logo

trugen jacn
23 Şubat 2016

DOĞU TÜRKİSTANLI EĞİTİMCİ ABDULVELİ EYYUP İLE SOHBET (3.BÖLÜM)

Doğu Türkistan’da Türk çocuklarına  kendi dillerinin  anaokulu’nda bile öğretilmesi  yasak.
Bakın,Türk olmamız bizim elimizde değil. Allah’ın  lütfettiği  bir takdir. Türklük Allah’ın  verdiği bir davadır. Çünkü Allah bizi Türk yaratmıştır.Bunu değiştirmek bizim veya başakasının elinde değildir.Bizim bu davadan vazgeçmemiz asla mümkün değilidir. Bu, Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin de bir suçu değil Elbette.

Anatil

Çin yönetimi 05 Şubat 1997 Gulca ve 05 Temmuz 2009 Urumçı olaylarından sonra da ” Etnik Uygur aşırı dinci,bölücü fanatik teröristleri öldürdük.Bu olayların esas sebebi etnik Uygur fanatik aşırı dincilerdir.” açıklamasını yaptı Siz ise diyorsunuz ki; o zaman bırakın eğitim verelim Uygur Türklerine. Buna da izin vermediler,öyle mi ?
Bakın size çok değişik bir örnek vereyim. Ben 2007’de Doğu Türkistan’a döndüğümde; sokaklarda çeşitli işlerde çalışan, ayakkabı boyayan, çeteleşmek zorunda kalan çocuklar vardı. Ben en azından bunlar sokaklarda kalmasın.Onları sokaklardan kurtaralım. En asgari düzeyde bile olsa eğitim alsınlar, iş bulsunlar, kendi hukuki ve insanı haklarını öğrensinler, Hatta içlerinde hiç Çince bilmeyenler var, Çince öğrensinler diye bir proje geliştirmiştim. Bu çocuklar sonunda kendilerine ve toplam için ileride sorurlar yaratır.Bu Çocukları ivedilikle kurtaralım ve bunun için bir proje hazırlayarak Çin’in eğitim ile ilgili yetkililerine sundum ve gereği için başvurdum..Ancak,bana cevap bile vermediler. Kimseye dinletemedim. Ne yazık ki daha sonra ben endişelerimde haklı çıktım. Bu zavallı çocuklar 5 Temmuz 2009’da ’olayların kurbanı oldular. Halbuki bu çocukların tamamı masumdu.

21. Yüzyılın Ceditçileri (Yenilikçileri)

Sizin yaptığınız aslında 19.yüzyıl’da Çarlık zulmü altındaki Türklere yardımcı olmak için İsmail Gaspıralı ve diğer Cedidçi Türk dünyası aydınlarının başlattığı eğitim öğretim kültür ve aydınlanma hareketine benziyor. Tıpkı onlar gibi; siyasetten önce eğitimi hedefliyorsunuz. Eğitim sizin için vatana hizmet yoluydu. İzin vermediler. Ve en sonunda Türkiye’ye geldiniz. Türkiye’de de yine eğitim öğretim ile uğraşıyorsunuz. Buradaki amacınız ne?
Özellikle 2014’ten sonra Türkiye’ye Doğu Türkistan’dan çok göç olmaya başladı. Gelenlerin büyük çoğunluğu zaten İstanbul’a yerleşiyorlar. Türkiye’deki arkadaşlar beni davet etti. Seni orada rahat bırakmayacaklar. Türkiye’ye gel çocuklarımız için okul aç dediler. Resmi devlet okullarında eğitimlerini alsınlar.Ders dışındaki zamanlarında ise, senin açtığın etüt merkezinde Uygur Türkçesi ve alfabesini öğrensinler. Ayrıca,Okullarındaki derslerine de burada takviye dersleri verelim,teklifinde bulundular.
Bu projeyi gerçekleştirilebilir ve uygun olarak gördüm. Tekliflerini kabul ettim, Bu projenin temelini Türkiye’de atalım.Alt yapısını oluşturalım. İleride Doğu Türkistan Türklerinin yaşadıkları Suudi Arabistan, ABD ve diğer ülkelerde yaşayan Uygur Türkü Çocukları için böyle eğitim merkezleri açalım.
Çocuklarımız Kuran-İ Kerim ve dini bilgilerini de alsınlar.Bunun yanında ana dilleri olan Uygur Türkçesini de modern eğitim imikanlarından yararalanarak öğrensinler. Çünkü,dil, Milletlerin hayatında çok önemli bir olay.Ana dilinin unutalması demek,etnik kimiliğini kaybetmesi demektir. Özellikle Suudi Arabistan’da 15-20 bir civarında tahmin edilen Uygur Türklerinin 3. Ve 4.nesilleri ana dilleri olan Uygur Türkçesini öğdenemedikileri için maalesef kimliklerini yitirdiler. Uygur Türkçesi bizi ana vatanımız Doğu Türkistan’a bağlayan en önemli amillerin başında gelir.
Daha önce İstanbul ve Ankara’da böyle etüt merkezleri açılmış. Ama bu şehirlerde açılan bu merkezler sadece din eğitimi ile sınırlı kalmış.Din eğitimi biz Uygur Türkleri için çok önemlidir.Çünkü Uygur Çocuklarının Doğu Türkistan’da Kur’an ve din eğitimi almaları resmen yasak. Elbette din de çok önemlidir. Elbette ki Kuran ve dini bilgilerin yanında Uygur Türkçesi de öğretmeliyiz. İkinici aşama olarak daha üst bir sisteme geçilebilir.Türkiye’de bu konuuda yasal mevzuatın çok müsait olduğunu memnnuniyetle müşahede ettim. Bu teklif zaten bana buradaki Uygur Türklerinden geldi. Bu konu ile ilgili Bir ay sonra İstanbul’da bir konferans düzenlemeyi düşünüyoruz. Bu konferansa bu konu ile ilgili arkadaşlarımız de katılacak ve fikir ve önerilerini bizimle paylaşacaklar. İnşaallah ileride İngilizce, Uygur Türkçesi öğretimini de birlikte verme planımız vardır.

Doğu Türkistan’da Uygur Türkçesi Öğretimi Yasak

Bu ifadelerinizden şu anlaşılıyor ; Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlı çocukların şöyle bir sorunu var. Devletin okuluna gidiyor. Türkiye Türkçesi öğreniyor ve dersler alıyor. Kuran Kursu’na gidip Kuran da öğrenebiliyor. Ama Uygur Türkçesi konusunda sorun var. Ana dilini öğrenme imkanları yok. Modern bir Uygur Türkçesi öğretim desteği zaruri ve elzem. Ülkesinden ve kendi toplumundan kopmaması ve için Uygur Türkçesini de öğrenmesi şart…
Evet aynen öyle. Ben diyorum ki; tamam çocuklarımız Kuran-i Kerim ve dini bilgiler öğrensinler tamam. Ama bunun yanı sıra kendi ana dilileri olan Uygur Türkçesini de iyi öğrensin. Okumayı ve yazmayı öğrenmenin yanında örneğin, s Kuran-i kerim aynı zamanda mealini Uygur Türkçesi olarak de okuyabilsin. Öncelikle Çin’in Çift Dilli eğitim maskesi altında yasakaladığı Uygur Türkçemizi yanı kendi ana dilimiz olan Uygur Türkçesini Türkiye’de öğretebilelim. Böylece yasaklanarak yok edilmek istenen dilimiz, kültürümüz ve dolayisiyle örf ve adetlerimize de sahip çıkalım. Aynı zamanda hem dininize hem dilimize ve kültürümüze sahip çıkalım istiyoruz.
İstanbul merkezli Kutadgu Bilig İlmi Araştırma ve Dayanışma Derneği adında bir sivil toplum kuruluşu var. Şu anda kirada bulunduğumuz binada etüt merkezi olarak çalışıyoruz. Ancak büyük bir arazimiz ve bu arazinin üzerinde bina inşaatımız var. O inşaat bittikten sonra; özel okul, kolej olarak Milli Eğitim müfredatıyla eğitim vermek istiyoruz. Kayseri’de ve İstanbul’da yetim çocuklarımız var. Anne ve babaları Doğu Türkistan’da karşılık hareketlerine katılarak şehit edilmiş veya ağır hapis cezalarına çarptırılmış veya başka yerlerde çeşitli nedenlerle hayatlarını kaybetmiş Doğu Türkistanlıların yetim çocuklarına sahip çıkacağız ve onların en güzel şekilde eğitim almasını ve topluma yararlı bireyler olarak kazandırılmasını hedefliyoruz.

Dr.Tohtı Mahkeme

Uygurların Vicdanı Doç.Dr.İlham Tohtı’nın Durumu

Siz de 15 ay hapis yattınız. Doç. Dr. İlham Tohti niçin ve neden gözaltına alındı ve mahkum edildi ? İlham Tohti başta bir çok Uygur Türkü aydın ve gazeteci olmak üzere pek çok Uygur vatanseve hâlâ Çin hapishanelerinde çile dolduruyur. Bu konuda kanaatlarınız ve düşünceleriniz nelerdir ?
Pekin Merkezi Milletler Üniversitesi öğretim üyesi ve Uygurların vicdanı olarak anılan Doç.Dr. İlham Tohtı Bey Ocak-2014’de bölücülük suçlamasıyla ile tutuklandı ve daha sonra yargılanarak 23 Eylul 2014’de müebbet hapis cezası aldı. Çin yönetimi onu mahkum etmek için bir çok deliller ortaya koydu ve diğer bir çok kanıtlar gösterdiler . Kendisini daha mahkum olmadan peşin hükümle onu suçlayan yayın yaptılar. Bütün bunlar ise benim daha önce ifade ettiğim gibi Çinlilerin yok yerden Uygurlardar düşman yaratma politikasıdır. Bence Dr. İlham Bey değil, bölücülük yapmak ; tam tersine iki toplum arasındaki Yanı Müslüman Uygur Türkleri ile etnik Çin toplumu arasındaki kin ve nefreti ortadan kaldıracak ve bitirebilecek bir şahsiyetti. İki toplum arasında dialog,birbirlerini anlama ve barış yapmak için çalışmıştı. Çin hükümeti Dr.Tohtı’yı haksız ve hukuksuz mahkum etmekle kesinlikle yanlış yapmıştır. Üstadımız Dr.Tohtı şu an maalesef hapiste çile doldurmaktadır.Ama tutuklu değiliken,bütün ömrünü vee çalışmalarını hayatı boyunca mensubu olduğu Mililetinin yanı Uygurların kendi kimliğini yasal bir şekilde koruması ,insanı hak ve hukukuna sahip olması için ve kendi toprakalarında mutlu yaşaması için mücadele etmiştir.

Çin’in değişmeyen iki propagandası var: Bunlar ABD’nin ajanı ya da bunlar El Kaideci terörist.
Doç.Dr.İlham Tohtı bir bilim adamı,bir Ekonomist.. Kendisi Çin’in başkenti Pekin’deki bir üniversitesinde hoca… Çin zaten her yıl binlerce öğrencisini ABD’ye gönderiyor. Oysa İlham Tohti hayatı boyunca bir kez bile ABD’ye gitmemiştir. Bakın ben şöyle düşünüyorum. Bizim Türkiye’deki Uygurlar arasında da bir kaygı var. Şu kişi acaba Çin ajanı mı? Çin’de de hepimize ABD ajanı deniyor. Bir ajan yaratma psikolojisi. Ama ortada kocaman bir halk var. Bir okul bile açamıyor.

Çin Doğu Türkistan’da Demografik Assimilasyon Uyguluyor

Çin’in Doğu Türkistan’da yeni koloniler kurduğu biliniyor.Bu konuda bilgi verebilirmisiniz ? 
Çin’in kişi başına düşen ortalama milli geliri 8-9 bin dolar arasında. Pekin, Şangay gibi bazı merkeze bağlı büyük şehirlerde ve gelişmiş bazı eyaletlerde bu rakam 18-20 bin dolara kadar çıkıyor. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerinde ise, bu rakam kişi başına gelir 6 bin doların altındadır. Ama buna rağmen Doğu Türkistan’a sürekli Çinliler göç ettirilip yerleştiriliyor. 1953’te yapılan nüfus sayımında ülkenin sadece %7’si etnik Çinli’lerden oluşurken, bugün bu oran %47’ye kadar çıkmış durumda. Çin devletinin kendi resmi rakamlarına göre. Çin rejiminin bu kadar yoksul bıraktığı bir bölgeye neden Çinliler akın akın göç edip, yerleştiriliyor ? Göçün zengin bölgelere doğru olması gerekmez mi?
Doğu Türkistan Çin genelinde kişi başına milli gelir sıralamasında 29. Sıradadır. Buna göre Doğu Türkistan’da kişi başına düşen milli gelir Çin’de en alt seviyede demektir. Merkezi Çin ile Doğu Türkistan arasında çok büyük fark hemen göze çarpmaktadır. Etnik Çinli göçmenlerin Doğu Türkistan’a göç ettirilmesi Çin’in yıllardan beri ısrarla uygulayageldiği resmi devlet politikasıdır. Çin’de devlet şirketleri vardır. Petrol, doğal gaz, vediğer sektörlerde faaliyet göstermektedirler. Çin’in özgün Bankacılık Sistemine bağlı olarak çalışan Çin bankaları var. Bunların içinde hepsinden önemlisi Çin Ordusu(Sözde Çin Halk Kurtuluş Ordusu) var. Bu Ordunun dışında Çin’de Bingtuen (sözde Üretim ve İnşaat Ordusu) adı verilen tamamen Çin merkezi yönetimine direkt bağlı yarı askeri paramiliter bir ordu ile bu orduya direkt bağlı bir iktisadi sistemi vardır. Bu ordunun kendine has üniforması bile vardır. Bunlar yerleştirildikleri bölgeye aileleri,yakınları ve hatta mahalleleri ile birlikte binlerce kişi olarak gelirler. Yanı Çin’de yaşadıkları bir yerleşim bölgesi tamamen olduğu gibi Doğu Türkistan’a göç eder. Ülkenin en verimli,sulak ve güzel manzaralı bölgelerine zorla el koyarak işgal eder ve belirli bir alanı tamamen kapatırlar. Birkaç ay sonra bakıyorsunuz, bu Çinli Paramiliter güc’ün yerleştiği bölge’de yeni bir şehir ortaya çıkar. Bu çinlilerin çalışacağı İşletmeler, Fabrikalar,çeşitli iş yerlerioturacakları Aparatmanlar.siteler vee mahalleler kurulur. Çocuklarının öğrenim göreceği okullar,kreşler vebenzeri bütün eğitim yerleri ile sosyal tesisler kurulmuştur.
Bu ordunun amacı ve görevi barış zamanlarında çiftçilik yaparak ve fabrikalarında işçi olarak çalışmakatır. Bu ordu’ya merkezi yönetimden parasal desteğın yanında işlettiği fabrika,işletme ve çiftlikilerden elde edilen gelirilerle kendilerini amortı ederler. Bu Paramiliter Ordu bütün Çin genelinde mevcut.Ama Çin’de bir tek Doğu Türkistan’da çok aktif… Para bunların elinde çünkü merkezden Çin Komünist Partisi’nden doğrudan kendisine bağlı olan bu güce çok kaynak aktarılıyor. (3.bölümün sonu-devam edecek)

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
1775 Kez Görüntülendi.