sayısı hakkındaki gerçeklere ulaşmak burada mümkün değil,Çünkü Çin’in bu bölge’deki denetimi çok sıkı ve katı,bölge adeta kuşatılmış ve dünya’dan izole edilmiş durumda.” Diye sürdürdü.
Uygurların kamera karşısında konuşmaktan çekindiklerini hatta bazılarının Çin’den korkarak konuşmayı dahi reddettiklerini anlatan Stone, kendisine görüntü almamak şartı ile konuşmayı kabul eden bir Uygur’un “ Bizim kültür ve medeniyetimiz tahrip ve yok ediliyor.İslam dinimiz ve ibadetlerimiz yasaklandı.” Dediğini anlatıyor.Ben kendisine son günlerdeki şiddet olayları hakkındaki görüşlerini sordum.O şöyle cevaplandırdı, “ Sen başkalarına baskı yaparsan,baskı gören halk de baskıya ve onu yapana karşı mücadele edecektir elbette.”^dedi.Ben bu Müslüman Uygur’un konuşma ve görüşlerinde büyük ve açık bir netlik gördüm.” ifadesinde bulundu.
Bir süre önce öldürülen Kaşgar Eyitgah Cami’nin imam hatibi Cuma Tahir’in durumunu de Uygurlara sordum. Ama,çoğunluk konuşmak istemiyordu. Konuşmayı kabul eden bir Uygur ise “ O ölümü hak etmişti. Çünkü,Cuma Tahir Çin Hükümeti’nin müşterisi (Gumaştısı) idi. O,Çin’in Uygurlara karşı uygulamaya çalıştığı bütün engelleme ve yasaklamalarını destekliyordu.”dedi.
Doğu Türkistan’da gördüğü bütün şehirlerde cadde ve sokaklarda Müslüman Uygur kadınlarını yüzlerini örtmemeleri,baş örtüsü takmamamaları,Tesettüre uygun  giyinmemeleri ve erkeklerin sakal bıyık bırakmalarının yasaklandığını belirten propaganda tahtalarına rastladım. Bir Uygur genç’in kendisine bu tahtaları göstererek , “ Siz bu tahtalarda neler yazıldığını anladınız mi ? Bize bu topraklarda erkinlik yok.”dediğini anlatıyor.Mark Stone kendisi ile görüşen bütün Uygurların aynı uygulamalardan şikayet ettiklerini ve hepsi sözleşmişcesine bir ağızdan “Sen eğer birisine baskı yaparsan,ve yasaklar koyarsan,elbette o kişi sana karşı mücadele eder(Köreş Kıladur.) dediklerini belirtti.
İngiliz Gazeteci  Mark Stone yazını şöyle sürdürüyor ; “ Çin’in Doğu Türkistan’da “Terörle Mücadelesi”’nin her yerde artan bir şiddetle devam ettirdiği kolayca görülebiliyor. Ancak.bu şiddete paralel olarak,Müslüman Uygurların tepkileri ve itirazları de aynı şiddette arttığı de gözleniyor. Biz, bölge’de Çin yönetimi’nin iddia ettiği gibi “Aşırı Dini Radikalizme” rastlamadık. Fakat,bölge’de dini radikalizmin olduğu varsayarsak dahi, Çin yapmakta olduğu aşırı uygulamaları ile kendisine karşı insanların toplanmasını(Birleşmelerini) kolaylaştırmaktadır. Çin yönetimi’nin Doğu Türkistan’da “Olmayan İslamcı Radikalizm” iddiası, kendisinin bölge’de sonunu getiren değişmez bir sonuç olabilir.” sözleri ile yazısını sonlandırıyor.

Kaynak  : rfa.org.uyghur/Kişilik Hokuk/İrade- 02.09.2014

Etiketler: » » » » »

Share
1113 Kez Görüntülendi.